Albert Camus Okuma Rehberi

Editör:
Guşef Alhas
spot_img

Absürdizm ve varoluşçuluk akımlarının öncülerinden olan ama kendisini bu akımların filozofu olarak görmeyen Fransız yazar Albert Camus, Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldıktan sonra genişleyen ünü ile 20. yüzyıl dünya edebiyatının başköşesine yerleşmişti. Hadi gelin Albert Camus‘nün işlediği temalar ve eserlerini inceleyip bir okuma rehberi oluşturduk.

Albert Camus Kimdir?

Albert Camus | dailysabah.com

Camus‘nün felsefeye en büyük katkısı, insanların ne şeffaflık ne de anlamı olan bu dünyada, bunları aramanın bir sonucu oluşan “absürd” fikridir. Varoluşçuluk akımının yanında absürdizm, birçok yazar tarafından ilgiyle takip edilir ve yazarlar kendilerine göre yorum katmışlardır. Camus bu akımın kurucusu değildir ama önemli bir yer tutmuştur. Hayatına bile bu absürdizmi çeken Camus’ye en absürd ölüm şekli sizce ne diye sorulduğunda trafik kazası cevabını vermiştir. İşin garip tarafı da burada şekillenir ve Camus, 4 Ocak 1960’ta Sens yakınlarında küçük bir kasabada geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeder. Absürdlükte önemli yer tutan Camus, söylediği absürdlüğü yaşamıştır. Şimdi gelelim okuma rehberimizi oluşturan eserlerine.

İlk Romanı: Yabancı

“Günlerim göğün çehresinde, gündüzü geceye bağlayan renklerin soluşunu seyretmekle geçiyor. ” (s.98)

Romanda olanlar kısa zamanda geçer. Cezayir’de rastlantı sonucu birini öldüren orta sınıf Fransız, kendisini ölüme götüren süreci takip eder. Diğer karakterlerin adı geçse de asıl kahramanın adı geçmemektedir. Kitapta, Meursault‘un kendine, topluma, ölümü kabul edebildiği bir hayata yabancılaşmasının anlatıldığı bir eser olarak karşımıza çıkar. Karakter, dünyaya ve eylemlerine yabancılaşmıştır. Bu yabancılaşma absürd felsefesinden çıkmaktadır.

Deneme: Sisifos Söyleni

“Duygular için de böyle biraz, kişinin gönlündeyken kavrayamayız bu duyguları ama yol açtıkları eylemler, gerektirdikleri düşünce tutumları, bir ölçüde açığa vurur.” (s.30)

Yazarın, II.Dünya Savaşı sırasında yazdığı denemesidir. Adını Yunan Mitolojisinden almıştır. Sisifos, Homeros’a göre ölümlülerin en bilgelisidir. Tanrıları kızdırması sonucu bir kayayı dağın tepesine çıkarmakla cezalandırılır. Kayayı tam çıkardığı esnada kaya yeniden aşağı doğru yuvarlanır, kayanın ardından bakan Sisifos aşağı iner ve kayayı yeniden yukarı çıkarmaya çalışır. Camus’ye göre ise bu olay bir kısır döngüdür. Sisifos her seferinde o kayanın düşeceğini bilmektedir. Camus, saçma kavramını ise burada kurar.

Düğün – Bir Alman Dosta Mektuplar

“…bu yaşamda beni yadsıyan şey, önce beni öldüren şeydir. yaşamı öven her şey, aynı zamanda onun anlamsızlığını artırır.” (s.45)

Camus’nün iki eseri bir aradadır bu kitapta. Düğün, bir gençlik eseridir. Yalın, duru ve somut anlatım ile keskin bir bakış, anlama tutkusu, yaşam ve yeryüzü aşkı ele alınır.
Bu eser, II.Dünya Savaşı dönemi eserdir. Bir yandan dünyayı egemenliği altına almaya çalışan bir ulus ve bağımsızlığını onuruyla savunan bir başka ulusun tutumunu karşı karşıya getirirken, bir yandan da gerçek yurttaşlığın, gerçek toplumsal ahlakın sergilendiği bir eserdir.

Veba

“Acımak işe yaramadığında ondan bıkılır.” (s.95)

Camus, romanında Cezayir’in Oran şehrinde yaşanan veba salgınını çeşitli şekillerde anlatmıştır. Nazilerin Fransa’ya olan işgalleri, Fransa’nın II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından işgal edilmesi ve Fransa’da işgale karşı oluşan direniş hareketi kitapta vebaya karşı alınan önlem ile bağdaştırılır. Kitaptaki kahramanın adı ise bilinmez. Camus, kitapta vebayı insanların hayatla ölüm arasında kaldığı ince çizgi olarak tasvir eder.

Başkaldıran İnsan

“Çocuklar her zaman haksız yere öleceklerdir.” (s.356)

Batı Avrupa dahil olmak üzere değişkenlik gösteren toplumlarda başkaldıran, devrimci olan isimlerin geçmişten bu yana metafiziksel ve tarihsel gelişimini ve oluşumunu anlatır. Bu deneme, insanın yüzyıllardır bir arayış içinde olduğunu gösterir. Eser, zaman dilimi olarak bakıldığında Yunan Dönemi, Fransız Devrimi, Hitler Almanyası, baskıcı Stalin yönetimi, Marx’ın Marksizmi, doğa ötesi yok sayıcıları, kral katilleri, Tanrı yok sayıcıları vb. konuları ele alır.

Düşüş

“Ama ölülere karşı hep daha dürüst ve daha cömert olduğumuzu biliyor musunuz?  Nedeni basit! Onlara karşı bir yükümlülüğümüz yoktur da ondan.” (s.27)

Bu roman, insanın kendi bencillikleri ve çaresizliklerini adım adım görüşünü ve bu görüş etrafındaki çelişkilerini ele alır. Camus bu romanında gözlemlerine yer vermiştir. Gördüklerini yazıyormuş gibi yapıp görünmeyen kısmın çelişkileri ve yapmacıklıklarını anlatır.

Sürgün ve Krallık Hikâyesi

“Öfke ve güçsüzlük kimi zaman öyle can yakardı ki insan bağıramazdı bile.” (s.61)

Hikâyede Camus, hayatı dikotomik olarak ele alır. Varlık ve yokluk, yaşam ile ölümü varoluşçuluk üzerinden anlatır. Sonuç ise anlamsızlıktır. bu anlamsızlık ise Camus için absürdlük anlayışının temelini temsil eder.

Mutlu Ölüm

“Şimdi yine zamanım olsaydı… kendimi oluruna bırakmaktan başka bir şey yapmazdım.” (s.55)

Roman, yazarın ölümünden sonra yayımlanmıştır. Yabancı romanıyla benzer konu olduğu için ertelediği tahmin edilmektedir. Romanda yazar, çocukluğunun geçtiği Belcourt’taki yoksul mahallenin, zamanında yaptığı memurluğunun, 1936’daki Orta Avrupa yolculuklarının izlenimlerinden ve anılarından yararlanmıştır. Eserde ilk evliliğine de gönderme yapmıştır.

İlk Adam

“Burada hiçbir şey saklanmaz. Yıkarlar ve yeniden yaparlar. Geleceği düşünür, gerisini unuturlar.”

Camus‘nün kendi hayatını anlattığı bu eserin taslak yazımları, vefat ettiği kazanın yakınlarında bir çamur gölünde bulunmuştur. Eser bitmemiş hâldedir ama kızı 1995’te yarım bir şekilde yayımlamıştır. Camus, bu eseri yazarken en iyi eseri olacağını düşünmüştür.


Öne Çıkan Görsel Linki

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Hailey Bieber Stil İncelemesi: Çabasız Şıklığın Öncüsü

Hailey Bieber, minimalist ama iddialı stiliyle sade şıklığı bir güç ifadesine dönüştürüyor.

Bakü Seferi ve Kafkas İslam Ordusu

Osmanlı ordusunun Kafkasya’daki son seferi, Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’yü kurtararak Azerbaycan’ın bağımsızlık yolunu açtığı zaferdir.

“The Beach At Sainte Adresse” Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Monet'nin The Beach At Sainte-Adresse isimli eserini anımsatan şarkılara birlikte göz atalım!

Dijital Dünyada Görünmez Yönlendiriciler: Algoritmalar Nasıl Çalışıyor?

Algoritmalar nasıl çalışır? Arama, öneri ve yapay zeka sistemlerini örneklerle öğrenin; etik ilkeler ve pratik ipuçlarıyla dijital rehberiniz.

İstanbul Mimarisi: Cercle d’Orient

Beyoğlu'nun kalbi olan Cercle d'Orient ya da Büyük Kulüp, ilginç tarihi ve mimarisiyle bize çok şey anlatıyor.

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Massive Attack – Mezzanine Albüm İncelemesi: Trip-hop’un Zirvesi

Mezzanine, Massive Attack'in yaratıcı gerilimle biçimlenen en karanlık albümü; elektronik müziğin sınırlarını yeniden tanımlarken içsel çatışmanın sesini kayda geçirir.

İsmail Bilgin – Enver Paşa Bir Adanmışlık Öyküsü | 50 Alıntı

İsmail Bilgin bu eserinde, Enver Paşa’nın yaşamını ilkesel bağlılık ve tarihsel temsil çerçevesinde ele alarak dönemin düşünsel iklimini yeniden yorumlamaktadır.

Edip Cansever’in Şiirlerine Yansıyan Hiçlik Travması

Edip Cansever, İkinci Yeni’de bireyin travma, boşluk ve hiçlik duygusunu işler. Şiirlerinde varlıkla yokluk arasında sıkışan ruhsal boşluktaki bireyleri anlatır.

Editor Picks