Yaklaşık 2200 yıl varlığını sürdürmüş olan Roma Uygarlığı, tarihte oldukça önemli bir yere sahiptir. Roma’nın kuruluşuyla ilgili çeşitli mitler bulunurken bunların en bilineni ve önemlisi Romulus ve Remus ikizleridir. Roma’nın kurucusu olarak Romulus temel alınsa da Antik Roma’yı daha iyi anlayabilmemiz için Roma halkının kurucusuna inmemiz gerekir. Bu noktada Romulus ve Remus ikizlerinin atası olan Aeneas devreye girer.
Roma Halkının Kurucusu Aeneas
Truva kraliyet ailesinin bir üyesi olan Anchises ile tanrıça Venüs‘ün (Yunan mitolojisinde Afrodit) oğlu olan Aeneas, Roma mitolojisinde oldukça önemli olan bir kahramandır. Kendisi hakkındaki bilgilere Virgil’in Aeneid eserinden doğru ulaşabildiğimiz Aeneas, Truva Savaşı’nda da rol oynamış ve az da olsa Homer’in Iliad eserinde de kendine yer bulmuştur.
Truva Savaşı’nda Hector’un ölümüyle Truvalılar büyük bir yenilgiye uğramışlardır. Şehir düşmek üzeredir ve halkın orada yaşamaya devam etme imkânı kalmamıştır. Hector, aynı zamanda kuzeni olan Aeneas’ın rüyasında görünerek ona halkı da alarak oradan kaçmasını söyler ancak Aeneas onu dinlemeyip savaşmaya devam eder. Ancak en sonunda bu çabanın boşa olduğunu anlar, sırtındaki babası ve elini tuttuğu oğlu ile halkı arkasına alarak Truva’dan uzaklaşır. Truva Savaşı’nı daha detaylı öğrenmek için Geçmişten Bir Zaman Dilimi: Truva Savaşı adlı yazımızı okuyabilirsiniz.
Carthage Kraliçesi Dido

Aeneid’den anlayacağımız üzere Aeneas’ın görevi Roma halkının kurucusu olmaktır. Bu, onun kaderinde vardır ve bundan kaçamayacaktır. Aeneas’ın mecbur bırakıldığı bu görev, Iliad eserinde de onun Truva’nın uğruna hayatta kalması gerektiği bilgisiyle anlatılmıştır. Bunlardan birisini Aeneas’ın yolculuğu boyunca ziyaret ettiği yerlerden birisi olan Carthage’da görebiliriz. Yolculuk esnasında çıkan fırtına, Aeneas ve beraberindeki Truva halkını kraliçesinin Dido olduğu Carthage’a atar. Dido, kıvrak zekâsıyla ve güzelliğiyle bilinen bir kraliçedir ve kocası erkek kardeşi tarafından öldürülmüştür. Gemilerinin hasar almasıyla Carthage’da durmak zorunda kalan Aeneas, yolculuğuna devam etmek için gerekli araç gereçleri toplarken Dido ile buluşur. Dido ile birbirlerine âşık olmaları ise kendiliğinden gelişmemiştir.
Tanrı ve Tanrıçaların Aeneas’ın Yolculuğundaki Yeri

Aeneas’ın yolculuğu boyunca zaman zaman tanrıların ve tanrıçaların dahil olduğunu görebiliriz. Birçoğu Aeneas’a görevini hatırlatmak için yaklaşsa da buna engel olmak isteyenler de vardır. Buna örnek olarak Yunan mitolojisinde Hera olarak kendine yer bulan Juno‘yu gösterebiliriz.
Juno’nun, Aeneas’ın Roma’yı kurmasını engellemek istemesinin sebebi altın elma olayına kadar dayanır. Juno’nun asıl engellemek istediği Aeneas değil Venüs’tür çünkü Paris en güzel elmayı vermesi gereken kişi olarak Venüs’ü seçmiştir. Juno, bu intikamını Aeneas’ı Dido’ya âşık ederek gerçekleştirir. Ona göre Aeneas’ın Dido’ya âşık olması demek Truva halkının İtalya’ya gitmemesi ve Roma’yı kurmaması demekti. Bunun için Venüs ile konuşan Juno, onu halkın ordan gitmezse hep birlikte mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşayacaklarına ikna eder ve ona bunun için Aeneas’ı ve Dido’yu birbirlerine âşık etmeleri gerektiğini söyler. Juno’nun amacını anlasa da yine de karşı çıkmayan Venüs bu durumun gerçekleşmesine izin verir ve bu şekilde iki tanrıçanın da el atmasıyla Aeneas ve Dido’nun arasında bir aşk başlar.
Aralarında başlayan bu aşk, Aeneas’ın görevine oldukça terstir. Onun, karşısındaki engellere takılmadan İtalya’ya ulaşması ve Roma’yı kurması gerekmektedir. Jupiter bu durumu fark eder ve Merkür aracılığıyla Aeneas’ı uyarır. Kaderinde yazılı olan görevi hatırlayan Aeneas, Dido’dan ayrılması gerektiğini fark eder ve ne olursa olsun İtalya’ya gitmesi gerektiğini aklına yazar. Aeneas’ın ayrılmak zorunda olduğunu öğrenen Dido ise yaptığı tüm çabalara rağmen onu durduramaz ve daha sonra kendi canına kıyar.
Roma’ya Varış

Carthage’dan ayrılan Aeneas ve halkı, yolculuklarına birkaç yere daha uğrayarak devam ederken en sonunda Latium’a ulaşırlar. Latium, daha sonra Roma Uygarlığı’nın başladığı yer olacak ve Roma olarak bilinecektir. Burada Kral Latinus tarafından misafir olarak güzelce karşılanan Aeneas, ona burada yeni bir şehir kurması gerektiğinden söz eder. Latinus, bunun bir gün Truvalıların tüm krallığı ele geçirecekleri anlamına geldiğini bilse de kehaneti yerine getirerek ona bu imkânı sağlar. Bunu, kızını Aeneas ile evlendirerek yapacaktır ancak bir sorunları vardır: Prenses Lavinia ile evleneceği öngörülen kişi, yakın krallıktaki Turnus’tur.
Juno, burada da devreye girerek iç savaş çıkmasına neden olmuştur. Truvalıların da kayıplar verdiği savaşta Turnus, Aeneas tarafından öldürülmüştür. Juno, en sonunda pes eder ve Roma’nın kurulacağını kabullenir. Turnus’u öldüren ve Lavinia ile evlenen Aeneas, artık şehrini kurmuştur. Böylelikle Romalılar kendi yerlerini bulmuşlardır ve Roma’nın kuruluş hikâyesi başlamıştır. Aeneas’ın varisi olan oğlu Ascanius, Lavinium’dan sonra Alba’yı kuracak ve yaklaşık 400 yıl sonra da Romulus ve Remus ikizleri Roma İmparatorluğu’nu kuracaklardır.
Kaynakça
- Miate, Liana. “Aeneas”. World History Encyclopedia. https://www.worldhistory.org/Aeneas/. Erişim Tarihi: 20.06.2023
- Mark, Joshua J. “Ancient Rome”. World History Encyclopedia. https://www.worldhistory.org/Rome/. Erişim Tarihi: 20.06.2023
- Netchev, Simeon. “The Journey of Aeneas from Troy to Rome”. World History Encyclopedia. https://www.worldhistory.org/image/16056/the-journey-of-aeneas-from-troy-to-rome/. Erişim Tarihi: 20.06.2023


