Japon anime ve manga sanatçısı Hayao Miyazaki, 1941 yılında Tokyo’da dünyaya gelmiştir. Miyazaki, aynı zamanda Stüdyo Ghibli‘nin kurucularındandır. Altın Ayı, Oscar ve Akademi Onur Ödülü gibi sayısız birçok ödül alan ünlü anime sanatçısı Laputa: Gökteki Kale, Komşum Totoro, Prenses Mononoke, Ruhların Kaçışı, Rüzgar Yükseliyor, Küçük Cadı Kiki, Tepedeki Ev ve Yürüyen Şato gibi onlarca animenin altına imzasını atmıştır. Filmlerinde aşk ve arkadaşlığı kalpleri ısıtan bir sıcaklık ile işlemekle kalmayan Miyazaki, sürükleyiciliği ile sizi kahramanların büyüleyici dünyasına alır. İzlerken hiç sıkılmayacağınız sanatçı, dönemin toplumsal ve tarihi konularına da değinir. Usta bir elin incelikle işlediği o filmlerin işte birkaçı!
1. Spirited Away
Chihiro ve ailesi yeni bir kasabaya taşınmıştır. Bu kasabada ilginç bir yapı görürler. Chihiro’nun ailesi içine bakıp incelemek istese de o buna karşı çıkar. Çünkü kötü bir şey olacağını sezer. Yapının içine girip birbirinden lezzetli yemekleri gören ailesi bunları yemeye başlar ve domuza dönüşür. Chihiro’nun yolculuğu da işte böyle başlar. Bu gizemli yapı aynı zamanda ruhların dinlenme yeridir. Anne ve babasını kurtarmak için Yubaba ile anlaşma yapıp ruhlar için çalışmaya başlayan bu küçük kız, burada Haku ile tanışır.
2. My Neighbour Totoro
Hasta olan annesinin yattığı hastaneye daha yakın olmak isteyen Satsuki ve Mei, babalarını hastaneye yakın eski bir eve taşınmaya ikna ederler. Bu eski evde onlarla birlikte bazı gizemli varlıkların yaşadığını fark ederler. Bu varlıklar sayesinde Totoro ile tanışan bu iki küçük kız kardeş ormanın büyüleyici tarafıyla tanışırlar.
3.Howl’s Moving Castle
Diana Wynne Jones‘un aynı adlı kitabından uyarlanan Yürüyen Şato‘da, küçük bir şapka tamircisinde çalışan Sophie’nin yaşamı, bir gün dükkana yapılan bir ziyaret ile değişir. Kötülük cadısı Sophie‘yi doksan yaşındaki bir teyzeye dönüştürür. Çevresi tarafından tanınmaz hale gelen Sophie evini terk eder ve Howl adlı bir büyücünün yanına yerleşir. Burada büyücünün yürüyen şatosuna can veren ev cini Calcifer ile anlaşma yapar ve kendine yapılan bu haksız büyüyü bozmaya çalışır. Aynı anda hem bu kötü büyüye hem de şatonun dışında patlak veren savaşa karşı mücadele verirler. Bu film, içinde barındırdığı romantizm ve mücadele ruhuyla bizi hayran bırakmakla kalmaz, aynı zamanda müzikleri ile de izleyiciyi etkilemeyi başarır.
4. The Wind Rises
Miyazaki’nin emekli olmadan önce son çektiği film olan Rüzgar Yükseliyor, II. Dünya Savaşı’nda kullanılan Mitsubishi savaş uçağının tasarımcısı Jiro Horikoshi‘nın kurgusal otobiyografisi niteliğini taşır. Küçüklüğünden beri uçaklara hayranlık duyan Jiro, pilot olma hayalleri ile büyüyor. Ancak gözleri pilot olamayacak kadar bozuktur. Pilot olamayacağını anlayan Jiro bu sefer uçak tasarımcısı olmayı hedefler. Ancak Japonya’nın teknolojik olarak birçok açıdan yetersiz kaldığını gören Jiro, uçaklar hakkında bilgi toplamak için Almanya’ya gider. Miyazaki bir yandan Japonya’nın Büyük Buhran‘ını canlı ve olumlu yönünden işlerken diğer yandan gerçekleri yansıtmaktan da kaçınmıyor. Jiro karşısına çıkan olumsuzluklara rağmen hayallerinden ve tutkularından vazgeçmiyor.
“Rüzgar yükseliyor… yaşama tutunmak gerek!”
-Paul Valery
5. Kiki’s Delivery Service
Küçük bir cadı adayı olan Kiki’nin cadı olabilmesi için ailesinden uzakta kendi başına ayaklarının üzerinde durmayı öğrenmesi gerekmektedir. Annesinin hediye ettiği süpürgesini ve kedisi Jiji‘yi kapıp yola çıkan Kiki ilk başta biraz zorlanır. Kasabasından oldukça farklı bir ortama giden küçük cadı zorlanmasına rağmen azmi ve çalışkanlığıyla kendi ayaklarının üzerinde durmayı başarır. Fırıncı Osono’ya konaklama karşılığında yardım eder. Osono’nun tavan arasındaki boş odasında kedisi Jiji ile yaşamaya başlayan Kiki, süpürgesi ile cadı teslimatı işine başlar. Küçük Cadı Kiki, Kiki‘nin bu kasabada yaşadığı renkli maceraları konu almaktadır.
6. From Up On Poppy Hill
Babasını Kore Savaşı‘nda kaybeden lise öğrencisi Umi, babasının döneceğine dair umudunu yitirmez. Her gün çift flamayı evlerindeki bayrak direğine çeker. Tam o sırada okulda Shun ile tanışır. Birlikte kulüp evini yıkılmaktan kurtarmaya çalışırlar. Ancak zamanla ikisinin de tahmin edemeyeceği bir bağ açığa çıkar. Umi, babasının kaybolmadığını ancak hayatını kaybettiğini öğrenir. Ancak alacağı tek yıkıcı haber bu olmayacaktır.
7. Castle In The Sky
Korsanlar tarafından saldırıya uğrayan Sheeta, sihirli mavi kristalden bir kolyeye sahiptir. Bu yüzden esir tutulmaktadır. Saldırıya uğradıktan sonra zeplinden düşer ve Pazu ile tanışır. Pazu tek başına yaşayan yetim bir çocuktur. Sheeta’ya Laputa adlı uçan adayı anlatır. Peşlerinde korsanların olduğunu fark eden bu iki karakter, korsanlardan kaçarken aynı zamanda Laputa’yı aramanın peşindelerdir.
“Ne kadar çok silaha sahip olursanız olun, teknolojiniz ne kadar harika olursa olsun, dünya sevgisiz yaşayamaz!”