Sokrates’in Savunması, Antik Yunan filozofu Platon tarafından yazılmış Sokratik bir diyalogdur. Sokrates’in bir grup Atinalı tarafından şehir tanrılarına inanmaması ve gençlerin ahlakını bozması iddialarıyla suçlanışı, Atina demokrasisi tarafından yargılanma ve cezalandırılma sürecini konu alan yapıt, Euthypron ve Kriton ile birlikte bir üçleme oluşturur. Diyaloğun Euthyphron kısmı, mahkeme öncesi süreci ele alırken, Savunma kısmı yargı sürecini, Kriton ise yargı süreci sonrasını ele alır.
Felsefe tarihi açısından eski doğa felsefesinin yerini insanın ve onun özünde yaşadıklarına bırakmasına sebep olan başlıca yapıt, hem Platon’un en önemli eserlerinden olmasıyla, hem de felsefeye getirdiği yeni bakış açılarıyla tarih boyunca bir çok farklı bakış açısıyla incelenmiş, etkisi kendisinden daha uzun sürmüş bir yapıttır.
1. Antik Yunan Felsefesini Anlamak
Sokrates‘i ve ölümüne sebebiyet verecek olan savunmasını anlamlandırmadan önce yaşadığı dönemi ve yargılanmasının altında yatan sebepleri irdelememiz yararlı olacaktır. M.Ö 600’lü yıllarda Miletos Okulu ve Thales önderliğinde başlayan doğayı inceleme ve çevreyi anlamlandırma odaklı felsefe anlayışı Sokrates ve sonrası filozoflar tarafından hayatı ve evreni anlamlandırmak açısından yetersiz görülmüş ve geliştirilmiştir. Pre-Sokratik filozofların aksine çevresinde hali hazırda var olan doğayı değil, insanı anlamlandırmaya uğraşan Sokrates, düşün dünyasında bir devrimin kapılarını aralamıştır.
Sokrates’in doğduğu yıllarda Atina refah düzeyi oldukça yüksek bir merkezdi. Bir İmparatorluğun başkenti idi. Dahası, dönemin düşünce hayatında da ayırıcı bir yere sahipti. Öyle ki, Anaxagoras ve Protagoras gibi Yunan dünyasının başka bölgelerinden düşünürler, Atina’da yaşamayı tercih eder olmuşlardı. Fakat, Atina milattan önce 431 yılında uzun ve dehşetli bir savaşa girdikten sonra Spartalılar ile Atinalılar arasında gerçekleşen ve Peloponnes Savaşları olarak bilinen bu deneyimin sonrasında Atina büyük bir tarihsel yenilgi ile tanıştı. Bir kent devlet olarak varlığını devam ettirse de, Spartalıların egemenliklerini kabul etmek zorunda kaldı. Atina, yenilgi ile ayrıldığı bu savaşın hemen ardından bir başka felaket ile daha mücadele etmiş ve halkın üçte birinin ölümü ile sonuçlanan veba salgını Atina’daki yaşamı oldukça güçleştirmiştir. Artık Atina insan yaşamına ilişkin sorunların kendilerini giderek artan ölçülerde duyurduğu bir yer haline gelmiştir.
Böyle bir kriz ortamında Sokrates, yaşadığı dönem Atina’sının ve kültürünün en sert eleştirmenlerinden biri olmuştur. Sokrates, savunmasında, sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez demiştir. Devleti, tanrıyı, toplumu, bilgeliği, soyluluğu, adaleti; kısacası yaşamında karşına çıkan her kavramı ve olguyu sorgulayarak ifade özgürlüğünün en uç sınırlarında dolaşmayı görev edinen düşünür, bu tutumuyla çok sayıda insanın tepkisini çekmişti. Gençleri ahlaksızlaştırmak, tanrılara itaat etmemek ve dönemin şartlarına uygun davranmamak gibi türlü suçlarla Atina mahkemesi tarafından yargılanmış ve idam kararına çarptırılmıştır.
2. Sorgulamanın Önemi
Sokrates’in ve Platon’un kalemine yansımış savunmasının en can alıcı noktası insanın her daim sorgulaması gerektiği dogmasıdır. Sokrates sorgulama eylemini bir felsefe yapma metodu olarak ele almış, doğru bilgi ve erdeme sorgulama aracılığıyla ulaşılabileceğini savunmuştur. Atina mahkemesi tarafından yargılanması öncesi, sırası ve sonrasında bile öğrencilerine bu öğretisini aşılamaya uğraşmış ve bu uğurda canını vermeye bile razı gelmiştir.
Sokrates‘in savunduğu sorgulama eylemi bir metot ve uygulama olarak kendisinden sonra gelen bir çok filozof ve bilim adamı tarafından doğruya ulaşmak amacıyla kullanılmıştır. Günümüz dünyasında bile anlam getirme çabasının en temel yapı taşının sorgulama olduğu düşünüldüğü zaman, Sokrates’in öğretisinin çağının ötesine taşan bir anlayış olduğu su götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkar.
3. Diğer Filozoflara Etkisi
Felsefe sözcüğünün ve felsefe yapma etkinliğinin başladığı yer Antik Yunan Dünyası olarak kabul edilir. Bu sebepten ötürüdür ki Antik Yunan döneminden sonra savunulan felsefi fikir ve etkinliklerin temel yapı taşı bu dönemde verilen eserlerdir. Sokrates’in Savunması da bu dönemde yazılan eserler gibi sonraki dönemlere etki etmiş, bir çok filozofu üzerinde düşündürmüştür.
Sokrates’in Savunması, Sokrates’in felsefe tarihinde çok önemli bir yer kaplamasının yanı sıra aynı zamanda tartışmalı bir figür olmasından, hem de ortaya atılan fikirler etrafında şekillenen bir eserdir. Bu durumda Sokrates’in düşüncelerini anlamanın ilk yolu bu
temsilleri incelemekten geçer. Literatürde öne çıkan klasik Sokrates temsilleri Aristophanes, Ksenophon ve Platon tarafından üretilmiştir. Aristophanes, Bulutlar komedyasında Sokrates’i doğa ve insan meseleleriyle ilgilenen tehlikeli bir entelektüel olarak resmeder. Ksenophon’un Sokrates’ten Anılar’daki Sokrates temsili, ahlâki bir bilgedir. Platon ise bilinen filozof Sokrates’in ayrıntılı bir portresini ortaya koyar. Sokrates’in bir yazılı eser bırakmaması, çevresindeki diğer filozofların ve öğrencilerinin dilinden tasvir edilmesine sebebiyet verir. Sokrates’in Savunması ise, öğrencisi Platon tarafından ortaya koyulan en etkili tasvirlerdendir.
4. İnsan Doğasını Anlamak
Sokrates’in felsefesinin ondan önce yaşamış filozofların ortaya attığı fikirler yerine daha insan odaklı olduğundan bahsetmiştik. Sokrates, felsefeyi gökten yere indirmiştir. Sokrates’in Savunması ise bu felsefenin en belirgin noktasıdır. Sokrates’e göre felsefe çevre dünyaya, doğaya değil, insanın kendisine, erdem, sorgulama gibi kavramlara odaklanmalıdır. Bu görüş günümüz felsefesinde bile bir çok tartışmaya sebebiyet verse de, insan doğasını anlamlandırmanın, anlamlandırmaya çalışmanın öneminin ilk kez belirtildiği eserlerden biri Sokrates’in Savunmasıdır.
5. Sokrates Neden Öldürüldü?
Hakkında bir çok teori olsa bile Sokrates’in neden öldürüldüğü felsefe tarihinin hâlen tartışılan en eski sorularından biridir ve kendi başına bir literatür yaratmıştır. Literatürün önemli bir kısmı Sokrates’in öğrencileri veya onların öğrencileri tarafından yazılmış, apologia olarak bilinen, filozofu haklı çıkarmaya yönelik eserlerden oluşmaktadır. Buna karşılık, az da olsa Sokrates’in baldıran zehri içerek ölüme mahkum edilmesinin nedenlerini konu edinen eleştirel çalışmalar da bulunmaktadır. Sokrates’in öldürüldüğü dönemde bir hatip olarak öne çıkan radikal demokrasi yanlısı Polykrates’in yazdığı Sokrates aleyhtarı kitap, konuyu doğrudan siyasal ve ideolojik zemine yerleştirir. Böylece Sokrates’in öğrencilerinin eserlerinde genellikle gölgede kalan bir boyutu hatırlatır.
Bu konudaki literatür birkaç kola ayrılmıştır. Sokrates sonrası literatürün bir kısmı, filozofun antidemokratik düşünceleri veya oligarşi yanlısı tutumu nedeniyle mahkûm edildiğini ileri sürer. Mahkemenin kurulduğu sırada geçerli olan yasal mevzuat siyasal-ideolojik gerekçelerin açıklıkla ortaya konulmasına engel olmuştur. Sokrates’e yönelik yergi edebiyatında dile gelen bu iddia, dönemin genel kanaatlerini aktarıyor olabilir ve bu nedenle hiç de yabana atılamaz. Sokrates literatürünün en önemli halkaları ise, Aristophanes, Ksenophon ve Platon’un eserleridir. Aristophanes’in Gülünç Sokrates’i, Sokrates hakkında bilinen ilk temsillerdendir ve Sokrates’in yargılanmasından yaklaşık çeyrek yüzyıl önceye gitse bile kamuoyunun biçimlendirilmesinde etkili olduğu anlaşılmaktadır.
Kaynakça
Sokrates Temsillerinden Platon’un Sokrates’ine: Sokrates’in Savunması ve
Batı Siyaset Felsefesinin Kuruluşu – Web
Platon, Sokrates’in Savunması, İş Bankası Yayınları