8 Farklı Sebeple Neden Oscar Wilde Okumalıyız?

Editör:
Rabia Yeşil

Oscar Wilde‘ı birçok isim ile tanımlayabiliriz. Oyun yazarı, romancı, öykücü, şair… Öyle bir isim ki hayatı ve eserleri hala tartışma konusudur. Oscar Wilde, Viktorya Dönemi‘nin en önemli yazarlarından biridir. Cinsel yönelimi öne sürülerek hapis cezasına çarptırılır ve özgürlüğüne kavuştuğunda hiçbir şey eskisi gibi olamaz. Yaşadığı psikolojik hasar sebebiyle peşini bırakmayan sağlık sorunlarıyla Wilde, 1900 yılında henüz 46 yaşında iken hayata gözlerini yumdu. Arkasında düşündürücü, mizahı kuvvetli, sanat ve gerçek hislerle dolu eserler bıraktı. Oscar Wilde’ın edebiyat dünyasına armağan ettiği bu eserleri okumanız için 8 farklı nedeni listeledik.

1. Dünya Edebiyatındaki Yeri

Oscar Wilde, İngiliz Edebiyatı‘nın ve Modern Dünya Edebiyatı‘nın en önemli isimleri arasında yer alır. Eserleri, özgünlüğü, dil ve anlatım biçimi ile dönemindeki yazarlardan ayrılır. Wilde, hayatı boyunca dokuz oyun, bir roman, çok sayıda şiir, deneme ve kısa öyküler kaleme aldı. Poems (Şiirler), The Happy Prince and Other Tales (Mutlu Prens ve Diğer Öyküler) ve Intentions (Niyetler) adlı deneme yazısı yazarın oyun yazarlığı dışında da tanınmasını sağlar.

Oscar Wildeın el yazısı ile Dorian Grayin Portresi 1890

“Dorian Gray’in Portresi” adlı ilk ve tek romanını yaklaşık iki gün içerisinde yazdığını söyleyen Wilde, bu denli tartışılacak bir roman yazdığının bilincinde miydi? “Dorian Gray’in Portresi” edebiyat tarihinde büyük tartışmalara yol açtı ve açmaya devam etmektedir. Bu tartışmalar ve suçlamaların büyümesi sonucunda kitabın yasaklandığı dönemler bile olur. Ancak Oscar Wilde cesur tavırları ile her zaman eserinin arkasında durur ve böylece roman günümüzde de birçok insanın kütüphanesinde yer almayı başarır.

2. Felsefi Derinlik

“Yaşamak dünyadaki en nadir şeydir. İnsanların çoğu var oluyorlar, hepsi bu.”

Oscar Wilde’ın edebi yönüyle beraber felsefi görüşleriyle de 19. yüzyıl Avrupa düşüncesine büyük katkıda bulunduğu bilinir. Wilde’ın felsefi derinliği eserlerindeki incelikli dili, varoluş sorguları, toplumsal normları eleştirisi, benimsediği estetizm felsefesi ve mizahi yönü ile ortaya çıkar. İnsanın varoluşu, anlamı ve ölümsüzlüğü hakkında düşündürücü ifadeleri bulunur. Eserlerinde nihilist fikirlere yer verse de hayatın estetik değerler ile anlam kazandığını dile getirir. Ayrıca Wilde, eserlerinde ahlak ve toplumsal normların eleştirisini de ele alır. Yazdığı oyunlarda karakterlerin kendi içsel arzularını takip etmesi üzerinden bireysel özgürlüğün önemini vurguladığı cümleleri sıklıkla görebiliriz.

3. Estetizm ve Sanat

Oscar Wilde’ın 19. yüzyılda önemli temsilcilerinden olduğu estetizm; güzellik, estetik ve sanatın önemini vurgulayan bir akımdır. Wilde, estetizmin yalnızca bir sanat anlayışı değil, bir yaşam tarzı ve felsefesi olduğunu savunur.

Dorian Grayin Portresi 2009

Oscar Wilde’ın estetizmin temel prensiplerini işleyen eserlerine Dorian Gray’in Portresi’ni örnek verebiliriz. Sanatın insan hayatındaki önemine felsefi bir yaklaşım ile kaleme alınmış olan roman, içerisinde birçok estetizm ögesi ve varoluş üzerine fikirler barındırır. Estetik değerleri hayatının merkezine koyan Dorian adlı bir karakter ve portresi üzerinden toplum ahlakı başarılı bir şekilde işlenir. Romanda güzellik ve sanatın değeri vurgulanırken, ahlaki çöküş ve yozlaşmanın sonuçlarına da dikkat çekilir.

4. İroni ve Mizah Anlayışı

Oscar Wilde’ın edebi tarzı keskin ironi ve mizah anlayışıyla öne çıkar. Yazarın bu dil aracı, okuyuculara eserleri anlamak ve değerlendirmek için bir anahtar sunar. Wilde eserlerinden ironi ile toplumsal normları eleştirirken, mizahı ise hayatın acımasızlığına karşı bir savunma mekanizması olarak kullanır. Wilde’ın yarattığı karakterlerin genellikle zeki ve keskin mizah anlayışına sahip kişiler olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin mizah duygusunun ön planda olduğu “Ciddi Olmanın Önemi” adlı oyununda Algernon ve Jack karakterleri üzerinden okuyucuyu güldürürken düşündürür. Dorian Gray’in Portresi’nde ise kara mizah olarak değerlendirilebilecek sekanslar yer alır.

5. Modernizm Öncüsü

Oscar Wilde’ın yaşadığı dönemde modernizm, önemli etki uyandıran akımlardan biriydi. Modernizmi, geçmişteki klasik tarzlara bir tepki olarak çıkan kültür, sanat ve edebiyat akımı olarak tanımlayabiliriz. Modernizmin öncülerinden biri olan Wilde, eserlerinde akımın ana özellikleri olan olan yenilikçilik, bireycilik ve yıkıcılık gibi ögeleri yansıtır. Estetik değerlerin önemini her zaman vurgulayan Wilde, modernizmdeki estetik yenilikleri de benimser. Modernist hareketin bir parçası olan yazar sadece sanatında değil, kişisel yaşamında da kıyafetleri ve davranışları ile toplumsal normlara karşı çıkmasıyla bilinir.

6. İnsan Doğasının Karanlık Yönleri

“Her birimiz cenneti de cehennemi de içimizde taşıyoruz.”

İnsanın tutkuları, arzuları, kıskançlıkları ve acımasız duyguları… Oscar Wilde insanın ne kadar karmaşık bir varlık olduğunu, ne kadar tehlikeli olabileceğini başarıyla yansıtır bizlere. İnsan doğasının karanlık yönlerini yarattığı derinlikli karakterler aracılığıyla ele alır. Salome‘de karakterlerin şiddet dolu arzularını, Dorian Gray’in Portresi‘nde insanın içindeki kötülüğün nasıl ortaya çıkabileceğini ve dilerse nasıl da acımasız olabileceğini gözler önüne serer. Okuyucuyu derin düşüncelere sevk ederken, bir yandan da ironik anlatımıyla eşsiz bir okuma deneyimi sunar.

7. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Oscar Wilde toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda oldukça ileri görüşlü bir yazar olarak bilinir. Yaşadığı dönemin sıkı kurallarına karşı çıkarak kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olması gerektiğine eserlerinde sıklıkla yer verir. Özellikle Ciddi Olmanın Önemi oyunundaki karakterlerin cinsiyet rollerini sorgulamaları, Wilde’ın görüşlerinin bir yansıması olarak karşımıza çıkar.  Eserlerinde güçlü ve bağımsız kadın karakterlere yer vererek kadınların yalnızca güzel bir obje olarak nitelendirmeyen bir yazar olduğunu gösterir.

8. Aşk Tasviri ve Şiir

Oscar Wilde ve Alfred Bosie Douglas

Oscar Wilde, eserlerinde aşkı duygusal, derin ve yeri geldiğinde acımasız şekilde tasvir eder. Wilde ve aşk denince akıllara “De Profundis” gelmesi olağandır. De Profundis adlı eseri hapishane yıllarında yazdığı upuzun bir mektuptan oluşur. Kendi aşk hayatını, hayat arkadaşı Bosie’ye olan aşkının yıkıcılığını içtenlikle gözler önüne serer. Wilde, aşkın insana verdiği hazzın aynı derecede acıya da sebep olabileceğini sıklıkla dile getirir. Aşkı romantik duygular ve cinsel arzudan ziyade bir ruhsal bağlılık olarak görür. İnsanın ruhsal yapısını bu denli etkileyen aşk duygusunun hayatımızda ne denli büyük bir rolü olduğunu Wilde’ın şiirlerinde de görebiliriz.

“Kimi gözyaşı döker öldürürken

Kimi kılı kıpırdamadan

Çünkü herkes öldürür sevdiğini

Ama herkes öldürdü diye ölmez.”

Eşsiz Oscar Wilde şiirini Tuncel Kurtiz’in sesinden dinlemek için:


Kaynakça:

“Andre Gide’nin Önsözüyle De Profundis, Oscar Wilde.” Can Yayınları.

“Oscar Wilde Biography”. Oscar Wilde Online, web

“Perversion and degeneracy in The Picture of Dorian Gray”. British Library, web

“The life of Oscar Wilde in his own words”. British Heritage, web

 

 

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Harry Potter Serisinin Unutulmaz Replikleri

Harry Potter'ın büyülü replikleriyle büyücülük dünyasında kaybolmaya hazırlanın!

Küçük Gün Işığım Film İncelemesi: Kabullenmenin Gücü

Kusursuzluk arayışının değil, kendin olmanın kıymetini; sonuca değil, yolculuğa odaklanmanın anlamını keşfedeceğiniz sarsıcı ama iç ısıtan bir aile hikâyesine davetlisiniz.

Joseon’daki İstikrarsızlık: Kral Injo

İstikrarsızlığıyla Kore ulusunun gelişmesinin önünü kapamış bir hükümdar olarak hatırlanan ve günümüzde hala eleştirilen Kral Injo'nun tarihteki yeri.

Sessizliğe Karşı Yazmak: Kadın Yazarların Sansüre Direnişi

Sansür, yalnızca siyasi bir baskı mekanizması değil; aynı zamanda kültürel, ahlaki ve cinsiyet temelli bir sessizleştirme aracıdır.

Hasçelikler and the City: Dijital Bir Ailenin Hikâyesi

Hasçelikler and the City; dijital dünyada temsiliyet, samimiyet ve medya sınırlarını sorgulayan gerçekçi bir aile anlatısıyla izleyicileri içine çekiyor.

Cumhuriyet Aydınları: Behice Boran

İlk kadın sosyolog, ilk kadın siyasi parti genel başkanı, Marksist, yazar ve akademisyen olan Behice Boran; Türk solunun en güçlü temsilcilerinden biri olmuştur.

Tabloları Dinlemek: Édouard Manet

Bazı bakışlar ancak bazı nefeslerle tanımlanıyor. Manet'nin fırçası, Tezer'in nefesi gibi...

Edebiyatta Semtlerin İzleri: Emirgan

İstanbul'un en güzel semtlerinden biri olan Emirgan, şiirlerde de romanlarda da ele alınan bir semt olmuştur.

Natalia Ginzburg: Edebiyatın ve Direnişin Güçlü Sesi

İtalyan yazar Natalia Ginzburg, toplum ve aile temalarını sıklıkla işleyen, döneminin devrimci kimliğini benimsemiş ve bunu da eserlerine yerleştirmeyi uygun bulmuştu.

Notting Hill: Londra’nın En Renkli Yüzü

Notting Hill; renkli sokakları, pazarı ve kültürel dokusuyla Londra’da hem ruhunuza hem gözünüze hitap eden özel bir semttir.

Editor Picks