Goriot Baba, genellikle okuyucularına karmaşık duygular yaşatan bir romandır. Honoré de Balzac‘ın eseri, 19. yüzyıl Fransa’sında geçer. Okuyucular, karakterlerin içsel çatışmaları ve dramatik olaylar aracılığıyla empati kurabilir. Bazıları için hüzünlü, bazıları için çarpıcı bir gözlem niteliği taşıyor. Siz okurken hangi hissiyatı aldınız?
Balzac Kimdir?

Honoré de Balzac (1799–1850), Fransız yazar ve romancıdır. “İnsanlık Komedyası” adlı büyük bir edebi proje ile tanınır. Bu proje, toplamda yaklaşık 90 roman ve hikayeyi içeren geniş bir eser koleksiyonunu kapsar. Balzac’ın eserleri, 19. yüzyıl Fransız toplumunu ve insan doğasını detaylı bir şekilde ele alır. “Goriot Baba” ve “Kayıp Parıltılar” gibi eserleri, edebi gerçekçilik akımının öne çıkan örneklerindendir. Yazarın “Vadideki Zambak” kitabı ise romantik bir hikayeyi anlattığı ve aşkın zorluklarına odaklandığı ünlü bir eseridir.
Kitap Ne Anlatıyor?

Goriot Baba kitabı, Goriot baba ve Eugène‘nin 19.yuzyil Paris’i ile mücadelesinin başarılı bir tasviri. Kitapta Goriot baba Paris ile kızları vasıtasıyla mücadele ediyor. Bütün servetini kızlarına harcamış yüce bir ruh olan Goriot Baba, trajik bir hayat hikayesine sahip. Babalığın ise güzel bir örneği. Eugène ise Paris’te yüksek kademelere ulaşmak için ünvan saygı ve servet sahibi olabilmek için Paris’te bir mücadele içinde olan bir hukuk öğrencisi. Romandaki karakterler arasındaki ilişkiler, özellikle diyalogları; romanın değindiği konular, aşk, ihtiras ve yazarın dili Balzac’ın Goriot Baba kitabını oldukça dikkat çekici yapıyor.
Peki neden bu kitabı okumalıyız?
1. Dünyada Olabilecek En Fedakar Babayı Tanımak İçin

Goriot Baba bir babanın çok abartılmış bir figürü. Kızlarının ona nasıl davrandığını önemsemez ve bir deyişle kızlarına tapar. Kızlarının ona dair en ufak bir vefası olmamasına karşın Goriot babanın kızlarına dair hala umutları ve iyimser düşünceleri vardır. Bilincinde olduğu şeyler olmasına rağmen kendisine daha az acılı geldiği için kızlarının davranışlarını güzel yorumlamayı tercih eder. Goriot baba kitap boyunca babalığı çok güzel cümlelerle ifade etmiş ve yaşamıştır. Bize göre Goriot Baba kitabı bu harika baba karakteri ile tanışıp bağ kurmak için, kendi manevi eksikliklerimizi tamamlamak için okunmalı.
Gerçekten de sevgili mösyö ben kimim? Kızlarının bulunduğu her yerde dolaşan berbat bir cesetim.
Kitapta kızları Goriot babanın kendileri için parasız pulsuz, neredeyse sokaklara düşecek halde olmasını bir baba gerekliliği olarak görüyor ve tüm babaların Goriot baba gibi olduğunu düşünmektedirler. Kızları o dönemin Paris kadınlarına güzel örnek olmaktadırlar. Dıştan azametli görünürler ama aslında bencil ve tasalılardır.
Goriot baba kızları konusunda gözlerimi oymak isteseler onlara oyun diyecektim cümlesini kullanacak kadar budala bir karakterdir. Kızlarına hissettiği duygu aşk mı bağımlılık mıydı anlayamıyoruz fakat kitaptan alıntılara baktığımızda kızlarına hassasiyeti kızlarına en küçük kötülük yapan kişilere karşı kaplan kanına sahip olması kızları dert anlattığında üşümesi dayanamaması kızlarının gönderdiği mektubu koklayıp buna parmağı değdi demesi gibi hareketleri kızlarının ise tam aksine Paris’in en kötü evinde sefalet içinde yaşayan bir insana gidip son ekmek parasını bile isteyecek kapasitede insanlar olması bize Goriot babanın yaptıklarının sadece aşırılıklardan ibaret olduğunu ve kimsenin bu kadar fedakarlığı hak etmediğini kitap boyunca düşündürüyor. Kitabın sonu ise bunu kanıtlar nitelikte. Goriot baba, kızlarının sadece onu mutsuz zamanlarında ziyaret etmesine yönelik şunu der: “Bana yalnızca gözyaşlarınızı gösteriyorsunuz olsun, beni sevdiğinizi biliyorum mutsuz olunca buraya gelin kalbimde yer var her şeyi içine alabilir, onu parçalamaya çalışma, boşuna her parçası yine baba yüreği olur sizin kederinizi sırtlanıp sizin için acı çekeceğim.”
Goriot Baba laf olsun diye söylemiyordu. Kızlarının kederini sırtlanıp tahmin edemeyeceğiniz acılar çekiyordu kızları için. Babalıkla ilgili kızları ile ilgili düşüncelerini anlattığı bölümlerde sanki tiyatroda abartılı bir tirat dinliyor oluyorsunuz ki Goriot Baba anlatabildiklerinden daha fazlasıydı. Bu kadar fedakarlık hiçbir zaman karşılık almadı çünkü fedakarlığa alışılırdı ve gittikçe önemsizleşirdi.
Ben kuru ekmek yerim onu vereceğim…hırsızlık yapmadıkça o borcu ödeyemem ama bunu yaparım senin için. Evet, bunu yapacağım.
Asırlar boyu bahsettiğimiz kutsal melekler Goriot babaya göre kızları. Üç kişilik yaşıyor Goriot. Bir Tanrı benzetmesi yapıyor Balzac onun için. Goriot ise, tanrım senin de oğlun var diyorlar beni anlarsın diye yalvarıyor. Kızlarının baloda süslü kıyafetler içinde mutlu olduğunu bilmek, düşünmek dahi onu çok sevindiriyor. Kızları şık ve lüks arabalarından inerken onları sokağın ucundan uzaktan görmesi bile ona ele avuca sığmayacak bir mutluluk. Söylesenize bu büyüleyici babayı kim tanıyıp neler yaşayacağına tanık olmak istemez?
Nasie ve ben onun varını yoğunu aldık zavallı babam altı bin frank edeceğini bilse kendini de satardı.
2. İnsan Doğasının İki Yüzlülüğünü Balzac Tarzıyla Açıkladığı İçin

İnsan doğasını, karmaşıklığını, insanların hiç birinin masum olmadığını, aslında hepimizin iki yüzlü olduğunu konu bütünlüğü içinde gerek kitabın baş kahramanı olan Eugene üzerinden gerek yan karakterler üzerinden bizlere gösteriyor. Biz bu kitaptan Balzac’ın insan gözleminin çok iyi olduğunu ve insan doğası hakkında çok bilgili olduğunu çıkarttık. Kitaptaki her karakterin tasvirleri çok iyi.
Sonrasında nerdeyse hayranlık dolu bir ilgi gördüğünü fark edince parasını tırtıkladığı kız kardeşini, halasını Ve erdemli tiksintilerini unuttu.
Kitapta Eugene kendiyle hesaplaşmasında her zaman vicdan muhakemesi yapıyor, düşünüyor hep en doğruyu en erdemli olanı yapmayı istiyor. Fakat sonucunda ise fark etmeden bilinç dışı olarak vicdanın potasında eritilmesi halinde hiç de saf ürünler vermeyen eylemler yapıyor.
3. Bize Bizim Karanlık Tarafımızı Vermesi

Kitapta herkes kendinden bir parça bulabilir. Bir topluluğa ait olmak için benimsenmek için maalesef bazen kendimizden tavizler veririz. Verdiğimiz tavizler genellikle kendi ahlak değerlerimizle çatışan şeyler olur. Bir topluluğa ait olmak için kendimizden verdiğimiz verebileceğimiz tacizleri veya servet sahibi olmak için para kazanmak için insanoğlunun girebileceği kötü yolları bir olay örgüsü üzerinden veren bir Balzac kurgusu.
Öldürülmek için öldürmek aldatılmamak için aldatmak vicdanını yüreğini siperde bırakmak maske takmak insanlarla acımasızca oynamak ve L’akademonie de olduğu gibi tacı hak etmek için servetini kimse farkına varmadan elde etmek gerekiyordu.
4. Vautrin

Goriot baba kitabı Vautri’nin öğrenci Eugene’ye verdiği 11 sayfalık yasa dışı tavsiyeler bölümünü anlamak için bile okunmalı. Vautrin aslında erdeme dürüstlüğe uygun olmayan ama hayat kurtaran tavsiyeler verir. Vautrin insani değerleri ahlakı toplumsal meseleleri kendine göre güzelce açıklıyor ve bize de bildiklerimizi sorgulatıyor. Vautrin’in dediği gibi düşüncelerini asla değiştirmemekle övünen biri hep aynı doğrultuda ilerleyen bir ahmaktır.
5. Toplumsal Meseleleri İçermesi

Balzac’ın her konuyla ilgili özellikle de erdemler ile ilgili düşüncelerini gerek Vautrin’in cümlelerinde gerek Eugéne’nin düşüncelerinde veya yan karakterlerinin düşüncelerinde sıklıkla bahsediyor. Toplumsal meseleleri konu alıyor ve kitap boyunca bizi düşündürtmeye devam ediyor.
“Bir gecede bir çocuğun servetini hiç eden züppeye iki ay hapis cezası verilirken neden bin frank çalan bir zavallı ağırlaştırılmış kürek cezasına mahkum ediliyor?”
“İki varlığı tek bir varlıkta bir araya getiren yardımseverlik tıpkı gerçek aşk gibi anlaşılmaz ve nadirdir yardımseverlik de gerçek aşk da ince ruhların savurganlığıdır.”
Balzac devamında yardımseverliğin, gerçek aşkın ince ruhlarda olduğu ama ince ruhların da çok nadir bulunduğunu söylüyor. O ince ruhlu olduğunu söylediği kimseler de kitabın sonunda iyi sonlara sahip olmuyorlar. Aslında kitabın özet ve en büyük toplumsal eleştirisi de bu.
Erdemliğe sahip kalmak yüce bir mağdur olmak hadi canım! Herkes erdemliliğe inanıyor ama erdemli olan var mı, halklar özgürlüğe inanıyor ama dünyada özgür bir halk var mı?Gençliğim hala bulutsuz bir gök gibi mavi. Soylu yada zengin olmak istemek yeniden doğmaya boyun eğme…
6. Paris Tasviri

Kitabın okunmasının sebeplerinden biri o dönemin Paris’ini harika bir şekilde tasvir edilmesidir. Paris çok köklü bir şehirdir. Bazı insanlara rüya gibi gelir. Hayallerini süsler. Ama halk bilir ki Paris in bir de arka sokakları, karanlık tarafları vardır. Bu kitap bizlere sanki o dönemin Paris’inde yaşıyor gibi hissettiriyor ve Paris’in ve Paris soylularının karanlık yüzlerini de gözler önüne seriyor. O döneminin Paris’inin baloları meşhurdur ve biz de kitabı okurken o baloları iliklerimize kadar yaşarız, kendimizi ve kalbimizi balolara bırakırız.
Ama Paris gerçek bir okyanustur. Ona iskandil atsanız adla dibe ulaşamazsınız. Onu gezin, tasvir edin. Bunları yaparken ne kadar özen gösterilirse gösterilsin, bu denizin kaşifleri sayıca ne çok ve ne kadar meraklı olursa olsun, hiç girilmemiş bir mekâna,bilinmedik bir ine, çiçeklere, incilerle, canavarlara, edebî dalgıçların unuttuğu, akla gelmeyen bir şeye daima rastlanacaktır.
Kaynakça
Honoré de Balzac,Goriot Baba,Türkiye İş Bankası Yayınları(2020).



Tebrikler Goriot Baba kitabı hakkında çok güzel gözlem yapmışsınız, bu tarz analizlerin devam etmesi temennisiyle…
Teşekkür ederim.Çok naziksiniz.