George Orwell, İngiliz yazar ve gazetecidir. Asıl adı Eric Arthur Blair olan yazar, 25 Haziran 1903 tarihinde Bengal, Hindistan’da doğmuştur. Ailesi Britanya İmparatorluğu’nda hizmet etmiştir. Fakat aile durumu iyi olmadığı için üniversiteye gitmemiş, Birleşik Krallık İmparatorluğu Polis Teşkilatı’na katılmıştır. Siyasi görüşleri keskin olan yazar solcu ve anti-totaliterdir.
İspanya İç Savaşı sırasında faşist güçlere karşı savaşan Cumhuriyetçilerle birlikte savaşmış, bu deneyimini de ”Homage To Catalonia” eserine aktarmıştır. Sovyetler Birliği’nin komünizmini de eleştirmiştir. Dünyada çocuklar ve yetişkinler tarafından çok bilinen ve çok okunan “Hayvan Çiftliği” (Animal Farm) ve “1984″, sansür, baskı, devletin gücü, bireysel özgürlüklerin kısıtlanması, totalitarizm gibi konuları bu eserlerinde ustalıkla işlemiştir. Bu romanlar, özellikle 1984 adındaki distopya türündeki romanı totaliter devleti ve bireyin haklarına getirilen kısıtlanmaları dile getirerek modern dünyada insanları düşündüren, sorgulatan bir eser olmuştur. George Orwell, Londra’da 21 Ocak 1950 yılında hayatını kaybetmiştir. Dili sade kullanan Orwell’in verdiği mesajlar hala günümüzde de güncelliğini korumaktadır.
1. Toplumsal Eleştiri
”Kabul edelim: Yaşamlarımız sefil, yorucu ve kısa.”
Kitap, hayvanların kendi çiftliklerini yönetmeleri isteğiyle başlar ve bu gücün kötüye kullanılmasını, otoriter bir rejimin ortaya nasıl çıkacağını ve ne gibi sorunlar meydana getirebileceğini okurlarına sunar. Okuyucuları toplumun çeşitli yönlerine dair derinlemesine düşünmeye iter. Siyasetçilerin kullandıkları manipülasyon tekniklerini ve propaganda araçlarını eleştirir. Hayvanların kendi aralarında bile sınıf ayrımcılığı olması ve otorite kavgasına tutuşmaları, insan toplumlarında da yer alan çatışmaları yansıtır. Bu yönden güç arzusunu eleştirir.
Hayvanlar, çiftliklerini yönetme konusundaki idealist ve iyimser amaçlarından uzaklaştıkça, kendi içlerindeki ihanet ve ikiyüzlülük de açığa çıkar. Bu durum, toplum liderlerinin çıkarcı ve ideallerinden sapabilen doğasını yansıtarak toplumsal eleştiriyi güçlü bir şekilde gözler önüne serer. Hayvanlar, liderlerinin hatalarını ve yanlışlarını sorgulamak yerine pasif bir şekilde kabullenmeye ve görmezden gelmeye eğilimlidir. Bu sebeple toplum, yöneticilerine karşı takındığı duyarsızlık eleştirilmiştir.
2. Bir Oturuşta Bitmesi
”Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir.”
Yazar, sivri eleştirilerini kurguyla birleştirerek kısa ve öz anlatıma sahip bir eser ortaya koymuştur. İçerisinde yer alan mesajların bu kadar kısa bir romanda yer alması yazarın amacını açık bir şekilde ifade etmesine ve okuyucuların hikayeden çıkarılacak dersleri kolay bir şekilde kavramalarına olanak sağlamıştır. Kitaptaki kısa cümleler belki de yüzlerce sayfalık romanlardan daha etkilidir. Hikaye karakterleri aracılığıyla yaşanan deneyimler, okuyucuların empati duygularını geliştirmesine yardımcı olur. Bu kısa hikaye, okuyucularına sınırlı bir alan içinde derin anlamlar ve mesajlar iletmiştir. Kısa bir hikaye olması okuyucunun dikkatini kitaba vermesini sağlamış ve odaklarını kaybetmelerinin önüne geçilmiştir.
3. Diğer Sanat Dallarını Etkilemesi
“Özgürlüklerini savunamayanların ödedikleri bedel ağırdır.”
Edebiyat dışındaki sanat dallarını etkilemiş olması Hayvan Çiftliği’nin ne kadar değerli bir eser olduğunu bizlere gösterir. Müzik camiasını da etkilemiş, Pink Floyd‘un bilinen Animals albümüne ilham olmuştur. Albümde yer alan hayvanlar bazıları tarafından çok sevilmiş bazılarının da eleştiriler yöneltmesine neden olmuştur.
Hayvan Çiftliği, tiyatro sahnelerinde birçok kez sahnelenmiştir. Oyun formatında sergilenen uyarlamalar, kitabın anlatısını sahneye taşıyarak seyircilere Orwell’ın eleştirel mesajlarını daha yakından deneyimleme fırsatı sunmuştur. Kitap, birçok kez sinemaya da uyarlanmıştır.
4. Tarihi Yansıtan Bir Hikaye
“İnsanın bütün alışkanlıkları kötüdür.”
Eser, Rus Devrimi‘ni ve devrimin sonucunda kurulan Sovyetler Birliği‘ni ele alır. Hayvan Çiftliği, çiftlik hayvanlarının insan yönetiminden kurtulma arzusu ve ardından çiftliklerini kendi kendilerine yönetme çabalarını anlatarak, Rus Devrimi’nin temel dinamiklerine benzerlik gösterir. Ancak, zaman içinde çiftlikte ortaya çıkan totaliter rejim, romanın ilerleyen bölümlerinde Sovyetler Birliği’nin otoriter yapısına benzerlik gösterir. Romanın karakterleri, gerçek tarihi figürleri temsil eder. Örneğin, domuz liderler Napolyon ve Snowball, Sovyet liderler Joseph Stalin ve Leon Troçki‘ye benzemektedir. Bu benzerlikler, kitabın tarihsel bir alegori olduğunu gösterir.
Hayvan Çiftliği, gücün kısıtlanmadığı, dizginlenmediği durumlarda, toplumları ne gibi felaketlerin beklediğini anlatan sembolik bir uyarıdır. Kitaptaki alegoriler tamamen hayal ürünü değildir ve tüm bu metaforlar ilgililerin yanı sıra edebiyat eleştirmenlerine göre, büyük ölçüde 1917 Ekim Devrimi’nden etkilenmiştir. George Orwell sadece bir ülke ya da devrimden esinlenmemiştir. Kitabı zihninde şekillendirdiği dönem İspanya İç Savaşı’na denk gelir. Yazar bu konular üzerinde dururken, kendisinin bizzat gördüğü ya da görmediği birçok devrimin, devrimin ardından kurulan hükümetlerin tavrının genel sorunlarını yansıtmıştır.
5. Her Yaşa Hitap Etmesi
” İki ayakla yürüyen herkes düşmandır.”
Hayvan Çiftliği, fabl türünde yazılmıştır. Fabllar, insana ait özellikler kullanılarak başka bir varlık üzerinden ders verme amacı güden, insanları düşündüren türde eserlerdir. Bu varlıklar genelde hayvanlardır. Fabl çocukların en çok okuduğu öykü türüdür.
George Orwell, fabl tarzını hem çocuklara hem yetişkinlere hitap edecek tarzda yazmıştır. Bu sayede eserin verdiği mesajlar sıkıcı olmaktan çıkmıştır. Yazar, anlaşılması zor bir üslup kullanmak yerine akıcı bir dil kullanmıştır. Söz dizimi son derece basit, anlaşılır, kolayca hatıra gelebilecek şekilde yazılmıştır. Yazarın kullandığı bu dil, kitabın dünyaca okunan bir eser haline gelmesine olanak sağlamıştır.
Kaynakça:
”Mutlaka Okumanız Gereken 5 George Orwell Kitabı”. Web. 23.11.2023
”Hayvan Çiftliği Okumak İçin 8 Sebep”. Web. 22.11.2023
”Hayvan Çiftliği”. Web. 22.11.2023