500 Days of Summer Filminde Çalan Şarkılar

Editör:
Berrak Akson

500 Days Of Summer, filmin yönetmenliğini Marc Webb’in üstlendiği, başrollerinde Zooey Deschanel ve Joseph Gordon-Levitt’in bulunduğu 2009 yapımı bağımsız bir romantik komedidir. Film, ruh ikizini bulmadan gerçekten mutlu olacağına inanmayan Tom Hansen ile aşka inanmayan Summer arasındaki ilişkinin 500 gününü anlatır. Bu 500 günü, Tom’un bakış açısıyla seyrediyoruz.

Filmin konusu kadar müzikleri de ilgi çekici olmuştur. Son zamanlarda sosyal medyada da gündeme gelen film, içinde barındırdığı şarkılar sayesinde kendisine has bir kitle de oluşturmayı başarmıştır.

Gelin bu şarkılara birlikte bakalım!

1. Regina Spektor – Us

Filmin başlangıcında Tom ve Summer‘ın çocukluk fotoğrafları karşımıza çıkıyor. Regina‘nın umut dolu şarkısı içimizi bir hoş ediyor ve çocukluk anılarımızı aklımıza getiriyor. Aynı zamanda Us, ilişkilerin en başındaki masumiyeti ve iyimserliği bize hissettirerek filmin devamında gelecek olan Indie şarkılara zemin hazırlıyor.

2. The Smiths – There’s A Light That Never Goes Out

Yalnız bir şekilde ve hayattan umudunu kesmeye başlayan Tom’un asansörde dinlerken Summer ile tanışmasına vesile olan o muhteşem şarkı, There’s A Light That Never Goes Out. Böylelikle şarkıya aşina olan Summer ve Tom arasında küçük bir diyaloğa şahit oluruz.

Summer: The Smiths’i severim.
Tom: Efendim?
Summer: The Smiths’i severim dedim.
Tom: Müzik zevkin iyiymiş.
Summer: The Smiths’i sever misin?
Tom: Evet.
Summer:”Senin yanında ölmek ölmenin en güzel yolu“. The Smiths’e bayılırım!

3. Black Lips – Bad Kids

Summer, şehre yeni gelmiştir ve hayatına heyecan katmak istemektedir. Tom ile tanışmasından dört gün sonra çalıştıkları iş yerinde minik bir nişan partisi düzenlenir. Bu partideki sohbetlerine de Bad Kids eşlik etmektedir.

4. The Smiths – Please, Please, Please Let Me Get What I Want

Tom, Summer’ın The Smiths hayranlığını öğrenince dikkatini çekmek için iş yerinde bilgisayarından hüzünlü ve bir o kadar da anlamlı olan Please, Please, Please Let Me Get What I Want adlı şarkıyı açar.

5. Nancy Sinatra – Sugar Town

Bütün ofis bir cuma akşamı karaoke partisine giderler. Summer bu partide, Frank Sinatra’nın kızının 1967’de çıkarmış olduğu şarkıyı söyler. Summer’ın müzik zevkine git gide hayran olmaya başlayan Tom, Summer’ın sesiyle adeta büyülenir.

6. Pixies – Here Comes Your Man

Tom ve Summer aynı masada oturmaktadır. Alkolün vermiş olduğu cesaretle ayaklanan Tom, masadan kalkarak Here Comes Your Man adlı şarkıyı söylemeye başlar. Şarkının içerdiği duyguları iliklerine kadar hisseder ve Summer ile aynı masada bulunmanın mutluluğunu yaşar.

7. Darly Hall & John Oates – You Make My Dreams

Fotokopi odasında Summer’ın Tom’u öpmesinden sonra aralarındaki ilişki farklı bir boyut kazanmıştır. İkili Ikea’da evli bir çift gibi o odadan bu odaya gezerler. Geceyi de birlikte geçirmelerinin ardından sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Tom’un mutluluğu iki katına çıkar ve danslar eşliğinde işe giderken You Make My Dreams çalmaya başlar.

8. The Temper Trap – Sweet Disposition

Filmde çalan şarkılar izleyicilerin üzerinde büyük bir etki bırakmıştır. Sweet Disposition da 500 Days Of Summer ile bağdaştırılan bir şarkı olmuştur. Yavaş yavaş yükselen melodisiyle ve dinlerken sizi geçmişe götüren sözleriyle adeta Summer ve Tom’un ilişkisini anlatıyor. Şarkının çaldığı sırada Tom, Summer’ı şehirde en sevdiği yere götürmektedir.

“A moment, a love
(Bir an, bir aşk)
A dream, aloud
(Bir hayal, bir kahkaha)
A kiss, a cry
(Bir öpücük, bir feryat)
Our rights, our wrongs”
(Doğrularımız, yanlışlarımız)

9. Carla Bruni – Quelqu’un M’a Dit

Sinemaya gitmeden önce araba dinledikleri, ikili arasında pek fazla söz edilmeyen gündelik mutluluğu yansıtan bir şarkı: Quelqu’un M’a Dit. Şarkı, Tom’u derinden etkileyerek  ilişkileri hakkındaki düşüncelerine ve kaybetme korkusunu düşünmesine sebep oluyor. Böylelikle Summer’a “Bizim aramızda olan şey ne?” diye soruyor ve Summer da sadece mutlu olduğunu ve bunun yeterli olduğunu söylüyor. Fakat Tom bu cevapla tatmin olmuyor.

10. Patrick Swayze – She’s Like The Wind

322. günde ilişkilerinin belirsizliği yüzünden ne hissettiğini bilemeyen Tom’u görüyoruz. Ardından Dirty Dancing filminden aşina olduğumuz She’s Like The Wind çalmaya başlıyor. Bu sırada Tom kendini tutamaz ve otobüsün içinde “Bu şarkıdan nefret ediyorum!” diyerek bağırır.

11. Feist – Mushaboom


402. güne geldiğimizde Summer, Tom ile tanışmasına vesile olan işten ayrılmıştır ve böylelikle aralarındaki ilişki sonlanmıştır. İkili, iş yerinden ortak arkadaşları olan Millie’nin nikahına gitmek için bindikleri trende karşılaşırlar. Düğünde dans ederlerken bu esnada kulaklarımız Mushaboom ile şenlenir.

12. Etta James – At Last 


Düğünde gelinin attığı çiçeği Summer tutar. Bu sırada ise klasik bir parça haline gelmiş olan At Last bize eşlik eder.

13. Regina Spektor – Hero


Filmde en sevilen sahnelerinden biri hayaller/gerçekler kısmı olmuştur. Katıldıkları düğünde Summer, Tom’uevinin çatısında vereceği partiye çağırır. “Tom gecenin sunabileceği olanakların düşüncesiyle onun evine gitti. Bu sefer beklentileri gerçeklerle örtülebilirdi.” Bu esnada filmde iki muhteşem şarkısı bulunan Regina Spektor’dan Hero çalmaya başlar. Tom hala bir şeyler olabileceğini düşünmektedir fakat Summer ona sadece arkadaş gözüyle bakıyordur.

14. Spoon – The Infinite Pet

Tom artık Summer ile sadece arkadaş olarak kalabileceği durumunu kabullenmeye başlamıştır. Bu kabullenişin ardından kendini boşlukta hissettiği sırada The Infinite Pet çalmaya başlar.

15. Simon & Garfunkel – Bookends

Tom, geçmişe baktığında ilişkilerindeki her şeyin düşündüğü kadar muhteşem olmadığını hissetmeye başlamıştır. Tom, Summer’a her yaklaşmaya çalıştığında Summer’dan aynı yaklaşımı görmemektedir. Sözleriyle izleyicilere de dokunan Bookends biten bir ilişkinin, belki de hiç başlamamış bir ilişkinin, hüznünü yansıtmaktadır.

Preserve your memories; they’re all that’s left you
(Anılarını koru; sana kalan tek şey onlar)

16. Wolfmother – Vagabond


Filmimizin sonuna doğru yaklaşırken Tom, mimarlık hayali için işten ayrılmıştır ve iş görüşmelerine gitmektedir. Summer ise aşık olmuş ve evlenmiştir. Tesadüfen bir gün ikili, Tom’un şehirde en sevdiği yer olan ve Summer’ı da götürdüğü yerde karşılaşırlar. Summer, Tom sayesinde aşka ve kadere inanmayı öğrenmiştir. Tom’da Summer sayesinde istediği şeyin peşinden koşmayı öğrenmiştir. 500 Days of Summer‘dan çıkardığımız ders ise insanların hayatımızda sonsuza kadar kalmalarına gerek olmadığı bazen sadece bize öğretecekleri dersler vardır olmuştur.

Sizleri filmimizin şarkılarından oluşan albümle baş başa bırakıyoruz:


Kaynakça

1

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Şakir Paşa Ailesi Edebiyata Nasıl Yön Verdi?

Şakir Paşa ailesinin sanata, özellikle de edebiyata yaptığı katkılar hakkında bir çerçeve sunuyoruz.

Chicano Edebiyatı: Sınırda Kalmışların Sesi

Chicano edebiyatı; melez kimlik, aidiyet krizi ve kültürel direnişi sınırın iki tarafındaki hayatlar üzerinden anlatan güçlü, politik ve ruhani bir edebi hafızadır.

Harry Potter Serisinin Unutulmaz Replikleri

Harry Potter'ın büyülü replikleriyle büyücülük dünyasında kaybolmaya hazırlanın!

Küçük Gün Işığım Film İncelemesi: Kabullenmenin Gücü

Kusursuzluk arayışının değil, kendin olmanın kıymetini; sonuca değil, yolculuğa odaklanmanın anlamını keşfedeceğiniz sarsıcı ama iç ısıtan bir aile hikâyesine davetlisiniz.

Joseon’daki İstikrarsızlık: Kral Injo

İstikrarsızlığıyla Kore ulusunun gelişmesinin önünü kapamış bir hükümdar olarak hatırlanan ve günümüzde hala eleştirilen Kral Injo'nun tarihteki yeri.

Sessizliğe Karşı Yazmak: Kadın Yazarların Sansüre Direnişi

Sansür, yalnızca siyasi bir baskı mekanizması değil; aynı zamanda kültürel, ahlaki ve cinsiyet temelli bir sessizleştirme aracıdır.

Hasçelikler and the City: Dijital Bir Ailenin Hikâyesi

Hasçelikler and the City; dijital dünyada temsiliyet, samimiyet ve medya sınırlarını sorgulayan gerçekçi bir aile anlatısıyla izleyicileri içine çekiyor.

Cumhuriyet Aydınları: Behice Boran

İlk kadın sosyolog, ilk kadın siyasi parti genel başkanı, Marksist, yazar ve akademisyen olan Behice Boran; Türk solunun en güçlü temsilcilerinden biri olmuştur.

Tabloları Dinlemek: Édouard Manet

Bazı bakışlar ancak bazı nefeslerle tanımlanıyor. Manet'nin fırçası, Tezer'in nefesi gibi...

Edebiyatta Semtlerin İzleri: Emirgan

İstanbul'un en güzel semtlerinden biri olan Emirgan, şiirlerde de romanlarda da ele alınan bir semt olmuştur.

Editor Picks