Günlük hayatta kitap okumaya kendini veremeyenler için yaz aylarında seyahate çıkarken kitap okumak bulunmaz bir fırsat. Güzel bir tatile çıkarken, hayal dünyamızın ufkunu açacak ve keyifli vakit geçirterek tatil yolculuğuna eşlik edecek 5 kitap önerisini sizler için derledik. İşte o kitaplar…
1) Gece Yarısı Kütüphanesi
2020 Goodreads Yılın En İyi Romanı Ödülü‘nü alan Gece Yarısı Kütüphanesi, hayatı boyunca derin acılarla sarsılmış ve aldığı hasarlar karşısında artık güçlü kalamadığını hissettiği için intihar etmeye karar veren Nora Seed‘in sonunun başlangıcını konu ediniyor. Bir gün kedisinin araba altında ezilerek öldüğü haberini alan Nora için her şey, artık düzelemeyecek kadar kötü bir hale gelir. Olanların ardından intihara teşebbüs eden Nora, sessizce ölmeyi beklerken binlerce alternatif yaşamının olduğu kitaplarla dolu bir kütüphanenin tam ortasında kendisi bulunca işler tamamen değişir. En çaresiz hissettiğimiz anlarda bile bir kurtuluş yolu bulduracak kişinin yine kendi benliğimiz olduğunu hissettiren Matt Haig‘ın kaleminden çıkan bu eserde, pişmanlıklar, ihtimaller ve yeniden seçme haklarını derin bir bakış açısından okuyoruz.
2) Beyoğlu’nun En Güzel Abisi
Bir polisiye romanı olan Beyoğlu’nun En Güzel Abisi, başkarakter Başkomiser Nevzat’ın ağzından anlatılan ve İstanbul’un Beyoğlu semtine bağlı Tarlabaşı’nda bir erkek cesedinin bulunmasıyla gelişen olayları ele alan bir eserdir. Ahmet Ümit‘in kaleminden çıkan bu kitap, bir cinayet örgüsünün yazılabilecek en samimi dille aktarıldığı, İstanbul’u hiç görmeyen birinin dahi İstanbul sokaklarında gezintiye çıkarak olayları yaşayabildiği bir dille okuyuculara sunulur. İstanbul’un gözde semtlerinden biri olarak bilinen Beyoğlu’nun değişen yüzünün ve cinayetin altındaki karanlık sırların açığa çıkarıldığı bu roman, soluksuz bitirilen bir okuma deneyimi yaşatır.
3) Cesur Yeni Dünya
İsmini bilimkurgu klasiklerine altın harflerle yazdıran Cesur Yeni Dünya, Huxley’nin yarattığı distopya görünümlü bir ütopyayı ele alır. Aile kavramının yok edildiği, mahremiyetin hiçe sayılıp “Herkes herkes içindir” anlayışının getirildiği bir sisteme dayalı topluluğu konu edinen bu kitapta gelecekte Ford, Tanrı’nın yerini alır. Ford’un insan üretme fabrikasında insanlar bir kast sistemine göre belli kategorilerde yaratılır. Teknolojiye dayalı bu sistemde, duygulara yer verilmez. Duygularını kontrol altına almakta zorlanan bireylere soma adı verilen ilaçla mutluluk hormonu salgılatılır. Hikayenin aslı, kitabın başkahramanlarından Lenina ve Bernard’ın Ayrı Bölge denilen eski gelenekçi yapıya sahip yerleşim yerine gitmesi ve bu bölgede yaşadıkları olayların tahmin etmedikleri boyutlara gitmesiyle başlar. Günümüzde dahi, özgün bir üslup ve sağlam bir dille en iyi bilimkurgu eserlerinden birini verdiği kabul edilen Aldous Huxley‘nin Cesur Yeni Dünya’sı, tatilini dolu dolu geçirmek isteyenler için ufuk açıcı bir okuma deneyimi sunuyor.
4) Kimdir Bu Mitat Karaman?
Hayatın ismindeki “h” harfini bile çalmış olmasından şikayetçi olan ve sıradan bir insan olmaktan öteye geçemediğini düşünen Mitat’ın, kendi hayatında yer bulma hikayesini anlatır “Kimdir Bu Mitat Karaman?”. İzlediği filmler ve okuduğu kitaplardaki kahramanlar gibi olmak isteyen Mitat’ın başına bir gün, hiç tahmin edemeyeceği kadar olağandışı şeyler gelir. Kendi belliğini bolca sorgulatan, insanların gerçek yüzünü yalın ve samimi bir dille ele alan bu eserde, okuduğunuz her sayfa “Yok daha neler!” etkisi yaratır üzerinizde. Bir gece ansızın kapı zilinin çalmasıyla hayatının bütün gidişatının değişeceğinden habersiz Mitat’ın maceralarına ortak olursunuz. Tatilinizde Doğu Yücel’in mizahi bir dille kaleme aldığı polisiye romanının keyfini çıkarabilirsiniz.
5) Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Son önerimizde adını sıkça duysak da bazen okuma listemize almayı unuttuğumuz kitaplardan biri var. Stefan Zweig‘ın kaleminden çıkan ve mektup biçiminde yazılan bu eser, ünlü bir yazarın hatırlamadığı bir kadından aldığı mektuplardan oluşuyor. Mektupları gönderen kadın, hayatı boyunca sevdiği tek erkeğin o olduğunu söylediği yazara, mektubunun başında şu şekilde hitap eder: “Sana, beni asla tanımamış olan sana”. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’nda tasvir edilen aşk, tek taraflıdır. Taraflar arasında üretilen karşılıklı bir aidiyet hissinden çok uzaktadır. Zweig, aşkın psikolojisini tüm gerçekliğiyle başarılı bir şekilde gösterir: “Bilinmeyen” bir kadının, tarifi zor bir tutku dolu aşkla yalnızlığa razı olması… Sayfa sayısı az ama hissettirdikleri çok olan bu öykünün etkisinden uzun süre çıkamayacaksınız.