Yıllarca etkisinden kurtulamadığımız ve Perşembe günleri sokakları bomboş bırakan Kurtlar Vadisi neden bu kadar başarılı, gelin birlikte bakalım.
Eğer diziyi daha önce hiç izlemediyseniz yazımız, diziyle ilgili tat kaçıran bilgileri karşınıza çıkaracaktır.
Kullanılan Kamera Açıları
Dizi boyunca verilmek istenen şeylerden biri kesinlikle hiyerarşi oldu. Polat Alemdar karakterinin, Çakır‘ın omuzları üzerinden nasıl yükseldiği ince ince işlendi. Tüm bunlar işlenirken yönetmen, bizlere kamera açılarıyla bu hiyerarşiyi açık seçik bir şekilde verdi.
Kullanılan kamera açıları, ilk bölümleri göz önüne aldığımızda baron Mehmet Karahanlı‘ya çevrildiğinde aşağıdan çekilirken (en büyük ve yetkili olduğunu gösterebilmek için) Tombalacı Mehmet‘in üstten çekildiğini görüyoruz. Bu durumu Hollywood’un en ünlü filmlerinden biri olan The Godfather (Baba) serisinde de görmek mümkün.
Her karakterin ayrı bir kamera açısının olması, bu istikrarı 97 bölüm boyunca göstermeleri ve hiç hata yapmamaları görünmeyen başarılarından sadece bir tanesi.
Müzikleri
Sahnelerde kullanılan müzikler sahnenin etkileyiciliğini arttırdığı gibi, verilmek istenen mesajları da verebilir. Bu nedenle dizilerde, filmlerde kullanılan müzikler ve temalar son derece önem taşır.
Kurtlar Vadisi’nin jenerik müziğine baktığımızda ise dizinin karanlık ve puslu yönüyle ne kadar benzeştiğini görebiliyoruz. Onun dışında “Cendere” temasının Polat’ın karakteriyle nasıl da benzerlik gösterdiğini de söylemeden edemeyeceğiz. Gökhan Kırdar‘ın yaptığı bu müziklerin hepsi, yerine göre aksiyon sahnelerinde kullanımı yerine göre de duygusal sahneler ya da karakterin iç hesaplaşmasının olduğu sahnelerde kullanımıyla çok yönlülüğünü ortaya koyuyor. Aynı zamanda her karaktere ayrı kullanılan temalar ile dizi, etkileyiciliğini arttırmayı başarıyor.
Yalnızca temalar değil dizide yer verilen türkülerde son derece önemli. Her türkünün hem hikayesi hem de kendisi, içinde diziden çok şey barındırıyor. Örneğin Çakır sahnesinde kullanılan “Hekimoğlu” türküsü, türkünün hikayesiyle bize neler olacağının mesajını veriyor. Yine “Elif Dedim” , “Acem Kızı” gibi türküler de diziyle efsaneleşmiş parçalardan.
Her şeyin yanında Laz Ziya sahnelerinde yer alan “Asiye” türküsü de diziye derinlik katan şarkılardan yalnızca biri. Türkü, Laz Ziya’nın geçmişini öğrenmemizle dizinin karakter tanıtımı açısından son derece önemli rol oynuyor.
Dizinin Gerçek Hayatla Bağlantısı
Dizide yer alan olayların, ölümlerin gerçek olması izleyiciyi bağlayan unsurlardan yalnızca bir tanesi. Örneğin Irak Savaşı üzerinden verilen her şey, dönemin gündemine ayak uydurması sebebiyle çeşitli komplo teorilerini de beraberinde getirmiştir.
Olaylar gibi kişilerin de gerçekle hayatla bağlantılı olması diziyi gizemli ve cesur yapmıştır. Dizide yer alan karakterlerin de gerçek hayatta temsil ettikleri iddia edilen kişilerle benzerlik göstermeleri diziye çok fazla bağlanılmasına ve sevilmesine sebep olmuştur.
Dizinin bir mafya dizisi olması ve bu mafyalaşmanın Türkiye’nin ekonomisini ve siyasetini yöneten bir oluşum üzerinden gidilmesi de son derece ses getirmiştir.
Dizinin Acımasızlığı
Dizi bir şeye karar verdiği zaman bunu gözünü kırpmadan uyguladığını görmek mümkün. Dizide Çakır ölecekse ölür hatta çeşitli sebeplerden dolayı bu ölüm, öne bile çekilir. Dizide büyük bir yer kaplayacağını düşündüğümüz, Polat’ın bu mafya alemine girmesinin en önemli sebebi Duran Emmi, Aslan Bey tarafından öldürülür. Dizi acımasızdır, karakterleri gridir.
Dizideki bütün karakterler amacına hizmet eder. Çıkarları ve gururları üzerine yaşayan insanları izleriz. Bu durum diziyi acımasız hale getirir. Çünkü, bu uğurda pek çok karakter harcanır. Bu durum izleyiciyi son derece üzer ancak diziden vazgeçirmez.
Kurgusu
Dizi elbette başarısını; Ahmet Yurdakul, Raci Şaşmaz, Bahadır Özdener ve Mehmet Turgut‘un kaleme aldığı senaryoya borçlu. Söylenmeyenleri dile getirmesi, orijinal kurgusu ve gündemi ele almasıyla senaryo, ilk 97 bölümü başarılı kılan etmenlerden en güçlüsü.
Dizide söylenen her repliğin çoğu yerde yazıldığını görmeniz mümkün. Özellikle Polat Alemdar’ın girdiği mafya aleminde kural olarak belirlenen raconların kesilmesi için yazılan replikler, bir dönemin belki de dilinden düşüremediği cümleler haline gelmiştir.
Dizinin bu replikleri ince ince düşünmesi bazen izleyicinin bunu anlamamasına neden olmuştur. Ancak dizi bu anlaşılmazlığa bir açıklık getirmez ve devam eder. İzleyiciden dikkat ister ve diziyi derinleştirir. Çoğu dizide gördüğümüz bütün olayları açıklamasıyla izleyiciyi sıkan sahneler, Kurtlar Vadisi‘nde yer almaz.
Karakter Gelişimi
Karakter gelişimi, bir dizide dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan bir tanesi. Hatta Breaking Bad dizisinin dünya çapında bu kadar sevilmesinin sebebi, Walter White‘ın nasıl Heisenberg‘e dönüştüğünü izlememizden başkası değil.
Kurtlar Vadisi’nde de böyle bir durum mevcut. Polat Alemdar ilk sezonda şen şakrak, içimizden biri gibi bir görüntü sergilerken Türk televizyon tarihinin en etkileyici sezon finali olan “Kumarhane Baskını” sonrası aleme adaptasyon sağladığını ve acımasızlaştığını görebiliyoruz. Hatta Polat Alemdar’ın tam olarak karakter gelişimi “Racon kesmiyorum, kafa kesiyorum” sahnesi ile tamamlanıyor.
Diğer yandan ise Çakır, ilk sezon kötü adam olarak karşımıza çıkıyor. Acımasızlığı, devamlı olarak burun çekmesiyle kokain kullanımına yönelik yapılan göndermeler onun izleyici tarafından, alem içerisinde yozlaştırılmış bir karakter olduğunu kabullenmesine yol açıyor. Ancak bölümler ilerledikçe Çakır’ın daha sakinleştiği Polat’ın ise daha acımasızlaştığına şahit oluyoruz. Dizi burada bize, vermesi gerekeni veriyor da diyebiliriz. Yani, Çakır’ın düşüşü, Polat’ın yükselişi. Kumarhane Baskını sonrası Derya‘nın ölümü, Çakır’ın karakter gelişiminde büyük rol oynuyor.
İlk sezondan kurulan sehem ve bu sehem etrafında dönen karakterler ise diziye derinlik katan olaylardan bir diğeri. Bu sehem sayesinde olayların iç içe girmesi; Deve Tuncay‘ı tanımamız, Tombalacı Mehmet ve Şevko‘nun karakter gelişimine şahit olmamız, derin alemin raconuna ters düşen şeyleri izleyiciye kabullendirmesi senaristlerin ustalık eseri diyebiliriz.
Dizi, Türk televizyon tarihinde yaptığı ilklerle kendisinden sonraki dizilere de ilham kaynağı olarak başarısını tescillemiştir. Bunun en önemli örneği ise Ezel dizisinde bıraktığı etkidir. Kurtlar Vadisi, göründüğünden daha fazlası olmuş ve büyük yankı uyandırmıştır.