Netflix‘in yeni Türk dizisi Pera Palas’ta Gece Yarısı (Midnight at the Pera Palace) yayınlanacağı duyurulduğu ilk günden bu yana oldukça merak edilen dizilerden biriydi ve nihayet izleyiciyle buluştu. Yönetmen koltuğunda Rise of Empires: Ottoman dizisinde de aynı görevi üstlenen Emre Şahin ve Nisan Dağ‘ın oturduğu, Elif Usman‘ınsa senaryosunu oluşturduğu dizide Hazal Kaya, Selahattin Paşalı, Tansu Biçer, Engin Hepileri gibi başarılı oyuncular yer alıyor.
Hikayesi, Amerikan profesör Charles King‘in 2014 yılında yayımlanan Pera Palas’ta Gece Yarısı: Modern İstanbul’un Doğuşu adlı kitabından esinlenilerek oluşturulan dizi, ilk izleyenler tarafından şimdilik oldukça olumlu eleştiriler almış ve beğenilmiş görünüyor. Tarihi dram türündeki dizinin Atatürk‘le ilgili bir hikayeyi ve duygusal sahneleri barındırıyor olması diziyi henüz izlemeyen ancak sosyal medyada görenlerin merakını daha da artırıyor. Diğer yandan final bölümünden anlaşıldığı kadarıyla, dizinin ikinci sezonunun da geleceğini söylemek mümkün ancak Netflix’ten henüz böyle bir karar çıkıp çıkmadığı veya zamanına dair herhangi bir bilgi verilmedi.
Dizinin konusu genel olarak, gizemli bir şekilde Pera Palas’ın 411 numaralı odasından geçmişe yolculuk yapan Esra ve Ahmet’in 1919 yılında Atatürk’e yapılacak bir komploya engel olmasına ve bu sırada gerçekleşen olaylara dayanıyor. O halde Pera Palas’ta Gece Yarısı dizisinin detaylarına birlikte bakalım.
Yazının bundan sonraki kısmı tat kaçıran bilgiler (spoiler) içerebilir.
Pera Palas’ta Gece Yarısı: Günümüzden 1919’a Uzanan Bir Hikaye
Bir haber ajansında gazetecilik yapan Esra (Hazal Kaya), İstanbul’un en eski ve köklü otellerinden biri olan Pera Palas’ın 130. yılı için bir haber yazmakla görevlendirilince içeriği hazırlamak için Pera Palas’a araştırma yapmaya gidiyor. Pera Palas’ta onu, bilgi vermek için karşılayansa yıllardır otel müdürlüğü yapmakta olan Ahmet (Tansu Biçer). Ahmet, Esra’ya otelin tarihi ile ilgili bilgiler verirken bir yandan da Atatürk‘ün kaldığı odayı gösteriyor, Agatha Christie‘nin Doğu Ekspresinde Cinayet adlı romanını yazdığı Pera’nın 411 numaralı odasına götürüyor ve ona daha önce duyulmayan hikayeler anlatıyor. Bu hikayelerden birinde de Agatha Christie’nin odasında bulunan gizemli bir anahtardan ve Atatürk’ü 1919 yılında suikastten kurtaran bir kadından söz ediyor. Büyük bir Agatha hayranı olan Esra, anahtarın gizemiyle ilgili daha fazlasını merak etse de Ahmet ona başka bilgi vermiyor.
Akşam olduğunda, bir anda başlayan şiddetli yağmur nedeniyle evine dönemeyen Esra, Ahmet’in teklifi üzerine otelde bir gecelik misafir olarak kalıyor. Odasına yatmak için gittiğinde, yatağının başucunda Ahmet’in bahsettiği Agatha’nın odasının gizemli anahtarını buluveriyor ve hiç düşünmeden anahtarı alıp odaya giriyor. İşte dizide tüm olaylar bu noktadan sonra başlıyor nitekim öğreniyoruz ki anahtar aslında geçmişe yolculuk yapmak için bir araçmış ancak elbette dizinin baş karakteri Esra, başlangıçta tüm bunlardan habersiz.
Zamanda yolculuk yaparak 1919 yılına giden Esra, kendini Pera Palas’ta bir davette buluveriyor ve olan bitene anlam veremiyor. O geceki davette Atatürk, Agatha Christie gibi hayranı olduğu insanları görünce de sevinçten ne yapacağını şaşırıyor ve tabii geçmişte bir tarihe yolculuk yaptığının farkına varıyor. Bu sırada Esra’nın anahtarla geçmişe gittiğini anlayan otel müdürü Ahmet de onu geri getirmek için peşinden gidiyor. Esra, davetteki bir İngiliz subayı ve işbirlikçisi Halit‘in konuşmalarından öğrenmemesi gereken bir şeye şahit olunca İngilizlerle işbirliği yapan Halit, Esra ve Ahmet’in peşine düşüyor. Yakalanmamak için zaman yolculuğu yapıp kendi zamanlarına geri dönmek üzere otel odasına geri döndüklerindeyse odada bir cesetle karşılaşıyorlar ve bu ceset Esra’ya tıpatıp benzeyen, Atatürk’ü suikastten kurtaran hikayedeki kadının ta kendisi, yani Peride Hanım‘a ait.
Peride ölürse Atatürk’e yapılacak suikastin gerçekleşeceğini ve Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı hiç başlatamayacağının farkına varan Esra ve Ahmet, tarihin doğal akışında bir değişiklik olmaması ve işlerin gelecekte de kötüye gitmemesi için Esra’nın Peride Hanım’ın yerine geçmesine ve bu şekilde komployu engellemesine karar veriyor. Dizinin bundan sonraki kısmında da hem suikasti kimin, neden yaptığını hem de Peride Hanım’ın kim olduğunu çözmeye çalışan ikilinin, suikast planını engellemeye çalışırken başından geçen türlü olaylar aktarılıyor.
Olay Akışı, Karakterler ve Genel Değerlendirme
Hem Esra hem de Peride karakterini canlandıran Hazal Kaya, ilk bölümlerde ortalamanın biraz üstünde bir oyunculuk göstermiş. Nitekim iki farklı döneme ait iki farklı kadını canlandırıyor oluşu karakterlere tam adapte olmasını zorlaştırmış gibi hissettiriyor ancak hikaye karmaşıklaştıkça bu durum ortadan kalkmış gibi. Bu kırılmayı en çok Peride karakterini temsil ederken yaşadığını görüyoruz, örneğin Peride’nin konuşması gereken dilin fazlasıyla günümüz Türkçesine kaçması, izleyiciyi 1919 yılında olduğuna ikna edemeyen noktalardan biri. Tansu Biçer’in canlandırdığı Ahmet karakteri ise hikayeyi izleyiciye aktarma açısından dizideki önemli karakterlerden biri olarak konumlandırılmış ve oyuncu da rolünün hakkını başarıyla vermiş. Dizide hem suikasti engellemek konusunda Esra’ya yardım ediyor hem de Pera Palas’ın tarihte yolculuk yapmaya sebebiyet veren gizemli sırrını çözmeye çalışıyor.
Bir başka önemli karakter ise, Selahattin Paşalı’nın canlandırdığı Halit karakteri, Halit ilk bölümlerde İngiliz subaylarıyla işbirliği yapan kötü karakter olması nedeniyle izleyicide hayal kırıklığına neden olsa da hikaye çözüldükçe aslında öyle olmadığı anlaşılıyor ve izleyicinin gönlünü kazanmayı başarıyor.
Genel olarak dizide birçok önemli karakter var ve dizinin bölümleri ilerledikçe hepsinin farklı bir önemi olduğu anlaşılıyor. Örneğin Dimitri karakteri, Pera Palas’ta zamanda yolculuk yapılmasına sebebiyet veren gerçekleri ortaya çıkarmakta kilit rol oynarken Peride’nin babası Naim Efendi karakteri de İngiliz subayının suikast ve İstanbul’u işgal etme planlarını mantıklı bir çerçeveye oturtmak açısından önem taşıyor. Yine Halit’in abisi olan Osman ve otel çalışanı Sonya karakteri de bu hikayeyi desteklemek için yazılmış karakterlerden biri olarak konumlanıyor. Ayrıca tüm bu karakterlerin, 1919 yılının toplumsal gruplarını temsil ediyor oluşu dönemin siyasal ve sosyolojik yapısını aktarmada önemli bir rol oynuyor.
Genel anlamıyla, dizinin ele aldığı konu bakımından aynı zamanda da tarihi referanslar vererek izleyicide merak uyandırması açısından sürükleyici bir yapım olduğunu söylemek mümkün. Aynı zamanda Pera Palas’ta Gece yarısı da – Kulüp dizisi gibi “Netflix Orijinals” Türk yapımlarından alışık olduğumuz sahne, dekor, kostüm ve prodüksiyona sahip bu açıdan da özellikle seyir zevki anlamında yine başarılı bir yapımla karşı karşıya olduğumuzu belirtmek gerekir.
Ancak çoğu izleyicinin de gözünden kaçmamıştır ki 1919 yılına ait mekan ve kıyafetler, “modern İstanbul” adı altında yansıtılmaya çalışılsa da çoğu zaman hem mekanlar hem de kostümler fazlasıyla Batılı kalmış. Mesela bir Fransız dönem dizisinde de karşılaşabileceğimiz türden dekorlar, kıyafetler kullanılmış nitekim tüm bunların ne derece gerçeği yansıttığı da tartışma konusu. Ancak bu bir dizi ve bir kurgu dolayısıyla da sanat yönetiminin, seyir zevki açısından göz doldurduğu da inkar edilemez elbette.
Diğer yandan, dizide önemli karakterleri oynayan bazı oyuncuların kullandığı dil de 1919 yılında yaşamış birinin konuşacağı Osmanlı Türkçesi olması gerekirken fazlasıyla günümüz Türkçesiyle konuşuluyor. Bu durum da yine diziyi izlerken rahatsız edebilecek bir başka detay olarak karşımıza çıkıyor, diziye yapılabilecek eleştirilerden ilki bu olabilir belki de. Dizinin konusunun Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e kurulan bir komployu engellemek etrafında şekillenmesi ve bununla birlikte o dönemde İstanbul’un önemli yerlerinden birinin hikayesinin dahil edilmesi herhalde diziyi dikkat çekici kılan unsurlardan en çok öne çıkanları. Tüm bunların yanında hikayeye zaman yolculuğu akışının da eklemlenmesi yine izleyicinin bir sonraki bölümde ne olacağına dair merakını koruyan detaylardan.
Dizide dikkat çeken bir başka nokta ise zaman yolculuğu konusunda birbiri ile tutmayan olayların yaşanması veya hikayenin akışına katkıda bulunmayacak konuların hikayeye eklemlenmesi. Bu gibi detaylar gözden kaçırılmasa Pera Palas’ın Netflix içinde uluslararası standartlarda, özgün bir konusu olan başarılı bir dizi olduğundan gönül rahatlığıyla söz edilebilir. Son olarak belirtmek gerekir ki dizide tasarlanan mekanlar; çarşı, ara mahalleler, Pera Palas’ın içindeki mekanlarda yer alan detaylar, dönemi yansıtmak ve izleyiciyi 1919 yılına götürmek açısından oldukça başarılı kurgulanmış. Zaten artık internete yerli dizi ve film üreten yapımların bu konudaki çabası takdir edilecek türden.
Elbette, dizi hakkında konuşulacak birçok konu bulunuyor çünkü hikaye akışı ve sürükleyicilik bakımından oldukça dolu geçen, detaylarla konuyu zenginleştiren bir yapımdan söz ediyoruz. Ancak dizinin tüm ayrıntılarına yer vermeden yorumu izleyiciye bırakıyor ve Netflix’in son zamanlardaki yerli yapımlarının başarılı bir örneğini gösteren bir başka Türk dizisi olarak Pera Palas’ta Gece Yarısı’nı mutlaka izlemenizi tavsiye ediyoruz.
İyi seyirler!
