Gürkan Kadıoğlu tarafından yazılan Pitsim Garı oldukça ilgi çekici bir konuya sahip. Tarihin içinde absürt bir yolculuğu okuyucuyla buluşturan eser bir distopyadır aynı zamanda. Bilimkurgunun olanaklarının yoğun bir şekilde hissedildiği Pitsim Garı’nın hikâyesi, Büyük Dünya adlı bir gezegende başlamaktadır. Ancak gezegende yaşayan insanlar biraz farklıdır.
Fihrist Kitap’ın Ütopya-Distopya-Bilimkurgu dizisinde yer alan Pitsim Garı, hislerini yitirmiş ve robotlaşmış insanların tarih içindeki yolculuklarını absürt mizah ile harmanlayarak ortaya koymaktadır. Büyük Dünya’nın hissiz sakinleri, içinde bulunduğumuz dünyanın hissizleşmekte olan sakinlerinin bir yansımasıdır. Büyük Dünya’da insanlar; sanattan, müzikten uzaklaşmış hatta bunların varlığını unutmuş insanlardır. Zamanın hızlı geçtiği, hiçbir mevsimin anlamının kalmadığı, şiirlerin okunmadığı ve şarkıların söylenmediği bir dünyadır bu dünya. Bu hissiz insanlar Büyük Dünya’da yaşamlarını sürdürürken yeni bir gezegenin keşfi ile yüzleşirler. Bu keşif, yeni bir yolculuğun habercisi niteliğindedir. Keşfedilen bu yeni gezegene “Küçük Dünya” adı verilir. Küçük Dünya bir nevi umudu simgeler, yeniden hissedebilmek için.
Büyük Dünya’nın hissiz sakinleri, henüz hislerini kaybetmemiş kimselerden seçilen bir grubu Küçük Dünya’ya göndererek iki dünya arasında bir karşılaştırma yapmak isterler. Keşif için gidecek grubun yolculuğunu yapabilmesi adına romana ismini veren Pitsim Garı inşa edilir. Keşif grubunu seçmek için yapılan mülakatların sonunda sekiz kişiden oluşan bir grup Küçük Dünya’nın ilk sakinleri olmaya hak kazanır.
Pitsim Garı’ndan havalanacak olan otobüs bu sekiz komik karakteri Küçük Dünya’ya ulaştırır. Buradan sonrası gerçekle hayalin kesişim noktasında yaşanacak olanlardır. Karakterler 1215 yılından 1941 yılına kadar zamanda yolculuk yaparak Küçük Dünya’da gerçek olaylarla yüzleşir. Bu olayların her biri, birbirinden keyifli ve ilgi çekici maceralardır. Dünya tarihinde yankı uyandıran, önem arz eden pek çok olayı bu sekiz karakter yaşamıştır. Karakterlerin karşılaştığı olaylar arasında sayılarının azalmasına sebep olacak olaylar da vuku bulur. Ancak aralarından biri Büyük Dünya’ya dönecek ve olanı biteni anlatacaktır.
Gürkan Kadıoğlu’nun kaleminden çıkan Pitsim Garı okuyucuya oldukça keyifli bir deneyim vadediyor. Yeni bir dünyayı keşfe giden sekiz karakterle beraber okuyucu kendini bildiği olayların bizzat içinde buluyor ve buralarda yer yer eleştirel ifadelerle yer yer de didaktik söylemlerle karşılaşıyor. Absürt mizahın gücünü dozunda kullanmayı başaran Pitsim Garı, gerçek ve hayalin iç içe geçtiği eğlenceli bir distopya olarak dikkat çekiyor.