İlhamdan Doğan Otoportre: Helene Knoop, ‘Despair’ Eseri İncelemesi

Bu içeriğimizde Norveç’in önde gelen figüratif ressamlarından biri olan Helene Knoop’un Rembrandt’ın Lucretia adlı eserinden esinlenerek yarattığı ‘Despair‘ adlı eserini inceleyeceğiz. Her sanatçı akımlardan ve bu akımların öncüsünden etkilendiği gibi Knoop da, kitsch etkisinde kalmıştır. Eseri daha iyi anlayabilmek adına önce sanatçı hakkında bilgi sahibi olup, kitsch kavramına bir göz attıktan sonra tablonun detaylarına ineceğiz.

Keyifli okumalar!

Helene Knoop Kimdir?

Norveçli sanatçı Helene Knoop 1979 yılında Drobak’ta doğmuştur. 1998-2000 yılları arasında Reidar Finsrud’da öğrenci ve asistanlık yaptıktan sonra, 2000-2003 yılları arasında dünyaca ünlü figüratif ressam olan Odd Nerdrum ile çalışıp eğitim almıştır.

WorldWideKitsch” web sitesini onun gibi Nerdrum öğrencisi olan Jan-Ove Tuv ile birlikte yönetmiştir. Kitsch Bienali etkinliğinin ise arkasındaki ana karakterlerinden birisi olmuştur. Knoop çoğunlukla canlı bir modelden esinlenerek resim yapmıştır. Yüksek lisans stüdyosundan ayrıldığından beri eserlerini geliştirmeye ve sanatının üstüne koymaya devam etmektedir.

Sanatçı İtalya’da antik heykel okuyarak insan figürüne odaklanarak eserlerinde bu yönde çalışmaya devam etmiştir. Eserlerinde kişileri acıklı, şiirsel ve samimi olarak resmetmiştir. Kitsch ressamları olarak adlandıran figüratif sanatçılar grubuna kendini ait hisseden sanatçı, yağlı boya tablolarıyla yaptığı çalışmalarda klasik ve antik Yunan tarzını kullanmıştır.

Helene Knoop eserlerinde sürükleyici bir aktarıma sahip olduğunu yağlı boya tablolarında ve otoportrelerinde bize kanıtlamıştır. Resimlerinde görüldüğü üzere eserlerini “Barok sanatı” üzerine karakterize etmiştir. Motiflerinin birçoğunda Nerdrum okulundan etkilenmiştir. Sembolizmden etkilenmiş ve İtalyan Rönesans geleneğini yeni şekillerde yorumlamıştır. Caravaggio ve Munch hayranı olan Knoop, Caravaggio’yu eserlerini özümsemek ve kopyalamak uğruna İtalya’da yaşayacak kadar çok sevmiştir.

Knoop’un resimlerinde; durgun ve donuk bakışları tercih ettiğini eserlerinde fark edebiliriz. Bunun sebebi gülümsemeyi uzun süreli ve samimi değil, anlık bulmasındandır. Knoop’un eserleri ‘kitsch‘ yani ”ucuz sanat” olarak eleştirilse de, sanatçı esasında eserlerini sanatsal kavram altında ayrıştırmaya karşı bir ressamdır. Soyut dünyayı anlamlandıramadığını; bu nedenle somut dünyada olan canlıların ve nesnelerin gerçekçi bir tasvirini aradığını belirtmiştir. Otoportrelerinde ise güçlü bir bireysellik sezilse de Helene; sanatın izleyicinin bir yansıması olduğuna inanmıştır.

Knoop; Londra, Stockholm ve New York’taki gösteriler de dahil olmak üzere, birçok başarılı kişisel sergiye imza atmış ve grup gösterilerine katılmıştır. Kendini sanat alanında yetiştirirken, öğrendiklerini aktarmak adına öğrencilerine özel ders vermiştir. 2007 yılında ayrıca Norveç’in ünlü şehri Nesbyen de festivale katılım sağlamıştır.

Helene Knoop 1979

Kitsch Nedir?

Düşük sanatsal değere sahip nesneler için kullanılan bir kavram 19. yüzyılda Almanya’da ve Avusturya’da yaygın olarak kullanılmıştır. Kitsch tanımlaması  oldukça zor bir kavram olarak gözükse de 1860’lar ve 1870’lerde Münih sanat piyasasının açılmasından sonra anlam kazanmıştır. Kavram; pazarlanabilen, ucuz resimleri ve eskizleri tarif etmek için kullanılmıştır. Kelime tüm Avrupa dillerinde aynı şekilde ve aynı anlamda kullanılmıştır. Sıfat olarak kullanıldığında, kitleler için tasarlanmış ve herkes tarafından beğenilen kültür ürünlerini tanımlar niteliktedir. Romantizm akımının kitsch ile olan ortak özellikleri dolayısıyla benzediği düşünülmüştür. Norveç sanatı bağlamında ise bu kavram; 1990’larda Odd Nerdrum‘un kendisini bir kitsch ressamı olarak adlandırmaya başlamasından sonra anlam kazanmıştır.

Nevlungshavn Odd Nerdrum 1982 Nerdrum Müzesi

Ne kadar aşağılık bulursak bulalım, kitsch insanlık durumunun vazgeçilmez bir parçasıdır.”

Milan Kundera

Tablo Okuması

‘Despair’ resmi bir otoportredir. Boyutu 120 cm x 100 cm’dir. Yağlı boya ile kanvas tabloya geçirmiştir. Eserlerinde kendini son derece ayrıntılı, savunmasız ve maske olmadan süslü anlatımlardan uzak şekilde tasvir etmiştir. Bu otoportresindeki duruş Washington’daki Ulusal Sanat Galerisi’ndeki Rembrandt van Rijn’in yaptığı düşünülen Lucretia (1664) resmindeki pozu akıllara getirmiştir. Bir Etrüsk kralının oğlu tarafından tecavüze uğrayan ve çaresizlik içinde onurunu korumak için kendi canına kıyan antik Romalı soylu kadın Lucretia’nın hikayesini anlatır. 

 

Lucretia 1664 National Gallery of Ar Washington ABD

1664 yıllarında kadınlar açısından acılar ve şiddet sürmüş, suçlar çoğunlukla cezasız kalmıştır. Kendisini ”Kitsch ressamı” olarak tanımlayan Knoop 2007’de, Rembrandt’ı yeniden yorumladığı Despair / Çaresizlik adlı özel koleksiyonuna otoportresini dahil etmiştir. Knoop’un otoportredeki bakışları, Lucretia karakterinin portresindeki bakışından çok daha ürkek ve çaresiz görünmektedir. Ancak değişen şeyler de vardır ve Knoop da değişen dönemi eserine aktarmak istemiştir. Kadınlar yan yana, özgür sokakta olmasından dolayı eserinde Lucretia’yı güçlü bir kadın olarak yansıtmıştır. Mesela yüz hatlarındaki çaresizlik biraz daha ışıkla aralanmıştır, daha sıcak renklerle aydınlık bir görüntü yaratılmıştır.

Despair resminden silah detayı bayaiyicom 2007
Despair resminde ki aydınlık detayı bayaiyicom 2007

Yıllar boyu birikerek ilerleyen kadın mücadelesinin sonucu Knoop’un yorumunda belki de yalnızlık ve çaresizlik hissi bir dost, resme dahil edilen tablonun sağ tarafında olan bir köpek ile gösterilmiştir. Siperdeki el daha çok kendini korumak adına havaya kalkmıştır. Hançerin yerini silah almış, yüzünü de gerçek suçlulara; kadınlara her türlü şiddetin izleyicilerine doğru dönmüştür ve geçmişte hemcinslerine uygulanan şiddetin öfkesi yansıtılmıştır.

Kaynakça

  • Helene Knoop‘un Despair resmi – Baya İyi (bayaiyi.com)
  • Biyografi – Helene Knoop
  • Kitsch – Mağaza norske leksikon (snl.no)
  • Helene Knoop – Mağaza norske leksikon (snl.no)
  • Helene Knoop – Satılık sanat, fotoğraflar, biyografi ve CV (fineart.no)

Görseller

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Sosyal Medyada Cinsiyetçi Stereotiplerin Yayılması: Paylaştıkça Büyüyen Kalıplar

Sosyal medya, cinsiyetçi kalıpları yaygınlaştırıyor; kullanıcılar bu normları sorgulamak yerine yeniden üretiyor.

Bitki Yetiştirmek, Mekânı Canlandırmaktan Fazlası mıdır?

Bitki yetiştirmek; estetik bir eylemden öte, politik, etik ve varoluşsal anlamlar taşıyabilir.

Ostrogot Krallığı: Roma Kartalı’nın Küllerinden Doğan İtalya

Hunların gölgesinden çıkarak Roma tahtına oturdular… Ostrogotların yükseliş ve düşüş hikayesini birlikte keşfedelim.

The Notebook Hangi Albümle Eşleşir?

Romantik filmlerin kilometre taşlarından The Notebook ve Jeff Buckley'den Grace albümünü ortak noktada buluşturuyoruz.

Müzik Listenize Eklemeniz Gereken 5 Bağımsız Sanatçı

Bu yaz, ruhunuza dokunacak hafif melankolik ve nostaljik tınılarıyla sizlere eşlik edebilecek indie sanatçılarla tanışmaya ne dersiniz?

Osmanlı’da Kadın Figürü: Validelerin Osmanlı Saltanatına Müdahalesi

Valide sultanların saltanatı, 16.yüzyılın ikinci çeyreğinden başlayarak Osmanlı'nın son dönemlerine kadar süren bir dönemi kapsar.

Beyaz Geceler Festivali: Uyumayan Şehir Saint Petersburg

Beyaz Geceler süresince St. Petersburg; ziyaretçilerine etkinliklerle, doğasıyla, sanatıyla ve sürekli aydınlık havasıyla büyülü ve masalsı bir deneyim yaşatır.

Bir Haftada Bitirilebilecek 3 Edebiyat Klasiği

Hayatın yoğun temposuna biraz ara verip bir haftada rahatlıkla bitirebileceğiniz, uzun süre aklınızda yer edecek üç edebiyat klasiğini ele alacağız.

Türler Arası Geçiş Yapan Sanatçılar: Country’den Pop’a Geçen 5 Sanatçı

Country’den pop’a geçen sanatçılar nasıl bir dönüşüm yaşadı? Shania Twain'den Taylor Swift'e türler arası yolculukları bu yazıda inceliyoruz!

Gerçek Kişilerden İlham Alınarak Yaratılan Kitap Karakterleri

Edebiyat, sadece bir hayal ürünü değil, insan ruhunun, yaşanmışlıklarının ve özlemlerinin bir yansıması, bir aynasıdır.

Editor Picks