Söylenti Edebiyat editörleri, her ay yeni bir yazar ya da şairin alıntılarını derlediği köşesinde bu ay, doğum gününde, dil, kimlik, hafıza, göçmenlik gibi temaları ustalıkla işleyen, son zamanların en popüler yazarlarından Ágota Kristóf‘a yer veriyor!
- “Şimdilerde umudum çok azaldı. Önceleri arayış içinde durmadan yer değiştiriyordum. Bir şey bekliyordum. Ama ne? Bilmiyordum. Hiçbir fikrim yoktu. Ama hayatın, olduğundan farklı olamayacağını düşünüyordum, yani hayatın âdeta hiçbir şey olduğunu. Ama hayat bir şey olmalıydı ve ben o şeyin olmasını bekliyordum, o şeyi arıyordum. Artık beklenecek bir şey kalmadığını düşünüyorum, bu yüzden odamda kalıyor, bir sandalyeye oturup hiçbir şey yapmıyorum.” (-Dün)
- “Tekrarlanan sözcükler anlamlarını yitiriyor, içerdikleri acı da dinmeye başlıyor.” (-Büyük Defter – Kanıt – Üçüncü Yalan)
- “Gencim evet ama bir geçmişim var: O da sensin. On yıl boyunca her gün bu parka geldim. Sen yoktun. Park buradaydı, çocuklarla, annelerle, genç kızlarla, yaşlılarla doluydu. Kalabalıktı, yine de boştu. Sen olmayınca benim için çölden farksızdı.” (-Neredesin Mathias?)
- “Ülkemi terk etmeseydim nasıl bir hayatım olurdu? Daha zor, daha yoksul sanırım ama daha az yalnız, daha az parçalanmış, mutlu belki de.” (-Okumaz Yazmaz)
- “Şu üç korkunç şey, yalnızlık, sessizlik ve boşluk çatıyı delip geçiyor, infilak edip yıldızlara ulaşıyor.” (-Önemi Yok)
- “Tek bir isteğim vardı: Gitmek, yürümek ya da ölmek umurumda değildi. Uzaklaşmak istiyordum, kaybolmak, ormanda ve bulutlarda eriyip gitmek, hatırlamamak, unutmak, unutmak. (-Dün)
- “Korkutacak, can yakacak tek şey var, o da hayat. Onu da zaten tanıyorsun.” (-Önemi Yok)
- “Canım hiçbir şey istemiyor, hiçbir şeye hevesim kalmadı. İlginç rüyalar bile görmüyorum artık, hepsi çok sıradan.” (-Büyük Defter – Kanıt – Üçüncü Yalan)
- “En hüzünlü kitaplardan bile daha hüzünlü hayatlar vardır.” (-Büyük Defter – Kanıt – Üçüncü Yalan)
- “Yarın? Dün? Bu sözcüklerin anlamı ne? Yalnızca şimdiki zaman var. Bir bakıyorsunuz kar yağıyor. Bir bakıyorsunuz yağmur. Güneş açıyor, rüzgâr esiyor. Tüm bunlar şimdide. Bunlar olmadı, olmayacak. Şimdi var. Hep var. Hepsi birden var. Çünkü olaylar bende yaşıyor, zamanda değil. Ve bendeki her şey şimdiki zamanda.” (-Dün)
- “Mathias neredesin? Seni terk ederek her şeyi kaybettim. Hayatı yanımda sen olmadan yaşamayı denedim. Oyun oynadım, çaldım, öldürdüm, sevdim. Ama hiçbirinin bir anlamı yoktu. Sensiz oyun heyecansız, devrim cansız, aşk tatsızdı. Yirmi yıl boyunca gri bir yokluktan başka bir şey değildim.” (-Neredesin Mathias?)
- “Anneleri Vera’nın adresine yazmayı sürdürürken mektupları ‘ölmüştür’ ibaresiyle geri gönderiliyor. Vera’nın annesi yabancı dildeki bu sözcüğün ne anlama geldiğini anlamıyor.” (-Dün)
- “Doğmaktan korkuyordun, şimdiyse ölmekten korkuyorsun. Her şeyden korkuyorsun. Korkmamak lazım. Dönen büyük bir çark bu yalnızca. Adı sonsuzluk. Büyük çarkı döndüren benim. Benden korkmamalısın. Büyük çarktan da. Korkutacak, can yakacak tek şey var, o da hayat, onu da zaten tanıyorsun.” (-Önemi Yok)
- “Çocuk Lucas’ın gözlerinin içine bakarak: ‘Fiziksel olarak yaralandığımda bunun önemi yok. Ama ben başkasını yaralarsam, içimde dayanamayacağım başka bir yara açılır.'” (-Büyük Defter – Kanıt – Üçüncü Yalan)
- “Saati durdurmak lazım Mathias, rahatsız ediyor beni.” (-Neredesin Mathias)
- “Tüm benliğimle sana bağlandım. Seni görmemeye karar verseydim, bu benim için ölüm demek olurdu. Canımı acıtsan bile sana kızamam.” (-Dün)
- “Ansızın, sebepsiz yere beklenmedik bir mutluluk duygusuna kapıldım. Bu duygu yağmuru, sisleri aşıp bana erişti, gülümsüyor, ağaçların üzerinden süzülüyor, dans ederek beni kuşatıyordu.” (-Dün)
- “Okuyorum. Hastalık gibi bir şey bu. Elime ne geçerse, gözüm neye değerse okuyorum.”(-Okumaz Yazmaz)
- “Annemden, babamdan, oğlan kardeşlerimden ayrı düşüp yabancısı olduğum bir şehirde yatılı okula başlayınca, ayrılığın acısına dayanabilmek için tek bir çözüm kalacak bana: Yazmak.” (-Okumaz Yazmaz)
- “Anneme sarılıyorum, gidiyorum ve bir daha da yanına dönmüyorum.” (-Okumaz Yazmaz)
- “Evime döneceğim, hiç sahip olmadığım evime ya da hatırlayamayacağım kadar uzaklardaki evime; çünkü oradayken aslında kendimi hiçbir zaman, asla evimde hissetmedim.” (-Önemi Yok)
- “Gülümsüyorlar, konuşuyorlar bizimle fakat hiçbir şey anlamıyoruz. Çöl burada başlıyor işte. Sosyal çöl, kültürel çöl.” (-Okumaz Yazmaz)
- “Dün, daha güzeldi her şey,
Ağaçlarda şarkılar,
Saçlarımda rüzgâr,
Ve açılmış avuçlarında Güneş.” (-Okumaz Yazmaz) - “Bu halk çoktan ödedi
geçmişin ve geleceğin cezasını.” (-Büyük Defter – Kanıt – Üçüncü Yalan) - “Duvarlarım beni korumaz oldu, beni hiçbir zaman korumadılar. Sağlamlıkları hayali, beyazlığı lekeli.” (-Büyük Defter – Kanıt – Üçüncü Yalan)
- “Dışarıda bir hayat olduğunu ama o hayatta hiçbir şey olup bitmediğini düşünüyorum. Benim için hiçbir şey.” (-Önemi Yok)
- “Hayatın tümüyle gereksiz olduğunu; anlamsızlık, aldanma, sonsuz acı demek olduğunu; aklın almayacağı kötülükte Varolmayan bir Tanrı’nın icadı olduğunu söylüyorum ona.” (-Büyük Defter – Kanıt – Üçüncü Yalan)
- “Şuna inanıyorum ki bütün insanlar dünyaya en azından bir kitap yazabilmek için gelmiştir, başka bir şey için değil. İster çok özel, ister sıradan olsun, önemi yok, yazmayan kişi yitik insandır, iz bırakamadan gelip geçer.” (-Büyük Defter – Kanıt – Üçüncü Yalan)
- “Öncelikle yazmak gerekir, elbette. Sonra da yazmaya devam etmek. Kimsenin umrunda değilken bile. Kimsenin asla umurunda olmayacağı duygusuna kapılırken bile. Yazılmış kağıtlar çekmecelerde birikirken ve diğerleri yazılırken unutulurken bile.” (-Okumaz Yazmaz)
- “Sizin meyvelerinizi, balıklarınızı sütünüzü istemiyorum. Bütün bunları çalabilirim. İstediğim, beni sevmeniz. Kimse beni sevmiyor…” (-Büyük Defter – Kanıt – Üçüncü Yalan)


