Abbas Kiyarüstemi Ten (2002): Kameranın ve Kadının Konumu

Batuhan Amaç
Batuhan Amaç
İyiler ilk görüşte tanınmaz.
spot_img
spot_img

İran Sineması, İran İslam Devrimi sonrasında gelişen bir sinemadır. Devrim ile birlikte yaşanılan kültürel değişimler ulusal sinema kimliğini taşır. İran Sineması’nı devrim öncesi ve sonrası olarak ele aldığımızda kadının konumu her zaman problem oluşturmuştur. Bu problemin ana kaynağı ise İffet Kuralları’dır. Bir yasa olarak düzenlenen bu kurallar sinemaya da uygulanmıştır. Kuralların getirdiği yükümler, yönetmenleri kadınlar üzerinde belirli roller ile sınırlamıştır. Örneğin, İran Sineması’nda erkek ve kadının fiziksel temasın olmaması, karşılıklı arzu ile birbirlerine bakamaması gibi kurallar mevcuttur. Aslında İran Sineması’ndaki en temel sıkıntı; kadının varlığıdır.

Biz de bu yazımızda İran Sineması’nın önemli yönetmenlerinden biri olan Abbas Kiyarüstemi’nin Ten -10- filmi üzerinden, İran toplumunda kadının konumuna açılan pencereleri, kameranın konumu üzerinden çözümlemesini yaptık. Keyifli okumalar!

Film; Tahran sokaklarında arabasıyla yolculuk yapan bir kadının çizdiği İran güzergâhını gözler önüne serer. Kameranın durduğu yer, toplumun kadına olan bakışını yansıtır. Filmin adından da anlaşılabileceği gibi kendi içinde 10 bölümden oluşur. Aslında tüm hikâye kadının konumudur ve Abbas Kiyarüstemi bu durumu kameranın konumu ile gösterir. Film, anne ve oğulun hikâyesi ile başlar. Ortada bir boşanma vardır ve annenin başka birisiyle evli olduğunu ve bu durumdan rahatsızlık duyan çocuğunun annesi ile olan tartışmasına şahit oluruz. Abbas Kiyarüstemi tam bu noktada hikâyeyi bize kameranın konumu ile yansıtır; anne ve çocuğun tartışmasında kameranın asla kadını göstermemesi, kadının sadece sesini duymamız, tartışmanın şiddetinin artmasına rağmen kameranın asla tartışma boyunca konumunun değişmemesiyle oluşan rahatsızlığı, toplumun kadınlara olan rahatsızlığı olarak gözler önüne serer. Biz ancak çocuk arabadan indiğinde kameranın kadını gösterdiğini görürüz.

Film sadece annenin çocuğu ile olan ilişkisine odaklanmaz. Yol boyunca sürücü koltuğunun yanında çeşitli yolcular oturur. Aslında yan koltukta oturan bütün yolcular, kameranın konumunu ve İran’ın güzergâhını şekillendirir. Örneğin başka bir hikâyede tamamıyla karanlığa gömülen bir kadının varlığını sadece sesiyle tanırız. Kameranın konumu ancak kadının mesleğini göstereceği zaman değişir ve seyirci sadece kadını mesleği üzerinden görür. İşte kameranın konumu bu noktada çok önemlidir. Bir hayat kadınını sadece sesiyle tanırız ve iş için yola çıktığı zaman kameranın kadını gösterdiğini görürüz ve sadece işi üzerinden değerlendirilir. İşte bu durum İran’ın kadına olan bakışını ve kadını ne olarak gördüğünü yansıtır. Başka bir hikâyede ise bir kadının sevdiği kişi tarafından bırakıldığına şahit oluruz. Fakat kameranın konumu kadını gösterir. Sevdiği kişi tarafından bırakılan kadınını uzun uzun seyrederiz. Bunda bir problem olmadığını görürüz. Film boyunca kadınların hayatlarına göre şekillenen kameranın konumunu Abbas Kiyarüstemi usulü 10 farklı pencereden seyrederiz.

Abbas Kiyarüstemi, anlatımını kameranın konumu üzerinden gerçekleştirir. Film boyunca kadınların üzerindeki baskıyı, bir arabanın içinde gözler önüne serer. Baskıyı simgeleyen metafor arabadır ve direksiyonda kadının yer alması ile düşünsel bir süreç yaratır.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.