Kelt mitolojisinin, daha özele girdiğimizde ise İrlanda mitolojisinin tanrı klanı Tuatha Dé Danann’ın bir üyesi olan Aengus, bir aşk, gençlik ve güzellik tanrısı olarak bilinmektedir. Kendisi bir aşk tanrısı olmasının yanında bir şiir tanrısıdır da. Aşkın insana ilham verdiğini düşündüğümüzde bu durum hiç şaşırtıcı görünmez.
Aengus’un Doğumu

Bu tanrının bilinen doğum hikâyesi iki tanedir. Ancak her ikisinde de Tuatha Dé Danann’ın baş tanrısı Dagda onun babası olarak ortaya çıkmaktadır ve Aengus, Dagda ile Bόinn arasındaki bir yasak aşkın ürünüdür. The Wooing of Étaín hikâyesinde Aengus’un doğumu şu şekilde anlatılır: Eithne’yi (Bόinn) arzulayan Dagda, onun kocası Elcmar’ı uzağa gönderir. Elcmar’ın bu ilişkiden haberi olmasın diye de sihir yoluyla onun açlık ve susuzluk hissetmesini engellerken dokuz ayın tek bir gündüz ve gece gibi geçmesini sağlar. Böylece kocanın ne bu ilişkiden ne de doğan çocuktan haberi olur. Dagda da çocuğu büyütmesi için Midir’e verir (Gantz 39). Bilinen bir diğer versiyonda ise aldatılan koca Nechtan’dır. Dagda, Bόinn ile birlikte olur ve çocuğu bu sefer bakması için Elcmar’a götürür (Monaghan 21). Her iki versiyonda da çocuğun babası Dagda’dır ve bir yasak aşk söz konusudur. Bunun yanında, çocuk, dokuz ayı kapsayan tek bir gün içinde doğmuştur. Hem rahme düştüğü hem de doğduğu gün aynı olduğu için sıfatlarından biri olan Mac Og (Genç Olan) ona verilmiştir (Daimler).
Kurnaz Bir Tanrı Olarak Aengus

Aengus, İrlanda mitolojisinde akıllı bir tanrı olarak da bilinir. Ona bu ünü kazandıran şüphesiz ki peri höyüklerinden en ünlüsü olarak kabul edilen ama anlatıda görkemli bir saray olduğunu gördüğümüz Brugh na Bόinne’a nasıl kurnazlık yoluyla sahip olduğunu anlatan hikâyedir. Bu hikâyenin değişik versiyonları vardır. Bunlardan birinde Aengus, gerçek babası Dagda’nın yardımıyla Elcmar’ın elinden Brugh’u alır. Dagda ona Samhain’de Brugh’a gitmesini ve Elcmar’ı tehdit ederek ondan bir gündüz ve gece boyunca Brugh’u kendisine vermesini istemesini söyler. Elcmar bunu kabul eder ama 24 saatlik süre sonunda Brugh’u geri almaya geldiğinde reddedilir (Ó hÓgáin 21). Diğerinde de aslında kandırılan Dagda’dır. Kesin olan şey, Aengus’un 24 saat geçince sarayı sahibine vermeyişi ve “bütün zaman gece ve gündüz olarak bölünmüştür” diyerek sarayın asıl sahibinin yerinden edilmesidir (Daimler). Brugh’un özelliklerine baktığımızda neden bu kadar çabaya değer olduğunu anlayabiliriz zira taştan oyulmuş bir saray olduğu varsayılan bu yerde ağaçların hep meyve verdiği ve sırayla pişseler ve yenseler de asla tükenmeyen iki domuzun olduğu anlatılır (Monaghan 21).
Orta Çağ romanslarında Aengus kurnaz biri olarak takdim edilir ki aslında evi olan Brugh na Bόinne’a sahip olma hikâyesinden de bunu anlayabiliriz. Ancak Daragh Smyth’e göre, Hristiyan yazarlar onun bu özelliğini onu küçümsemek için kullanmış olabilirler. Folklorda da Aengus’u sürüleri korkutan biri olarak görürüz ki annesi Bόinne’ın adının beyaz inek anlamına geldiğini ve sürülerin koruyucusu olduğunu düşündüğümüzde bu oldukça mantıklı görünür (Smyth 16).
Aengus’un Rüyası

Aisling Aengusa (Aengus’un Rüyası) hikâyesi herhalde tanrı hakkında en bilinen ve sanatçılara en çok ilham veren anlatıdır. Aengus bir gece rüyasında çok güzel bir kız görür ancak kıza dokunmak istediğinde kız hemen kaybolur. Kız her gece onun rüyasına gelir ve bu durum neredeyse iki sene sürer. Aşkından yemeden içmeden kesilen Aengus hastalanır, yataklara düşer. En sonunda, annesi Bόinn ve babası Dagda bu duruma müdahale etmek zorunda kalırlar, kızın bulunması için dört bir yana haber yollarlar. Kız en sonunda bulunur. Adı Caer olan bu öte dünya sakini kız, hem insan hem de kuğu şekline bürünebilme özelliğine sahiptir. Aengus, kızın Samhain zamanı Loch Bél Dracon’da (Ejderha Ağzı Gölü) olacağını ve kuğuya dönüşeceğini öğrenir. Zamanı gelince oraya gider ve kızı bulur. İkisi birden kuğuya dönüşür. Sonra, Brugh na Bόinne’a uçup giderler. Oradakileri de o güzel sesleriyle söyledikleri şarkılarla üç gün üç gece uyuturlar (Gantz 108, 111, 112). William Butler Yeats, The Song of Wandering Aengus şiirini bu hikâyeden ilhamla yazmıştır. Günümüze geldiğimizde de hikâyenin etkisinin sönmediğini görürüz zira gotik metal gruplarından Leaves’ Eyes da Angus and the Swan şarkısında bundan bahseder. İlhamı yüzyılları aşan bu efsane hakkında Daragh Smyth, söz konusu iki aşığın diğer aşıkları koruyucu görev üstlendiklerini belirtir (Smyth 16).
Diarmaid ve Gráinne Hikâyesinde Aşıkları Koruyucu Rolü

Fianna serisinde onu genç ve yakışıklı kahraman Diarmaid Ua Duibne’nin koruyucusu olarak görürüz. Aengus, Diarmaid ile Gráinne, Fionn’un adamlarından kaçarken onları kurtarmak için ortaya çıkar. Diarmaid’in ölümünden sonra da onun cesedini kendi evine götürür ve bir taşın altına gömer (Ó hÓgáin 23). Smyth de Aengus’un aşıkları koruyucu rolünü belirtmek için bu anlatıya atıf yapar ve tanrının, görünmezlik pelerinini Gráinne’in üzerine sararak onu çeteden kaçırdığını anlatır (Smyth 16).
Samhain ve Aengus İlişkisi

Anlatılarda dikkat çeken şey, Aengus’un hayatını önemli ölçüde değiştirecek her şeyin Samhain zamanı gerçekleşmesidir. Artık evi olacak olan Brugh na Bόinne’u Samhain’de alır. Sevdiği kadına da yine Samhain’de kavuşur. Daragh Smyth de Aengus’un bereket ritüelleri sırasında, Samhain’de ana rahmine düştüğünü belirtir (Smyth 15). Morgan Daimler de onun hem ana rahmine düşüşünün hem de doğumunun Samhain de olduğunu söyler. Samhain’in bütün önemli anlarında olmasının sebebi büyük ihtimalle, Keltlerde bu dönemin eski yılın bitişi ve yeni yılın başlangıcı sayılmasıdır yani aslında bu zamanın bir eşiği temsil etmesidir. Jeffrey Gantz da Samhain’in değişimin, doğumların ve ölümlerin olduğu bir gün olduğunu belirtir (Gantz 12). Dolayısıyla, Aengus’un ana rahmine düşmesi ve doğması, evini bulması, sevdiği kadınla kavuşması gibi önemli ve belli bir eşiği atladığını gösteren olayların bu zamana denk gelmesi şaşırtıcı değildir.
Aengus’un Sihirli Eşyaları

Her tanrı gibi Aengus’un da kendine özel sihirli eşyaları vardır elbette. Bir tanesi bütün bir hane halkını sığdıracak kadar devasa olan bir attır (Daimler). Bu at öyle büyüktür ki işediğinde Lough Neagh’ı (Neagh Gölü) oluşturduğu varsayılır ve gölün oluşum anlatısında yine Aengus’un aşıkları koruyucu rolünü görürüz. Aengus, Eochaidh Mac Maireadha ve onun babasının karısı Eibhliu’ya kaçmaları için kendi atını ödünç verir. At o kadar büyüktür ki hem onları hem de bütün eşyalarını taşır ve dinlenmek için durduklarında işeyerek gölü oluşturur (Ó hÓgáin 22). Bir diğer eşyası da sadece ölmek üzere olan kişinin gözüne tek renk görünen ama aslında çok renkli olan bir pelerindir. Bunların yanında, başının etrafında dört beyaz kuş vardır. Bu kuşların kuğu ya da kendi öpücüklerinin kuşa dönüşmüş hali olduğu söylenir (Daimler).
Aengus’un Ölümü

Aşk ve gençlik tanrısı olmasına rağmen bazı hikâyelere göre Aengus, Boyne nehri kenarında öldürülür (ki bu nehrin de adını annesi Bόinne’dan aldığını hatırlatalım). Caitleann adında bir kadının kafasına attığı taşla öldürülen tanrının Brugh na Bόinne’daki Sid an Bróga’da gömülü olduğu düşünülür (Smyth 16). Tanrılar ölümsüzdür derler ancak görüyoruz ki Aengus burada bir istisna teşkil etmektedir.
Kaynakça
- Daimler, Morgan. Gods and Goddesses of Ireland. Winchester: Moon Books, 2016.
- Gantz, Jeffrey. Early Irish Myths and Sagas. Middlesex: Penguin, 1986.
- Monaghan, Patricia. The Encyclopedia of Celtic Mythology and Folklore. New York: Facts on File, 2004.
- Ó hÓgáin, Dáithí. The Lore of Ireland: An Encyclopaedia of Myth, Legend and Romance. Cork: The Collins Press, 2006.
- Smyth, Daragh. A Guide To Irish Mythology. Dublin: Irish Academic Press, 1996.
- Kapak Görseli: Riders of the Sidhe-John Duncan | wikimedia.org


