Gün Ana’nın Işığında: Türk Mitolojisinde Güneş Tanrıçası

Editör:
Meryem Azra Barut, Asya Yüce

Çocukluğumuzdan beri masallar, destanlar ve efsanelerle büyümüş bir milletiz. Türklerin savaşçı ruhlarıyla ilgili de birçok destan çalınmıştır kulağımıza. Bozkırlarda yaşamlarını sürdüren Türk halkları sadece bu yönleriyle değil doğaya olan tutkularıyla da tanınır. Geniş bir coğrafyaya yayılan bu halkların yaşam tarzları, dilleri ve daha birçok etken onların evreni yorumlayış şeklini etkilemiştir. Türk mitolojisi de bu yorumlarla ortaya çıkmış ve izlerini sürdürmüştür. Mitoloji; tanrılar, evreni anlama ve inanç sistemlerini içerir ancak Türk mitolojisi sadece tanrıları değil aynı zamanda doğa unsurlarını da içerir. Bu unsurlar Türkler için kutsal varlıklardır. Hayvanlar, dağlar, yıldızlar, ay, güneş ve dahası.. Bu yazıda Gün Ana‘nın hikayesine göz atmaya ne dersiniz?

Eski Türklerde Güneşin Yeri

yüreğinseyirdefteriblog

“Eski Türk inanç sisteminde güneş, yalnızca doğanın bir unsuru değil, aynı zamanda kutsallığın ve yaşamın kaynağı olarak kabul edilmiştir. Güneşin doğuşu, Göktürklerde evrendeki düzenin devamlılığına işaret ederken, hükümdarların ilahi otoritesini de temsil etmiştir .”
(Kafesoğlu, 45)

Demiştir önemli bir Türkolog Güneş hakkında. Bu sözden de anlayabileceğimiz gibi Türkler için doğa her zaman önemliydi. Türklerin inanç sistemine yakından bakacak olursak insana güç veren şey doğadır ve gök kelimesinin farklı dönemlerde, Türk halkının hayatında önemli bir yeri olduğunu görmek kaçınılmazdır. Göktürklere ait Göktürk Yazıtları‘ndan da anladığımız gibi Türklerin o zamanlar tanrısı Gök Tanrıdır. Ve bu inanca göre gökyüzünün en görkemli varlığı olarak Güneş, düzenin sembolü olarak bilinir. Güneşin doğuşu yeni bir günün başlangıcı olduğu için yeni umutların başlangıcı olarak görülürdü. Batışı ise ölüm ve yeniden doğuşu simgeler.

turkicflagseminealtunonrenderwikimediacommons

Eski inanç sistemlerinde Güneş, hükümdarların gücüyle de ilişkilendirilmiştir ve devletin gücünü sağlayıp koruyan bir sembol olarak da görülmüştür. Türklerde altın, güneşi temsil eden bir malzemedir ve kağanların, hükümdarların giysilerinde altın süslemeler bulunur bu onların Güneşin temsilcileri olarak adlandırılmasına yol açmıştır. Bayraklarda, mezar taşlarında ve sanat eserlerinde güneş motifine de çok fazla rastlanır.

Diğer halklara bakacak olursak, Güneş her zaman hikayelerin içinde hayat bulmuştur. Güneş yaşam kaynağı olarak bilinir. Eskiden insanların sabahın ilk ışıklarıyla Güneş’i üç kere selamlayıp dua etmeleri Güneş’in onlar için ne kadar önemli olduğu konusunda bize ipucu verir. Doğan yeni gün umutları yeniden filizlendiren bir semboldür. Güneş onlar için yalnızca fiziksel bir ışık kaynağı değil ruhsal anlamda bir rehberdir. Türkler binlerce yıldır Güneş’e karşı derin bir saygı duymuştur ve onun Tanrı’dan bir armağan olduğunu da düşünmüşlerdir. Bu bilgilerin ışığında Güneş’in Türk kültüründe önemli bir yeri olduğunu anlayabiliriz.

Gün Ana

yandexgörseller

Uygurca Oğuz Kağan Destanı’nda “Gök olsun çadırımız, güneş de bayrağımız.”
demektedir Oğuz Kağan.

Efsaneler anlatır ki Eski Türklerde gök 7 kat imiş, Gün Ana ise en yüksek katında oturan kutsal bir varlık… Kün Ana veya Güneş Ana olarak da karşımıza çıkarken bazı kaynaklarda Yaşık Ana adı da verilir. Türk mitolojisinde Güneş tanrıçası olarak adlandırılabilecek Gün Ana insanların ilk büyük annesi olarak görülür ve Ay Dede ilk büyük babadır. Bazı kültürlerde dişil olarak algılanması onun yaşam kaynağı, bereket ve doğurganlık özelliklerinden ortaya çıkmış bir inançtır. Ziya Gökalp‘in “…Hakanla hatun gök ile yerin evlatlarıydı. Güneş Ana ile Ay Ata onların gökyüzündeki temsilcileri idi. Hakanın mümessili olan ay ata, gökyüzünün altıncı katında, hatunun mümessili olan gün ana ise daha üstte, gökyüzünün yedinci katında idi” sözleri Gün Ana ve Ay Ata’nın gökyüzünün temsilcileri olduğu konusunda bize ışık tutar. Biri sıcağın sembolüyken diğeri soğuğu temsil ederek birbirlerini tamamlarlar.

Yakut Türkleri ise bir doğa olayı olan güneş tutulmasını ay ve güneş arasında kötü ruhların kavga ettiği ve kötü ruhların zaferiyle güneşi ele geçirdikleri ve bu sebeple güneş tutulmasının yaşandığına inanmışlardır. Görüldüğü üzere Gün Ananın ışığına insanlar her zaman hayranlık duymuştur. O her yeni günün başlangıcını simgeler ve karanlıkla aydınlığın arasındaki dengeyi kurar. Türk mitolojisinde ruhsal ışık olarak da tanımlanan Gün Anayla ilgili bir metafor da mevcuttur. Gün Ana cehaleti ve kötülüğü aydınlatan bir semboldür bu sayede insanlara yolculuklarında rehberlik eder ve umut verir. Sabahları yapılan dualarda güneşe yönelmek de onun ışığına karşı olan minnettarlığı gösterir. Yüksek konumu ve duyulan saygı Gün ananın mitolojide ne kadar önemli bir rol oynadığını gösterir. Mitolojide aydınlığın sembolü olan ve sadece göksel bir varlık olarak görülmeyen güneş Türklerin doğayla kurduğu kutsal ilişkiyi gözler önüne serer. Bu anlamda, Gün Ana insanlara her karanlık gecenin ardından yeni doğan günün umudu olan ve geçmişten günümüze insanlara rehber olarak parlamaya devam eden bir semboldür.

Ayrıca Ay Ata hakkında Türk Mitolojisinde Ayın Tanrısı: Ay Ata adlı yazımızı da okuyabilirsiniz.

Gün Ana ve Türk Mitolojisinde Kadın İmgesi

TRTAvaz

Türk mitolojisinde Gün Ana’nın insanları karanlık güçlerden koruyan bir tanrıça veya ruh olduğu bilgisine de rastlanılır. Gün Ana’nın tanrıça olarak görülmesinin nedenleri arasında sıcaklığı, bereketi ve düzenin simgesi olarak görülmesi yatar. Bu özelliklerden dolayı kadınlarla ilişkilendirilmiştir. Türk mitolojisinde anaerkil öğeler barındıran inanışlarda çoğu doğaüstü varlıklar kadınsı özellikler barındırır. Umay Ana, Yer Su, Gün Ana gibi tanrıçalar buna örnek verilebilir. Mitolojide kadınsal imge bilgelik, rehberlik ve liderlik gibi özelliklerle tasvir edilir. Gün Ananın bu yönlerini düşünürsek eski Türk toplumlarında kadınların rolünü buna ek olarak neden dişil olarak tasvir edildiği anlaşılabilir. Diğer özelliklere bakacak olursak Gün Ana aydınlığın sembolü olarak ayrıca güneşin doğuşu ve batışıyla doğanın düzenini sağlamasıyla bilinir. Bu döngüyü sağlayan Gün Ana rehberliğiyle yol gösteren bir varlıktır. Türk toplumlarında geçmişten günümüze kadınların kimliği ve toplumun her alanında bulunmasıyla bu özellik benzerlik gösterir. Görüldüğü üzere Türk mitolojisinde Gün Ana birçok özelliğiyle birlikte dişil bir varlığı simgeler ve bununla ilgili birçok inanış da mevcuttur. Bir inanışa göre eğer hamile kadınlar rüyasında güneş görürse kız çocuğuna sahip olacakları söylenir. Kim bilir belki de günümüzde kız çocuklarına Güneş isminin verilmesinin altında bu sebepler yatar.


Kaynakça

Kafesoğlu, İbrahim. Türk Milli Kültürü. Ötüken Neşriyat, 1998.

Kıyak, Abdülkadir. “İslamiyetten Önce Türklerde Güneş ve Ay ile İlgili İnanışlar” :134,135,136

Yavuz Kalın, Serap Şule. Türk ve Çin Mitolojisinde Kadın Güneş Mitleri. Academia.edu, 2023.

Kapak Görseli: Internet Archive Book Images. Flickr, 16 Temmuz 2014.

 

Sema Nur Uçum
Sema Nur Uçum
from sprinkler splashes to fireplace ashes

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks