Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Ötesinde Bir Kadın Portresi: Feride

Editör:
Guşef Alhas

Toplum, kadınlara nerede, ne zaman ve ne yapmaları gerektiğini söyleme hususunda her zaman cömert davranmıştır. Uygun davranmak, ses çıkarmamak, düzgün giyinmek, iyi bir anne olmak… Edebiyat bu beklentileri kimi zaman yüceltmiş, kimi zaman ise sorgulayıcı bir tutumla ele almıştır. Ataerkil değerlerin şekillendirdiği toplumlarda kadınlar, belirli roller çerçevesinde tanımlanırken bu roller dışına çıkanlar ise çoğu zaman dışlanmıştır.

Edebiyatın tozlu geçmişinde bazı karakterler vardır ki yalnızca bir hikâyenin kahramanı değil, aynı zamanda yaşadığı dönemin ötesinde bir sembole dönüşür. Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanındaki Feride, bu sembollerden biridir. Feride, kendi döneminin ve sonrasının toplumsal cinsiyet normlarına başkaldırarak edebiyat tarihine cesur bir kadın figürü olarak adını altın harflerle yazdırır fakat bu özgürlüğü elde etmiş olmasına rağmen erkek egemen toplumun önyargılarından kaçamaz. Bu kapana kısılmışlığı Güntekin tüm gerçekliğiyle anlatır. Onun hikâyesi, sadece bireysel bir özgürlük arayışı değil, aynı zamanda toplumun kadın kimliğine biçtiği rollerle hesaplaşmanın da bir yansımasıdır. Bu yazıda, Feride’nin cesaret dolu yolculuğundan yola çıkarak kadın karakterlerin toplumsal cinsiyet rolleriyle ilişkisini yeniden düşünmeye davet ediyoruz.

Biyolojik Kültüre Bir Yolculuk

Çalıkuşu 1966 | xcom

Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet terimlerinin kullanım değişikliğindeki asıl nokta, erkekler ve kadınlar arasındaki biyolojik ayrımdan ziyade kültürel yorumlamalardır. Günümüzde ataerkil yapının hâkim olduğu toplumlarda kadınlardan ve erkeklerden rollerine uygun davranışlar sergilemeleri beklenir; neyin uygun olduğuna ise kalıp yargılar karar verir.

Kadınlardan fedakar ve itaatkâr olmaları beklenirken; erkeklerden lider ve kararlı olmaları beklenir. Bu beklentiler toplumsal bir rol hâline gelirken bireylerin potansiyellerini sınırlandıran katı birer normlara dönüşür. 

Rollere Direniş: Feride’nin Mücadelesi

sivilsayfalarcom

Feride’nin toplumun ona dayattığı rollere ve ahlak kurallarına karşı mücadelesi yalnızca bireysel değil aynı zamanda toplumsal yapıların, cinsiyet rollerinin ve bu roller arası eşitsizliğin, psikolojik çatışmaların yansımasıdır. Tanzimat ve II. Meşrutiyet dönemleri ise bu değişimin daha görünür hâle geldiği ve kadınların toplumdaki rollerinin sorgulandığı dönemlerdir. Feride, eğitimi ve mesleğiyle dönemin modernleşme hedeflerine uygun bir kadın modelidir ancak toplumsal normlara karşı uyumsuzluğu, bahsini geçirdiğimiz modernleşmenin kadınlar için sınırlı kaldığını gösterir.

Kadınların meslek sahibi olması ve eğitim görmesi her ne kadar teşvik edilse de dönemin “namus” ve “kadınlık rolleri” çerçevesiyle sınırlı kalmıştır. Bu açıdan baktığımızda taşrada öğretmenlik yaparken yaşadığı sıkıntılar modernleşme sürecinin İstanbul ve çevresine kıyasla Anadolu’da farklı işlediğini bize gösterir.

Feride taşrada öğretmenlik yaptığı bu süreçte halkın eğitimine, modern kadın figürüne ve kadın bir öğretmen olmanın taşradaki yansımasıyla doğrudan yüzleşir. Öyle ki eserin bir bölümünde yer alan, “Çocuklara okuma yazma öğrettiğimde gözlerinde bir ışık görüyordum. O ışık beni hayatta tutuyordu. Ama bazen öyle anlar geliyordu ki, sadece bir kadın olduğum için yaptıklarım değersiz görülüyordu. Bu, ruhumda derin yaralar açtı” sözleri o dönemin durumunu özetlemeye yeter. Feride’nin bağımsız bir hayat kurma çabası, dönemin kadınları için nadir görülen bir durumdur. Feride’nin “eğitimli bir kadın” olması bile onu toplumun gözünde “kötü kadın” olarak görülmesini ve dönemin kendi içinde yaşadığı çelişkiyi yansıtmasını engelleyememiştir. Buna rağmen Feride, bağımsız bir kadın olarak yaşadığı uyumsuzluk ve kabul görmeme durumuyla yüzleşse de aynı zamanda döneminin modernleşme idealleri doğrultusunda eğitimli, çalışkan ve özgür bir kadın rolünü üstlenir. Reşat Nuri Güntekin ise bu baskıları, zıtlıkları ve iç çatışmaları eseri aracılığıyla edebiyat sahnesine başarıyla taşımıştır.

Kalıpları Aşan Kadınların Umudu Metinler

soylentidergicom

Kadınların tarih boyunca kalıpların gölgesinde şekillendirilmiş, toplum içinde yer alabilmeleri için belirli davranış biçimlerine uyum sağlamaları beklense de her dönemde, bu beklentilere sessizce boyun eğmeyen aksine onları sorgulayan ve değiştirmeye çalışan kadınlar da var olmuştur.

Edebiyat, bu dönüşümün hem tanığı hem aracısıdır. Özellikle kadın karakterler üzerinden şekillenen anlatılar, sadece bireysel hikâyeleri değil, bir dönemin kadın algısını, toplumsal baskı mekanizmalarını ve direniş biçimlerini de yansıtır. Kadın karakterlerin edebiyattaki temsili, yalnızca kurgusal bir varoluştan ibaret değildir; aynı zamanda toplumsal cinsiyet normlarının sorgulanmasında, bastırılmış seslerin görünür kılınmasında ve alternatif kadın kimliklerinin inşasında merkezi bir rol üstlenir. Bu karakterler, yazınsal bir metnin sınırlarını aşarak toplumsal bellekte iz bırakan figürlere dönüşür. Bu anlamda Çalıkuşu‘ndaki Feride, kadın karakterlerin pasif ve edilgen konumlandırılmasına karşı duran öncü bir figürdür. 

birgun.net

Feride gibi figürler sayesinde edebiyat, estetik bir anlatım alanı olmanın ötesine geçerek toplumsal değişimin itici gücü hâline gelir. Onların hikâyeleri aracılığıyla kadınlar, kalıplaşmış rolleri sorgulama cesareti bulur; okuyucu ise bu sorgulamaya tanıklık ederek mevcut yapıyı yeniden düşünmeye davet edilir.

Kalıpların dışına çıkan her kadın karakter, toplumsal cinsiyet rollerinin sorgulanmasına giden yolu aydınlatır. Feride, bu yolu cesaretle yürüyen öncü figürlerden biridir. Onun hikâyesi, yalnızca bireysel bir direnişin anlatısı değil; aynı zamanda ataerkil normlara karşı yükselen kolektif bir sesin de simgesidir. Dolayısıyla bu tür karakterlerin edebiyattaki varlığı, yalnızca bir dönemin ruhunu yansıtmakla kalmaz; aynı zamanda geleceğe yönelik daha adil, daha eşitlikçi bir toplumsal tahayyülün filizlenmesini de mümkün kılar. Feride’nin izinde, kadın sesi edebiyatın satır aralarından taşıp hayata karışmaya devam eder.


Kaynakça:

Demir, E. (2021). Çalıkuşu Romanı: Cumhuriyet Dönemi Öğretmen Kadın Kimliği İnşasının Toplumsal Cinsiyet Normları Bağlamında Yorumlanması. Sinop Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 5(2), 317-340. web

Demiryürek, M. (2005). Tanzimat sonrası Türk edebiyatında değişen kadın-erkek görünümleri. Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, 39(39), 19-45 . Dumanlı, E. Ve Esen, Y. (2022). Çocuk kitaplarında toplumsal cinsiyet bağlamı: araştırma gündeminin değişkenleri. Eğitim Bilim Toplum Dergisi, 20(79), 118-148.

Güntekin, R. N. (1922). Çalıkuşu. İstanbul: İnkılap Yayınları.

Karagülle, F. (2016). Çalıkuşu’ndan Bir Köy Hocası’na: ideolojinin Edebiyat Üzerindeki Belirleyiciliği. Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, 54(54), 87-97.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Aristaeus: Kırsalın Yetenekli Tanrısı

Yunan mitolojisinde Aristaeus kır, tarım, arıcılık, bağcılık tanrısı ve çoban olarak bilinir.

Asch’in Uyum Deneyi: Göz Göre Göre Yanlışı Seçer miydin?

Solomon Asch'in uyum deneyi, bireylerin grup karşısında özgür düşünebilme yeteneğini sorgulayarak sosyal baskının gücünü gözler önüne sermektedir.

Oidipus Sendromu ile Psikoseksüel Bir Yolculuk: Kader mi Arzu mu?

Oidipus sendromu, yasak arzular ile kimlik oluşumu arasındaki ilişkiyi Freud’dan Lacan’a uzanan bilinçdışı bir yolculukla açıklar.

Single White Female(1992) Film İncelemesi: Kadın Kimliği ve Psikolojik Gerilim

Schroeder'in filmi; kadın kimliğinin inşası, ideal benlik, aitlik kavramı, bastırılmış duygulaların saldırganlığı ve en sonunda gölgeyle yüzleşme gibi temalar üzerinden ilerleyen çarpıcı bir psikolojik portre sunar.

İstanbul Mimarisi: Frej Apartmanı

Art Nouveau mimarisi, zengin tarihi ve trajik hikayesiyle Pera’nın çok kültürlü dokusunu yansıtan ve yaşatan Frej Apartmanı’nı keşfe çıkıyoruz.

Kültürlerden Esintiler: Peru’nun Dokuma Mirası

And Dağları’nın etekleri Peru’da sürdürülen dokumacılık geleneği ve yıllar içinde gelişimi.

Wings of Desire: Tarihin Nabzının Attığı Yer Berlin

Wings of Desire filminde Berlin, sahnelerin yaşandığı bir ortam olmaktan ziyade hareket eden, neredeyse ekranlardan izleyiciye fısıldayan bir baş karakterdir.

Kültürlerden Esintiler: Hindistan’dan Sari Kültürü

Sari, geçmişten günümüze Hint kadınların kimliğini, zevkini ve zarafetini tek bir kumaşta buluşturan kültürün canlı bir temsilidir.

Sosyal Medyada Cinsiyetçi Stereotiplerin Yayılması: Paylaştıkça Büyüyen Kalıplar

Sosyal medya, cinsiyetçi kalıpları yaygınlaştırıyor; kullanıcılar bu normları sorgulamak yerine yeniden üretiyor.

Bitki Yetiştirmek, Mekânı Canlandırmaktan Fazlası mıdır?

Bitki yetiştirmek; estetik bir eylemden öte, politik, etik ve varoluşsal anlamlar taşıyabilir.

Editor Picks