Noah Baumbach Sineması: İlişki Anlatıları

Editör:
Berke Ateş Aytekin

İnsanın ciğerine dolan ilk hava ile bir çığlık yükselir ve bu bizim dünyayla olan ilişkimizin başlangıç adımıdır. Eğer beklenmedik durumla karşılaşmazsak -ölüm gibi- önümüzde anlamlandırmamız gereken uzun yıllar vardır. Üstelik ailemizle ilişkimiz, çocukluğumuzun yapı taşı olmakla birlikte kim olduğumuza karar vermemizde önemli bir rol oynar. Hayatın akışı gereği aramızda kan bağı bulunmamasına rağmen büyük sevgiler besleyeceğimiz insanlar hayatımıza girer. Bir ömre yayılan ilişkilerimiz bazen başkalarınınkiyle benzerlik gösterirken bazen de birbirinden oldukça farklı olabilir. Noah Baumbach, yönetmenliğiyle yaşantımızda önemli yer tutan bu durumları kendi merceğinde bize sunuyor.

Noah Baumbach, 3 Eylül 1969’da Brooklyn’de dünyaya geldi. Annesi Georgia Brown’un sinema yazarı olmasından dolayı erken yaşta sektöre dahil olması pek de şaşırtıcı gelmemektedir. Sinema kariyerine 1995’te çektiği Kicking and Screaming filmiyle adım attı. 1997’de en son çektiği Mr.Jealousy filmiyle kariyerine sekiz yıllık bir ara verdikten sonra The Squid and The Whale yapımıyla geri döndü. Filmin konusu Noah Baumbach’ın aile hayatının gerçek bir yansımasıydı ve çocukluk yıllarında baş etmek zorunda kaldığı aile travmalarını izleyicilere yansıttı. Dönüşünün oldukça parlak olduğu söylenebilir çünkü The Squid and The Whale, En İyi Özgün Senaryo Oscar’ına aday gösterildi ve Baumbach ardından yapılan bir röportajında bu sekiz yılın gerçekten gerekli olduğunu ifade etti.

Yönetmen kimliğinin yanında senarist tarafı da yıllar içinde parlamaya devam etti. İlk deneyimini 2000’de The Life Aquatic with Steve Zissou projesinde Wes Anderson ile paylaştı. Baumbach aynı zamanda Anderson ile iş hayatının dışında da bir dostluğa sahipti. Ayrıca Noah Baumbach, set hayatının da ötesinde kişisel olarak bağ kurduğu insanlarla çalışmaktan zevk alan bir yönetmendi. İlerleyen süreçlerde Greta Gerwig ve Adam Driver gibi isimlerle sık sık çalıştığına şahit oluyoruz.

Noah Baumbach, kariyer sürecinde hangi biçimde iyi olunduğunu keşfetmekten ve çalışmada benzer fikirler çevresinde şekillenmekten korkulmaması gerektiğini ifade etmişti. Bununla birlikte kendisinin de yapımlarında aile sorunlarına çok sık yer verdiğini görebiliyoruz. Otobiyografik sayılacak son filminin ardından çektiği Margot at the Wedding de bir çeşit aile draması olarak bunu kanıtlar nitelikteydi. Yazım ve çekim sürecine dair paylaştığı fikirlerinden biriyse etrafınıza bakmakta cesur olmaktı. Günlük hayatta yapılan basit şeyler, hissedilen duygular ve tanışılan insanlar en önemli referans kaynakları olabilirdi ve kariyerini takip eden Greenberg, Frances Ha, While We’re Young ve Mistress America gibi yapımlarında bunu izleyiciye sundu. 2019’da Adam Driver ve Scarlet Johansson’ın hisli oyunculuklarıyla izleyiciyle buluşan Marriage Story de birçok ödüle layık görülmesinin yanı En İyi Film Oscar’ına aday gösterildi. İlk başta yapımın senaryosunun yollarını ayırdığı eşi Jennifer Jason Leigh ile arasındaki sürece dayandığı öne sürüldü fakat yaptığı açıklamalarda durumun böyle olmadığını dile getirdi.

Frances Ha (2012)

Zor bir durum, biriyle birlikte olduğunda sen onları seversin ve onlar bunun farkındadır, onlar seni sever ve sen de bunun farkında olursun. Ama bu bir parti ve diğer insanlarla konuşursun, gülersin, ışık saçarsın, odayı araştırır, diğerlerinin gözlerini yakalarsın. Ama bu sahiplenici olman ya da kusursuz bir cinsellik yaşaman için değil, senin bu hayattaki kişiliğinle alakalı bir durumdur.

-Frances Ha

Filme üstten bir bakış atıldığında melankoli ve kaybolmuşluğun farkındalık yaratan ilk temalar olduğu görebiliriz. Frances, yirmili yaşlarında hayatta kendine yer bulmaya çalışan genç bir kadını temsil eder. Frances, arkadaşı Sophie ile birlikte New York’taki bir daireyi paylaşırken sürpriz bir haber alır. Sophie evlenme kararı almıştır ve evden ayrılacaktır. Frances, tam olarak yapamadığı dansçılık kariyeriyle maddi sıkıntılar yüzünden farklı yerlerde kalmaya başlar, yeni insanlarla tanışır ve birçoğunda oraya ait bile hissetmez. Frances Halladay, sonunda kendine ve kitaplarına ait bir ev kiralar ve belki de ziline sığmayan ismi Frances Ha ile kaybettiğini bulmaya bir adım daha yaklaşır çünkü her şeye sahip olmasa da artık bir anahtarı vardı.

Noah Baumbach, çalışma hayatında önceden tanıştığı ve işin dışında da iletişim sahibi olduğu insanlarla çalışmaktan çok daha keyif aldığını belirtmişti. Greenberg projesinde beraber çalıştığı Greta Gerwig ile bu filminin senaristliğini paylaştı. Ayrıca Gerwig’in üzerinde büyük bir etkisi olduğunu eklemeden geçmedi fakat bu onun için bir sorun değildi çünkü o dönemlerde her ne kadar arkadaş sayılmasa da Gerwig’e güveniyordu. Senaryonun yazım süreci daha çok mail aracılığıyla ilerledi.

Greenberg’ün çekiminde Los Angeles’da geçirdiği zamanın ardından New York’ta bir şeyler yapmak istediğine karar verdi. The Squid and the Whale’in kişisel hikayesine dayanması Frances Ha için de aynı soruyu akıllara getiriyordu. Noah Baumbach, hikayenin şahsilikten öte kafasının içindekilerin yansımasını olduğu belirtmişti. Greta Gerwig ile geçirdiği güzel zamanlar, bu sefer ortaya çıkaracağı filmin Gerwig merkezli olmasında büyük rol oynadı.

Frances Ha, izleyiciye siyah beyaz şekilde sunuldu. Daha önce böyle bir girişimi olmamasına rağmen bu tarz, Noah Baumbach için birçok yönden açıklanabilirdi. Pratik ve ucuz finanse edilmesinin yanında Cassavetes filmlerinin esintisini de yakalamak istemişti. Yapım, dönemin yaşayan klasik bir insanını ele alıyor gibi görünse de aslında karakterin maruz kaldığı ufak şeyler senaryonun bir yapı taşıydı. Noah Baumbach, müzik seçiminde siyah beyaz temada harmoni yakalayacak neşe ve romantizmle uyumlu tercihlerde bulundu.

Frances’in şehirde dans ederek koşması basit bir sahne gibi gözükse de daha önce bahsettiğimiz gibi küçük şeyler bütünde büyük bir anlama sahipti. Bazen güzel bir gün geçirildiğinde ya da iyi bir haber alındığında dışarı yansıtmamak insan için zordur ve Noah Baumbach, bu hissi filmde New York şehri ile birleştirip çocukluğundan beri sevdiği David Bowie müziğiyle dışa vurdu.

Mistress America (2015)

Bazen yeni biriyle tanışmak denize girmek gibi hissetirebilir. İlk önce tereddüt ve korkuyla yaklaşırken yavaş yavaş kendimizi akıntıya bırakırız fakat sakinlik yerini her zaman korumaz. Sonunda boğulabiliriz ya da kendimizi kıyıya atabiliriz ama Tracy ve Brooke kendilerini akıntıya bırakmaya karar verdiler. Tracy, üniversitenin ilk senesinde sosyalleşmekte pek iyi olmadığından annesi evlenmek üzere olduğu adamın kızı Brooke ile görüşmesini öne sürer. New York’ta bir akşam yemeği için sözleşen ikilinin ilişkisi, beraber geçirdikleri zamanla kuvvetlenmeye başlar.

Greta, gerçek hayatta Brooke olma deneyimini yaşamamış olsa da Frances Ha’nın yazım sürecinde Noah Baumbach’den öğrendiği önemli şeylerin olduğunu ifade etmiştir. Eğer çekim için sana bir şey ifade etmeyen yer ile sana göre anlamlı olan iki yer arasında kalırsan her zaman ikinciyi seçmelisin çünkü bu sefer farklı hissedeceksin. Noah Baumbach, karakterleri yazarken hayatta yaşanılan çabayı romantize ederek duygusal ve psikolojik şekilde aktarmayı amaçlamıştır. Birbirlerinin hayatlarında kısa süredir var olmalarına rağmen Brooke ve Tracy birbirleri üzerinde büyük bir etkiye sahip olmuştur ve hatta değişim dalgaları karakterleri içine çekmiştir. Ayrıca yönetmen While We’re Young’da olduğu gibi bu filminde de içsel biçimde hissedilen acıyı yansıtmayı amaçlamıştır. Biri tarafından kırıldığımızda bunu ifade etmeye çalışmak insani ilişkilerde önemli yer kaplar.

Noah Baumbach, hayatta yerimizi bir şekilde bulmaya çalışırken sanki yaşamın çoğu kuralını çözmüş gibi gözüken idealize ettiğimiz kişilere sahip olabileceğimizi ifade etmiştir. Bununla birlikte gençlik yıllarında  mükemmel gözüken o kişiye sahip olduğunu da söylemiştir. Üstelik Greta Gerwig ile yazım sürecindeyken Brooke karakteri oluşmaya başladığında oldukça eğlenceli gelirken filmin senaryosu onun etrafında şekillenmeye başlamıştır. Tracy, hayatında sahip olmak istediği hissi bir türlü bulamazken Brooke hayatına girince onda keşfetmiş olmuştur.

New York’un ruhu film süresince izleyiciye geçirilmeye çalışılmıştır ve şehir Frances Ha’nın da kalbidir. Bu seçimde Noah Baumbach’ın burada büyümesinin etkisi vardır çünkü röportajlarında belirttiği gibi hikayesinin bulunduğu sokaklarda çekim yapmaktan büyük zevk aldığını söylemiştir.


Kaynakça:

IMDb. Web. 20.03.2023

Collider. Web. 20.03.2023

Agos. Web. 20.03.2023

Filmloverss. Web. 20.03.2023

Theguardian. Web. 19.03.2023

 

 

 

Semanur Koçak
Semanur Koçak
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks