Hayat, bazen içi ağır yüklerle dolu bir çantayla uzun bir yolu yürümek gibidir. Bu yükler azalmadıkça yola devam etmeye ne güç kalır ne mecal. Bu ağırlıkların sebebi nedir peki? İnsanlar mı, tecrübelerimiz mi yoksa içten içe onları affedemeyip yaşamın izlerinin kafamızda dönüp durması mı? Affetmek, ruhun yüklerinden kurtulmak ve yola daha güçlü devam etmektir.
Affetmek Nedir?

Hatalı kişiye yönelik öfkenin bitirilmesi, bağışlamak anlamlarına gelen affetmek, acısı dinmeyen bir yaranın kabuk bağlayıp iyileşmesine benzer. Din açısından ele alındığında bu kavram affetmenin erdemli insanlara ait bir özellik olduğunu vurgular. Felsefeciler içinse bu o kadar da basit değildir. Bazıları için tanımlanamaz bir kavramken diğerleri için kızgınlık ve öfke gibi duyguların sadece kendi ruhunu zedelemesine izin vermemek, bu duyguları karşı tarafa da yansıtmaktır.
Antik Çağlardaki düşünceyse bu iki yaklaşımdan oldukça farklıdır. Bu dönemde affetme bir tedavi yöntemidir. Tedaviye göre, kişinin ruhun ağırlıkları, yani öfke ve kin gibi kötü düşüncelerden uzaklaşmasının tek yolu bu duyguların muhatabını bağışlamaktır. Ayrıca çoğunlukla karşı bir taraf için kullanılan affetme kavramı, kişinin kendisi için de geçerlidir. Bu da demek oluyor ki karşısındaki insana zarar veren bir kişi aslında sebep olduğu kadar yükü kendisi de alır. Örneğin, kavga sırasında edilen kötü sözler, söyleyen tarafı suçlu hissettirirken diğer tarafı değersizlik duygusuyla baş başa bırakır.
Affetmenin ve Affedilmenin Ruhsal Sağlığa Etkisi

Her insan, hayatı boyunca en az bir kez değer verdiği kişilerin inciten, öfkelendiren veya haksızlığa uğramış hissettiren davranışlarına maruz kalmıştır. Kişi, bu davranışlara karşılık olarak o kişiden uzaklaşır ve görmezden gelmeye çalıştığı duyguyla yüzleşir. Fakat her duygu kolayca sindirilemez. Bu durum, karşıdaki insanı affetmeyi zorlaştırır. Ancak zor olanı yapıp affetmek, aslında sanılanın aksine insana güç verir, ruhun yükünü azaltır ve ruhu özgür bırakır. Yani bağışlamak; affedenin de affedilenin de benlik saygısını artırır ve ruh sağlığını olumlu yönde etkileyerek psikolojik sağlamlığı destekler. Bunun dışında, kişide zedelenen güven ve doğruluk duygusu gibi incinen duygular bireyin narsistik yönüne zarar verebilir. Bu tarz durumlarsa bireyin affetme sürecinde insani duygularına karşın farkındalık sağlayarak süreci destekler.
Ruhun Yüklerinden Nasıl Kurtulunur?

Affetmek denildiğinde akla gelen şey başka birini bağışlamak olsa da aslında ruhu yüklerinden kurtaran bir diğer şey, kişinin kendisini affetmesidir. Kendini affetmek, yapılan hatayı kabul etmek ve kişinin kendisine karşı duyduğu sevgi ile şefkati beslemektir. Bu olumlu duygular kişinin hatalarını fark etmesine yardımcı olur. Fakat bu süreçte birey, hatalarını inkâr edebilir ya da tam tersi, suçluluk ve pişmanlık gibi duygular yaşayabilir. Bu şekilde kişi, kendini daha çok sorgulamaya ve geçmişi üzerine düşünerek yaşadığı olumsuzlukları nasıl değerlendirdiği ve sorunlarını nasıl çözdüğüyle ilgili düşünmeye yönelir. Bu da kişinin kendinde, bireysel bir farkındalık geliştirerek yüklerini ve acılarını kabul etmesini sağlar. Pozitif duyguların yansımasıyla beraber, kişi intikam duygusundan uzaklaşmaya başlar. Çünkü artık birey, tek başına olmadığının farkına varır ve dışarıdan sosyal destek alarak kendini affetmeyi başarır. Bu da insanın kendini sabote etmeyi bırakması anlamına gelebilir.
Öfkenin Affetme Üzerindeki Etkisi

Affetmek, ruhu hafifleten bir süreçtir ancak onu zorlaştıran öfke gibi güçlü duygular, bireyin omuzlarına yeni bir yük daha ekler. Öfke, karşılanmamış beklentilere ve hayal kırıklığına uğratan durumlara tepki olarak oluşan doğal ancak olumsuz bir duygudur. Bu olumsuzluk, affetmeyi daha da zorlaştırır; kişinin olumlu düşüncelerden uzaklaşmasına ve hem psikolojik hem de fiziksel acılarla baş başa kalmasına yol açar.
Örneğin, bir hayal kırıklığı sonrasında değer verdiği kişiye karşı öfkeyle yaklaşan birey, öfkesi geçene kadar objektif bakış yetisini kaybedebilir ve mantıklı düşünemez. Bu durumda kişi, karşısındaki insanın duygu durumu ve hayal kırıklığına sebep olan durumun hangi koşullarda oluştuğunu mantık çerçevesine oturtamaz ya da oturtmak istemez. Sonuç olarak öfkesine yenik düşen ve olumsuz duygulardan uzaklaşamayan bir kişi, hayatı boyunca ruhunda azalmayan hatta giderek artan ağır yüklerle yaşar. Ancak kişi, öfke duygusundan uzaklaşıp önem verdiği kişinin duygularını ve düşüncelerini anlamaya çalışırsa öfkenin yerini sevgi, merhamet gibi olumlu duygular alabilir ve affetme süreci daha sağlıklı, daha kolay ilerleyebilir. Böylece kişi, hayat denen yolda çantasındaki ağır yüklerden birer birer kurtularak huzurlu ve özgür bir ruh olarak yoluna devam eder.
Kaynakça
Karaca, Ayşe. “Affetme ve Ruh Sağlığı İlişkisi: Depresyon ve Anksiyete Tanısı Almış Hastalar Üzerine Araştırma” web.
Taş, Besra. “Genç Yetişkinlik ve Yetişkinlikte Affetme” web.
Topbaşoğlu, Turnel. “Yaşam Doyumunun Yordayıcısı Olarak Öfke ve Affetme: Affetmenin Düzenleyici Rolü” web.
Kapak görseli: Pixabay.com


