Bu yazımızda sizler için edebiyat tarihi boyunca akıllardan çıkmayan roman karakterlerimizi derledik!
1. Jo March
Louisa May Alcott‘un Küçük Kadınlar adlı romanından olan Jo March karakterimiz; özgür ruhu, yardımseverliği, edebiyat tutkusu ve iyi kalpliliğiyle öne çıkıyor. Dört kardeşten ikinci büyük kardeş olan Jo March, kendi kendine yazdığı yazılar ile yazarlık hayallerini sürdüyordu. Kariyeri gençken kız kardeşleri ile oyunlar yazıp toplantılar yapmaktan ibaret olsa da zaman geçtikçe yazarlık kariyerine ilerleyen adımlar atmıştır. Romanda yaramaz ve kendine buyruk olarak tasvir edilmiş olsa da bizce bu Jo’nun ne kadar özgür ruhlu ve kendine has bir karakter olduğunun başlıca göstergesidir. Kendine has karakteri ile romana renk katar. Jo March karakterini Greta Gerwig‘in yönettiği Küçük Kadınlar filminde de izleyebilirsiniz!
2. Jane Eyre
Charlotte Bronte‘nin Jane Eyre adlı romanından Jane Eyre karakteri, öksüz bir çocuk olarak yengesinin yanında kuzenleri ile büyür. Hayatının her anında yalnızlıkla çevrelenmiş Jane Eyre, kötü kalpli yengesi tarafından yatılı bir okul olan Lowood’a gönderilir. Burada aldığı eğitimden sonra mürebbiye olan Jane, Thornfield Konağı’nda yaşayan küçük öğrencisi Adele’e ders vermeye başlar. Jane Eyre karakteri dönemin kadınlarından farklı olarak tek başına ayaklarının üzerinde durmaktan korkmaz, yalnızlığa alışmıştır. Meraklı ve öğrenmeye yatkın olmasının yanı sıra asi ve inatçı olması ile de dikkatleri çeker. Yengesine başkaldırısı, Gateshead’den ayrılıp Lowood’a gönderilmesine sebep olmuştur.
3. Anna Karenina
Tolstoy‘un Anne Karenina adlı romanından Anna Karenina karakteri, 1870’lerin ideal Rus Aristokrat kadın çerçevesine oldukça uyar. Soylu, güzel, zeki, kültürlü ve şık olan Anna, kocasının tam tersi bir karaktere sahip biri olarak betimlenmiştir. Tutku dolu ruhuyla öne çıkan karakterimiz için aşk, her şeyden önce gelir. Anna Karenina ile dönemin Rus toplumsal ve aile yapısı ustaca tasvir edilmiştir. Evlilik dışı, tutku ve ihtiras dolu bir aşkın getirdiği düş kırıklıkları ile o büyük düş kırıklıklarının yarattığı etkiler romana yansır. Tolstoy, aynı zamanda Anna Karenina ile aristokrasinin ikiyüzlülüğünün eleştirisini yapar. 2012 yılında yayınlanan Anna Karenina filminde başrol Anna Karenina’ya Keira Knightley hayat veriyor!
4. Jean Valjean
Jean Valjean, Victor Hugo‘nun yazdığı Sefiller romanının baş karakteridir. Bir somun ekmek çaldığı için 19 yıl kürek cezasına çarptırılan bu karakter, özgür kaldığında topluma karşı bir hayli öfkelidir. Sefil bir halde bir piskoposun koruması altına girer. Piskoposun gümüş takımlarını çalan karaktere piskopos bir tepki göstermez ancak gümüş takımlarını satıp bir iş kurmasını tavsiye eder. Jean Valjean, iyilik ve erdem dolu bir insan olacağına söz verir. Piskoposun iyilik ile dolu olması Jean Valjean’ın karakter dönüşümü için dönüm noktasıdır. Fransa’da üreticilik yaparak hayatını geçindirmeye başlar. Kısa zamanda yaşadığı kasabada kasabalıların sevgisini toplar ve belediye başkanı seçilir. Kasabada yetim ve öksüz olan Cosette‘i evlat edinerek bir manastıra sığınır.
Tarihi bir roman olarak öne çıkan Sefiller romanında Jean Valjean karakterinin yaşamı ile Paris Ayaklanması betimlenir. Victor Hugo, Jean Valjean ile adalet sistemini eleştirmek ile kalmaz aynı zamanda Fransız toplumunun güçlü bir eleştirisini yapar. Karakter değişimleri ile Jean Valjean gibi kanunsuz bir suçlunun nasıl iyilik dolu ve yardımsever birine dönüşebileceği ustaca tasvir edilmiştir. Sefiller romanının 2012 yılında Anne Hathaway’in de oynadığı başarılı bir uyarlaması (Bkz. Sefiller) mevcuttur.
5. Esmeralda
Victor Hugo‘nun Notre Dame’ın Kamburu romanının karakteri olan Esmeralda efsanevi bir karakterdir. Özgürlüğüne düşkün ve neşelidir. Küçük dostu sevimli keçisi Djali’yi yanından ayırmaz. Romanda Esmeralda özgürlüğü, güzelliği ve tutkuyu temsil eder. Dans etmeye tutku ile bağlanmıştır. Romandaki sayılı iyi karakterlerden biridir. Esmeralda karakterini, roman yayınlandığından itibaren tarih boyunca adaptasyonlarının yapıldığı (Bkz. Esmeralda) birçok yapımda görürüz. Esmeralda karakterinin önemi, roman başlangıcında da sonunda da iyi bir insan olarak kalmasıdır. Ayaklarına vurulan zincirlere aldırış etmez, her defasında zincirlerini kırar.
6. Werther
1774 yılındaki yayınından sonra, Goethe‘nin Genç Werther’in Acıları romanı birçok genci etkilemiş ve etkilemeye devam etmektedir. Almanya’nın ilk uluslararası en çok satan romanıdır. Werther‘in keder, umutsuzluk ve yalnızlık duygusu, kendini ifade etme arzusu ve toplumsal değerlerden uzaklaşması özellikle gençler tarafından içselleştirilmiştir. Kitabın çoğunluğunu Werther’in Wilhelm‘e yazdığı notlar oluşturmaktadır. Charlotte’a duyduğu imkansız aşk Werther’i derinden etkiler. Werther ile bir bağ kurmalarına rağmen Charlotte evliliğine bağlı bir kadındır ve ilişkileri imkansızdır. Bu, karakterimiz Werther’in trajik sonunu yaklaştırır.
7. Carrie Meeber
Ünlü Amerikan romancılarından Theodore Dreiser‘in yazdığı Kız Kardeşim Carrie romanı 1900 yılında yayınlanmıştır. Amerikan edebiyatında realizmin en büyük örneklerindendir. Wisconsin’den ablası Minnie’nin yanına Chicago’ya taşınan Carrie, burada kendi yolculuğuna başlar. Sanayi Devrimi’nin başlangıcının da izlerini taşıyan kitapta Carrie’nin ışıltılı ve şatafatlı elbiselere, inci kolyelere, dantellere ve o parlak Amerikan Rüyası’na kapıldığını görürüz. Daha sonra New York’a taşınan Carrie’nin, şehrin ışıklarından gözleri kamaşmıştır. Kitabın devamında karakterimizin hayallerine ulaştığını ve ünlü bir aktris olduğunu görürüz. Ancak bu ün onu yine de mutlu etmez. Yalnızlık ve umutsuzluk duygusu Carrie’yi artık çevrelemiştir.