Sevgili okur, bugünkü yazımızda şarkılarla filmlerin birbirlerine olan iç içe geçmiş etkilerini tartışmaya devam ediyoruz. Birçoğunuzun belki bildiği, bir kısmınızın da müziğini duysa hatırlayacağı “The Breakfast Club”, 80’lerin yankı uyandıran filmlerinden biri olmayı başarmıştı. Bunun en büyük sebeplerinden biri ise efsaneleşmiş şarkısı: “Don’t You (Forget About Me)”. Şarkı yayınlandığı günden beri, ne filmi şarkıdan ne de şarkıyı filmden ayrı düşünmek mümkün. Bu kadar etkileyici olmasının en büyük sebeplerinden biri de, grubun canlı ve coşkulu vokallerinin yanı sıra şarkının kritik sahnelerde kullanılmasıydı. Gelin önce filmi biraz hatırlayalım, sonrasında şarkıyı dinleyelim ve bize hissettirdikleriyle beraber bu etkinin derinlerindeki hikâyeye inelim.
Forget About Me: Bir Günlük Tanışıklık

Bir günlüğüne hiç tanımadığımız insanlarla vakit geçirseydik, günün sonunda kendimizi de daha iyi tanır mıydık? Beş lise öğrencisi, “kim olduklarını sandıkları” üzerine bir makale yazmak için bir sınıfa kapatılırlar. Karakterlerimiz bir suçlu, bir atlet, bir akıl hastası, bir prenses ve bir beyinden oluşuyor. Yaptıkları hataları düşünmek için dokuz saatleri vardır ancak hiçbiri birbirinin neden orada olduğunu da bilmiyordur.
Herkes bir diğerinin neden orada olduğunu anlamaya çalışırken aralarında ilginç bir bağ oluşur. Birbirinden uzak insanlar olmaktan dostluğa doğru evrilen sahnelerin başında ve sonunda bizi aynı şarkı karşılar: Don’t You (Forget About Me) – Simple Minds. Şarkıyı ilk duyduğumuzda bu beş öğrencinin birbirlerine karşı olan önyargıları dışında bir şeyleri yoktur. Sonunda tekrar filmin başına atıfta bulunulduğunda ise, artık birbirlerinde uyandırdıkları bambaşka etkileri vardır. Bu da izleyiciye bu efsanevi şarkıyla beraber dokuz saatte nelerin değişebileceğine dair güçlü bir duygu bırakır.
Shermer Lisesi’nde Bir Gün: Kahvaltı Kulübü

24 Mart 1984, Cumartesi. Shermer Lisesi. Shermer, Illinois, 60062. Sabah saat yedide herkes cezalı olduğu için oradaydı ve geç kalan yoktu. Bay Vernon, cezalıların başında duran öğretmen, sanki herkese yaptıklarını ödetmek konusunda ayrı bir zevk duyuyordu. Her biri birbirinden farklı hayatlara sahip olan bu beş gencin tek ortak görevi vardı: “kim olduklarını sandıkları” konusunda bir makale yazmak.
Akşama kadar düşünmek için vakitleri vardı ve bunu yapmak istemiyorlardı. “Bizi görmek istediğiniz gibi görünüz, en basit şartlarla ve en uygun tanımlamalarla.” Aslında yaşları gereği birbirleri hakkında da önyargılı olan bu çocukları Bay Vernon’ın davranışları bir araya getirmişti. Ona karşı birlik olan çocuklar, yapılmak istenilenin aksine üzerlerindeki yargılardan kurtulup, birbirlerine anlayış geliştirdikleri bir gün geçirmişlerdi. Başta birbirlerine dürüstlük adı altında zorbalık yapan, kendini açmayan, tuhaf davranan ve ailesinden dolayı öfkeli olan çocukları gözlemleme fırsatı bulduk. Birlikte geçirdikleri o günün sonunda ise “Hepimiz biraz tuhafız.” demeyi başarmışlardı, “Bazılarımız bunu saklamakta daha başarılı o kadar…”
Efsanevi Şarkının Arkasındaki Hikaye
İskoç rock grubu Simple Minds, 1985 yılında şarkıyı tamamen bu film için söylüyor. Çok geçmeden hit olan şarkı, günümüze kadar grubun en bilinen şarkısı olarak süregeliyor. Şarkıyı prodüktör Keith Forsey ve gitarist Steve Schiff yazıp besteliyorlar. Ancak grup kendi yazmadıkları bir şarkıyı seslendirme konusunda kararsızlığa düşüyor. “Daha önce başka birinin şarkısını yapmadık. Başkasının şarkısını çalmadık bile.” diyerek korktuklarından bahsediyorlar.
Başta bu işe girişmeyi reddediyorlar ve şarkı Billy Idol, Bryan Ferry ve Corey Hart‘a öneriliyor. Simple Minds grubunun solisti Jim Kerr, filmin yönetmeni John Hughes ve şarkının yazarı ve prodüktörü Keith Forsey ile telefonda konuştuklarında sıcak bakmaya başladığından bahsediyor. Simple Minds ile birlikte şarkı hiç olmadığı kadar hayat dolu duyuluyor. Ardından gelen başarıya ise kendileri bile şaşırıyor. Sonrasında ise grubu bu ikonik şarkıdan ayrı düşünmek mümkün olmuyor.
“Will you stand above me
(Bana göz kulak olacak mısın)
Look my way, never love me
(Bana bak ama beni asla sevme)
Rain keeps falling”
(Yağmur damlaları düşüyor)
Kaldığımız Yerden Devam: Şarkının Kullanıldığı Sahneler
Filmde belki de en çok dikkat çeken sahneler şarkının kullanıldığı giriş ve final sahneleri. Şarkıyı filmde duyduğumuz anlar, sayılı ve kısa sayılabilecek zaman dilimlerinden oluşuyor. Ancak bu etkiyi uyandırmanın belki de en zekice yollarından biri, seyircide en çok duyguya sebep olabilecek yerleri bir de etkileyici bir müzikle parlatmak.
Filmin girişinde çocuklar cezalı oldukları günün sabahında, aileleri tarafından okula bırakılırken her biri hakkında azımsanamayacak bilgiye sahip oluyoruz. Onları kim okula bırakıyor, arabada başka kimler var ve çocuklarla nasıl konuşuyorlar. Bunlar aslında belki de çok önemli gibi görünmeyen kilit bilgiler ve bize günün geri kalanında gençlerin davranışlarıyla ilgili önemli fikirler veriyorlar.
Aslında en başından beri diğerleriyle iletişim bile kurmayan, konuşamadığını düşündükleri kızın, ailesi tarafından ihmal edildiğinin bilgisi bize arabanın içinde kimlerin olduğu bile gösterilmeyerek en başından veriliyor. Daha sonra filmin içine dalıyoruz, bütün olan bitene şahit olduktan sonra gençlerin eve dönüş zamanında yeniden şarkının kullanılması ise tesadüf değil. Aslında baştaki sahneleri hatırlayıp kaldığımız yerden devam etme hissiyatı uyandırıyor. Bazen bir şarkıyı ikinci defa dinlediğinizde, ilk dinlediğiniz zaman ve mekanla bir anda bağlantılı bir ana dönüştüğünü fark ederiz ya, filmde de bu yapılıyor bizlere.
Gençlerin birbirlerine olan davranışlarına ışık tutan ebeveynleriyle olan ilişkileri, günün sonunda kurulan arkadaşlıklara ve romantik ilişkilerde kimlerin birbirini seçtiğine doğrudan etki ediyor. Böylece Don’t You (Forget About Me) şarkısını her duyulduğunda kimileri için kurulan dostluklara kimileri içinse aşık olmaktan kaçılamayan ilişkilere, gençliğe ve yaşama dair duyulan bir hevese dönüşüyor.
Pazartesi Ne Olacak?: Beni Unutma

Şarkının da vurguladığı Don’t Forget Me (Beni Unutma) cümlesi, aslında filmin en büyük temasını konu ediniyor. Sonlara doğru birbirlerine daha da açılan gençlerin şu diyaloğuyla da bu durum iyice ilgi çekiyor: “Peki pazartesi ne olacak?” Hala arkadaş olacak mıyız?” sorularının cevabını merak eden gençler, bu durum hakkında farklı yorumlarda bulunuyorlar.
Bazıları daha gerçekçi bir yerden görüşmeyeceklerini söylerken, diğerleri bunun neden gerçekçilik olduğunu sorguluyor ve “Biz istemezsek öyle olmak zorunda değil.” diyorlar. Lise hayatının getirdiği önyargılar ve normları dürüstçe tartışan bu gençler her biri birbiriyle farklı bir bağ kurarak evlerine dağılıyorlar. Ancak pazartesi günü ne olduğu, izleyicinin kendi “gerçekçiliğine” kalıyor.
Filmlerden Kalanlar serimizin bir bölümünün daha sonuna geldik. Umarım sizin için de güzel keşiflerin olduğu bir yazı olmuştur. Filmi izlemeyenleriniz varsa izledikten sonra gelip tekrar bu yazıyı okumak bazı sahneler için daha anlamlı olacaktır. Hepsinden önce size ne hissettirdiğini ve şarkıyı duyduğunuz sahnelerde duygularınıza olan etkisini düşünmek de farklı kapılar açabilir. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!
Kaynakça: