Gölge ve Kemik, Leigh Bardugo’nun kaleme aldığı fantastik bir dünya olan Grishaverse‘deki hikayeleri konu alan bir Netflix dizisidir. Dizi her ne kadar ilk kitabın (Grisha üçlemesinin ilki) adını alsa da, senaryo yazarın seride yer verdiği diğer kitapları da bünyesinde bulunduruyor.
Ravka ulusunun Birinci Ordusunda haritacı olan yetim Alina Starkov, özel yeteneklere sahip ve evrendeki büyük bir ihtiyaca cevap vermesi için uzun zamandır beklenen bir Grisha olduğunu keşfetmesi ile nefes kesici bir maceranın ilk adımı atılır. Diğer tarafta The Crow Club‘ın üyeleri Kaz, Inej ve Jesper bir milyon kruge karşılığında Güneşin Elçisini yani Alina’yı bulmakla görevlendirilir.
Dizinin ilk sezonu Nisan 2021’de yayınlanmış ve büyük bir ilgi görmüştü. Eleştirmenler tarafından beğenilmiş olmasına rağmen, bazıları hikayenin karakter gelişimine daha fazla odaklanması gerektiğini söylemişti. Ayrıca, bazı hayranlar roman serisine çok sadık kalmayan bazı değişiklikler nedeniyle hayal kırıklığına uğramıştı. Dizi ve roman arasındaki değişikliklerden bahsettiğimiz bu yazıya göz atabilirsiniz.
Dikkat yazımız diziye dair spoiler içermektedir.
Shadow & Bone’un ikinci sezonu, yavaş başlayan ancak sonrasında hız kazanan bir sezon olmuş. Hikayenin gerçek anlamda hareketlenmesi ancak sezonun ortalarına doğru gerçekleşiyor.
Bu sezon da tıpkı ilk sezon gibi üç parçaya ayrılmış durumda: Alina ve Mal, Darkling ve Kargalar.
Alina keşfedilmemiş güçlerini kontrol altına almaya çalışırken Mal ile Karanlıklar Diyarını yok etmek için güçlerini potansiyelinin üstüne ulaştıracak Büyüteçleri aramaya koyuluyor. Geçtiğimiz sezon sonunda bu büyüteçlerden biri olan Geyik’in ele geçirildiğini görmüştük. Bu sezonda ise Deniz Yılanı ve Anka kuşunun peşinden gidiyoruz. Bu sırada dizi geçen sezon hikaye açısından havada kalan bazı noktaları doldurmayı başarıyor. Bu büyüteçler ne ve neden bir tanesi yeterli olmuyor?
Diğer yandan hikayenin ana antagonisti Darkling‘in, karanlık güçleri kullanarak kendine gölge ordusunu oluşturduğunu ve Karanlık Diyarı genişletme arzusu ile dolduğunu görüyoruz. Ancak karanlık güçleri kullanarak yarattığı bu ordu ona pahalıya patlar. Adeta zamanla çürümeye ve güçsüzleşmeye başlar fakat hedeflerinden vazgeçmez. Alina ile aralarındaki bağın hala tam anlamıyla kopmadığını fark eden Darkling bunu kendi lehine çevirmeye ve Alina’yı kullanmaya çalışır.
Kargalar kısmı ise bu sezon çok daha iyi işlenmiş. Kaz, Inej ve Jesper’dan oluşan The Crow Club‘a bu sezon Nina Zenik ve yeni bir karakter olan Wylan‘ın dahil olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz sezon senaryonun üçüncü bir parçası olarak sunulan Nina ve Matthias’ın hikayesi Ketterdam‘a gelmeleri ile birlikte Kargalarla birleşmiş. Bu da sonunda kitap okurlarını mutlu edecek gibi duruyor.
Hikayeye biz seyirciler açısından yeni dahil olan Wylan’ın aslında Kaz’in Darkling ile karşı karşıya kaldığı nefes kesici sahnede kullandığı bombaları yapan ve aynı zamanda Jesper’ın bir gecelik ilişkilerinden biri olduğunu öğreniyoruz.
Elbette ki sezonun belirli bir kısmında Kargaların hikayesi Alina ve Darkling ile kesişiyor ancak ilk sezonun aksine bu sezon Kargaların karakter gelişimine odaklanmayı tercih ediyor. Kaz’ın soğukkanlı duruşu arkasında yatan dokunaklı hikayesinin intikam planına dönüşmesinin yanında Jesper‘ın Metal ve Cam gibi katı maddeleri kontrol edebilen bir Grisha türü olan Durast kimliği ile barışmasına ve bir suikastçı olan Inej’in zayıflıklarla yüzleşmesine tanık oluyoruz. Aynı zamanda hikayeye yeni dahil olan Wylan ile arasındaki çekime karşı koyamayan Jesper, ilişki ve bağlılık kavramları ile tanışmaktadır.
“İnsanlar imkansız dediklerinde, genellikle ihtimal dışı demek isterler.”
-Nikolai Lantsov
Bu sezon hikayeye dahil olan diğer bir karakter ise Sturmhond olarak bilinen bir korsan olan Ravka’nın yeni kralı Nikolai Lantsov. İkinci sezonun post prodüksiyon kısmında yayınlanmaya başlayan yeni oyuncu kadrosunda en çok merak edilen soru Nikolai Lantsov karakterinin kim tarafından canlandıracağı idi. Kısa bir süre sonra merakımız geride kaldı ve Patrick Gibson‘ın Nikolai için seçildiği açıklandı. Haber ilk açıklandığında hayranları ikiye bölse de Gibson’ın cesur, yetenekli ve alaycı tavrıyla öne çıkan bu karakteri sezonda başarıyla oynadığını söylemeliyiz.
Dizinin ikinci sezonu, hikaye anlatımı ve karakter gelişimi açısından ilk sezona kıyasla daha iyi bir performans sergiliyor. Evrenin en önemli karakteri Güneşin Elçisi yani Alina’nın karakteri, yeni güçleri ve zayıflıkları ile daha derinlemesine inceleniyor. Karakterler arasındaki ilişkiler ve çekişmeler de daha iyi ele alınıyor. Ve seçimler bu sezon çok daha büyük bir rol oynuyor.
Dizinin görsel efektleri ve atmosferi, bu aksiyon dolu fantastik dünyayı oldukça iyi yansıtıyor ve dizinin önemli boyuttaki bütçesinin Karanlık Diyarını yaratmak için kullanıldığını görüyoruz.
Kaz ve Inej arasındaki bir türlü dışarı vurulmayan duygular sezon sonunda resmen ruhlarına kelepçeleniyor ve ikilinin yolu ayrılıyor. Bu sırada Nina’nın, Şeytan Çukurunda hapsedilen ve dövüştürülen Matthias için hala savaş verdiğini görüyoruz ancak bu ikili bir önceki sezon kadar detaylı işlenmiyor.
Sezonun “Cenaze Yok” isimli son bölümünde Darkling’in ölümü ve Karanlıklar Diyarının yok olması ile birlikte Ravka’da yeni bir dönemin başlangıcına tanık oluyoruz fakat tehlike geçmiş değil. Taç giyme töreni başlarken, Nikolai’ın son savaş sekansı sırasında Darkling’in ordusu tarafından yaralandığını ve bu yaranın onu bir gölgeye çevirip çevirmeyeceği sorusu bizlerin kafasına yerleşiyor. Bölümün son dakikalarında Kaz’ın Jurda Parem adı verilen tehlikeli bir uyuşturucudan bahsettiği ve piyasaya sürülmesini engellemek için Kargaları bir araya topladığı sırada: Taç giyme töreninde bu uyuşturucuyu içen ve ortamı bir anda cinayet mahalline döndüren bir Grisha ile karşılaşıyoruz. Onu durdurmak için harekete geçen Alina Mal’i ölümden geri getirmek için kullandığı karanlık güçlerin sonucuyla karşılaşır: Çünkü kullandığı güç ışık değil tıpkı Darkling gibi gölgedir.
“Piyasaya yeni bir silah düşecek. Düşerse Karanlıklar Diyarı’nın yarattığı yıkım yanında oyuncak kalır. Dünyanın her köşesi etkisini hisseder. Jurda Parem adında bir uyuşturucu. Bir Grisha alırsa gücü bin kat artıyor. Uyuşturucuyu yapan kimyager durumu anlayınca Kerch’e kaçtı ama Fjerda’lılar onu yakaladı. Duruşmaya çıkacak. Eğer Frejda’lılar bunu silah olarak kullanırsa sonucu akıl almaz olur. Bildiğimiz ve güvendiğimiz her güç yerle bir olur.”
Nefes kesici bir sezon finalinin ardından dizinin üçüncü sezonunu sabırsızlıkla bekliyoruz!