Cumhuriyet Aydınları: Ahmet Taner Kışlalı

Editör:
Mehmet Samet Acar
spot_img

Ahmet Taner Kışlalı… Onun adı, Türkiye’nin yakın tarihinde yalnızca bir akademisyeni ve yalnızca bir siyasetçiyi değil aynı zamanda inandığı değerler uğruna direnen, fikirleriyle yol gösteren ve sonunda bu uğurda bedel ödeyen bir aydını hatırlatır. Cumhuriyet’in kazanımlarını savunmaktaki kararlılığı, kalemiyle halkın vicdanına dokunuşu ve yükselen gür sesi onu sıradan bir aydın olmanın ötesine taşımıştır. Kışlalı, Jön Türk geleneğinin son halkası olarak özgürlük arayışını Anadolu’nun toplumsal gerçekliğiyle buluşturan, modernleşmenin sancılarını da umutlarını da kendi yaşamında taşıyan bir simgeye dönüşmüştür. Onu “son Jön Türk” yapan yalnızca düşüncelerinde değil hayatı boyunca sürdürdüğü mücadelede, halktan yana ve özgürlükten ödün vermeyen tavrında saklıdır. Kışlalı’nın hikâyesi, bir insanın değil, bir kuşağın ve bir ülkenin modernleşme serüveninin bir aynasıdır.

Hayatı

Ahmet Taner Kışlalı Anadolu Ajansı

Ahmet Taner Kışlalı 10 Temmuz 1939’da Tokat’ın Zile ilçesinde Ziraat Bankası veznedarı Hüseyin Hüsnü Bey ile ilkokul öğretmeni Lütfiye Hanım’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Ailesi, ağabeyleri Mehmet Ali ve Mahmut’u İstanbul’a Galatasaray Lisesi’ne gönderirken Ahmet Taner’in yanlarında kalmasına karar verdi. İlkokulu annesinin görev yaptığı Kilis Kemaliye İlkokulu’nda 1951’de bitirdi. Ortaokulu Kilis Ortaokulu’nda tamamladı ve 1957’de Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun oldu.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde yükseköğrenime başladı. Öğrencilik yıllarında Yeni Gün gazetesinde spor muhabirliği yaptı. 1962–1963 yıllarında yazı işleri müdürlüğü görevinde bulundu. 1967’de Fransız bursuyla Paris’e gitti. Paris Üniversitesinde anayasa hukuku ve siyaset bilimi alanında Modern Türkiye’de Siyasi Güçler başlıklı doktora tezini tamamladı. Aynı dönemde tanıştığı Bordeaux’lu Nicole (sonradan Nilgün) ile 1968’de evlendi. Bu evlilikten Altınay ve Dolunay adında iki kızı oldu.

Türkiye’ye dönüşünde Hacettepe Üniversitesinde siyaset sosyolojisi dersleri verdi. Askerlik dönüşünde aynı göreve kabul edilmeyince Siyasal Bilgiler Fakültesine geçti. 1972’de doçent oldu. 1971’de TRT Bilimsel Başarı Ödülü’nü kazandı. 1971–1977 yılları arasında Yankı dergisinde yazılar yazdı. Bu yazılar Bülent Ecevit’in dikkatini çekti ve 1977 seçimlerinde CHP’den İzmir milletvekili seçildi. 1978’de kurulan hükümette Kültür Bakanı oldu. Bu görevinde Ulusal Kültür Dergisi’nin yayımlanmasını sağladı.

Kızı Nilhan Nur, Anadolu Ajansı

12 Eylül 1980 darbesinden sonra üniversiteye döndü. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinde siyaset bilimi dersleri verdi. 1988’de profesör ünvanı aldı. 1991’de Cumhuriyet gazetesinde Haftaya Bakış köşesini yazmaya başladı. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin etkinliklerinde yer aldı ve genel başkan yardımcılığı yaptı. 1993’te Fransa tarafından kendisine Ulusal Liyakat Nişanı verildi.

Kışlalı özel yaşamında acılarla da sınandı. 1995’te eşi Nilgün Kışlalı’yı trafik kazasında kaybetti. Aynı kazada kendisi de ağır yaralandı. 1997’de Nilüfer Kışlalı ile ikinci evliliğini yaptı. 1999’da üçüncü kızı Nilhan Nur dünyaya geldi.

Kızı Dolunay, Röportajlık

Siyasi kimliği itibarıyla demokratik sosyalizmi ve sosyal demokrasiyi savunan bir Kemalist’ti. Akademik bilgisini ve deneyimini hem siyasete hem topluma aktardı. 21 Ekim 1999’da Ankara’da evinin önünde uğradığı bombalı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Ölümü Cumhuriyet’in aydınlanmacı yüzünü temsil eden bir entelektüelin susturulması olarak hafızalara kazındı.

Uğradığı Bombalı Saldırı

Ahmet Taner Kışlalı, öldürülmeden önce özellikle Cumhuriyet gazetesindeki köşe yazılarıyla laiklik ve Cumhuriyet değerlerini savunmaya devam ediyordu. Bu yazıları nedeniyle kimi çevreler tarafından açıkça hedef gösterildi. Özellikle Akit gazetesi, Kışlalı hakkında “Zorba Kemalist gemi azıya aldı, halkı köpeğe benzetti” başlığıyla bir manşet attı. Fotoğrafı üzerine kırmızı çarpı işareti koyularak yayımlanan bu kapak, onu kamuoyunda doğrudan “28 Şubatçı” olarak suçlayan, şiddeti teşvik eden bir hedef göstermeydi.

Bahsedilen Akit Manşeti, X

21 Ekim 1999 sabahı, Kışlalı her zamanki gibi çalışkan bir disiplinle Cumhuriyet gazetesine “Haftaya Bakış” köşesi için yazdığı son makalesini faksladı. Saat 09.40’ta gönderilen yazıdan yalnızca 19 dakika sonra, sabah saatlerinde evinden çıkarken suikast gerçekleştirildi. Kışlalı, 06 GK 377 plakalı aracına yöneldiği sırada, silecek ile kaput arasına yerleştirilmiş poşete sarılı bombayı fark etmedi. Paketi eliyle aldı ve arabasının kapısını açarken şiddetli bir patlama meydana geldi. Patlama sonucu sol kolu koptu, vücudu ağır şekilde yaralandı. Site bekçisi Arif Emirhan Kılıç, Kışlalı’yı hızla Bayındır Hastanesi’ne götürdü. Burada yapılan ilk müdahalelerde kalbinin durduğu, nabzının hızlandığı ve bilincinin kapandığı kaydedildi. Saat 10.02’de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne getirildi. Operatör Dr. Hasan Karakış’ın muayenesi sonucu yaşamını yitirdiği kesinleşti. Ölüm raporu Dr. Karakış tarafından hazırlandı ve basına Dr. Ersin Kaya tarafından açıklandı.

Suikast Sonrası Araç, T24

Kışlalı’nın cenazesi, 23 Ekim 1999’da Ankara’da büyük bir katılımla düzenlenen törenin ardından Karşıyaka Mezarlığı’na defnedildi. Cenazeye binlerce kişi katıldı; siyasi parti temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler ve sıradan yurttaşlar “aydınlanma şehidi” olarak gördükleri Kışlalı’ya son görevlerini yerine getirdiler. Tören, dönemin siyasi atmosferinde Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan kitlenin bir dayanışma ve yas buluşmasına dönüştü.

Ölümünden sonra Kışlalı, 1999 Sertel Demokrasi Ödülü’ne layık görüldü. Ayrıca birçok sivil toplum örgütü ve akademik çevre tarafından adına ödüller ve anma etkinlikleri düzenlendi. Onun yokluğu, sadece bir akademisyenin ya da köşe yazarının kaybı değil; demokrasi, özgürlük ve Cumhuriyet ideallerini savunmada ön saflarda duran bir entelektüelin susturulması olarak görüldü.

Düşünceleri ve Mirası

ahmet taner kışlalı, ahmettanerkislali.com

Gündemdeki siyasal tartışmalara ilişkin yüzlerce köşe yazısının yanı sıra siyaset bilimi alanında kalıcı bir külliyat bıraktı. Başlıca eserleri arasında Modern Türkiye’de Siyasi Güçler, Öğrenci Ayaklanmaları, Atatürk’e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği, Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi, Siyasal Sistemler, Siyaset Bilimi, Siyasal Çatışma ve Uzlaşma, Seçimsiz Demokrasi, Bir Türk’ün Ölümü ve Ben Demokrat Değilim bulunmaktadır.

Kışlalı’nın akademik mirasında özel bir yere sahip olan Siyasal Çatışma ve Uzlaşma, öğrencilerine ithaf ettiği bir eserdir. Kitapta “şiddetin psikolojisi” ve “terörizmin sosyolojisi”ne dair yaptığı analizler, Türkiye’nin siyasal sorunlarını anlamak açısından bugün hâlâ güncelliğini korur. Onun şu tespiti, düşünce çizgisini özetler niteliktedir: ,

“Silah ve şiddet karşısında toplumun boyun eğdiğini göstermek ne kadar yanlış ise terörü yaratan ortamın değişmesi için gerekli demokratik adımları atmaktan kaçınmak da o ölçüde hatalıdır”

Bu yaklaşım, Kışlalı’nın şiddeti kesin bir dille reddederken demokrasinin toplumsal meşruiyetini güçlendirecek adımların zorunluluğunu da savunduğunu gösterir. Ona göre terör yalnızca güvenlik politikalarıyla değil, aynı zamanda toplumsal sorunları gideren demokratik mekanizmalarla da önlenebilirdi.

Kışlalı’nın düşünsel mirası, Kemalizm’i katı bir ideolojik dogma değil, çağdaşlaşmayı ve halk egemenliğini esas alan dinamik bir yönelim olarak yorumlamasında yatar. Atatürk’e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği ve Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi adlı eserleri, 1990’lı yıllarda yükselen gericilik ve laiklik karşıtı söylemlere doğrudan yanıt niteliğindedir. Aynı zamanda Seçimsiz Demokrasi kitabında seçimlerin formel varlığının, demokratik işleyişin garantisi olmadığını, özgürlüklerin ve kurumların da korunması gerektiğini vurgulamıştır.

Bugün Ahmet Taner Kışlalı’nın adı anıldığında, yalnızca öldürülmüş bir aydın değil, düşüncelerini hem akademiye hem siyasete hem de topluma taşımış bir entelektüel hatırlanır. Kitapları ve makaleleri, hâlâ üniversitelerde okutulmakta, araştırmalara kaynaklık etmektedir.

Sözleri

  • “Dinin özü iyilik yapmak, kötülükten kaçınmaktır.”

  • “Kemalizm, geçmişin bekçiliği değil geleceğin öncülüğüdür.”

  • “Eğer Çillerler, Birdallar, numaracı cumhuriyetçiler demokratsa, ben demokrat değilim. Çünkü onlarla aynı sıfatı taşımaktan utanıyorum!” (Ben Demokrat Değilim başlıklı yazısından)

  • “Bildiğimiz gericiliğin adı artık yeni ilericilik olmuştu.” (İkinci Cumhuriyetçiler için söylediği)

  • “Türkiye’nin demokrasiyle yönetilen ve çağı yakalama şansına sahip tek Müslüman ülke oluşunda, laiklik ilkesini benimsemiş oluşunun rolü olmadığını söylemeye olanak var mıdır?”

  • “Türkiye’de yaşayan ve kendisini toplumdan sorumlu hisseden herkesin Kemalizm, laiklik ve demokrasi bağlantısını iyi kurması gerektiğine inanıyorum.”

  • “Eğer Türkiye’de bir din devleti kurmak istiyorsanız Mustafa Kemal’e saldırmanız elbette ki tutarlıdır. Eğer Türkiye’nin bir bölgesini ayırıp ırkçı bir devlet kurmak peşindeyseniz Mustafa Kemal’e saldırmanın elbette tutarlı bir yanı vardır. Ama ‘çağı yakalama’ arayışında görünürken aynı şeyi yapmaya kalkarsanız belki bazı dikkatleri üzerinize çekersiniz ama inandırıcı olamazsınız.”


Kaynakça

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Karadeniz’de Sonbahar: Doğasına Hayran Kalacağınız 7 Yayla

Karadeniz’in büyüleyici yaylalarıyla doğanın kalbinde bir yolculuğa çıkın. Ayder’den Pokut’a, Gito’dan Kafkasör’e uzanan bu rota; huzur, macera ve eşsiz manzaralar sunuyor.

İstanbul Mimarisi: Süreyya Operası

Kadıköy’ün sanatla özdeşleşen simgesi Süreyya Operası, yaklaşık bir asırlık tarihiyle kentin kültürel mirası ve gururudur.

Sait Faik: Adacılığın Ritüellere Yansıması

Sait Faik'in adacılığı, doğayla ve insan sevgisiyle örülmüş bir kaya parçasına sığınan rutin hayatın ta kendisidir.

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Temizlik Takıntısı

Hastalık korkusuyla büyüyen Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın temizlik takıntısı, yaşamına ve romanlarına mizahi biçimde yansımıştır.

Sherlock Dizisinin Unutulmaz Replikleri: Oyun Başlıyor

Sherlock dizisinin ustalıkla yazılan, şarap gibi yıllanmış, akıllara kazınan repliklerine birlikte göz atalım.

Çocuklara Boşanma Nasıl Anlatılır?

Boşanma çocuklar için zor bir süreçtir. Doğru kelimeler, doğru zaman ve sevgiyle güvenin varlığı, bu süreci atlatmada büyük önem taşır.

Aftersun Filminin Unutulmaz Replikleri

İzleyenlerin kalbinde bir burukluk bırakan Aftersun filminin repliklerini inceliyoruz!

Kayıp Tanrılar Ülkesi Aslında Ne Anlatıyor?

Usta yazar, maharetli kalemiyle okurunu da yanına alıp Berlin ve Bergama'ya gidiyor; işlenmiş bir dizi cinayetin perde arkası arkeoloji, mitoloji ve tarihin ışığında aydınlanıyor.

İklim Krizi Hareketleri (Fridays for Future) Nasıl Ortaya Çıktı?

Fridays for Future, Greta Thunberg’in başlattığı ve küresel iklim kriziyle mücadele için acil eylem planı talep eden, gençlerin öncülük ettiği uluslararası bir harekettir.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ágota Kristóf

Söylenti Edebiyat editörleri, alıntı köşesinde bu ay, doğum gününde, son zamanların en popüler yazarlarından Ágota Kristóf'a yer veriyor!

Editor Picks