Haruki Murakami, Çağdaş Dünya Edebiyatı’nın önde gelen isimlerinden biridir. 1949’da Japonya’da doğmuş ve Kobe’de büyümüş, fakat üniversitede Tokyo’ya taşınmıştır. Üniversitede Klasik Drama Eğitimi almış ve daha sonra eşi ile birlikte yedi yıl boyunca bir caz barı işletmiştir. Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu, Sahilde Kafka, İmkansızın Şarkısı, 1Q84 ve Karanlıktan Sonra önemli romanlarından bazılarıdır.
Eserleri elliden fazla dile çevrilmiş ve birçok kez Alternatif Nobel Ödülü için aday gösterilmiştir. Aynı zamanda ise Franz Kafka Ödülü, Gunzou Edebiyat Ödülü ve Kudüs Bireysel Özgürlük Ödülü olmak üzere birçok ödüle layık görülen bu yazarı peki biz neden okumalıyız?

1.Yalın Bir Dil
Eserlerinde dikkat çeken unsurlardan biri okumayı kolaylaştıran sade bir anlatıma sahip olmasıdır. İlk eserine başlarken İngilizce yazmayı denemiş, fakat İngilizce kelime ve sözdizimi bilgisi sınırlı olduğu için ortaya süslü ifadelerden uzak, basit bir anlatım çıkmıştır. Bu da daha sonra kendisine özgü bir anlatım dili oluşturmasına yardımcı olmuştur.
2.Yazarını Seçen Karakterler
Murakami; kendisinin karakterlerini değil, karakterlerinin kendisini seçtiğini söyler. Hikayenin gidişatının karakteri oluşturduğunu ve bunun genellikle otomatik bir süreç olduğundan bahseder. Figürlerin; yalnızlık, inziva ve arayışa yönelik duygu ve düşünce dünyası, eserlerinde oldukça önemlidir. Bu da okuyucunun karakterlerin günlük hayatları ve rutinlerine dahil olmasını sağlar. Yolculuk, karakterlerin geçirdiği sürecin bir parçasıdır. Karakterler aynı zamanda kendilerini ortak bir noktada buluşturan bir gizeme sahiptirler. Örneğin Kumandanı Öldürmek adlı romandaki isimsiz bir ressam olan başkarakter, tek komşusu olan Menşiki, ondan kendisinin bir portresini yapmasını isteyene dek esrarengiz bir figür olarak kalır.

3.Doğu ve Batı
Murakami’nin eserleri Doğu ve Batı arasında bir köprü işlevi görür. Kendini Japon Edebiyatı’ndan ayrı tutan yazar, eserleri batılı ögeler içerdiği ve Amerikan kültürüne atıflarda bulunduğu için Japon yazarlar tarafından eleştirilmiştir. Sahilde Kafka adlı eserindeki Johnnie Walker ve Colonel Sanders karakterleri bunun bir örneğidir. Japon Edebiyatı’nı sıkıcı bulduğu için yetişkinlik yıllarına kadar Amerikan Edebiyatı ile büyüyen Murakami, bu nedenle Amerikan Edebiyatı’nın içine işlemiş olduğunu söyler. Eserlerinde Coca Cola, McDonalds, Chivals Regal veya Denny’s gibi marka ve zincirlere, aynı zamanda da Toyota gibi yerel markalara yer verir.
4.Büyülü Bir Gerçeklik
Murakami eserlerinde büyülü gerçekçilik türüne yoğunlaşır. Aşina olduğumuz gerçekçi bir dünyaya fantastik elementler ekler ve bu ögelerin karakterlerin üstlerindeki etkisini ele alır. Örneğin Sahilde Kafka adlı romanında Nakata adındaki bir karakter ertesi gün gökten balık yağacağı kehanetinde bulunur. Kehanetin ertesi gün birebir gerçekleşmesi ise ona algısının, gerçeğin bir yansıması olabileceğini düşündürür. Karanlıktan Sonra adlı romanında ise farklı alemleri birleştirip romanın zaman, mekan ve kimlik algılarını bozar. Mantıksal olarak açıklanamayan şey, gerçeğin kendisine dönüşür. Hikayedeki, Yüzü Olmayan Adam bunlardan biridir. Eri Asai adındaki kızı iki aylık uykusundan uyanana dek onu sandalyeden ve televizyon ekranından izler. Televizyonun fişi takılı değildir. Okuyucu gerçeklikten şüpheye düşer.
5.Metaforlar ve Semboller
Neden Murakami okumamız gerektiğinin bir diğer sebebi ise metaforlar ve sembollerden oluşan bir dünya yaratmasıdır. Buna örnek olarak Zemberekkuşu’nun Güncesi adlı eserinden bir alıntı verilebilir: “Düşünmeye çalışıyor, ama bir türlü kafamı doğru dürüst işletemiyordum. Doğrusu, neyi düşünmem gerektiğini bile bilmiyordum ki. Boş bir odaya benziyordu. Ve müzik içimde sadece boğuk, gelgeç bir yankı bırakıyordu.” İmkansızın Şarkısı‘nda ise Naoko adında bir karakter depresyonunun üstesinden gelmek için dağlık bir ormanda inzivaya çekilmiştir. Gölgeleri ve yoğunluğuyla birlikte orman, ergenlik yıllarını ve akıl hastalıklarını yansıtan bir sembole dönüşür. Ana karakter Toru Watanabe de, Naoko gibi depresif düşünceleriyle baş eder, ancak Naoko’yu ormanda her ziyaret edişinden sonra kendini daha iyi hisseder. Toru, ormandan çıkmayı ve ergenliğinin son yıllarını yakalamayı başarırken Naoko ormanın dışındaki hayattan korkar.

6.Murakami ve Müzik
Müzik, Murakami’nin hayatında olduğu gibi eserleri için de oldukça önemlidir. Bazı kitapları, adlarını parçalardan alır. Örneğin İmkansızın Şarkısı orijinal adını The Beatles’ın “Norwegian Wood” adlı şarkısından; Sınırın Güneyinde, Güneşin Batışında kitabı ise adını Nat King Cole’un gerçekte var olmayan “South of the Border” adlı parçasından alır. Romana adını veren Kumandanı Öldürmek adındaki tablo ise Mozart’ın Don Giovanni adlı operasına bir atıftır. Murakami aynı zamanda romanlarında bahsettiği şarkıları, resmi sitesinde her romana ayrı olacak şekilde çalma listelerine ayırmıştır.
7.Japonya ve Japon Kültürü
Murakami Amerikan Edebiyatı’ndan ve Batı kültüründen etkilense de, eserlerinde Japonya’dan ve Japon kültürüne ait parçalar görmek mümkündür. Eserlerinde birbirine geçmiş olan bu iki boyutluluk ve gerçekliğin Şintoizm inancıyla parallelik gösterdiği söylenebilir. Dünyayı kesin bir şekilde maddi ve manevi olarak ayırmak yerine ikisinin birleşimine ve arasındaki dengeye odaklanır. Hayvanlarla ve ruhani figürlerle kurulan iletişimler de bu inancın bir parçasıdır. Sahilde Kafka’daki Nakato adlı karakterin kedilerle konuşabilmesi ve Kafka adındaki figürün, adının Çekçede karga anlamına gelmesi buna bir örnektir. Kedilerin Japon kültüründe önemli bir yeri vardır ve iyi şans getirdiklerine inanılır. Bu nedenle ülke genelinde kedilere ayrılmış tapınaklar yer alır.

8.Metinlerarasılık
Murakami, eserlerinde marka ve marka zincirlerine olduğu gibi bazı yazarlara ve eserlere atıflarda bulunur. Örneğin Sahilde Kafka’da Franz Kafka’nın eserleri ve Sophokles’in Kral Oidipus’u başta olmak üzere birçok yazar ve esere yer verilir. Romanda kendisine Kafka adını veren ana karakterin Ödipus Kompleksi bir metinlerarasılık örneği taşır. Kumandanı Öldürmek kitabında ise; Dostoyevski’nin Ecinniler kitabından, Lewis Carrol’ın Alice Harikalar Diyarında eserinden, Robin Hood ve Pocahontas’tan ve Akinari Ueda’nın Yağmur ve Ay Öyküleri’nden bahsedilir. Kitaptaki Menşiki karakterinin ise Murakami’nin sevdiği kitaplardan biri olan F. Scott Fitzgerald’ın romanına isim veren Gatsby karakteriyle benzerlik gösterdiği yorumu yapılabilir. Bu karakterlerin yaşam şartları, inançları ve eylemleri ortak bir noktada buluşur.


