Edebiyatımızda bazı şairlerimizin babalarına olan duyguları ruhlarından taşarak yazılara ve şiirlere dökülmüştür. Öyle ki bu iç dökümü edebiyatla birleşince okuyucuları bazen hüzünlendirmekte bazen tatlı bir huzurla belirivermektedir. “Acaba bu şairlerimizin babalarıyla arası nasıldı, neler yaşamışlar?” diye düşündürten babalara yazılmış şiirleri derledik. Keyifle okumanız dileğiyle.
Sizin Hiç Babanız Öldü Mü? – Cemal Süreya
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü, kör oldum.
Yıkadılar, aldılar, götürdüler.
Babamdan ummazdım bunu kör oldum.
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum.
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Şöylelemesine maviydi kör oldum
Taslara gelince hamam taslarına
Taslar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taslarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
Baba – Rıfat Ilgaz
Küçük işler peşinde harcadın
altmış üç yılını
mum sattın, kürek çektin
kul oldun sonunda bir kapıya
çıkarı olduğu halde işinin
kaplarını doldurmadın vaktinde
sessiz sedasız göçtün aramızdan
Diyalog – Özdemir Asaf
Babamın öldüğünde aylardan Hazirandı,
O elli dördündeydi, ben yedi.
Bir ışık söndüğünde yol yandı.
O kedi bunları nasıl da bildi.
Bir gündü, bir evdi, o kedi
Taş attı bütün kuyularıma.
Durup dururken dikenli uykularıma
Ninniler söyledi.
Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim – Can Yücel
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici-hep, hep acele işi!
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezberledim gurbeti
Baba – Nazım Hikmet
Baba!
her yılbaşında
sana söyleyecek
bir tek
sözüm var:
‘Seni ne kadar çok seversem
o kadar
çok olsun ömründen geçen yıllar…
Baba!
Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım!
Ne zulüm, ne ölüm, ne korku
başımı eğemez!
Yalnız senin elini öpmek için
eğilir başım.
Babam ve Ustam – Haydar Ergülen
‘babam ve ustam’dı o benim
sebebim rehberim en eski şiirim
…
Babam yıllarca sustu kelimeleri sevdi
bilmedi kuşların omuzlarını terkettiğini
…
Babam benim suya bakıp ağlayan ustam
karagözlü çırakların babalık hakkı
seni kimseye sormam
Babam İçin – Sabahattin Ali
Allahım! .. İşte bugün,
Şu zavallı ömrümün
En matemli bir günü.
Elim böğrümde kaldım,
Ben bugün haber aldım:
Babamın öldüğünü.
Bitti hayatın tadı,
Bu haber bırakmadı,
Dudağımda tebessüm.
Kalbim oyuldu yer yer,
Aman Yarabbi, meğer
Ne acıklı imiş ölüm
Baba Evi – Ercüment Behzat Lav
Babam Hasan Sıtkı
Hem asker
Hem şairdi
912’de toprağa girdi
Ne mutlu babama ki
Beni görmeden öldü
Geceleri yıldızları sayan
Uykusunda mısralar
Sayıklayan beni
Gariplik – Cahit Sıtkı Tarancı
Babam kırdı beni ilkönce babam
Dosttan gördüm kahrın daniskasını
Nankör çıktı iyilik ettiğim adam
Sevdiğim kız da savdı sırasını
Bendim hayal üstüne hayal kuran
Gözüm kapalı olduğu zamanlar
Benim başımı taştan taşa vuran
Sandığım gibi değilmiş insanlar
Siyah ve Karanlık – Fazıl Hüsnü Dağlarca
Kur’an okurdu babam bazen
Galiba Kadir gecelerinde
Onun inanmış sesiyle biz çocuklar
Daha küçülürdük odanın en uzak bir yerinde.