Ay Karanlık: Ahmed Arif’in Mavisi

Editör:
Gaye Nur Karabay

Ahmed Arif‘in kelimelerle oyunlar oynadığı, Cem Karaca ve Ahmet Kaya gibi sanatçılara ilham olan Ay Karanlık şiirine gelin daha yakından bakalım.

Yazıyı okurken, bu enfes dizeleri Cem Karaca’nın sesinden dinleyebilirsiniz!

Şiirin Hikayesi Nedir?

Ahmed Arif Leyla Erbil

“En leylim gecede ölesim tutmuş,
Etme gel,
Ay karanlık…”

Ahmed Arif ve Leyla Erbil, Ahmed Arif Diyarbakır’a sürgüne gitmeden önce tanışmışlardır. Ahmed Arif ilk görüşte aklına ve kalbine kazımıştır Leyla Erbil’i. Adına şiirler ve mektuplar yazmıştır. Leyla Erbil ise hep dostu bilmiştir Arif’i. Belki de bundandır Arif’in mektuplarına “Leyla, zalım Leyla” diye başlaması.

“Sen ister dostum ol ister sevgilim. Yeter ki hayatımda ol. Sen bana geldikçe sana ihtiyacım olacak. Senden başka hiç bir isteğim yok” diyen Ahmed Arif, Ay Karanlık şiirini Leyla Erbil için yazmıştır.

Can Benim, Düş Benim

Ahmed Arif

“Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık…”

Ahmed Arif şiirini baştan sona sevgilisine seslenen bir kişi ağzından yazsa da ufak dokunuşlarla ifade özgürlüğüne de değinmiştir bu dizelerle. “Can benim” derken hayatının biricik ve kendisine ait olduğundan bahsederken, “Düş benim” diyerek de düşüncelerinin, hayallerinin sansür edilemeyeceğine değiniyor aslında. Devamında da insanların düşüncelerini umursamadığını açıkça gözler önüne seriyor.

Yangın Mavisi

bisorubicevap.com

“Maviye
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine”

Ahmed Arif bu dizeleri yazabilmek için tam on yıl beklemiştir. Refik Durbaş, Ahmed Arif için “Şiirlerini aklının beyazlığına yazardı” ifadelerini kullanmıştır. Bunun nedeni de etrafa şiirlerini yazmanın tehlikeli olduğunu düşünmesiydi. Zira Ahmed Arif ve şiirleri döneminde oldukça dikkat çekiciydi. Neticede bir yürek işçisiydi o.

Ahmed Arif bu şiirde, seslendiği sevgilisini baştan aşağıya tasvir etmez. Yalnızca gözlerinden bahseder. Gözlerinin mavisini de “yangın mavisi” şeklinde açıklar. Yangın kelimesi, hem anlatıcının aşkının ateşine ve derinliğine hem de sevgilisinin verdiği hüzne bir işarettir aslında. Ancak bu hüzne rağmen yine de sevgilisine seslenir ve gelmesini ister. Ondan başkasını istemez. Ondan başkasına tahammülü de yoktur.

“Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,”

Sevgilisinden başkasına kör olmuştur ve başkalarını da görmek istemez. Sevgilisine olan sadakatinden bahseder bu dizelerde. Onun için sevgilisi tek ve biriciktir. Başkası yoktur.

Vakit Dar

“İtten aç,
Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille
Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N’olur gel,
Ay karanlık…”

Ahmed Arif, halka yakın bir toplumcu şairdir. Şiirlerini de oldukça sade bir dille yazmıştır. Halk edebiyatından da oldukça beslenmiştir. Bu şiirinde de bunu açıkça görebiliriz.

Şiirinde, başına her ne bela gelirse gelsin, itten aç yılandan çıplak da olsa sevgilisinin kapısında samimi bir şekilde duygularını dile getirdiğini görüyoruz şairimizin. Ama aslında bunu yaparken de rahat değildir. Çünkü ölüm fermanı yazılmaktadır. Böylece acele etmesinin sebebi de ortaya çıkmış olur. Çünkü eğer sevgilisini şimdi görmezse, bir daha asla göremeyecektir.

Etme Gel, Ay Karanlık

gazeteilksayfa.com

“Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cıgaramdan yanar.
Alnım öperler,
Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gecede ölesim tutmuş,
Etme gel,
Ay karanlık…”

Şiirin son bölümüne geldiğimizde şairimizin hayal kırıklıklarını görüyoruz. Sevgilisine dost bildiği insanların aslında öyle olmadığını anlattığına şahit oluyoruz. Hatta bu girdaptan ancak ölerek çıkabileceğinden de bahsediyor. Şairimiz tüm yalvarışlarıyla sevdiğini ikna edememiş olacak ki “Etme gel, ay karanlık” diyerek bitiriyor şiirini. Ay karanlık ifadesinin de aslında anlatıcımızın iç dünyasındaki umutsuzluk olduğunu anlıyoruz. Ama bu umutsuzluğu sevgilisine seslenerek, onun yanına gelmesini umarak üzerinden atmaya çalışıyor aslında.

Tüm bu yakarışların arasında Ahmed Arif, şiirini öylesine beslemiştir ki pek çok söz sanatına da yer vermiştir. Tekrirden tezatlığa kadar birçok söz sanatını şiirinde kullanan Arif, anlatımını etkileyici kıldığı gibi duygularını da son derece güçlenmiştir. Bunu da tadında bırakmıştır. Ağdalı bir dil tercih etmek yerine sade bir dille toplumun her kesiminin bir sesi olmuştur.

Ayrıca bu dizeleri Ahmet Kaya’nın sesinden de dinleyebilirsiniz!


Kaynakça:

BULAK, Ş. (2016). BİR MİKRO ÜSLUP İNCELEME DENEMESİ: AHMED ARİF’İN MERHABA, İÇERDE, AY KARANLIK ŞİİRLERİNDE ÜSLUP. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, (55), 277-304.

Evrensel. “Şiirlerini aklının beyazlığına yazan şair: Ahmed Arif”. Web. Erişim. 17.02.2024

Gaye Nur Karabay
Gaye Nur Karabay
"yaşadım" diyebilmen için

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Küçük Gün Işığım Film İncelemesi: Kabullenmenin Gücü

Kusursuzluk arayışının değil, kendin olmanın kıymetini; sonuca değil, yolculuğa odaklanmanın anlamını keşfedeceğiniz sarsıcı ama iç ısıtan bir aile hikâyesine davetlisiniz.

Joseon’daki İstikrarsızlık: Kral Injo

İstikrarsızlığıyla Kore ulusunun gelişmesinin önünü kapamış bir hükümdar olarak hatırlanan ve günümüzde hala eleştirilen Kral Injo'nun tarihteki yeri.

Sessizliğe Karşı Yazmak: Kadın Yazarların Sansüre Direnişi

Sansür, yalnızca siyasi bir baskı mekanizması değil; aynı zamanda kültürel, ahlaki ve cinsiyet temelli bir sessizleştirme aracıdır.

Hasçelikler and the City: Dijital Bir Ailenin Hikâyesi

Hasçelikler and the City; dijital dünyada temsiliyet, samimiyet ve medya sınırlarını sorgulayan gerçekçi bir aile anlatısıyla izleyicileri içine çekiyor.

Cumhuriyet Aydınları: Behice Boran

İlk kadın sosyolog, ilk kadın siyasi parti genel başkanı, Marksist, yazar ve akademisyen olan Behice Boran; Türk solunun en güçlü temsilcilerinden biri olmuştur.

Tabloları Dinlemek: Édouard Manet

Bazı bakışlar ancak bazı nefeslerle tanımlanıyor. Manet'nin fırçası, Tezer'in nefesi gibi...

Edebiyatta Semtlerin İzleri: Emirgan

İstanbul'un en güzel semtlerinden biri olan Emirgan, şiirlerde de romanlarda da ele alınan bir semt olmuştur.

Natalia Ginzburg: Edebiyatın ve Direnişin Güçlü Sesi

İtalyan yazar Natalia Ginzburg, toplum ve aile temalarını sıklıkla işleyen, döneminin devrimci kimliğini benimsemiş ve bunu da eserlerine yerleştirmeyi uygun bulmuştu.

Notting Hill: Londra’nın En Renkli Yüzü

Notting Hill; renkli sokakları, pazarı ve kültürel dokusuyla Londra’da hem ruhunuza hem gözünüze hitap eden özel bir semttir.

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Editor Picks