Don Kişot’u Özel Yapan Nedir ve Neden Okumalısınız?

" hide_table_content="td_encvalW2dpemxlXQ=="]
“İnsan onu hayatında üç kez okumalıdır. Kahkahanın kolayca dudaklara fırlayıp duyguları harekete geçireceği gençlikte, mantığın hakim olmaya başladığı orta yaşta, her şeye felsefe açısından bakıldığı ihtiyarlıkta”. Jose Ortegay Gasset

Cervantes’in Don Kişot adlı eseri, Alonso Quijano adındaki bir adamın akli dengesini şövalyelikle bozarak maceralara atılmasıyla başlamaktadır. Yok olmakta olan şövalyelik mesleğini canlandırmak isteyen karakterimiz, değerlerini yitirmiş bir dünyada kaybedilen değerleri bulmaya adar hayatını. Don Kişot toplumsal yargıları bir kenara koyarak kendi gerçekleri için savaşır. Edindiği havalı isim, kafasında bir berber tası, elinde sopa, paslanmış bir zırh ve sıska atıyla gezgin bir şövalye olmak için yollara düşer. 

Kitabın Yazıldığı Dönem

Feodalizm’in yıkılış döneminde içinden geçtiği ve devrimsel değişikliklere girdiği süreçte yaratılır kitap. Kabul edilmiş değer ve yargılar geçerliliğini birer birer yitirmektedir ve yerine yeni değerler henüz yerleştirilememiştir. Sıradışı ve aykırı olan her şey dışlanmaktadır ve yaşamı sorgulayanlara deli gözüyle bakılmaktadır. İşte tam da böyle bir dönemde aklını kaybetmiş bir karakter olan Don Kişot üzerinden döneminin eleştirisini yapılır. Gerçekleri kabullenmeyen kendi idealleştirmiş dünyasında yaşadığını görürüz Don Kişot’un; bir yandan gerçekleri okurken diğer yandan karakterimizin kendi gerçeklerini okuyarak zıtlığa şahit oluruz. İşte bunlar bu kitabın yazıldığı dönem için oldukça öncü durumdadır.

İlk modern roman olmanın yanı sıra sanattan, edebiyattan, popüler kültürden hatta siyasi devrimlerden esinlenen yaratıcılığın ve bireyselleşmenin ilmi eseri olarak kabul edilmektedir. Bireysel dürtülerinin peşinde gitmeyi seçen Don Kişot’un eşliğinde dönemin yenilikçi yapısına ve bireyselleşmeye Cervantes’in kaleminden bakarız.

Bu roman okuru edilgen durumdan çıkarıp onu aktif, yorumcu kimlik kazanması için doğrudan romanın içine katan ve modern okur olması için etken duruma getirir. Bu anlamda modern okurun doğuşuna katkıda bulunur. Daha önsözde Cervantes direkt okura seslenir ve onu metne çeker. Bunu hem sınırsızlığını hem bağımsızlığını algılamasını sağlayarak yapmaktadır.

“Aylak okur: Bu kitabın, zihnin düşünülebilecek en zarif, en akıllıca ürünü olmasını isterdim; buna yeminsiz inanabilirsin. Ancak tabiat kanununa karşı çıkamadım; tabiatta her şey benzerini doğurur. Benim kısır, gelişmemiş dehâm da her türlü rahatsızlığın hâkim olduğu, her türlü hazin sesin duyulduğu bir hapishanede doğmuşçasına kuru, kırışık, maymun iştahlı ve çok çeşitli, kimsenin aklına gelmeyecek düşüncelere boğulmuş bir evlâttan başka ne doğurabilir? … Ama Don Kişot’tun babası gibi, görünsem de, üvey babası olan ben, âdetlere uyup, başkalarının yaptığı gibi, neredeyse gözlerimde yaşlarla, oğlumda göreceğin kusurları affetmen ve görmezden gelmen için sana yalvarmayacağım, sevgili okur.’’

Kitabın Konusu

Kitapta elli yaşlarında şövalyelik kitapları yazanlara kendisini kaptırmış ve gerçek olduklarına inandırmış bir adamın şövalye olmaya karar verişini anlatılır. Bu hikâyeyle seyahatlere çıkan ‘sözde’ şövalyenin yaşamış olduğu maceralar ve diğer insanlardan duyduğu hikâyeler romanı şekillendirmektedir. 

Don Kişot ve silahtarı Sancho Panza birbirine tamamen zıt iki karakterdir ve yazar kurgusunu bu tarz ikili karşıtlıklar etrafında kurmuştur. Don Kişot bir kahraman, namuslu, inandığı değerler için mücadele eden bir adam iken Sancho çıkarcı, bencil ve tembel bir karakterdir. Diğer bir temel zıtlık ise Don Kişot’un içinde yaşadığı idealleştirdiği dünya ile gerçek dünya arasındaki farktır. Don Kişot kendisini büyük bir şövalye, hanları şato, bir köylü kızını ise dünyalar güzeli bir prenses olarak görmektedir.

Cervantes saf ve temizliğin feodalite karşısında nasıl çaresiz kaldığını bu romanıyla gözler önüne sermiştir. Böylece roman, hiciv ya da eleştiri amacına hizmet etmiştir.

Don Kişot ve seyisi Sancho maceralar peşinde seyahat ederlerken, Don Kişot’un yel değirmenlerini dev sanması yüzünden yaralanmıştır kimi zaman dayak yemişler kimi zaman da insanlara dalga konusu olmuşlardır. Don Kişot içinde bulunduğu tüm şartları kendisine atfettiği şövalyelik unvanına bağlayarak bir anlam yüklemektedir; talihsiz olaylar kendisine yapılan kötü bir büyüdür. Örneğin bir kavgada ağır yaralanınca, pek çok nesneyi birleştirmiş ve buna ‘iksir’ adını vererek tüm yaralarına en kısa zamanda derman olacağına inanmıştır.

“Don Kişot”, karakterlerin gelişimini, birbirlerini etkileyişini değiştirişini hikaye sürerken diyalektik bir biçimde sergilemesi açısından da ilgiye değer. Don Kişot hayaller aleminde yaşayan kaçık olarak nitelendirilen bir karakter iken Sancho başlangıçta, aç gözlü, para düşkünüdür. Şövalye ve uşağı yaşadıkları maceralar sonunda giderek birbirlerine yaklaşır, her biri diğerinin özelliklerini de taşımaya başlar. Don Kişot, Sancho gibi halk ağzı ile konuşmaya başlar, Sancho saraylı diline özenir.  

Şövalyelik hikayelerinin oldukça popüler olduğu dönemde yazılan Don Kişot benzerlerinden, aklını kaybetmiş ve kendisini şövalye olarak gören baş karakterin sıklıkla kandırılması, dayak yemesi, alay konusu olup ciddiye alınmaması gibi yönleriyle ayrılmaktadır.

Bu kitabın yazıldığı dönemde şövalye kitapları da oldukça popülerdi, ancak Don Kişot bu popüler kitaplardan eleştirel niteliği ile ayrılmaktadır. Dönemin sarsıntıda olan feodal yapısı ve yozlaşmış toplumsal yapıya dikkat çeker Cervantes. Her şeyden önemli görülen soyluluk artık gününü gün eden, yönetimi altındakileri önemsemeyen, zevkleri için yaşayan kişilerden oluşmaktadır. Bu roman toplumun getirmiş olduğu alt ve üst sınıf arasındaki uçurumlar ve çekişmelere de dikkat çekmektedir. Böyle bir dönem içinde yaşayan deli olarak adlandırılan karakterimiz Don Kişot erdemli ve dürüst bir karaktere sahiptir. 

Don Kişot her ne kadar edebiyat literatüründe ‘ağır’ kategorisinde değerlendirilse de bu eser absürd ve güldürü öğelerini barındıran özel romanlardan. Kitaba ismini veren karakter- kendisini şövalye olarak adlandıran kahramanımız- Don Kişot yağmacı düşmanlarla, devlerle savaşmaya kendisini adamıştır. Kitabın belki de en eğlendirici yanı çilekeş silahtar Sancho Panza’nın ‘kahrolası aksilikler’ olarak adlandırdığı şövalyenin maceralarına gönülsüz dahil oluşudur. 

Don Kişot’a Dair / Donkişotvari

Don Kişot okuruna bir evren yaratan ve onu okurunun zihninde bir ömür yaşatan bir karakterdir. Yazıldığı günlerden bu yana bu isim hayalgücüne sahip çıkabilmenin, düşüncelerinden vazgeçmemenin, sınır tanımamanın bir karşılığı durumundadır. 

Birçok yazar kendi tarzını yaratmıştır; Kafkaesk, Proustvari, Dantevari gibi. Ancak çok kitap kahramanı zihinlerde böylesine yer etmiştir hatta sözlüklerde kendisine böylesine bir karşılık bulmuştur. Oxford’un İngilizce sözlüğünde yer alan ‘quixotic’, ‘Quixotism’ ve ‘quixotry’ kelimelerinin tamamı ”Quixote”tan türemiş sözcükler ve ”Gerçek olamayacak hayaller peşinde koşan, Donkişotvari” açıklamasıyla sözlükte yer almaktadır.

Kaynakça:

Cervantes, Miguel De. Don Kişot. Çevirmen: Rosa Hakman. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2016.

Demirtürk, M. (2015). ‘’Roman Sanatının Kökeni: Don Kişot Örneği Bağlamında ve Kökensel Olarak Defoe’nun Moll Flanders, Richardson’ın Pamela ve Fielding’in Joseph Andrews Eserlerinin İncelenmesi’’ Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Ilan Stavans Why Should You Read Don Quixote TED Talk

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Marmaris’te Yaz Rüyası: 5 Günlük Keşif Rotası

Ege ve Akdeniz'in incisi Marmaris için keyifli bir yol rotası.

Feminizmin Gücü: Patriyarka’nın Sosyal Yapılara Etkisi

Patriyarkal sisteme meydan okuyan feminizm, kadını güçlendirip eşitlikçi bir toplum inşasına öncülük eder.

Söylenti Konser Takvimi: Üç Büyükşehirde Kimler Var?

Söylenti müzik ekibi tarafından hazırlanan; İstanbul, Ankara ve İzmir'e müzik coşkusunu tattıracak birbirinden farklı Mayıs ayı konserleri sizlerle!

5 Farklı Sebeple Neden Yaşlı Adam ve Deniz Okumalıyız?

Yaşlı Adam ve Deniz, mücadelenin değerini ve kaybetmenin içinde de bir başarı ve onur olduğunu dile getiren zamansız bir hikayedir.