Yeraltı Edebiyatının Türkiye’deki Kısa Tarihi

Editör:
Öykü Karaderili

Yeraltı kelimesinin edebi anlamının “alışılmışın dışında olan, aykırı” olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda bu akımın, okurlarına rahatsızlık verebilecek anlatı tarzıyla Türk edebiyatının sınırlarını zorlayacak bir akım haline geldiğini öngörmemiz mümkündür.

Gelin sizinle Yeraltı edebiyatının derinliklerine inelim ve birkaç örnekle bu akımı kavramaya çalışalım.

Yeraltı Edebiyatı Nedir?

stockcakecom

Yeraltı edebiyatı, edebiyattan ve toplumun kabul ettiği değerlerden sapmalarıyla bilinen bir edebi akımdır. Yeraltı edebiyatından tür olarak bahsetmememizin nedeni ise belirli yapısal kurallarının ve biçimsel sınırlarının olmaması yani net bir çizgide ilerlememesidir. Her şeyden önce muhalif, marjinal ve anti-kahraman olgularıyla öne çıkan, insan gerçekliğini ele alıp işleyen bir edebiyattır. Bu akımda yazarların amacı genel olarak popüler olmadan var olan sisteme muhalif duruş sergilemektir. Kötülük temasını ironi ile birleştiren bu türdeki eserlerde genellikle argo, cinsellik ve şiddet izlenimleri yer almaktadır. Okurken rahatsızlık duymak ise bu edebi akımın olmazsa olmazlarından biridir diyebiliriz.

Günümüzde daha çok roman türüyle gelişimini devam ettirmesine rağmen şiir türünde de önemli örnekleri vardır. Yazımın devamında size bu örneklerden de bahsedeceğim ama öncelikle gelin Yeraltı edebiyatının tarihine göz atalım.

Yeraltı Edebiyatı Akımı Ülkemizde Nasıl Başladı?

Pinterestcom

Yeraltı Edebiyatı Batı merkezlidir. Dünya edebiyatında çok daha erken dönemde başlayıp haliyle çok daha gelişmiş durumda olan akım ülkemizde Batı’ya kıyasla daha geriden gelmektedir.
Batı’da dağıtımı yeraltından yapılan, popüler olmayan yayınlardan “yeraltı edebiyatı” olarak bahsedilir. Ülkemizde ise yeraltı edebiyatı tam olarak bir başlık altında toplanamamıştır. Yazarlar ve araştırmacılar tarafından “Yeraltı Edebiyatı”, “Kara Edebiyat”, “Alt Kültür Edebiyatı”, “Mezarlık Edebiyatı”, “Rock’n Roll Edebiyatı”, “Suç Edebiyatı”, “Kötülük Edebiyatı”, “Öteki Edebiyat”, “Sokak Edebiyatı” gibi çeşitli başlıklarla da dile getirilebilir.

Ön izlerini 1970’lerde görebilmemiz mümkün olsa da Türkiye’de özellikle 1980 darbesi sonrası uygulanan sansürler, bireysel özgürlüklerin kısıtlanması, toplumsal baskılar Yeraltı edebiyatının gelişimine zemin hazırlamıştır. Bu yıllarda anarşist düşünce ve sokak hareketleriyle, genellikle müzik alanında (punk, metal), fanzinler ortaya çıkmaya başlamıştır. Benzer konuları temel almalarıyla Yeraltı edebiyatının ilk çabalarının fanzin ile verildiğini söyleyebiliriz. Ülkemizde, 1990’lı yılların sonunda ve 2000’li yılların başlarında Yeraltı edebiyatı ürünleri verilmeye başlanmıştır.

Günümüzde Yeraltı Edebiyatı

Pinterestcom

2000’lerde oldukça belirginleşen Yeraltı edebiyatı bugün hâlâ ana akımın dışında yer alır; argo, cinsellik, şiddet ögelerini içermeye devam eder ancak artık daha karma, çoğul, feminist, queer, dijital ve parçalanmış bir yapıda varlığını sürdürmekle birlikte eskisi gibi nihilist ve çoğunlukla erkek karakterlerin çevresinde değil toplumun dışlanan her kesimini kapsayacak anlatı alanında devam etmektedir.

Ülkemizde Yeraltı Edebiyatının Öncüleri

Pinterestcom

Yeraltı edebiyatı adına ilklere baktığımıza ön sıralarda Mehmet Rauf‘un ismini görmemiz kaçınılmazdır. 1910 yılında yayımlanan Bir Zambak Hikayesi adlı novella tarzı hikâyesi yazarın toplumdaki saygınlığını sarsmış, işini kaybetmesine hatta yargılanıp hapis yatmasına neden olmuştur. Bir Zambak Hikâyesi, Yeraltı edebiyatının kurucusu olarak kabul edilen Marquis de Sade’ın Yatak Odasında Felsefe adlı otobiyografik anlatısından izler taşımakla birlikte esas olarak Oscar Wilde’ın Violette’in Aşk Destanı adlı romanının adaptasyonudur.

Ülkemizde Yeraltı edebiyatının öncülerinden olan Hakan Günday eserlerinden bahsetmemek elbette düşünülemez. Birçok eseri bulunan yazarımızın kaleminden birkaç örnek vermek gerekirse: Kinyas ve Kayra, Daha, Az, Piç, Zargana adlı eserlerine şans vermenizi öneririm.

Geçmişten Günümüze Yeraltı Edebiyatı Örnekleri

Bu noktada siz okurları uzun paragraflardan uzaklaştırıp yeraltı edebiyatını zenginleştiren bazı yazarlarımızın önerdiğim 5 kitabını listeleyeceğim ve eserlerden küçük alıntılar paylaşacağım. Umuyorum ki listede sevdiğiniz eserleri görür veyahut liste sayesinde bu akıma dair yeni eserler okumaya karar verirsiniz.

1. Erken Kaybedenler – Emrah Serbes

Erken Kaybedenler

“Çünkü büyüdükçe arzularım küçüldü, şaşkınlıklarım küçüldü, beklentilerim küçüldü. Büyüdükçe öyle küçüldüm ki içimde taşacak bir şey kalmadı.”

“Dediğim gibi, kendini kandırmadan yaşamanın ne anlamı var. Çıplak gerçekler kimi tatmin edebilir ki?Bir derviş ya da manyakoğlumanyağın teki değilseniz olayları küçültmeden ya da büyütmeden, oldukları gibi kabul ederek yaşayamazsınız.”
Bu kitapta bir erkek çocuğunun iç dünyasına giriyor ve onların enerjik, hüzünlü, tuhaf hayatlarını okuyoruz. Genç erkeklerin ruh hallerini, bazen sapkın düşüncelerini ele alan alışılmışın dışındaki bu kitap yeraltı edebiyatının en kolay okunur eserlerinden biri olabilir bence.

2. Daha – Hakan Günday

Daha
“Herhangi biri dönüp de bana bir şey sorduğunda, başım dönüyor, kalbim sıkışıyordu, bildiklerimi unutuyor, kekeliyor ve gerçek bir aptala dönüşüyordum. İnsanlara olan alerjimin, psikolojikten öte, biyolojik olduğuna inanmaya başlamıştım. Çünkü onlarla her yakınlaşmamda, boynum kaşınıyor, yüzüm yanıyor, avuçlarım terliyor ve şakaklarım sızlıyordu…”
“Doğru yere gelmişti. Bizde hepsi vardı. İnsanlık, dram, her şey! Yollarda aç bırakılan çocuklar, tecavüz edilen kadınlar, kalp krizi geçirip öldüğü için denize atılan yaşlılar… Koca bir insanlık sirkiydik!”
Daha, babası insan kaçakçısı olan Gaza’nın yaşadığı travmaların karakterini şekillendirip onu, kendisinin tabiriyle, bir canavara dönüştürmesini konu alan eserdir. 14 yaşındaki bu gencin yaşadıkları ve yaptıkları içinize işleyecek! Okurken belki biraz gözyaşına biraz da mide bulantısına hazırlıklı olmalısınız.

3. Underground Otopark – Küçük İskender

Underground Otopark

“Darmadağın yaşıyorum. Aşklarım da kinlerim de darmadağın. Darmadağın ve paramparça.”

“Bir sevda tasviri peşine düştüm. Mecnun değilim, meczup hiç değil! Mitolojiler de kanıtlayamaz varlığımı ve içimde oluşup döne döne sana yaklaşan girdabı.”

Yeraltı edebiyatının yapı taşlarından olan bu eser sokak çocukları için adeta bir ders niteliğinde. Okurken sizi derin düşüncelerle baş başa bırakıp biraz da üzeceği kesin!

4. Düğün Uçuşu – Yusuf Yeşilöz

Düğün Uçuşu

“Eskiden babama dair tasavvurlarım vardı, kim olduğuna, nasıl göründüğüne dair. Bazen çok benzediğim bir baba hayal ederdim, bir aynanın önüne geçer burnuma ya da yanaklarıma dokunurdum. Bazen bir dev gelirdi gözlerimin önüne bazen de hiç yüzü olmayan bir adam. “

“Köyde kendi yolunda yürüme şansı hiç yoktu. İnsanın kendisine ait istekleri, hayalleri olmasına izin verilmezdi, sadece köy halkının istekleri vardı, yani köy hayatının beklentileri.”

Genç bir delikanlı olan Beyto, eşcinselliğini açıklayamadığı için gerçek sevgilisinden ayrılmak zorunda kalır. Karısıyla birlikte İsviçre’ye dönen karakterimizin boğucu hayatının, ikiyüzlü insanların içinde yaşamını sürdürmeye nasıl devam edebileceğini merak ederek bir yeraltı edebiyatı kitabı ne kadar hızlı okunabilirse o kadar hızlı ve merak içinde okuyacağınız bir eser olacaktır.

5. Ağır Roman – Metin Kaçan filmi de var

Ağır Roman

“Reco, okulda teneffüse çıktığı zaman kantinden aldığı galeta ve sandviçten kaplumbağa yapmıştı. Okul müdürü çocuğun bu hareketini görmüş ve Reco’yu yaratıcı kabiliyetinden dolayı geri zekalılar sınıfına atmıştı!”

“Arkadaşlarının bütün ısrarlarına rağmen çalıştığı dergiyi terk edip sokakta bıraktığı ruhuna koştu. Reco, Kolera’ya boşuna koşmuştu, uzun süre terk edilen ruhun bir daha asla bedene dönmeyeceğini bilmiyordu.”

Kitap, Kolera Mahallesi’nin yozlaşan düzeni içinde büyüyen Salih’in, fahişe Tina’ya duyduğu aşkı ve çevresindeki çürümüş dünya ile verdiği mücadeleyi anlatır. Yazarımızın 7 yılda tamamladığı, başta yayınevi tarafından “fazla argo sokak dili ve karanlık temaları” nedeniyle reddedilen ancak yayımlandıktan sonra yoğun ilgi gören bu roman 1997 yılında filme uyarlanmıştır. Yönetmenliğini Mustafa Altıoklar‘ın yaptığı Okan Bayülgen ve Müjde Ar‘ın başrolde olduğu bu film mutlaka izlenmeye değer!


Kaynakça

  • Demir, Bilal. “Yeraltı Edebiyatı Kavramı ve Tanımı Üzerine Bir İnceleme.” International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR), 20 Aralık 2019. Web. Erişim Tarihi: 12.07.2025.
  • Demir, Fethi. “Türkiye’de Yeraltı Edebiyatı ve Hakan Günday Örneği.” Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019. Web. Erişim Tarihi: 12.07.2025.
  • Demir, Fethi. “Türkiye’de Yeraltı Edebiyatının Avangart Eseri: Mehmet Rauf’tan Bir Zambağın Hikâyesi.” The Journal of Academic Social Science Studies / International Journal of Social Science, Bahar III 2018. Web. Erişim Tarihi: 12.07.2025.
  • Serbes, Emrah. Erken Kaybedenler. İletişim Yayınları, 2009.
  • Günday, Hakan. Daha. Doğan Kitap, 2013.
  • Küçük İskender. Underground Otopark. Parantez Yayınları, 1995.
  • Yeşilöz, Yusuf. Düğün Uçuşu. Belge Yayınları, 2007.
  • Kaçan, Metin. Ağır Roman. İletişim Yayınları, 1990.
  • Öne Çıkan Görsel: Open AI Dell E, karanlıkta oturup kitap okuyan adam ve kitaplar.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Single White Female(1992) Film İncelemesi: Kadın Kimliği ve Psikolojik Gerilim

Schroeder'in filmi; kadın kimliğinin inşası, ideal benlik, aitlik kavramı, bastırılmış duygulaların saldırganlığı ve en sonunda gölgeyle yüzleşme gibi temalar üzerinden ilerleyen çarpıcı bir psikolojik portre sunar.

İstanbul Mimarisi: Frej Apartmanı

Art Nouveau mimarisi, zengin tarihi ve trajik hikayesiyle Pera’nın çok kültürlü dokusunu yansıtan ve yaşatan Frej Apartmanı’nı keşfe çıkıyoruz.

Kültürlerden Esintiler: Peru’nun Dokuma Mirası

And Dağları’nın etekleri Peru’da sürdürülen dokumacılık geleneği ve yıllar içinde gelişimi.

Wings of Desire: Tarihin Nabzının Attığı Yer Berlin

Wings of Desire filminde Berlin, sahnelerin yaşandığı bir ortam olmaktan ziyade hareket eden, neredeyse ekranlardan izleyiciye fısıldayan bir baş karakterdir.

Kültürlerden Esintiler: Hindistan’dan Sari Kültürü

Sari, geçmişten günümüze Hint kadınların kimliğini, zevkini ve zarafetini tek bir kumaşta buluşturan kültürün canlı bir temsilidir.

Sosyal Medyada Cinsiyetçi Stereotiplerin Yayılması: Paylaştıkça Büyüyen Kalıplar

Sosyal medya, cinsiyetçi kalıpları yaygınlaştırıyor; kullanıcılar bu normları sorgulamak yerine yeniden üretiyor.

Bitki Yetiştirmek, Mekânı Canlandırmaktan Fazlası mıdır?

Bitki yetiştirmek; estetik bir eylemden öte, politik, etik ve varoluşsal anlamlar taşıyabilir.

Ostrogot Krallığı: Roma Kartalı’nın Küllerinden Doğan İtalya

Hunların gölgesinden çıkarak Roma tahtına oturdular… Ostrogotların yükseliş ve düşüş hikayesini birlikte keşfedelim.

The Notebook Hangi Albümle Eşleşir?

Romantik filmlerin kilometre taşlarından The Notebook ve Jeff Buckley'den Grace albümünü ortak noktada buluşturuyoruz.

Müzik Listenize Eklemeniz Gereken 5 Bağımsız Sanatçı

Bu yaz, ruhunuza dokunacak hafif melankolik ve nostaljik tınılarıyla sizlere eşlik edebilecek indie sanatçılarla tanışmaya ne dersiniz?

Editor Picks