The Hunger Games serisinin ön hikâyesi olarak önce kitap sonrasında da film hâliyle karşımıza çıkan The Hunger Games: The Ballad of Songbirds and Snakes, 2023 yılında sinemada bizimle buluştu. Film, Katniss Everdeen ile başlayan hikâyenin 64 yıl öncesinde, President Snow’un President Snow olma yolundaki ilk adımlarını konu ediniyor. Filmde Snow’un hep gördüğümüz yaşlı, hasta ve soğukkanlı hâlinden farklı olarak daha okulunu yeni bitirmiş, genç ama hala hırslı ve başarılı bir karakter olarak görüyoruz. Snow bu dönemde kuzeni Tigris ve büyükannesiyle birlikte yaşarken kendini bir anda 10. Açlık Oyunları’nda 12. Mıntıkanın kadın haracı Lucy Gray Baird’in akıl hocası olarak buluyor ve aslında tüm hikâye de bu ikili etrafında gelişiyor. 2 saat 37 dakika süren film Tom Blyth (Coriolanus Snow) ve Racher Zegler’in (Lucy Gray Baird) muhteşem oyunculuklarıyla izleyicileri Açlık Oyunları evrenine çekmeyi başarıyor.
Yazımız spoiler içermektedir!
Kar Yağmaya Başlıyor

“Snow lands on top”
The Ballad of Songbirds and Snakes‘te hikâye küçük Snow’un hayatına attığımız ilk bakışla başlıyor. Daha ufacık bir çocukken Coriolanus ve Tigris‘in savaştan nasıl etkilendiğini ve savaşın yıkıcı sonuçlarının toplumdaki etkisini görüyoruz. Yiyecek bulma umuduyla soğuğun, cesetlerin ve enkazın ortasında dolaşan Coriolanus ve Tigris daha ilk andan kalbimizi sızlatmayı başarıyor. Ve aslında daha bu ilk sahneden neden “The Hunger Games” isminin seçildiği anlam kazanmış oluyor.
Filmin ilerleyen sahnelerinde Snow’u daha çok tanıma fırsatımız oluyor. Babasının bir ayaklanmada öldürüldüğünü, kuzeni ve büyükannesiyle çok fakir bir hayat sürdürdüğünü ve oldukça başarılı bir öğrenci olduğunu öğreniyoruz. Filmin aksiyonuna gebe olan sahne ise Snow’un mezuniyet sahnesi oluyor. O yıl daha önce hiç yapılmamış bir şey gerçekleşiyor ve okul, öğrencilerden mezun olup ödül kazanabilmeleri için oyunlarda haraçlara mentörlük yapmalarını istiyor. Bu durum ise herkes gibi Snow için de hoş olmayan bir sürpriz oluyor. 12. Mıntıkanın kadın haracı Lucy Gray’e mentör olan Snow’un tüm hayatını etkileyecek ve onu zirveye taşıyacak olaylar dizisi de böylece başlamış oluyor.
Film boyunca Snow’un Lucy Gray ile ilişkisi, bu ilişki dâhilinde aldığı kararları ve en önemsiz görünen kararın bile kelebek etkisiyle nasıl yıkıcı sonuçlar doğurduğunu izliyoruz. İşin garip tarafı ise President Snow’un aslında kötü bir karakter olduğunu bilmemize rağmen, filmi izlerken kendimizi hep Snow’u desteklerken buluyor olmamız.
Filmin Ana Teması: Güven

Filmin ana temasının güven olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz sanırım. Tüm film boyunca Snow’un her ne kadar birilerine değer veriyormuş gibi gözükse de aslında kimseye güvenmediğini ve maalesef kendine güvenenleri de yarı yolda bıraktığını görebiliyoruz. Buna en iyi örnekler olarak Snow’un Tigris, Lucy Gray ve Sejanus karakterleri arasındaki ilişkileri verilebilir. Snow sırasıyla önce en yakın arkadaşı Sejanus Plinth, sonrasında Lucy Gray ve en sonda da kuzeni Tigris’in güvenini boşa çıkarıyor ve onlara ihanet ediyor. Ve tabii bu ihanetlerin sonucuyla yüzleşiyor. Muhbirlediği ve asılmasına sebep olduğu Sejanus’un eşyaları arasında ikisinin fotoğrafını bulması, Lucy Gray’e yalan söyledikten sonra Lucy’nin onu terk etmesi ve Tigris’in film sonuna doğru Snow’u nefret dolu babasına benzetmesi bu karakterlerle arasındaki ilişkilerin ne denli yıkıldığını açıkça gösteriyor.
Katniss Everdeen ve Filmdeki Karakterlerle Benzerlikleri
Katniss Everdeen ve Lucy Gray

Peki bu filmde Katniss Everdeen’e dair göndermeler ve onun hikâyesiyle paralellikler yok mu? Tabii ki de var. Filmi izlerken Katniss ile benzediğini düşündüğünüz ilk karakterin Lucy Gray olduğuna eminim. Fakat bu iki karakterin benzerlikleri sandığınız kadar fazla değil. Aslında ortak özellikleri diyebileceğimiz tek şey 12. Mıntıkanın kadın haraçları olmaları. Karakteristik olarak farklı iki kişi var karşımızda. Rachel Zegler bir röportajında ikisi arasındaki farklılığı şöyle dile getiriyor: “Lucy Gray savaşmaya zorlanmış bir sanatçı/oyuncu iken Katniss Everdeen gösteri yapmaya zorlanmış bir savaşçı.” Anlayacağınız üzere Katniss ve Lucy Gray birbirlerinin zıttı görülebilecek karakterler.
Bu zıtlıkları mıntıka içerisinde kendi topluluklarındaki rollerinden de rahatça anlayabiliriz. Katniss eve ekmek getiren, koruyucu ve avcı bir karakterken, Lucy Gray grubuyla birlikte sahne alan ve Katniss gibi sorumlulukları olmayan göçebe bir sanatçı. Katniss bir isyanın sembolüyken, Lucy Gray ise Açlık Oyunları hikâyesinde oyunlardan sonra unutulmuş bir haraç sadece.
Katniss Everdeen ve Sejanus Plinth

E o zaman Katniss kiminle benzerlik gösteriyor diye sorduğunuzu biliyorum. Katniss’in asıl paralelliklere sahip olduğu karakterler Sejanus Plinth ve Coriolanus Snow yani President Snow. Sejanus filmin en başından itibaren asi ve oyunlara karşı duran bir figür olarak karşımıza çıkıyor. Yapılanlara karşı sert bir tutum göstermekten asla geri durmayan Sejanus, film boyunca haksızlıkları ve oyunların acımasızlığını dile getiriyor ve insanlara olabildiğince yardım etmekten çekinmiyor. Tıpkı Katniss gibi, Sejanus karakterini de hep düzene karşı gelirken görüyoruz ekranda. Aralarındaki tek fark Katniss’in arkasında desteği varken Sejanus’un maalesef yalnız kalması oluyor.
Katniss Everdeen ve President Snow

Öte yandan Coriolanus Snow ve Katniss Everdeen benzerliği ise oldukça ilginç. Bu denli iki farklı ideolojileri olan iki karakter arasında nasıl paralellikler olabileceğini sorguladığınızı hissediyorum. Ama detaylıca baktığımızda Snow’un ve Katniss’in hikâyeleri arasında benzerlikler mevcut. Karakter olarak Snow iyi birisi olma potansiyeline sahip bir karakter. Hatta film boyunca Lucy Gray’e yardım ettiğini, insanların onu sevmesini sağladığı sahneleri görüyoruz. Ama büyük resme baktığımızda aslında oyunları bir televizyon gösterisine çeviren kişi Snow’un ta kendisi. Lucy Gray’e yardım etmek ve en nihayetinde burs ödülünü almak için sunduğu teklifler aslında oyunların daha da acımasızlaşıp bir eğlence aracına dönüşmesine sebep oluyor. Bu yüzden de Snow, oyunların arka planını, haraçların acısını ve mıntıkalardaki hayatı görmüş biri olarak, güce sahip olduğunda bunlara bir dur diyebilecekken bunu yapmayan bir karakter olarak seride yerini ediniyor.
Diğer yandan Katniss ise yaşadıklarının getirisiyle kötü biri olabilecekken iyi olmayı ve insanları kurtarmayı seçmiş bir karakter. Açlık Oyunları’na kardeşi Primrose Everdeen uğruna gönüllü olması ama kardeşi öldükten sonra bile insanlara yardım etmeye ve Açlık Oyunları’na bir son verme görevine devam etmesi, Katniss’in kendi iyilik ve etik anlayışından kaynaklanan durumlardan sadece birkaçı.
Snow’un yıllar sonra Katniss’te gördüğü şey ise Katniss’in bu isyankârlığının ona Sejanus’u anımsatması ve Peeta Mellark ile ilişkisinin ona Lucy Gray’le kendi ilişkisini hatırlatması oluyor. Katniss Everdeen, President Snow için geçmişini hatırlatan ve asla gözünün önünden gitmeyen bir rahatsızlık. Katniss, eğer Snow doğru bir etik anlayışına sahip olsaydı yaşanabilecek farklılıkları gösteren bir ayna işlevi gösteriyor Snow için Hunger Games serisinde.
Snow’un Hikâyesi İzlenmeye Değer mi?

Kısa cevap, evet! Uzun cevap ise: Coriolanus Snow’un President Snow’a evrildiğini görmek ve ana hikâyenin öncesindeki olayları öğrenmek oldukça heyecan verici. Tekrar Açlık Oyunları evrenine girmek ve 17 yaşında hissetmek istiyorsanız kesinlikle hem filmi izlemelisiniz hem de kitabı okumalısınız! Aynı zamanda Hunger Games hayranlarının keyifle izleyeceği filmleri bu yazımızda bulabilirsiniz.
Kaynakça:
Öne çıkan görsel: The Movie Database