1. Mazideki kederleri hatırlamanın sağlayacağı koruma, unutmanın getireceği huzurun yanında bir hiçtir. Lakin aklın forsu hafızaya sökmez. Sy:30
2. Kalbin kararları bir, bilemedin iki saniyede alınır. Buna mukabil, yaşadıkça ihtiyat, tedbir, önlem, sakınma gibi hayatla çelişen tutumlara dört elle sarılmayı öğreniriz. Sy:40
3. Senden bekleneni, sana emredileni ya da seni kurtaracak olanı değil; kalbinin derinliklerinden tasdikleneni yap. İyiliği içselleştir. Sy:41
4. İyi bir insan olursan, psikolojik savaşları asla kaybetmezsin. Sy:41
5. Rastlantılar, saçmalıklar ve ihtimaller özgürlüğün tadını yansıtır. Hayatın çerçevesini esnetir. Gelgelelim tesadüf, hakîkate uygun bir kılıf değildir. Sy:54
6. Sağ tarafımda İstanbul Boğazı, Mecnun’un gördüğü seraplar kadar göz kamaştırıcıydı. İnişe geçerken “Bu şehirde kendini kandırmadan akşam eden bir Allah kulu yoktur” diye düşündüm. İstanbul bir yandan senin rüyalarını çalar, öbür yandan sana hayaller hediye eder. Sy:59
7. Hayatım bir film olsaydı, izlerken ya uyuyakalır ya da yarısında çıkardım. Sy:73
8. Dünya böyledir: Sinsiler zorbaları yüceltir, üçkağıtçılar hırsızlara cömert davranır, yalancılar sapıklar için duygusal şarkılar söyler. Buna karşılık çulsuzlar garibanları dolandırır, dindarlar inançlıları lanetler, mazbutlar iffetlileri iğfal eder.? Kötülük, kendini ilkesel ve pratik iyilikle ikame eder. İyilik ise sınayıcı ve bedel ödetici bir örüntü içinde kendi ideallerini yakarak yol alır. Şeytan kutsal kitaplardan alıntı yapmayı sever. Meleklerse daima görmezden gelinir. Sy:80
9. İnsan, Allah’ın yeryüzündeki halîfesi, yani kalfasıdır. Allah’ın kalfası değilsen şeytanın çırağı olursun. Sy:80
10. Benim yaşımda aşk, kimin kollarında öleceğine karar vermektir. Aslında her yaşta öyledir. Sy:83
11. İnsanlar senin yanındayken kendilerini cennetteki gibi kınanmayan, yadırganmayan, dışlanmayan aksine ödüllendirilen, yüceltilen, hoşnut edilen, ikramda bulunulan konumunda, özgür hissederlerse sen, bulunduğun yeri cennete benzetmişsin demektir. Cennetin inşâsında bir mühendis, mimar, usta, kalfa ya da işçi olarak çalışıyorsun demektir. Yok, eğer öldürürsen, yaşatmazsan, beslemezsen, yaşama azmi aşılamazsan; insanlar senin yanında kendilerini cehennemin dumanında boğulur gibi sıkıntılı, üzgün, baskılanmış, boyunduruk altında, kısıtlanmış, suçlu, mahçup, rahatsız cezalandırılmış, mahrum…hissederlerse sen cehennem kurmuşsun demektir. Zebanileşmişsin. Sy:93
12. Aklın yolu belli; kalbin yoluysa yüründükçe var oluyor. Düşünceler hep aynı kalabilir, duygularsa mütemadiyen değişir. Sy:101
13. Bir insan acıdan delirdiğinde, diğerleri onun acısını değil, deliliğini görürler. Sy:144
14. Yangından korunma broşürüyle şömineyi tutuşturmak diye bir şey olmasaydı, ben icat ederdim. Sy:148
15. Alınyazının altına imzanı atamazsın. Sy:178
16. Aşk, paradoksal olarak romantik bir eşitsizlikle ilerliyordu. İki kişinin birbirini aynı yoğunlukta sevmesi imkansız. Dolayısıyla aşkta acılar ve sevinçler hakkaniyetli paylaşılmaz. Aşk adil değildi. Demokratiklik ve özgürlükçülüğün kıyısından bile geçmiyordu. Dahası istikrar ve kalıcılıktan nasipsizdi. Sana en şiddetli tokadı patlatacak olan eli okşamaktan ibaretti. Sy:273
17. Aşk zaten bir aldatma protokolüydü. Yalanlarla dolu bir havuza düşmekti. Kendini ve partnerini kandırmadan kulaç atamazdın. Sy:273