80’leri Kasıp Kavuran 10 Yabancı Albüm

Editör:
Gizem Yürük
spot_img

80’ler döneminin müzik dünyası için oldukça önemli bir role sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Pop, rock, elektronik müzik, new wave gibi birçok türün hüküm sürdüğü bu dönemde, sanatçılar dinleyiciye akılda kalan ritim ve melodiler sunuyordu. Sunulan bu ritim ve melodiler, dönemin müziğini günümüz için önemli bir mirasa dönüştürdü. Günümüzde 80’ler dönemi müziklerinin tınılarını birçok sanatçının, çeşitli türlerdeki şarkılarında duyabiliriz. Daft Punk, The Weeknd gibi isimler; 80’lerin tınısından ilham alan ve ilk akla gelen güncel örneklerden. Bu da 80’ler müziğinin ve dönemin kalıcılığının altını çiziyor.

Benim de çok sevdiğim ve sık sık dinlediğim birçok albüm 80’lere ait. Bu yazımızda sizlere 80’leri kasıp kavuran 10 yabancı albümü derledik. Şimdiden keyifli okumalar dileriz!

1. Back in Black – AC/DC (1980)

“Back in Black”, Avustralyalı hard rock grubu AC/DC‘nin uluslararası olarak yayınlanan 6. albümü. 25 Temmuz 1980’de yayımlanan albüm, sadece 80’ler özelinde değil, tüm zamanların en çok satan albümlerinden biridir. Albüm, Bon Scott‘a, grubun 33 yaşında hayatını kaybeden eski solistine ithaf edildi.

Albümle aynı adı taşıyan Back in Black ve Hells Bells, Shoot to Thrill gibi şarkılar bu albümde yer alıyor. Aynı zamanda bu şarkılar grubun öne çıkan şarkıları arasında önemli bir yer ediniyor. Benim albümdeki favorim ise kesinlikle Hells Bells.

2. Speak and Spell – Depeche Mode (1981)

“Speak and Spell”, İngiliz elektronik müzik grubu Depeche Mode‘un çıkış albümüdür. İki diskten oluşan albüm, 2 Kasım 1981’de yayımlandı. Hem grup hem albüm dönemin new wave türü için öncü niteliktedir. Bu türü bir bakıma deneysel bir müzik çalışması olarak tanımlayabiliriz; daha önce bir araya gelmeyen farklı ses tınıları bir araya getirilerek akılda kalıcı melodiler ortaya çıkarılıyor. Grubun en bilinen şarkılarından biri olan Just Can’t Get Enough da albümün birinci diskinde yer alıyor.

3. Thriller – Michael Jackson (1982)

Pop’un Kralı olarak da bildiğimiz Michael Jackson‘a bu isme sahip olmasında büyük bir katkı sağlayan “Thriller” albümü 30 Kasım 1982’de yayımlandı. “Thriller” dünya çapında en çok satan albümdür.

Kayıt sürecinde hazırlanan pek çok demo arasından sadece 9 tanesi albümde yer alıyor. Beat It, Thriller, Billie Jean gibi ikonik şarkılar dönemin pop listelerinde ilk sıralarda yer alıyordu. Aynı zamanda albüm, Michael Jackson‘ın sadece müzik tarzını değil, kendi tarzını da pop kültürünün sembollerinden biri haline getirdi.

Albüm, Grammy dahil olmak üzere birçok ödül aldı. Grammy Ödül Töreni‘nde, aldığı 7 ödülün arasında “Yılın Albümü” ödülü de vardı.

4. Shout at the Devil – Mötley Crüe (1983)

Nikki Sixx ve Tommy Lee tarafından kurulan Mötley Crüe, 80’ler rock n roll algısı için adeta bir semboldür diyebiliriz. Grubun çığır açan albümü olarak da değerlendirebileceğimiz “Shout at the Devil” , 26 Eylül 1983’te yayımlandı. Albüm, grubun ikinci stüdyo albümüydü. Farklı giyim tarzları ve sahne makyajları, uç yaşantılarıyla dönemin öne çıkan glam metal/heavy metal grupları arasında yer alan Mötley Crüe, “Shout at the Devil” albümüyle bizlere sıra dışı bir deneyim sunuyor.

Looks That Kill, Too Young to Fall in Love, Knock ‘Em Dead, Kid şarkılarını içeren bu albümden bir favori seçmek benim için oldukça zor fakat albümün genel olarak favori albümlerim arasında yer aldığını bütün içtenliğimle söyleyebilirim!

5. Purple Rain – Prince (1984)

25 Haziran 1984’te yayımlanan “Purple Rain” albümle aynı isme sahip film için bir soundtrack albümüdür.

Genel olarak “Purple Rain” kısaca bir Prince albümü olarak bilinse de, albüm ”Prince and The Revolution” adı altında yayımlanarak The Revolution için bir tanıtım görevi de görür.  Prince, R&B, rock, pop gibi farklı türleri harmanlayarak bize bir başyapıt sunuyor. Albüm hem dönemin hem de tüm zamanların en önemli albümlerinden biri olarak kabul ediliyor.

“Purple Rain”, En İyi Soundtrack Dalında Amerikan Müzik Ödülü, Grammy Görsel Medya İçin Yazılan En İyi Soundtrack Ödülü, Grammy İkili veya Grupla Yapılmış En İyi Rock Vokal Performansı Ödülü gibi ödüller alan oldukça başarılı bir albümdür.

6. Ride the Lightning – Metallica (1984)

80’ler genel olarak Metallica için başarılı bir dönemdi. “Ride the Lightning” ile beraber “Kill ‘Em All”, “Master Of Puppets” ve “…And Justice for All” albümleri de bu dönemde çıktı. Bu durum da bu liste için Metallica‘nın hangi albümünü seçmem gerektiği konusunda beni biraz kararsızlığa sürükledi. Sanırım içinde en sevdiğim Metallica şarkılarından biri olan Fade to Black yer aldığı için “Ride the Lightning” albümünü seçtiğimi itiraf etmeliyim…

Bunun yanı sıra, albüm, 27 Temmuz 1984’te yayımlandı ve grubun öne çıkmasını sağlayan sesleri ortaya çıkardı. Metallica, bu albümde kullandığı ritim ve melodileri biraz daha karmaşık bir hale getirdi ama bu karmaşa dinleyicinin kulağına mükemmel bir uyum içinde ulaştı.

7. Like a Virgin – Madonna (1984)

Madonna‘nın ikinci stüdyo albümü olan “Like a Virgin” 12 Kasım 1984’te yayımlandı ve yayımlandıktan kısa bir süre sonra listelerde bir numaraya yükseldi. ABD sınırları içerisinde 5 milyondan fazla satış sayısı gören ilk kadın sanatçı albümüydü. Albüm, Madonna‘nın globalde tanınmasını sağladı.

Madonna’nın yine albümle aynı ismi taşıyan Like a Virgin ve Material Girl gibi ikonik şarkıları da bu albümde yer alıyor.

8. Brothers in Arms – Dire Straits (1985)

En sevdiğim gruplardan biri olan Dire Straits‘in “Brothers in Arms” albümü 13 Mayıs 1985’te yayımlandı. Artık Dire Straits’in imzası haline gelen gitar ve klavye tınıları da bu albümün içindeki şarkılarda sıkça karşımıza çıkıyor.

Albüm MTV dönemi için büyük önem taşıyor. Bir video klip ve reality show yayın kanalı olan MTV, müziğin sahnelerle beraber ekranlara da taşınmasının önemini vurguluyor.

“Now look at them yo-yos, that’s the way you do it
You play the guitar on the MTV”
– Money for Nothing, Dire Straits

9. Slippery When Wet – Bon Jovi (1986)

Bon Jovi‘nin üçüncü stüdyo albümü olan “Slippery When Wet”, 16 Ağustos 1986’da yayımlandı. Albümde yer alan Livin’ On A Prayer, You Give Love A Bad Name gibi şarkılar Bon Jovi’nin önünü açarak dünyada tanınmasına yol açtı. Billboard gibi listelerde üst sıralarda yer aldı.

Ek olarak, How I Met Your Mother dizisinin ilk sezonuna ait, “The Limo” bölümünde Barney Stinson karakteri tarafından düzenli olarak yapılan “You Give Love A Bad Name” referansını tekrar tekrar açıp bayılarak izlediğimi de bir dip not olarak düşmeliyim…

10. Appetite for Destruction – Guns N’ Roses (1987)

“Appetite for Destruction”, geçtiğimiz ay İstanbul’da konser veren rock grubu Guns N’ Roses‘ın 21 Temmuz 1987’de yayımlanan albümüdür. Guns N’ Roses dönemin önde gelen diğer rock grupları ile beraber, 80’lerin rock müziğini tanımlayan gruplar arasında yer alıyor. Albüm dünya üzerindeki en büyük çıkış albümlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Welcome to the Jungle, Paradise City ve ikonik gitar akor dizisi ile bilinen Sweet Child O’ Mine şarkıları da bu albümdedir.

80’ler, sadece bir dönem değil; ritmiyle, tarzıyla ve etkisiyle müzik tarihine yön veren bir çağ. Bu unutulmaz albümler ise o dönemin ruhunu bugün hala yaşatıyor. Peki ya sizin 80’lerde en beğendiğiniz albüm hangisi?


Kaynakça:

  • Öne çıkan görsel Pinterest’ten alınmıştır.
  • ”How Did 80’s Music Change the World?” MDLBEAST, Web. 10 Jan. 2024
  • ”AC/DC – Back in Black Lyrics and Tracklist” | Genius. Web Accessed 4 July 2025.
  • ”Michael Jackson – Thriller Lyrics and Tracklist” | Genius. Web Accessed 4 July 2025.
  • ”Depeche Mode – Speak and Spell Lyrics and Tracklist” | Genius. Web Accessed 4 July 2025.
  • ”Mötley Crüe – Shout at the Devil Lyrics and Tracklist” | Genius. Web Accessed 4 July 2025.
  • ”Metallica – Ride the Lightning Lyrics and Tracklist” | Genius. Web Accessed 4 July 2025.
  • ”Madonna – Like a Virgin Lyrics and Tracklist” | Genius. Web Accessed 4 July 2025.
  • ”Dire Straits – Brothers in Arms Lyrics and Tracklist” | Genius. Web Accessed 4 July 2025.
  • ”Prince – Purple Rain Lyrics and Tracklist” | Genius. Web Accessed 4 July 2025.
  • ”Guns N Roses – Appetite for Destruction Lyrics and Tracklist” | Genius. Web Accessed 4 July 2025.
spot_img

4 YORUM

  1. Harika bir yazı olmuş gerçekten. Anında albümleri de dinleyebiliyor olmak çok efsane olmuş. Ellerinize sağlık. Çok değerli bilgiler özenle derlenip, hazır olarak sunulmuş bize.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.

Yusuf Atılgan’ın Evreninde 5 Farklı Tema

Yusuf Atılgan’ın metinlerinde yalnızlık, yabancılaşma, aidiyetsizlik, bastırılmış arzular ve bitmeyen bir arayış birbirine karışır.