Video-essay yani video-makaleler, bilgiye ulaşmanın yeni bir formu olarak karşımıza çıkmaktadır. Makalede yazılı olan bilgilerin video haline getirilerek izleyene aktarılmasıyla oluşan bu videoların popülerliği, Covid-19 pandemi öncesi ve sırasında en yüksek seviyelerindeydi. Son zamanlarda ise video-essay türü üreticisi YouTuberlar bile türün düşüşe geçmesinden bahsediyorlar. Bu tarz içerikleri takip etmeyi seven biri olarak, video-makalelerin dönem şartlarında nasıl popüler olduğunu ve bu popülerliği nasıl yitirmeye başladığından bahsetmek istiyorum.
Filmessay Kavramının Ortaya Çıkışı

Türün adı daha çok YouTube videoları üstünden popülerliğini yakalamış olsa da aslı sinemada kullanılan “Filmessay” kavramına dayanmaktadır. Son zamanlarda birçok kişi tarafından sık sık söz edilen filmessay tanımının, literatürde ilk defa kullandığı düşünülen kişi Hans Richter’dir.
1940 yılında yazmış olduğu makalesinde bu türden bahseden Richter, belgesel türünün içinden çıkan bir ürün olarak sunmaktadır. Sanatta yapılan tanımlar ve tanımların altına en uygun düşen örnekleri bulmak güç olsa da Chris Marker’ın Sans Soleil ve La Jetee gibi filmleri benim ilk aklıma gelenler oldu. Aynı zamanda Agnés Varda’nın da belgesel üslubunun bu türe yakın olduğunu söylemek yanlış olmaz. Sinemada da büyük ustalar tarafından sevilerek icra edilen bu tür, epey değişim geçirerek kendine YouTube’da da yer bulmuştur. Tabii insanlar bu tarz videoları neden sevdi sorusuna yanıt ararken değişen mecranın farklı getirilerine de odaklanmak gerekir.
Video-essay, Süre ve Algoritma İlişkisi

Herhangi bir sosyal medya platformunda popülerleşen belli türdeki üretimlere bakarken, hangi yanlarının algoritmalar tarafından ilgi çekici ve önerilebilir olduğunu tespit etmek önemli bir adımdır. Youtube’da izleyicinin, videonun ne kadarlık kısmını izlediği ya da videonun sonuna kadar kalıp kalmadığı kanalın başarısını önemli derecede etkileyen unsurlardan birisidir. Videonun süresi uzadıkça videoda kalma süresi uzadığından ve verilen etkileşim arttığından dolayı, süresi uzun olan videolar daha avantajlı bir konumda duruyorlar. Fakat video-essaylar da önemli olan süre değil, video süresince izleyicinin odağını yakalayıp yakalayamadığınızdır. Bu durumda video-essaylar sırf uzun olduklarından dolayı başarılı olmadılar. Uzun süre daha çok etkileşim olanağı tanıdığı için seyircilerin kısa sürede izlemeyi sonlandırmadıkları videolar daha başarılı oldu.
Commentary mi Video-essay mi?

Gelelim içerik kısmına. İnsanların dikkat süresinin saniyelere düştüğü hakkında tartışmaların yürütüldüğü bu dönemde 1 saat boyunca tek bir konudan bahseden youtuberlar neden izleniyor bakmak önemli. Bence tam da şu anda video-essay’in yanına commentary tanımını da koymak gerekli. Commentary videoları adından da anlaşılacağı üzere belirli konu, kişi, durum hakkında yorum yapan ve tepkileri ifade etmeye yarayan videolardır. Çoğu zaman video-essayla karıştırıldığına şahit oluyorum ama ikisini ayıran en büyük neden bence bilgi paylaşımı. Video-essaylerde makalelere ve akademik kaynaklara atıfta bulunulduğuna sıkça şahit olabilirsiniz. Commentary’lerde ise yalnızca öznel fikirler paylaşılır. Bu ayrıma da bakıldığında, commentary videolarının çok daha geniş kitlelerce izlenip anlaşılabileceğini fark etmiş oluyoruz. Bu iki türden en çok izleneni de commentary kanalları çünkü pop kültüründe meydana gelen olayları kısa süre sonra uzun uzun inceledikleri videoları paylaşıyorlar. Güncel konular hakkında fikrini belli etmek ya da olayı daha iyi öğrenmek isteyenler ise çoğunlukla bu videolara başvuruyorlar. Mesela geçtiğimiz yaz Charli XCX’in Brat albümü sansasyon yarattı ve çoğu commentary kanalı da olay soğumadan bir sürü video çekti.
İçerik Tıkanması

İşte tam da sansasyon yaratan olaylardan sonra herkesin aynı konuyu ele alması bence video-essayleri de daha az çekici kıldı. Trad-wife akımını feminist teoriyle de okusanız ya da yalnızca fikir belirtip commentary de çekseniz, insanlar ana ekranlarında hep aynı konuyu görmekten sıkıldılar artık. O an gündemde ne varsa bir anda sadece o konuyla ilgili video çekilmeye başlandığını gördüm ve bu benim de bazı kanallara karşı ilgimi azalttı. Birçok video essay çekenlerin dediği şey ise artık bu türün daha az popüler olması. Bunun nedeni bence konuların tekrarlanması ama tabii ki bu tek neden olamaz. Ben burada dikkat süresini de suçlamayacağım çünkü bir kişinin tik tok ya da reels izleme nedeniyle video-essay izleme nedeni çok farklı. Bir insan hem kısa hem uzun süre dikkatini yönlendirebilir.
Dediğim gibi ben de bu türün sıkı takipçisiyim, özellikle de İngilizce içerik üreticilerine daha hakimim çünkü Türkçe olarak bu şekilde içerik üreten çok daha az kanal var. Benim gördüğüm şey ise videoların format olarak birbiriyle tekrar etmeye çok müsait olması. İzlenmeleri düşmeyen, aksine yükselen youtuberların çoğunun ya araştırma yönü çok kuvvetli ve gerçekten öğretici içerikler çekiyorlar ya da videolarının kurgusu çok daha özenilmiş oluyor.
Bilginin Farklı Biçimlerde Üretilmesi

Bence döneme çok iyi hitap eden bir içerik üretim yöntemi. Bu yüzden de insanların tamamen izlemeyi bırakacaklarını düşünmüyorum. Merak ettiğiniz bir konu hakkında bir sürü kaynak tarayıp bilgiye ulaşmak yerine doğru yöntemlerle araştırdığına inandığınız ve anlatım sırasında referans veren birinden sizin yapacağınız sürenin belki de yarısında tüm bu bilgileri almak çok büyük bir konfor. Fazla bilgiye kısa sürede ulaşmak istediğimiz bu dönemde ihtiyacı karşılayan bir içerik olduğu kanaatindeyim. Kabul etmeliyiz tek bir makaleyi anlamak için gereken eforla onu okumuş birinin size kilit noktaları anlatmaları arasındaki farklar büyük. Bir metni tamamıyla kendi süzgecinizden geçirdiğinizde edindiğiniz entelektüel deneyim hiçbir zaman onun minik bir kısmını başkasından dinlemekle eş olamaz. Yine de bu makalelerin video haline geldiklerine değerinin sıfırlandığı anlamına gelmiyor. Dar bir bakış açısı sunsa bile yine ufkunuzu açabilir, yeni şeyler öğrenebilirsiniz. Kimse bu videoları izlemesin, videolarda bahsedilen makaleleri kendileri okusun demek de “aydınlanma (enlightenment)” vurgusu yapan bir yorum. Şekil yerine içeriğin kıymetine ve doğruluğuna odaklanırsak bence çoğu insan bilgiye ulaşma konusunda tekelleşen bazı akademik alanların dışında da bilgi üretebilir/tüketebilir.
Değişime Ayak Uydurma ve İyiyi Kovalama

Hızlı ulaşabilme halini insanları üşengeç kılan bir yerden okumak artık eskiyen bir söylem olma halini aldı. Yaşadığımız koşullar değişirken insanların bilgiye ulaşma biçimlerinin değişmesi şaşırtıcı olmamalı. Emimin ki bundan 5-10 yıl sonrasında belki başka bir platformun bilgi üretme şeklini konuşacağız. Ya da karşımıza başka içerik türleri çıkacak. Burada eleştirmemiz gereken şey, ki bunu maruz kaldığımız tüm içeriklere yapmalıyız, iyi mi kötü mü olduklarını tartmaktır. Video-essaylerin içeriği dolu olan ve bizlere gerçekten bir şeyler katanlarını sırf biçiminden dolayı değersiz sayamayız. Bilgiyi üretmenin ve paylaşmanın döneme daha iyi uyumlanan şekillerine adapte olabilmek hepimiz için çok önemlidir.
Belki önceden bildiğiniz bir konuydu ve fikirlerinizi benimkilerle karşılaştırdınız, belki de bu konuyla ilk defa karşılaştınız. Her iki durumda da umarım sizlerin zihninde de bir parça tartışma yaratabilmişimdir. Pek de üstünde durulmaya değer görünmeyen ufak konular sayfalarca sürecek tartışmalar doğurabilir, ben de aslında böyle bir şeyi ilk defa denemiş oldum. Madem bu kadar ilgim olduğunu da söyledim, sizlere birkaç kanal önerisinde de bulunmak isterim.
1. Alice Cappelle
Konuları ele alış biçimi olsun, güncel politika ve sosyal yaşama hakimiyeti olsun zevkle takip ettiğim bir kanal. Kanalında farklı konulardan bir sürü video bulabilirsiniz. Son zamanlarda video editleri de daha kaliteli olmaya başladı. Ek olarak geçtiğimiz sene Collapse Feminism adında medya ve feminizm üzerine bir kitap çıkardı. Ben de hemen heyecanla okudum ve özellikle incellik, manosphere gibi güncel tartışmalara dair görüşlerini ufuk açıcı buldum.
2. Aylak Damla
Görece geç keşfettiğim ama son iki haftadır videolarına adeta dadandığım bir kanal oldu. Anlatım üslubu, araştırmaya verilen emek, ele alınan konular… Her detayıyla çok öğretici ve başarılı bir kanal olmuş. Özellikle bir Sosyoloji öğrencisi olarak Tıbbın Cinsiyeti başlıklı videosunda konuğu ile yürüttüğü tartışma, bahsettikleri kitaplar ve çalışmalar çok kıymetli. Güncel feminizmle ilgili yaptığı video serisi de bence Türkçe içeriklerdeki önemli bir eksiği kapatıyor. Feminist mücadelesiyle bana güç veren bir insan oldu kendisi.
3. Philosophy Tube
Akademiden yoğun olarak beslenen bir kanal. Çok sık video gelmemesine rağmen şu anda kanalda bulunan birçok video gerçekten zamansız tartışmalar barındırıyor. İçerik akışında görselliğiyle de beni büyüleyen birçok video var. Prodüksiyonun özenilerek yapıldığı Is Art Meaningless? Videosunu kesinlikle izlemenizi öneririm. Daha akademik bir dil ve insanı zor tartışmaların içine atıyor.
Kaynakça
Jones, Sarah. “Why YouTube Creators Are Moving to TikTok.” Vox, Vox Media, 3 Mar. 2022, web. 5 Jan. 2025.
Moss, Yelizaveta. “Film Essays” Oxford Bibliographies, 24 Mar. 2021, web. 5 Jan. 2025.
Her gün derslerime hazırlanırken kullandığım videoların değerini anlamama yardımcı oldu bu yazı. Sayende Alice Cappelle ile tanıştım ve kanala bayıldım!!!! Teşekkür ederim ve ellerine sağlık!!!