Söylenti Edebiyat ekibi olarak her ay farklı bir yazar ya da şairden en etkili alıntıları derlediğimiz Altı Çizilenlerde Bu Ay serimizde bu ay, doğum gününde Füsun’un kızı, edebiyatımızın çiçekli bahçesi Didem Madak‘a yer veriyoruz!
- “Ömrüm geçti bir çiçeğe benzemekle
Hangi hayat süslendi senin için bu kadar.
Su getirdim perilerine küçücük avuçlarımla
Beni anla.” (Ah’lar Ağacı) - “Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!” (Ah’lar Ağacı) - “Seni sevince pazara çıktım sevinçten
Enginar aldım ‘süper enginarlar’ diye bağıran adamdan
Oturup ağladım sonra, şaşırdın.
Bu ‘süper’ oluşta canımı acıtan bir şeyler vardı.
Canımın acısıydın.” (Grapon Kâğıtları) - “Dünyanın bütün sabahlarına iki bilet al da birlikte gidelim.” (Grapon Kâğıtları)
- “Binlerce kez açıldım, binlerce kez kapandım yokluğunda
Kocaman bir dağ lalesi gibi” (Grapon Kâğıtları) - “Dünyayı bir salyangozun izlerinde dolaşsam,
Elimde parlak bir harita
Hiçbir atlasta henüz yer almamış.
Ardımsıra yollara hayalimin kırıklarını bıraksam
Yeter mi bu izler beni kendime getirmeye acaba?” (Grapon Kâğıtları) - “Bir gül uzatırdı çocuklardan biri
Ellerimden güle yalnızlık batardı
İçi bulanırdı yalnızlığımın
Kusardı serseriliğini en görkemli meydana.” (Grapon Kâğıtları) - “Karanlık sokaklardan biraz korkuyorum
Ama korkmuyorum da esasında.
Pardon diyorum ayağıma bastığında dünya
Saçlarımın ucundan başlıyor artık kırılma
Kelimelerin tadına bakıyorum
Zehrinden korktuğum acı kelimeler yutuyorum yanlışlıkla.” (Pulbiber Mahallesi) - “Bazı vakitler tren geçiyor evin yakınından
Yaşlanıyorum pencereden her bakışımda
Anna Karenina’yı taklit ediyor zaman,
Atıyor kendini raylara.
Neden her aşk
Bir kadının cenazesini kaldırır mutlaka.” (Ah’lar Ağacı) - “Başımda rüzgâr vardı,
Yine esiyordum
Hızla dönmeye başladı kalbim
Rüzgar gülüyle karıştırırdı onu belki
Bir başkası olsa.
Başımda uğultular…
Fırtına çıktı sonra,
Yaşadığını anladı kalbim,
Böyle yaşanmaz derdi
Bir başkası olsa.” (Ah’lar Ağacı) - “Bir yıldız gibi kayıp gitmesinden korkuyorum diye
Yıldızımın sivri uçlarını törpülüyordum ben o sıra
Kullanılmayan tabut kapaklarıyla.” (Pulbiber Mahallesi) - “Bana artık büyü diyorlar
Bütün renkleri mezun etmişler hayatlarından
Karanlığa emekli öğretmenler gibi sanki insanlar.” (Pulbiber Mahallesi) - “Canımın acısıydın.
Ben bir tek o canı unutmamak için her şeyi hatırlamıştım.” (Grapon Kâğıtları) - “Kalbimi bıraktım bir yanıbaşımda
Kanatlarımda hep böyle yalnız başıma
Son şiirimi de kaybettim.
Kalbim! Neden ben?
Son çocukluk resmimi de bir yabancıya gönderdim.” (Grapon Kağıtları) - “Bıçağın ucundaki insanların hafızası
İnsan unutandır ve unutmaya mahkûm olandır.” (Ah’lar Ağacı)
- “Yapıştırsam da parçalarını hayatımın
Su sızdırıyordu çatlaklarından” (Ah’lar Ağacı) - “Birileri mutsuzsa, mutsuzlara nergis yolla
Bir kırmızı battaniye
Onlara bir mutluluk çadırı yolla
Sonra belki, ben de gelirim (Grapon Kâğıtları) - “Vişne bahçeleriyle dolu neşeli bir şehre benzerdi senin sesin” (Grapon Kâğıtları)
- “Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin” (Ah’lar Ağacı) - “Acı dindi diyorum bazen yağmur dindi der gibi
Öyle kendiliğinden ya da tanrı istediğinden” (Pulbiber Mahallesi) - “Tehlikeli sayılmam artık.
Kalbimi kalın bir kitabın arasında kuruttum” (Ah’lar Ağacı) - “Ne tezatlı şey, ne tuhaf.
Ne tuhaf acıyla hiç konuşamamak.” (Grapon Kâğıtları) - “İçim ezildi geçen gün,
Geçen ay, hatta geçen yıl da biliyorsun
Sen yanımda olmadığından.” (Pulbiber Mahallesi) - “Bazen sevinince annem gibi, rengarenk reçeller dizerim kalbimin raflarına…” (Ah’lar Ağacı)
- “Hayattan söz edilirdi,
Zor denirdi,
Ve ardından susulurdu mutlaka.” (Ah’lar Ağacı)