Life & Beth Dizi İncelemesi: Hayatın İçine Yolculuk

Editör:
Işılay Güzel Yılmaz

Hulu’nun yeni dizisi olan Life & Beth, Disney+ aracılığıyla yayımlandı. Başrolü tek başına omuzlayan Amy Schumer‘a dizide eşlik eden diğer oyuncularsa şöyle; Michael Cera, Laura Benanti, Kevin Kane, Susannah Flood, Michael Rapaport, Violet Young. Dizinin yazarlığı, yönetmenliği, yapımcılığı ve yaratıcılığı, yani tepeden tırnağa her şeyi Amy Schumer’ın elinden çıkıyor. Life & Beth için oyunculukların baş döndürdüğü dizilerden biri diyebiliriz. Herkes o kadar iyi ki, bir grup insanın rol yaptığı bir dizi izlediğinizi düşünmüyorsunuz, sanki aralarında yer aldığınız bir arkadaş grubunun yaşadıklarına şahitlik ediyorsunuz.

Diziyi Kara Komedi olarak yorumlayabiliriz. Durum Komedisi ve dramdan da fazlasıyla faydalanıyor. Toplamda 10 bölümlük bir mini dizi olan Life & Beth, başkalarının hayatı gibi görünürken, bir anda seyirciyi kalbinden yakalıyor ve herkesin kendisinden bir şeyler bulabileceği sıcak bir hikayeye evriliyor. Amy Schumer’ın romantik ve mizahi kaleminden çıkan hikaye, bazen yüzlerde tebessüm bırakırken bazen de gözyaşlarınızı tutamadığınız bir diyaloglar diziniyle sizleri baş başa bırakıyor.

Dizinin konusuysa şöyle; New York‘ta yaşayan ve şarap dağıtıcısı bir firmada çalışan Beth’in, rutin giden hayatındaki akışın annesinin ani ölümüyle değişmesi anlatılıyor. Anne kaybına rağmen bir türlü ağlayamaması onu tuhaf bir duruma sokuyor. Altı yıllık erkek arkadaşının, annesinin ölümünden hemen sonra evlenme teklif etmesiyle durum Beth için içinden çıkılmaz bir karmaşaya dönüşüyor. Aslında bütün bunları bir sessizlikle göğüslemesine rağmen, duygu durumu ifadelerle ve hikayenin akışında o kadar iyi anlatılmış ki, Beth’in bir kaos yaşadığı hissi seyirciye olduğu gibi geçiyor. Ani bir kararla hem altı yıllık sevgilisini aynı zamanda birkaç saatlik nişanlısını, hem de yıllarını verdiği işini bırakıp çocukluğunun geçtiği şehre, Long Island‘a dönüyor.

Döndüğü yer çocukluğunun geçtiği, travmalarının kaynağına ulaşabileceği ve geçmişiyle yüzleşeceği bir yer olduğu için Beth’i sık sık geçmişi düşünürken izliyoruz. Küçük kız kardeşi, annesi, babası ve en yakın arkadaşıyla yaşadığı güzel hatıralar gözünde canlanıyor, ama tüm bu güzel hatıraları paylaştığı insanları aynı zamanda sahip olduğu travmaların nedenleri olarak da sayabiliriz. Beth’in hayatı için; annesinin, babasını evde istememesiyle başlayan ayrılığın, daha sonrasında annesinin hayatına giren farklı erkekler sayesinde kalıcı bir hale gelmesi; en yakın arkadaşının babasıyla, kendi annesinin ilişki yaşamaya başlaması ve bunun sonucunda büyük bir kavgayla sonuçlanan en iyi arkadaşıyla olan ilişkisinin sona ermesi ve annesinin duygusal ve erkek arkadaş değişimleri arasında gidip gelen sıkışık hislerin içinde boğularak geçen bir hayat diyebiliriz.

Beth‘in içinde bulunduğu kafa karışıklığından kurtulması aslında biraz annesini affetmesiyle ilgili görünüyor. Annesinin aldığı kararları ve yaptığı seçimleriyle Beth’in hayatında merkez konumuna gelmesi, yine onun hayatında bıraktığı kalıcı izler ve kırıcı anlar için artık af dileyemeyeceği için, Beth’in onu kendi isteğiyle affetmesi belki de yoluna devam edebilmesinin tek yoludur.

Hayatın inanılmaz sıradan olduğu bir an gelir ve insanın gitmek arzusu gökyüzüne kadar ulaşabilir. İşte o anlardan birinde insanın kendisi için bir karar vermesi gerekir. Beth’in yaptığı da tam olarak bu diyebiliriz. Ya içinde bulunduğu ve hiçbir şeyin değişmediği rutininde kalacak ya da her şeyi geride bırakıp bir bilinmeze doğru yol alacak. Bu kararı vermek kolay olmasa da hayatın sürprizlerine açık olmak, insanın kısacık hayatında kendi için yapabileceği iyi şeylerden biri olabilir. Beth’in dışarıdan görünen hayatında sahip oldukları çoğu kişiye çekici gelebilir. Yakışıklı ve başarılı bir sevgili, iyi bir iş, şehir hayatı… Bunlar pek çok insanın kendisi için isteyebileceği şeyler diyebiliriz, ancak tüm bunlar bir insanı mutlu etmeye yeter mi? Daha doğrusu, hayattan beklediğimiz bu kadarla sınırlı mı?

Dizi mutsuzluğunu fark etmek ve mutlu olmak, en azından mutlu olabilmek için çabalamanın nasıl bir şey olduğunu anlatıyor. Zaman ve mekan ne olursa olsun, kişilerin kim olduğu bile önemli değil. Çabalamak duygusu, nerede olursa olsun belli sonuçlar doğuruyor ve asla kolaylaşmıyor.

Beth her şeyi yoluna koymaya ve kendi için kararlar almaya çalışırken tesadüfen ve hiç beklemediği bir anda tanıştığı John duygusal olarak onu anlayamadığı bir şekilde vuruyor. John’un tanıdığı diğer erkeklerden farklı olması, hiçbir koşulda ortak bir değere sahip bile değilken yanında olmanın hissettirdikleriyle başa çıkmak, Beth için zamanlama açısından çok da iyi bir yerde konumlanmıyor. Buna rağmen, John onun hiç anlayamadığı diğer tarafı gibi varlığıyla hayatında tuhaf bir şekilde yer alıyor. Aşk her zaman sandığını hissettiğin şey olmayabilir diyor dizi. Aşk bazen en olmaz dediğin şey gibidir. Hiç beklemediğin ve anlam veremediğin şekilde hayatına dahil olur ve sen her ne kadar itmeye çabalasan da bumerang gibi kollarına geri döner.

Tıpkı şarkı sözünde söylendiği gibi:

”Sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir, bazen küçük bir an için ömür bile verilir.”

Life & Beth aynı zamanda bir yolculuk dizisi diyebiliriz. Öyle yollarda geçip giden, bir yere varmakla ya da varmaya çalışmakla debelenen hikayelerden değil. Yolda olmak burada bir metafor diyebiliriz. Hayatın yolunda ilerlemeye çalışarak, insanın kendisi için doğru yolu bulmaya çalışması diziyi bir yolculuk hikayesine çeviriyor.

Amy Schumer‘ın pratik zekasını her sahnesinde hissedebileceğiniz, zekice yazılmış ve belli ki çok emek verilmiş senaryosuyla 2022’de gönüllerde bir yer edinebilecek nadir işlerden gibi görünüyor. Kara mizah ve durum komedilerini seviyorsanız, Life & Beth izlemeyi isteyeceğiniz bir dizi diyebiliriz.

Dizinin şimdiden ikinci sezon onayını aldığını da söylemeden geçmeyelim.

 

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Notting Hill: Londra’nın En Renkli Yüzü

Notting Hill; renkli sokakları, pazarı ve kültürel dokusuyla Londra’da hem ruhunuza hem gözünüze hitap eden özel bir semttir.

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Müzikal yalnızlığı bir estetik tercih haline getiren Isaac Winemiller, duygusal derinliğiyle bu ay Söylenti Radar’ında öne çıkıyor.

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Editor Picks