Ağustos Çıkmazı: Benliğin Haykırışları

Editör:
Gaye Nur Karabay
spot_img

Türk Edebiyatı‘nın başarılı şairleri arasında yer alan Attilâ İlhan, yazdığı her dizeyle okurun kalbine hitap etmeyi başarıyor. Ben Sana Mecburum, Üçüncü Şahsın Şiiri, Aysel Git Başımdan gibi şiirleri ile ün salan şairimiz, her şiiriyle bizlere başka hikayeler sunuyor ve şiirlerinde kendimizi bulmamızı sağlıyor.

“herkes gibi yaşasana / işine gücüne baksana sen” diyerek benliğiyle bir monoloğa girdiği Ağustos Çıkmazı adlı şiiriyle de bizlerin kalbini kazanmayı başarmıştır. Ünlü şairin Ağustos ayını bizlere dar ettiği, Yaşar’ın da ustalıkla seslendirdiği “Ağustos Çıkmazı” adlı şiire gelin, yakından bakalım.

Kendini Martılarla Bir Tutma

Attila İlhan'ın 20 Unutulmaz Şiirinden Mükemmel Alıntılar

Şiirin ilk bölümüne baktığımızda adeta geride bırakılan biri tarafından giden sevgiliye yazılmış gibi gelebilir. Ancak Attila İlhan’ın yaptığı şey, diğer kişiliğine seslenmekten başka bir şey değil.

kendini martılarla bir tutma
senin kanatların yok
düşersin yorulursun

Burada aslında seslendiği kişiliğin maceracı yönüne değiniyor. Bir martı üzerinden benzetme yaparak kendine sesleniyor. Kanatlarının olmayışını olası tehlikelere yorarak anlatıyor. Gitmenin getirdiği zorlukları, sorumlulukları anlatmaya çalışıyor adeta kendine. Gitmenin tehlikelerini anlatarak diğer kişiliğini vazgeçirmeye çalışıyor İlhan şiirin bu bölümünde. Diğer kişiliğin özgürlüğün peşinde olan bir karakter olduğunu anlıyoruz bu ifadelerle. Şiirin devamında gitme eyleminin süreklilik halinde devam ettiği de gözden kaçmıyor.

Herkes Gibi Yaşasana Sen

Attilâ İlhan Edebiyat Ödülleri'ne başvurular başladı - KÜLTÜR.İSTANBUL

Şiirin ikinci bölümüne baktığımızda diğer kişiliğine serzenişlerde bulunduğunu görebilmek mümkün. Ayrıca bu bölümde toplumun kabul gördüğü rolleri de anlatıyor İlhan.

bir deniz kıyısında otur
gemiler sensiz gitsin bırak

Şiirin bu dizelerinde gitme eyleminin gemi üzerinden somutlaştırıldığını görüyoruz. Kıyıda oturmak; olduğun yerde kalıp her şeyi kabullenmek, toplumun isteklerini yerine getirmeyi temsil ediyor. Gemi kavramıyla ise, yolculuk motifini işleyerek maceracı kişiliğine atıfta bulunuyor. İlk bölümde gördüğümüz yolculuk temasını burada da görüyoruz ve anlatıcımız diğer kişiliğin kalması için onu ikna etmeye çalışıyor.

herkes gibi yaşasana sen
işine gücüne baksana
evlenirsin, çocuğun olur

İkinci bölümün bu dizelerinde tam olarak toplumda kabul görülen roller açığa vuruluyor. Ait olduğu yerin insanlar arasında, toplum içinde olduğunu söyleyen anlatıcımız yine gitme eylemini engellemeye çalışıyor diyebiliriz. Farklı yaşam tarzını benimsemiş biri için, toplumsal rolleri öne sürerek ikna etme yoluna giriyor. Anlatıcımıza göre diğer benlik, mutluluğu yalnızca bu rollere bürünerek bulabilir. Yani herkes gibi yaşayıp, olduğu yerde kalarak. Diğer kişilik bunu reddettiğinde zorluk başlamış oluyor ve tehlike çanları çalıyor anlatıcımız için.

Beni Koyup Gitme, N’olursun

Attila İlhan Şiirleri ile Yüreğimize Kazınmış Dizeler | Atilla İlhan Şiirleri

Şiirin üçüncü ve son bölümüne geldiğimizde anlatıcımızın çaresizliğini görüyoruz. Ayrıca olaylara başka kişilerin de dahil olduğunu anlayabiliyoruz.

elimi tutuyorlar ayağımı
yetişemiyorum ardından

Burada anlatıcımızın diğer kişiliğin ardından gidemediğini çünkü etraf yüzünden engellendiğini anlıyoruz. Aslında buradan, diğer kişiliğin neden gitmek istediğini çok rahat anlayabiliyoruz. Zira anlatıcımız toplum yüzünden diğer kişiliğe yetişemiyor. Aslında diğer kişiliğin de gitmesinin sebebi bu. Toplumsal dayatmaları kabul etmeyen kişilik, yolculuğu bir çıkış yolu olarak kabul ediyor. Ancak bu yol çıkmaz bir sokak mı, bunu şairden başka kimse bilemez.

yaptıklarını affettim
seninle gelemeyeceğim attilâ ilhan

Anlatıcımız şiir boyunca diğer benliği kendine benzetmeye çalışmıştır. Mutluluğun ancak bu şekilde mümkün olduğunu dile getirerek diğer benliği kazanmaya çalışmıştır. Diğer benliğin altında ezildiği için bu dizelerle onu affettiğini dile getirerek yine de aslında kendine çekmeye ve bu gitmelere bir son vermesini istemiştir. Çünkü aslında ancak bu şekilde yaşam onun için katlanılabilir bir hale gelecektir.

Başından son dizelerine kadar adeta giden bir sevgiliye haykırış gibi görünen bu şiir, benliğe bir haykırıştır aslında. İçsel bir çatışmadır. Şiire bu yönden daha bilimsel yaklaştığımızda aslında “yolculuk etmek isteyen, toplumsal sorumlulukları almak istemeyen” kişilik, idi temsil etmektedir. Tamamen haz ve arzularla hareket eden bir kişiliktir. Anlatıcımız ise süperegoyu temsil etmektedir. Süperego, davranışlarımızı iyileştirmeye hatta mükemmelleştirmeye çalışır. İdi bastırır. Bu durumda şiirde, Attila İlhan’ın id ve süperegosunun çatıştığını görebiliyoruz.

Şiire genel olarak baktığımızda anlatıcımızda mantığın egemen olduğunu görüyoruz. Her bölümün sonunda gitmemesi için yalvarması benliğinden vazgeçememesini gösteriyor bizlere. İntiharın korkusunun bir göstergesi diyebiliriz bu yalvarışlar için.

“beni koyup gitme, n’olursun”

Ayrıca bu etkileyici şiiri ustalıkla notalara döken Yaşar’ın “Beni Koyup Gitme” yorumunu da dinlemeniz için aşağıya bırakıyoruz!

Ağustos Çıkmazı

beni koyup koyup gitme
ne olursun
durduğun yerde dur
kendini martılarla bir tutma
senin kanatların yok
düşersin yorulursun
beni koyup koyup gitme
ne olursun

bir deniz kıyısında otur
gemiler sensiz gitsin bırak
herkes gibi yaşasana sen
işine gücüne baksana
evlenirsin çocuğun olur
sonun kötüye varacak
beni koyup koyup gitme
ne olursun

elimi tutuyorlar ayağımı
yetişemiyorum ardından
hevesim olsa param olmuyor
param olsa hevesim
yaptıklarını affettim
seninle gelemeyeceğim attilâ ilhan
beni koyup koyup gitme
ne olursun

 

 

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Rose Adası’nın İnanılmaz Hikâyesi Film İncelemesi: Bir Mühendisin Ütopyası

68 kuşağının rüzgârını arkasına alarak kendi bağımsız ada devletini kuran İtalyan mühendis Giorgio Rosa'nın gerçek hayat hikâyesini işleyen, eğlenceli, ilham ve umut dolu bir film.

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.