5 Farklı Sebeple Neden Şule Gürbüz Okumalıyız?

Editör:
Sinem Aykın

Şule Gürbüz, 1974 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş, İstanbul Üniversitesi’nde Sanat Tarihi ile İspanyol Dili ve Edebiyatı; Cambridge Üniversitesi’nde felsefe eğitimi almış bir yazar. Antika saatlerin üzerinde ustalaşmış ve çalışmalarını halen Milli Saraylar Müdürlüğü bünyesinde sürdürmekte. Gürbüz’ün ilk romanı Kambur, Zamanın Farkında, Coşkuyla Ölmek, Öyle Miymiş? ve iki ciltten oluşan Kıyamet Emeklisi İletişim Yayınları; Ne Yaştadır, Ne Başta Akıl Yoktur adlı oyunu ve Ağrıyınca Kar Yağıyor adlı şiir kitabı ise Mitos Boyut Yayınları tarafından yayımlanmış.

Şule Gürbüz, sevenin çok sevdiği; sevmeyenlerin ise yazarın okurlarına pek anlam veremediği bir isim. Bu yazı size seversiniz ya da sevmezsiniz gibi keskin tavırlar sunmayacak fakat Şule Gürbüz’e bir şans vermeniz için sizi ikna etmeye çalışacak. Eğer sevdiyseniz mutlaka tüm kitaplarına saldıracak ve yeni kitaplarını hasretle bekleyeceksiniz. Sevmediyseniz sizi kimse ikna edemez çünkü bu tamamen içsel bir deneyim. Edebiyatımızın tartışmalı yazarı Şule Gürbüz’ü okumanız ve ona şans vermeniz için beş neden.

1. Düşünmeye Sevk Etmesi

Şule Gürbüz | acikradyo

Şule Gürbüz mezun olduğu bölüm sebebiyle de felsefeyle çok ilgili. Özellikle tasavvufa ayrı bir ilgisi var, bunu kitaplarında çok rahat görebiliyorsunuz. Her bir cümlesi, her paragrafı sizi bir durup düşündürüyor. Yazar, kitaplarında kendi fikirlerini ve hayata bakışını anlatıyor genel olarak. İnsan olma hâli üzerine düşünüyor ve düşündürüyor.

Gürbüz‘ün dünyaya bakışı aslında her şeyi çözmüş bir insan kibrinde fakat aynı zamanda da hiçbir şey bilmediğini bizlere yansıtıyor. Hepimizin bazı konularda kesin ve değiştirilemez yargıları olması gibi Gürbüz de bu yargıları taşıyor ama bazen de öyle bir an geliyor ki yıllarca kemikleştirdiğimiz, geliştirdiğimiz o yargılarımızın aslında bir önemi olmadığını görüyoruz. Burada yazarın kara mizahı devreye giriyor, kendiyle ve her şeyle çok ince bir dalga geçişi var. Bunu yakaladığınızda kitaplarından çok keyif alıyor ve yer yer kendinizi gülerken bile yakalayabiliyorsunuz.

2. Edebi Hazzı Sonuna Kadar Hissettirmesi

mithatsarcanblogspotcom

Edebiyatımızda kesinlikle kendine sağlam bir yer edindiğini düşündüğüm yazarı okurken, dilimizi bu kadar güzel ve etkili kullanabilmesi beni mest ediyor. Türkçenin imkânlarını sonuna kadar kullanan yazar için bir de sözlük hazırlanmış: Şule Gürbüz Sözlüğü. Yazarın kitapları didik didik incelenen bu sözlükte de değinildiği gibi Şule Gürbüz özellikle günümüzde çok sık kullanılmayan Arapça ve Farsça kökenli kelimeler ve tamlamalar, Batı kökenli kelimeler, lehçe ve ağızlarda kullanılan kelimeler, çeşitli deyim ve kalıp ifadeler, bitki ve hayvan adları gibi sözcükleri sıklıkla tercih ediyor. Türkçede günlük dilde pek kullanmadığımız Anadolu ve Rumeli ağızlarındaki mahalli kullanımlarla da anlatımlarına canlılık katıyor.

3. Edebiyatımızda Yeni Bir Soluk Olması

Türk edebiyatında yeni bir soluk Şule Gürbüz | gazeteduvar

Ben Şule Gürbüz‘le 2016 yılında çıkan Öyle Miymiş? kitabıyla tanıştım. Bir kitapçıda gördüğümde kitabın hiçbir şey vadetmeyen havası çok hoşuma gitmişti. Arka kapak yazısının olmamasından ise yazarın kendini, yazdıklarını açıklama endişesine sahip olmaması sebebiyle çok etkilenmiştim. Okudukça da Gürbüz’ün genel tavrının bu olduğunu gördüm. Bu nedenle onu sevmeyen okurları anlayabiliyorum. Uzak ve mesafeli yapısıyla, kendi içine dönüp kendini anlatışıyla herkese hitap etmeyebilir.

Özellikle Türk kadın yazarlara ayrı bir ilgim de olduğundan kitabı direkt satın aldım. Öyle Miymiş? gerçekten tanımlanamaz bir kitaptı ve Şule Gürbüz‘e bir anda hayran olmamı sağlamıştı. Gürbüz zaten kitaplarının herhangi bir kategoriye dahil edilmesine çok da yanaşmıyor, yalnızca metin denilmesini daha uygun buluyor. Bu konuda kendisine katılıyorum. Bir kategoriye sıkıştırıldığında okurlar kategorinin gereklerinin yerine getirilmediğini düşündükleri için kitaplarına tepki gösterebiliyorlar. Kitaplarını -son kitabı hariç- bir kategoriye koymak gerçekten de biraz zor. Kimilerine göre ise edebiyat kategorisine bile alınmayacak kitaplar olsa da benim açımdan gayet okunmaya değer bir yazar.

Doğrusu bu yazı hakkında yazmaya başlamadan önce Şule Gürbüz hakkında birçok tartışma çıktığından habersizdim. Bu kadar bilindiğini dahi tahmin etmemiştim. Tartışma derken aslında tahmin edilebileceği üzere Gürbüz okurlarının iki keskin uca ayrılmış olduğunu gördüm. Sevenler çok severken, pek de ısınamamış olanlar bu kadar sevecek ne olduğuna anlam veremiyor. En çok gelen eleştirilerden biri yazarın çok kibirli bir duruşunun olması. Evet, Şule Gürbüz’ün kibirli bir yapısı var ve bence haklı bir kibir. Belki okuyanlar kibrini çok uç bir noktada buluyor, yakıştıramıyor ve mütevazılık bekliyor fakat Gürbüz, kendisini hak eden, gayretkeş okurun onu bulup okumasını istemekte haklı çünkü dili herkese hitap eden bir dil değil ve bu çok normal. Bazen iyi kitaplar okuduğunda onları anlatamazsın çünkü bu sadece içinde yoğun olarak hissettiğin bir histir. Oturup anlatabileceğin şeyler değil çünkü hayat oturup anlatabileceğin, formülü olan bir yapı değil. Çözemiyoruz, anlayamıyoruz. Şule Gürbüz de bize sadece bunları yansıtıyor. Bunlar yüce hisler değil, varoluşumuzla beraber ortaya çıkan; gün içerisinde hepimizin ürettiği düşünceler. Ben Gürbüz’ün bunu bize sunuş şeklinden etkileniyor ve kendime yakın hissediyorum.

4. Entelektüel Açıdan Zengin Olması

Şule Gürbüz

Şule Gürbüz‘ü okumak bir yana, bir röportajına dahi denk gelseniz bilgi birikimine, bunları özümseyip hayatına dahil edişine hayran kalırsınız. Çok fazla röportaj vermese de kitaplarını tekrar dönüp okuduysam bu sefer röportajlarını okur ya da dinlerim. Kesinlikle yazdığı gibi konuşması ve okuduğu yazarlardan rahatlıkla alıntı yapmasıyla beni hafızasına ve zarifliğine hayran bırakıyor. Ses tonundaki dinginlikle size bir sesli kitap dinliyorsunuz hissiyatı veriyor.

5. Konfor Alanı Gibi Hissettirmesi

Şule Gürbüz‘ün kitaplarında karmaşık olay örgüleri, aktif-hareketli karakterler göremezsiniz. İşlediği karakterlerin daha çok iç dünyalarına, düşüncelerine, sorgulamalarına şahit olursunuz. Bu sebeple günlük hayatın karmaşasından, koşturmasından kaçıp dinlenebildiğiniz ve yargılanmadığınız güvenli bir alandır Şule Gürbüz kitapları.
Konservatuarda müzik eğitimi de alan, viyolonsel ve kilise orgu çalabilen Gürbüz’ün kitaplarında müzik de çok önemli bir yer tutuyor. Dinlendirici bir müzik zevki olan yazarın kitaplarında geçen şarkılardan oluşan çalma listeleri ise Spotify’da mevcut.


KAYNAKÇA:

  1. “Şule Gürbüz Bizim Her Şeyimiz!”. K24. Web. 27.09.2024
  2. “Şule Gürbüz Kitaplığı.” Kayıp Rıhtım Forum. Web. 27.09.2024
  3. “Şule Gürbüz Bizim Neyimiz Olur? – K24.” T24. Web. 27.09.2024
  4. “Şule Gürbüz Sözlüğü Üzerine Fatih Bakırcı İle Söyleşi.” Sanat Okur. Web. 27.09.2024
Sevde Demirörs
Sevde Demirörshttps://1000kitap.com/sahsimuhayyel
"Saadeti her yerde aradım ama sadece elimde bir kitapla kuytu köşede buldum."

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks