2 Mayıs 1729 tarihinde Prusya’ya bağlı Stettin’de (Bugünkü Polonya’nın Szczecin şehri) doğan Sophie Friederike Auguste, küçük bir Alman prensliği hükümdarı olan Christian August’un kızıydı. Ailesinin maddi zorluklar yaşadığı dönemde annesinin soylularla ve Holstein dükleriyle olan akrabalığı sayesinde saray çevresinde fark edilecek eğitim ve terbiyeyi almayı başardı. Yaptığı evlilikte annesinin hırsı kadar Sophie’nin çalışkan, öğrenmeye meraklı yapısının da etkisi büyüktü. 14 yaşına geldiğinde, Büyük Petro’nun torunu ve Rusya tahtının varisi olan Holstein-Gottorp Dükü Petro (geleceğin III. Petro’su) ile evlenmek üzere seçildi. Fakat Petro, Sophie’nin hayallerindeki prens olmaktan çok uzaktı. Hatta bu durum, belki de Sophie’nin en büyük şansıydı.
III. Petro

Çariçe Elizabeth Petrovna, varisi olmaması sebebiyle taht varisi olarak yeğeni Petro’yu seçmişti. Fakat Almanya’da doğan; çocukluğunu, kültürünü ve eğitimini alman gelenekleriyle şekillendiren Petro, Alman inanç ve zihniyetine körü körüne bağlıydı. Rusça öğrenmeyi, Ortodoks olmayı reddetti. Tahta çıktığında Rusya’nın aleyhine Yedi Yıl Savaşlarından çekildi, orduya Alman tarzı kıyafet ve disiplin getirmeyi denedi. Açıkça Rusya’dan nefret ettiğini, Almanya’ya hayran olduğunu söylüyordu. Yalnızca bu sebeplerden değil hala tartışılan “trajikomik” hareketleriyle de kral olmaya uygun değildi. Dengesizliği, sinirli hallerinin aksine çocukça davranışları vardı. Askeri oyuncaklara, taklitlere ve şakalar yapmaya meraklıydı. Hükümdara yakışmayan hareketleri onu herkesin gözünde itibarsız bir hale getirdi ve kolaylıkla halkın nefretini kazanmayı başardı.
Büyük Katerina’nın Doğuşu

Sophie, 14 yaşında saraya geldiğinde Petro’nun aksine geleceğin hükümdarı olarak nasıl davranması gerektiğini çok iyi biliyordu. Rus kültürüne ve diline karşı büyük bir ilgisi vardı. Sarayın soğuk duvarları arasında Rusça çalışırken zatürreye yakalanmış, bu çabasıyla da halkın takdirini kazanmayı başarmıştı. Hastalığı sırasında annesinin Protestan papaz çağırmasına karşın Sophie, Ortodoks bir papaz getirilmesini istedi. Ortodoks inancını benimsemek, hem sarayın hem halkın sevgisini kazanmak için önemliydi. Kısa süre sonra Ortodoks kilisesi tarafından vaftiz edilip “Yekaterina Alekseyevna” ismini aldı. Böylece, Rusya’nın gelecekteki imparatoriçesi olma yolunda ilk adımını atmış oldu. Fakat yaptığı evlilikte işler bu kadar kolay ilerlemiyordu. Petro’nun ilgisiz ve anlaşılmaz tavırlarının yanı sıra, eşine ve Rusya’ya karşı duyduğu nefreti açıkça dile getirmekten çekinmemesi, Katerina’yı yalnız bir yola sürükledi. Ancak bu yalnızlık onun için bir çöküş değil, aksine güç topladığı dönem olmuştu. Katerina, zekası ve becerisiyle saray içerisinde nüfuzunu güçlendirdi. Üstelik eşinden göremediği ilgi yükselişindeki kilit noktaydı. Umutsuzca aşkı aradığı dönemde hayatına giren en önemli isimlerden biri Grigory Orlov‘du. Muhafız subayı olan Orlov, Katerina için yalnızca bir sevgili değil, aynı zamanda iktidara yükselişindeki en güçlü destekçiydi. Orlov, kardeşleriyle birlikte 1762’de Petro’ya karşı yapılan darbeyi örgütledi ve böylece yalnızca imparator eşi olması beklenen Katerina kendi devrini başlatmış oldu.
İmparatoriçenin Özel Yaşamı

II. Katerina yalnızca Rusya’nın en güçlü hükümdarlarından biri olarak değil, tutkulu aşk hayatıyla da tarihte iz bıraktı.
Katerina ve Petro
Sevgi ve güven üzerine değil, nefret ve mesafe üzerine kurulu bu evlilik, Katerina için ne aşk ne de sadakat getirdi. Katerina’nın kendi hatıralarında çizdiği Petro portresi ve kaleminden aktardığı hatıralarıyla, ilişkilerinin ne denli problemli olduğunu görebiliyoruz.
“Doğa onu aşağılık kılmıştı, çiçek hastalığı onu iğrenç derecede çirkinleştirmişti, alışkanlıkları ise onu tiksindirici bir hale getirmişti. Ruslardan nefret ediyor ve kendisini Holsteinlılarla çevreliyordu.”
Yine de genç Katerina, evliliğinin ilk yıllarında eşini sevmeye, bu birlikteliği sürdürmeye çaba harcadı. Ne var ki Petro’nun dengesiz ve beklenmedik halleri, bu çabayı kısa sürede boşa çıkardı.
Günümüze kadar ulaşan bazı hatıralara baktığımızda Petro’nun nasıl bir karaktere sahip olduğunu anlayabiliyoruz. Bir ziyafet sırasında sarhoş halde Katerina’ya herkesin önünde “aptal fahişe” demesi ya da yirmi beş yaşındayken nişastadan yapılmış oyuncak askerlerine zarar verdiği için bir fareyi “askeri kanun gereğince suçlu” ilan edip idam ettirmesi, yalnızca onun hükümdar olamayacağını değil, bir eş olmaya da uygun olmadığını açıkça gösteriyor.
Sergey Saltykov
Mutsuz geçen yıllar Katerina’yı eşinden göremediği ilgiyi başka birinde aramaya itti. Katerina’nın ilk aşkı saray çevresinde yakışıklılığıyla tanınan asilzade Sergey Saltykov oldu. Sergey’in çariçenin ilk çocuğu Pavel‘in babası olduğu iddia edilse de bu söylenti hiçbir zaman kesinlik kazanmadı. Yine de çıkan bu dedikodular, bugün bizlere Katerina’nın eşiyle olan ilişkisini ve saray çevresinde yasak aşkını nasıl özgürce yaşadığını anlamamız için yeterli oluyor.
Grigory Orlov
Katerina’nın hayatındaki ikinci büyük aşkı 1762’de Petro’yu tahttan indiren darbenin başrollerinden biri olan Grigoy Orlov‘du. Petersburg’un genç ve yakışıklı subayı olan Orlov Katerina’nın yasak aşkı olmanın ötesinde, onun iktidara giden yolundaki en güçlü destekçisiydi.
Grigory Potemkin
Katerina’nın en büyük aşkı ise Grigory Portemkin‘di. 1774’te, Rusya’nın Osmanlı’yı mağlup ettiği savaşta kendini gösteren Grigory yalnızca bir sevgili değil, aynı zamanda bir devlet ortağıydı. Kırım’ın ilhakı, Osmanlı ile yapılan savaşlar ve pek çok reform, Potemkin’in askeri zekası ve vizyonu sayesinde gerçekleşti. Bazı tarihçiler, ikisinin gizli bir evlilik yaptığını iddia ediyor olsa da Montefiore’nin ifadesi bu iddiaları zayıflatıyor.
“Katerina kimseyle evlenmezdi; çünkü kamuya açık bir kocayla gücünü paylaşmak istemezdi. Üstelik bir gaspçı olarak, Potemkin gibi küçük bir Rus ailesinden biriyle evlenmesi ona çok büyük zarar verirdi.”
Rusya’nın Aydınlık Dönemi

Katerina tahta çıktığında elinde karmaşık geri kalmış bir toplum ve dağınık bir devlet yapısı vardı. Tahtı ele geçirdiğinde Avrupa’yı öncü kabul edip birçok yeniliğe imza attı. En dikkat çekici başarıları dış politikada oldu. Saltanatı boyunca Rusya’nın sınırlarını yaklaşık beş yüz yirmi bin kilometre genişletti. Osmanlı İmparatorluğu’na karşı yaptığı savaşlarla Karadeniz’in kuzeyinde hakimiyetini sağladı, 1783’te Kırım’ı ilhak ederek Osmanlı’yı doğrudan tehdit eden sarsılmaz bir konuma yükseldi.
Ekonomide ise durum yine sıkıntılıydı. Rusya’da ekonomiye katkı sağlayacak özgür köylüler ya da öncü bir burjuva kesimi yoktu. Katerina, 1769’da ilk kez kağıt para çıkartan Assignation Bankasını kurdurdu, Prens Viazemski yardımıyla mali düzenlemeleriyle devlet gelirlerini merkezileştirdi ve modern bütçe sistemini başlattı.
Kültür ve sanat ise Katerina’nın kendini bulduğu alandı. Ermitaj Müzesi, Katerina’nın zengin koleksiyon katkısıyla (38.000 kitap, 10.000 değerli taş ve 10.000 çizim) bugün dünyanın en büyük müzelerinden biridir.
İktidarın Son Dönemi

II. Katerina, Petersburg yakınlarındaki Tsarskoye Selo’da felç geçirdi ve ertesi gün 17 Kasım 1796‘da hayatını kaybetti. Onun ardından tahta, küçüklüğünden itibaren mesafeli yaklaştığı, hatta tahttan uzak tutmak için suikastçılara dahi destek verdiği oğlu I. Pavel geçti. İlk yıllarında takdirle adından söz ettiren Katerina, özel hayatına olan düşkünlüğü sebebiyle halkın gözünden düşmüş olsa da Rusya’yı büyük güçler arasına sokan, sanat ve bilimin imparatoriçesi olarak tarihe geçti.
Kaynakça;
Waxman, Olivia. “The Real History behind HBO’s “Catherine the Great.”” Time, 21 Oct. 2019, time.com/5696556/catherine-the-great-history/.
Oldenbourg-Idalie, Zoé. “Catherine the Great | Biography, Facts, & Accomplishments.” Encyclopædia Britannica, 6 Dec. 2018, www.britannica.com/biography/Catherine-the-Great.
Raeff, Marc. “Russia – the Reign of Catherine II (the Great; 1762–96).” Encyclopedia Britannica, www.britannica.com/place/Russia/The-reign-of-Catherine-II-the-Great-1762-96.
“Catherine the Great’s Instruction | EBSCO.” EBSCO Information Services, Inc. | Www.ebsco.com, 2023, www.ebsco.com/research-starters/history/catherine-greats-instruction.