Agatha Christie’nin Kimya Bilgisi Nereden Geliyor?

Editör:
Cemre Kayra
spot_img

Agatha Christie, polisiye edebiyatının kraliçesi ve Shakespeare’den sonra en çok okunan kurgu yazarıdır; eserlerinde sayısız ceset yer alır. Ancak bu durum okuyucuda vahşet ve dehşetten ziyade merak uyandırır. Zekâsıyla okuyucunun zihninde oyunlar kurar, kullandığı cinayet teknikleriyle şaşırtır.

Agatha Christie’nin Hayatı

9emeart.tumblr.com

Agatha Mary Clarissa Miller, varlıklı bir ailenin üçüncü çocuğu ve en küçük ferdi olarak 15 Eylül 1890’da İngiltere’nin Güney Devon kıyısındaki Torquay‘da dünyaya gelmiştir. 5 yaşında kendi kendine okumayı öğrenir. Evde eğitim alır. 11 yaşında babasını kaybeder. Kısa bir süre bir kız okuluna devam eder. 15 yaşında annesi ile Paris’e giden Agatha burada piyano ve şan eğitimi alsa da profesyonel olarak devam etmez.

1914’te pilot Archibald Christie ile evlenir. I. Dünya Savaşı tüm dehşetiyle devam ederken eşi Fransa cephesinde görevlidir. Agatha Christie ise İngiltere’de bir Kızılhaç Hastanesi‘nde gönüllü hemşire olarak çalışır. Savaşın bitmesiyle Londra’ya yerleşen çiftin tek kızları Rosalind, 1919’da doğar. 1926’da annesini kaybeden yazarın evliliği de zorlu bir süreçten geçtikten sonra 1928 yılında boşanmayla sonuçlanır. Arkeolojiye olan ilgisi ve seyahat sevgisi onu Ortadoğu’ya yönlendirir. Yaptığı yolculuklardan birinde tanıştığı arkeolog Max Mallowan ile 1930’da evlenir. Agatha Christie’nin 1976’daki ölümüne dek mutlu ve üretken bir evlilik sürdürürler.

Yazarlık Serüveni

Agatha Christie
pinterest.com

Christie, çocukluğunu yalnız geçirir buna karşılık olağanüstü bir hayal gücüne sahiptir. Öykü anlatmayı sevse de yazarlık kariyeri istemediğini yakın çevresine de söylemektedir. Ancak annesi ağır geçirdiği bir hastalığı sırasında, öykülerini yazması konusunda ısrarcı olur. Böylece öykülerini yazıya dökmeye başlar. Ablası Madge iyi bir dedektif hikayesi yazamayacağını söyler. Bu şekilde ablasıyla iddialaşmasıyla da polisiye yazarlığı kariyeri başlar. İlk kitabı Styles’daki Gizemli Vaka‘yı bu iddia üzerine yazar. Kitap altı yayıncı tarafından reddedilir, yazımından yaklaşık dört yıl sonra 1920’de yayımlanır. Polisiye edebiyatın en eksantrik dedektiflerinden, küçük gri hücrelerin efendisi Belçikalı Hercule Poirot bu kitapla doğar. 

Agatha, yazmaya savaştan sonra da devam eder. Farklı türlerde gerilim ve cinayet gizemi hikâyeleri dener. Doğal bir gözlemci olan Agatha, karakter yaratırken tanıdığı insanlardan ve sosyal çevresinden esinlenir. 1926’da yayımlanan Roger Ackroyd Cinayeti romanı, tüm zamanların en ünlü cinayet romanlarından biri haline gelir. Etkileyici satış rakamlarıyla yazarın kariyerini tanımlayan kitap olur.

İkinci eşiyle olan evliliği hayatına arkeolojik kazıları da katmıştır. Agatha, kazı ekibinin önemli bir parçası haline gelir. Sabahları yazar, öğleden sonraları sahada yardım eder, temizlik ve çizim yapar, buluntuları fotoğraflar. Böylece Agatha için üretken ve tekrarlayan yıllık bir yazma ve seyahat rutini başlar. Yılda iki veya üç kitap yazar. Ortadoğu atmosferi bu dönemlerde kitaplarına yansır. Doğu Ekspresinde Cinayet, Nil’de Ölüm, Mezopotamya’da Cinayet, Bağdat’a Geldiler gibi kitapları bu atmosferin eserlerine yansımasıdır. II. Dünya Savaşı sırasında bu yaşam tarzı kesintiye uğrar, İngiltere’de yine hastanede gönüllü çalışır.

Kitaplarındaki karmaşık olay örgüsü, ilgi çekici karakterler, net yazı dili, psikolojik derinlik, mekân ve atmosfer, diyalog kullanımı, adalet ve ahlak temaları, yanlış yönlendirmenin ustalıklı kullanımı onun yazım tarzını vurgulayan özelliklerdir. Agatha Christie’nin dedektif romanlarının yanı sıra kısa hikâyeleri, tiyatro oyunları ve Mary Westmacott adıyla yazdığı romantik türde kitapları da vardır. Polisiye kitapları sayısız tiyatro oyunu, dizi ve filme uyarlanmıştır.

Polisiye Tarzı

polisiyedurumlar.com

Agatha Christie’ye göre cinayet bir dramdır. İnsanlar dramlara meraklıdır. Her şeyin göründüğü gibi olduğuna inanmayı budalalık olarak düşünür. Dolayısıyla yarattığı dedektifler sadece zekalarına güvenmek yerine görünenin arkasına da bakar. Aile ve yakın çevresindeki beyler, hanımefendiler, bekârlar, dullar ve doktorlardan esinlenerek gördüğü dünyayı kaleme alır. Köy siyaseti, yerel rekabetler ve aile kıskançlıkları hakkındaki tasvirleri keskin bir şekilde isabetlidir. Kurguladığı farklı cinayet yöntemleri ve karakterleriyle en yaratıcı yazarlardan biridir. Notlar ve fikirlerle dolu düzinelerce defteri vardır. Aklına gelen fikirleri, bir zehir veya ilacı ya da gazetede okuduğu zekice bir dolandırıcılığı not eder ve kitaplarında kullanır. Yazar için, en sıradan olaylar ve sıradan gözlemler bile yeni bir kurgu fikrini oluşturur. Örneğin; Gizli Düşman kitabı bir çay evinde kulak kabartılan bir sohbetten doğar.  

Agatha Christie, polisiye romanlar arasında gelmiş geçmiş en başarılı dedektifleri yaratan yazarlardandır. Kitaplarındaki farklı dedektif ya da cinayeti çözen karakterler; Hercule Poirot, Miss Marple, Tommy & Tuppence ikilisi, Ariadne Oliver, Harley Quin ve Parker Pyne’dir. Ancak bunların arasında en ünlüleri Hercule Poirot ve son derece mütevazi görüntüsünün arkasında müthiş bir zekâ ve kurnazlık saklanmış olan Miss Marple’dır. Polisiye roman klişesinin aksine, hiçbir Christie romanının sonunda katil uşak çıkmaz.  Doktor, politikacı, bakan, aktör, asker, öğretmen, ev hanımı ve polis memurlarına cinayet işlettirir. Cinayetlerin çoğunda kurban, katil tarafından zehirlenir.

Zehir Bilgisi ve Kimya Yetkinliği

Agatha Christie, katillerine çeşitli şekillerde cinayet işletmekten çekinmemiştir. Örneğin, kurbanını Cadılar Bayramı’nda elma kapma küvetinde boğduğu bir cinayet gibi. Ancak, eserlerinde zehirle, zehirli bitkilerle ve tehlikeli ilaçlarla işlenmiş cinayetler diğer yöntemlerden daha fazla yer alır. Polisiye romanlarının neredeyse yarısı zehir içerir. Üstelik bunlar kurgusal veya yüzeysel olarak kullanılmış değil, tam aksine, bilim dünyası tarafından iyi bilinen ve hikâyenin merkezine ustaca yerleştirilmiş toksinlerdir.

Christie, suç romanı yazarları arasında zehir kullanan tek yazar değildir ancak zehirleri sık ve doğru şekilde ayrıca olağanüstü çeşitlilikte bileşikler halinde kullanmasıyla fark yaratır. Yazarlık kariyeri tıpta mevcut ilaçlarda büyük değişimlerin yaşandığı bir dönemle paraleldir. Tüm eserlerinde 80’den fazla kurban zehirlenir. Hangi ilacı, zehri ya da bitkiyi kullanırsa kullansın, yönetimini dikkatlice planlar ve etkilerini doğru şekilde anlatır.

Zehirler, bitkiler ve tehlikeli ilaçlar konusundaki bilgisi henüz genç bir kadınken Birinci Dünya Savaşı sırasında gönüllü hemşire ve eczane dağıtıcısı olarak çalışmasıyla başlar. Hastane eczanesinde eczacı asistanı olarak eğitim alır. Bu eğitim kimyanın teorik ve pratik yönlerini öğrenmeyi içerir ve pek çok sınavı geçmek zorundadır. Tüm hapların, losyonların ve toniklerin elle hazırlandığı bir dönemde epey pratik yapar, bilgisini ve becerisini geliştirir. İlk romanı Styles’daki Gizemli Olay‘ı bu dönemde yazar. Kurbanı öldürmek için tek bir bileşik değil üç bileşiğin birleşimini ve belirli bir seviyede kimya bilgisini kullanır. Kitap çeşitli makalelerde doğruluğu konusunda övgü alır, kimya öğrencilerinin okuması için uygun bulunur.

II. Dünya Savaşı patlak verdiğinde Christie tekrar gönüllü olur. Londra’daki University College Hastanesi’nde eğitimini yeniler ve kitapları için yeni cinayet yöntemleri planlarken dispanserde normal mesai saatlerinde çalışır. Christie’nin ilaçlarla yaşadığı deneyim, romanlarında talyum gibi az bilinen zehirleri kullanmasına da olanak sağlar. Agatha Christie ister siyanürle karıştırılmış bir kadeh şampanya, ister kır malikanesinde dağıtılan bir doz ölümcül striknin, isterse de güzelavrat otu ile karıştırılmış kozmetikler olsun, zehirleri sever. Zehri çekici, zarif bir cinayet aracı olarak tanımlar. Bir rivayete göre ise Bana iyi bir şişe zehir verin, kusursuz bir suç romanı yazayım,der. O sadece cinayetlerin değil ölümcül zehirlerin de kraliçesidir. 


Kaynakça:

Öne çıkarılan görsel

The Home Of Agatha Christie, Web. Erişim Tarihi: 25.09.25

“Agatha Christie, the Queen of Crime Chemistry.” Web. Erişim Tarihi: 22.09.25

“Dünyanın En Çok Satan Yazarı, Suçlar Kraliçesi: Agatha Christie.” Web. Erişim Tarihi: 22.09.2025

“To Really Understand Agatha Christie, You Need to Know About Poisons.” Web. Erişim Tarihi: 22.09.2025

“How Agatha Christie’s Wartime Nursing Role Gave Her a Lifelong Taste for Poison.” Web Erişim Tarihi:22.09.2025

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.