Amerika kıtaları Kristof Kolomb’un keşfi ardından kaçınılmaz sonu yaşamış ve Avrupa devletlerinin sömürge alanı haline gelmiştir. Böylece Avrupa devletleri güçleri oranında Kuzey ve Güney Amerika’da olmak üzere yeni sömürgeler kurmuşlardır.
Sömürge Bölgeleri
Fransızlar güneyde Meksika körfezine kadar uzanarak Louisiana sömürgesini kurmuşlar ve bugünkü Kanada’yı himaye altına almışlardır.
İngilizler Kuzey Amerika kıtasının Atlantik kıyılarına yerleşmiş ve bölgede 13 koloni kurmuşlardır. Kuzey Amerika’nın güneyinde yine bugünkü Kaliforniya, Teksas, Yeni Meksika, Arizona ve Florida İspanya sömürgesi haline gelmiştir. Ayrıca Orta Amerika ve Güney Amerika’da İspanyol sömürgesiydi; yalnızca Brezilya, Portekiz sömürgesiydi.

Amerikan Bağımsızlık Savaşı
Birleşik Amerika’nın bağımsızlık hareketi Yedi Yıl Savaşları sonucu İngiliz hazinesinin sarsılması ve yeni gelir kaynakları elde etmek için Amerika’nın İngiliz kolonilerinden yeni vergiler istemesiyle başlamıştır. Buradaki önemli nokta; Amerika, İngiliz kolonileri halkının demokratik ilkeleri benimseyen ve verginin ancak halkla birlikte temsilcilerinin rızasıyla konulabileceğini uygulayan halk olmalarıdır.
Durum böyle iken Yedi Yıl Savaşları, İngiltere ile bu koloniler arasında bir çatışmanın doğmasına neden olmuştur. Savaş sonrasında İngiltere hazinenin durumunu düzeltmek için Amerika’daki kolonilerine 1765 yılından itibaren yeni vergiler getirmiştir. Kolonilerin bu duruma karşı çıkmasıyla da bu vergiler geri çekilmiştir. Ancak 1774 yılına gelindiğinde İngiltere sarsılan prestijini düzeltmek ve yeni gelir kaynakları yaratmak için tekrar vergi getirmiştir. Bu durum koloni halkını ayaklandırmış, İngiltere ile koloni halkı arasında silahlı çatışma başlatmıştır.

Koloniler halkının vergi meselesinden doğan çatışması bir süre sonra bağımsızlık hareketine dönüşmüştür. 4 Temmuz 1776 tarihinde yayınladıkları bir Bağımsızlık Bildirgesi ile Amerika Birleşik Devletleri adı ile koloni halkları bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir.
Amerikalıların bu bağımsızlık savaşı 1783 yılına kadar sürmüş ve İngiltere hem karada hem de denizde yapılan savaşları kaybetmiştir. Akabinde de 1783 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin bağımsızlığını tanımak zorunda kalmıştır.

Avrupa Devletleri Ve Amerika’nın İnfirad (Yalnızlık) Politikası
Amerika Birleşik Devletleri Bağımsızlık Savaşı’na dolaylı ve dolaysız olarak üç Avrupa devleti karışmıştır. Bunlar Fransa, Hollanda ve İspanya’dır. Bu üç devletin savaşa dahil olması bir bağımsızlık ilkesinden kaynaklanmamaktadır. Ülkeler İngiltere ile aralarında olan meselelerden dolayı Amerika’nın bağımsızlık hareketine yardım etmişlerdir.
Fransa 1774 yılından itibaren Amerikalılara gizli olarak yardım etmeye başlamıştır. Fransa’nın istediği İngiltere’nin Yedi Yıl Savaşı‘nda ondan aldığı iki sömürge olan Kanada ve Hindistan’ın intikamını almaktır. Fransa, Amerikalıların bu savaşı kazanacağına ihtimal vermediği için el altından yardım yapmak suretiyle onları kışkırtmıştır. 1777 yılında Amerikalılar önemli bir muharebeyi kazanınca da Fransa onların bu savaşı kazanacağına inanmış ve 1778 yılında Amerikalılar ile ittifak yapmıştır.
1779 yılında İspanya’da Fransa ile Amerika’nın ittifakını fırsat bilerek İngiltere’ye savaş açmıştır. Bu savaşın sebebi İspanya’nın Yedi Yıl Savaş’ında İngiltere’ye kaybettiği Cebelitarık ve Minorka adalarını geri almaktır. İspanya’nın bu hareketi dolaylı yoldan Amerika’ya yardım olmuştur. İspanya, Amerika kıtalarının büyük çoğunluğunda sömürge sahibiydi. Bu nedenle de Amerika ile İngiltere’ye karşı herhangi bir ittifak yapmamıştır. İspanya’nın doğrudan doğruya Amerika’ya yardım etmesi sonucunda kendi sömürgelerinde de bağımsızlık hareketlerine neden olmuş olurdu.

1781 yılında da Hollanda’da İngiltere’ye savaş ilan etmiştir. Bağımsızlık savaşının başından itibaren Amerikan ihtilalcileri, Hollanda ile geniş bir ticaret içine girmiştir. İngiltere, Hollanda’dan Amerika ile olan ticareti kesmesini istemiş ancak Hollanda bağımsız bir devlet olduğunu ve herkesle ticaret yapabileceği cevabını vermiştir. Bu şekilde bozulan Hollanda ve İngiltere ilişkisi İngiltere’nin baskıları nedeniyle de 1781 yılında savaşa dönüşmüştür.
Amerika, bu devletlerin kendi çıkarları doğrultusunda yardım ettiğini görmüş ve kendilerine has çıkar ve politika oyunlarını fark etmiştir. Bu çıkar ve oyunlar Amerika’ya tamamen yabancı gelmiştir. Bu nedenle yeni bağımsız bir devlet olarak bu oyunların içine girmek istememiştir. Bu sebeple, Amerika Avrupa’dan uzak durmalı, sadece Avrupa ile ticaretini devam ettirmeliydi. Başkan George Washington’dan itibaren Amerikan yönetimi, Amerika’yı Avrupa politikasından uzak tutmaya dikkat etmişlerdir. Bu politikaya da Amerika’nın İnfirad (Isolation) Politikası denilmiştir.
Monreo Doktrini
ABD 5. Başkanı James Monroe, 2 Aralık 1823’te Kongre’ye hitaben yaptığı konuşmada Amerika’nın geri kalanında gelişen yeni siyasi düzen ve Batı Yarım Küre’de Avrupa’nın rolüne ilişkin Amerika Birleşik Devletleri’nin politikasını dile getirmiştir. Her ne kadar Avrupa tarafından bu politika ciddiye alınmasa da bu politika ABD dış politikasına Monreo Doktrini olarak kazınmıştır.

Özetle doktrin maddeleri:
- Avrupa güçleri Batı Yarım Küre’deki bir ulusu kontrol etmeye veya ona müdahale etmeye çalışırsa, Amerika Birleşik Devletleri bunu bu ulusa karşı düşmanca bir hareket olarak görecektir.
- Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa devletlerinin işlerine karışmayacaktır.
- Amerika Birleşik Devletleri, Batı Yarım Küre’deki mevcut Avrupa kolonilerine müdahale etmeyecektir.
- Başka hiçbir ulus Batı Yarım Küre’de yeni bir koloni kurmayacaktır.

Her ne kadar doktrin Avrupa güçlerinin daha fazla Amerikan topraklarını sömürgeleştirmesini yasaklasa da, Monroe Doktrini ABD’nin bunu uygulayacak askeri gücü yokken hazırlanmıştır. Bu durumda Amerika’nın küresel bir güç haline gelmesiyle birlikte değişmiştir. 1900’lerin başlarında Başkan Roosevelt’i, Venezüella’nın borçlu olduğu ülkelerle bir kriz yaşayarak Avrupa ülkeleri tarafından işgalinin kaçınılmaz olduğu ihtimali endişelendirmeye başlamıştır.
1904 Aralık tarihli ve The Roosevelt Corollary adlı belge tüm gidişatı değiştirmiştir. Bu belge ABD’nin Batı Yarımküre’deki diğer ulusların uluslararası alacaklılara karşı yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlamak için son çare olarak müdahale edeceğini ve ABD’nin haklarını ihlal etmediğini belirtmiştir. Ayrıca Başkan Roosevelt, Amerika Birleşik Devletleri’nin bir tür suistimal veya iktidarsızlık gibi durumlarda uluslararası polis gücünü kullanabileceğini de ilan etmiştir. Amerika Birleşik Devletleri, bölgedeki ulusların iç istikrarını yeniden sağlamak için giderek daha fazla askeri güç kullanmış; ABD’nin Küba, Nikaragua, Haiti ve Dominik Cumhuriyeti‘ne müdahalelerinin önünü açmıştır.
Kaynakça
- Black, Jeremy. “War for America: The Fight for Independence”, 1775-1783.1991, (E-Kitap:Internet Archive)
- Wallace, Willard M. “America Revolution”. 14.04.2023. Britannica. Nisan 2023 tarihinde erişildi.
- “Seven Years’ War”. 29.07.2022. History. Nisan 2023 tarihinde erişildi.
- “Monroe Doctrine (1823)”. National Archives. Nisan 2023 tarihinde erişildi.
- “The Declaration of Independence” 1776. U.S. Department Of State Historian
- “Roosevelt Corollary to the Monroe Doctrine” 1904. U.S. Department Of State Historian