Söylenti Edebiyat her ay birbirinden farklı yazarların ve şairlerin iz bırakan alıntılarını derlediği köşesinde bu ay, doğum gününde Oğuz Atay’a yer veriyor!
- “… kelimeler aldatıcıydı; kelimeler bizi gerçeklerden uzaklaştıran küçük tuzaklardı.” (Tehlikeli Oyunlar)
- “Ülkeme ve insanlarına kızmaya başladım: Kimsenin doğru dürüst okuduğu yoktu. Doğru dürüst hissetmesini bile beceremiyorlardı. Bu yüzden insan, duyduğu şeyleri söyleyen insanların kültürüne güvenemiyordu.” (Korkuyu Beklerken)
- “Ne yazık ki, başka insanlara duydukları tepkiden yararlanarak başarıya ulaşmayı yalnız sanatçılar becerebilmiştir.” (Tehlikeli Oyunlar)
- “İlk çekingenlikler ne kadar tatlıdır. Oysa insan, bu beceriksizlikleri bir an önce yenmeye çalışır. Bütün gücüyle büyüyü bozmak, buzları kırmak için uğraşır.” (Tehlikeli Oyunlar)
- “Yalnız yaşayan insanların, kendi içlerinde başlayıp biten eğlenceleri vardır.” (Korkuyu Beklerken)
- “Ben de büyük meseleler yüzünden harcamış olmak isterdim hayatımı. Küçük dertler yüzünden yıpranıp gitmek istemezdim.” (Oyunlarla Yaşayanlar)
- “Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum.” (Tehlikeli Oyunlar)
- “Kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeye çalışıyordum.” (Tehlikeli Oyunlar)
- “Ben çiçeklere bakmasını bilmediğim gibi kendime bakmasını da bilmiyorum. Ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim.” (Korkuyu Beklerken)
- “Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok.” (Tutunamayanlar)
- “Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım, kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.” (Tutunamayanlar)
- “Bana çay pişir. Bırakalım her şey kendi kendine düzene girsin. Yavaş yavaş soyunalım. Bir şey kaybetmek korkusuyla yaşamayalım. Ne olacak endişesine kapılmayalım. Bırakalım zaman her şeyi halletsin.” (Tehlikeli Oyunlar)
- “Neymiş efendim? Hiçbir işin sonunu getirmemişim. Siz başlamayı bile göze almadınız.” (Tutunamayanlar)
- “Kendilerine yazık edenler, zamanın her şeyi nasıl halledeceğini bilemeyenlerdi.” (Tehlikeli Oyunlar)
- “Ben onlara aldırmıyorum, insanların beni beğenip beğenmemeleri umurumda değil artık. Ben kendimi tanımakla ilgiliyim.” (Tehlikeli Oyunlar)
- “Yatağa uzandı, ülkesini ve çocukları düşündü. Bu ülkede çocuklara yer yok. Başka ülkelerde varmış, her tarafı yeşil ülkelerde. Biz, büyük bir sabırsızlıkla çocukların büyümesini bekliyoruz. Onların kafalarına vuruyoruz, adam olmaları için. Benim içimdeki çocuk büyümedi.” (Tehlikeli Oyunlar)
- “Bir yaşantıyı tam bitirmeli. Hiçbir iz kalmamalı ondan. Yeni yaşantılar için. Yeni yaşantıları için. Bunu önceden bilseydim, yaşantı milyoneri olmuştum.” (Tehlikeli Oyunlar)
- “Oysa bizim bütün güzelliğimiz, yaşantılarımızla düşündüklerimiz arasındaki acıklı çelişkinin yansımalarından ibaretti.” (Tehlikeli Oyunlar)
- “İnanarak dinlememizi güçleştiriyorlar. İnsan her sözü kuşkuyla karşılıyor artık. Gerçekle düş birbirine karışıyor; yalanın nerede bittiğini anlayamıyoruz. Tutunacak bir dalımız kalmıyor. Tutunamıyoruz.” (Tutunamayanlar)
- “İyi okuyucu az bulunan, ürkek bir kuş gibidir. Kapıdan girer girmez kaçırmamalı onları.” (Tutunamayanlar)
- “Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi. Boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna.” (Tutunamayanlar)
- “Yıllardır taşıyorum içimdeki çocuğu; yaşamadığı için büyümedi hiç.” (Tehlikeli Oyunlar)
- “Anlatamadın; belki o insanın yüzüne bakar bakmaz anlatmanın yararsızlığını gördün.” (Tutunamayanlar)
- “Şimdi onu nasıl inandırabilirim bütün bu süreyi onunla birlikte yaşadığıma? Onu unutmuş gibi yaşarken onu düşündüğüme? Anlamaz, görünüşe kapılır, anlamaz. Başkasına rastladığım için, bu yeni ilişkinin her şeyi unutturduğunu düşünür. Oysa her şeyi hatırlıyorum.” (Korkuyu Beklerken)
- “Ve memleketin haline öyle üzülmeye başlarsın ki üzülmekten başka bir şey yapmaya gücün kalmaz.” (Bir Bilim Adamının Romanı)
- “Zaten kaç kişi kaldık şurada: bakın insanlık da öldü…” (Tutunamayanlar)
- “Olur ya, belki bir gün tam senin gibi hissederim, senin heyecanların benim heyecanlarım olur: o zaman seni bütünüyle yaşarım, kim bilir?” (Tehlikeli Oyunlar)
- “Acaba iyi bir şey olacak mı? Hayır, dedim kendime. İyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı. Sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar.” (Korkuyu Beklerken)
- “Tehlikeli oyunlar oynanmıştır. İnsanın içinde ifade edilmez bir eksiklik duygusu kalır. Her şey başka türlü olabilirdi sanki. Bütün bu oyunlar bu kadar da kötü oynanmayabilirdi.” (Günlük)
- “Artık hayatta yeteri kadar acı var, insanlar bunu görmek için tiyatroya gitmezler artık.” (Oyunlarla Yaşayanlar)