Freud’un Yapısal Kişilik Kuramı, psikoloji tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu kuramla Freud, insan psikolojisinin derinliklerine inerek bilinçdışı dürtülerin ve iç çatışmaların davranışları nasıl şekillendirdiğini anlamaya çalışmıştır. Bu yazıda; kişiliği id, ego ve süperego olmak üzere üç yapıya ayıran Yapısal Kişilik Kuramı’na yakından baktık.
1. Zihin Üç Bölüme Ayrılır

Bilinç, dış veya iç dünyadan gelen algıları fark eden zihin bölgesidir. Bilinç, kişinin kendisi, çevresi ve diğer insanlarla etkileşim halinde olduğu anlık bir durumdur. Bilinçdışı ise, kişinin bilinçli farkındalığının ötesindeki düşünceler, duygular, arzular ve anıların depolandığı bir alanı ifade eder. Bilinçdışı, Freud’un psikanaliz teorisinde önemli bir rol oynar. Freud’a göre insan zihninin davranışlarımızı nasıl yönlendirdiğine dair etkenler üçe ayrılır. Bunlar id, ego ve süperego isimleriyle adlandırılır.
2. İd

İd, dürtüsel davranışlarımızı temsil eder ve arzuların kaynağıdır. Bu dürtüsel davranışlar; yemek, su içmek gibi biyolojik özelliklerimizin yanı sıra cinsel haz gibi içgüdüsel davranışlarımıza da kapsar. Psikolojik bir tanım ile; içgüdüler, iç-tepkiler ve istek halinde kendini ifade eden enerji deposu, asıl psişik gerçektir (Tuzcuoğlu, 1995). İd’in dışarıdan oluşan bir etki sonucunda yükselen gerilim düzeyini azaltmak için sergilenen davranış sonrasında gerilim azalır. Buna id’in hoşlanım ilkesi denir.
Freud’un tanımına göre id, doğuştan gelen dürtülerle donatılmıştır ve bilinçdışında yer alır. İd’in istekleri veya talepleri toplumsal kurallar ile uyuşmaz ve doğrudan kabul edilebilir davranışlarla dışa vurulamaz. İd, insan davranışlarının ve kişilik özelliklerinin anlaşılmasında önemli rol oynar. Bireyin toplumsallaşmasında, süperego ve egonun, idin arzularını dengelemek gibi oldukça önemli rolleri vardır.
3. Ego

Ego, gerçek dünya ile isteklerimiz arasındaki bağı kurar. Benliğin, nesnel dünya ile alışverişe geçme gereksiniminden doğan ego, kişiliğin yönetici ve dengeleyici bölümüdür. Ego, id ile süperego arasındaki denge unsurudur. İd’in içgüdüsel istekleri ile süperegonun ahlaki ve toplumsal beklentileri arasında denge kurmaya çalışan ego, arabuluculuk rolü oynar.
Ego kullanılırken belirli zihinsel süreçler gerçekleşir. Bu süreçler mantıklı düşünme, anksiyete- gerilimi azaltma, gelişim-uyum sağlama ve savunma mekanizmaları olarak adlandırılır. Mantıklı düşünme, kişinin yaşadığı çatışmaları çözmek adına mantıklı kararlar alabilmesidir. Anksiyete ve gerilimi azaltma, idin hemen tatmin istekleriyle, süperegonun aşırı ve sıkı beklentileri arasında denge kurarak doğru karar verebilmek adına telaş halini ve stresi azaltmasıdır. Gelişim ve uyum sağlama ise kişinin, çevresiyle uyumlu ve sağlıklı bir iletişim kurabilmesini sağlar. Sağlıklı ego gelişimi, kişinin çevreyle doğru iletişim kurması ve içsel dengesini koruyabilmesi ile ilgilidir. Birey, davranış geliştirme sürecinde son olarak egosunun zarar görmemesi için savunma mekanizmalarını kullanır.
4. Süperego (Üst-Ben)

Süperego ise, toplumsal normlarımızı ve ahlaki değerlerimizi temsil eder. Kişinin, küçük yaşlarından itibaren maruz kaldığı toplumsal kuralların, ahlaki değerlerin ve aile otoritesinin davranış biçimine dönüşmesini temsil eder. Süperego, kişinin ahlaki ayrımlar yapmasına ve öğrenilen toplumsal kurallara uygun davranılmasına rehberlik eder. Ayrıca, süperego, ideallerimizi ve mükemmeliyetçi beklentilerimizi de temsil eder. Bireyin, kendisine yüksek standartlar belirlemesine, ahlaki değerlere bağlı kalmasına yardımcı olmaktadır. Gelişme sürecinde de oldukça etkili olan süperego, kişinin sosyal uyum geliştirmesi sürecinde de oldukça etkilidir.
5. Çatışma ve Denge

İd’in dürtüsel davranışları ile ego’nun gerçeklik isteği ve süperego’nun kurallara uyma isteği hep bir çatışma halindedir. Kişi, bu çatışmaları dengelemek ile görevlidir. Çatışmalar genellikle, bilinçdışı düzeyde ortaya çıkar ve kişinin farkında olmadığı içsel süreçler ilişkili olarak kendini gösterir. Örneğin; bir kişi id’in isteklerini ağır bastığında, süperegonun ahlaki beklentileri ve egonun gerçekçi beklentileri ile kendini bir iç çatışma halinde bulabilir. Bu çatışma halini çözebilmek ve “haz” alabilmek için kişi bu üç mekanizmayı denge haline getirmek zorundadır. İd’in isteklerini uygun şekilde geciktirir ve değiştirirken süperegonun ahlaki beklentilerini göz önünde bulundurur. Bu şekilde hem kişi isteklerini tatmin edebilir hem de toplumsal kurallara uyum sağlayabilir. Üç mekanizmanın uyumu, kişinin duygusal ve zihinsel iyilik halini korumasına yardımcı olur.
6. Yapısal Kuramın Modern Uygulamaları

Modern psikolojide, Freud’un Yapısal Kuramı’nın bazı yönleri hâlâ kullanılmaktadır. Psikoterapi ve psikanalitik yaklaşımlar ile, bilinçdışı süreçler anlaşılmaya çalışılır. Kişilik değerlendirme testleri ile id, ego ve süperego arasındaki çatışmaları çözmek adına testler uygulanır. Sanat eserlerinin ve edebi metinlerin anlaşılmasında da Yapısal Kuram kullanılabilir. Freud’un kuramı, insan davranışlarını ve kişilik gelişimini derinlemesine anlamamıza yardımcı olarak modern psikolojinin temel taşlarından biri olmaya devam etmektedir.
Kaynakça
Psikanaliz Kuramı ve Özellikleri. dergipark.org.tr. Web. Erişim Tarihi: 07.05.2024
Psikoseksüel Gelişim Evreleri. dergipark.org.tr. Web. Erişim Tarihi: 08.05.2024
Tekeş, Burcu. Evrimsel Psikoloji. Nobel Yayınevi. Yayın Tarihi: 1 Eylül 2023
Aydın, Özgür. Pediatri. TUSEM Tıbbi Yayıncılık. Yayın Tarihi: 2019
Kaymak, Oktay. Kızıldağ, Emrah. Şahin, Hanifi. Kadın Doğum. Ankara: TUSEM Yayıncılık, 2019
Tuzcuoğlu, Necla. Psikanaliz Kuramı ve Özellikleri. M. Ü.Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi. Yayın Tarihi: 1995.
Kapak görseli: freudenberg.nl