5 Farklı Sebeple Neden Hamlet Okumalıyız?

Editör:
Guşef Alhas

“This above all: to thine own self be true…”
(“Her şeyden önce kendine karşı dürüst ol…”)
-Polonius, William Shakespeare’in “Hamlet”inden

Oyunun açılış cümlesi “Kim var orada?” (“Who’s there?”) gizemli bir kapı görevi görerek okuyucuyu “Hamlet“in karmaşık dünyasına davet eder. Karanlıktaki bu ilk fısıltı; bir komplo, aldatma ve ahlaki belirsizlik öyküsünün habercisidir. “Hamlet,” herkesin bir şeyler sakladığı, gerilim ve entrika dolu bir atmosfer yaratan karmaşık bir olay örgüsü sunar bizlere. Böylece oyunu başlatan sorunun kendisi, oyun boyunca yankılanan, her karakterin içindeki gizli katmanları ve belirsizlik temasını simgeleyen bir motif haline gelir. Öyle ki herkesin saklayacak bir şeyinin olduğu bir oyunda bu soruya cevap vermek hiç de basit değildir.

bbccom

1599 ile 1601 yılları arasında William Shakespeare tarafından yazılan “Hamlet,” geçmişi peşini bırakmayan, geleceği ise elini kolunu bağlayan bir karakterin başından geçenleri anlatmaktadır. Babasının ani ölümünden sadece aylar sonra, Hamlet okuldan kendi evine bir yabancı gibi geri döner. Fakat babasının yüzünü anımsatan bir hayalet tarafından ziyaret edildiğinde bütün düşünceleri değişir. Hayalet “en pis cinayetin” bir kurbanı olduğunu iddia eder ve Hamlet’in amcası Claudius’un tahtı zorla ele geçirdiğine ve kraliçe Gertrude’un kalbini çaldığına inandırır. Prensin yası öfkeye dönüşür ve yeni kral ve onun komplocu meclisine karşı intikamını planlamaya başlar ve böylece olay örgüsü kurulmuş olur.

1. Shakespeare’in Diğer Oyunlarından Farklı Oluşu

Hamlet Study Guide
thoughtco.com

Hamlet‘in trajedisi, “Romeo ve Juliet“teki romantizmden ya da “Macbeth“teki vahşetten farklı olarak ana karakterin kararsızlığının ve bu kararsızlığın trajik sonuçlarının üzerine odaklanır. Hayaletin ortaya attığı iddialar, Hamlet’i çeşitli ikilemlere sürükler. Ne yapmalı, kime güvenmeli, adalet yolunda hangi rolü üstlenmeli? Bu sorular, Hamlet‘i hem kendi içinde hem de çevresindeki art niyetli arkadaşları, aile üyeleri ve aşkı Ophelia ile çatışmaya sokar. Hamlet’in karakteri, düşünce ve eylem arasında gidip gelen bir gelgitte bulur kendisini. Shakespeare, Hamlet’in zihinsel durumunu ve etrafındaki dünyayla olan çatışmalarını ustaca işleyerek insan doğasının karmaşıklığını ve trajediyi derinlemesine ele alır.

2. Eleştirilerin Kurbanı Olması

Tiyatrodan Sinemaya En İyi 5 Shakespeare Uyarlaması
cinerituel.com

T.S. Eliot, 1919’da kaleme aldığı “Hamlet ve Sorunları” (“Hamlet and His Problems“) adlı denemesinde, “Hamlet”i “sanatsal bir başarısızlık” olarak nitelendirerek Shakespeare‘in bu eserdeki başarısızlığını sorgular. Birinci sebep olarak, Shakespeare’in Hamlet’in temel öğelerini başka bir oyun yazarı olan Thomas Kyd‘in “İspanyol Trajedisi” (“The Spanish Tragedy”) adlı eserinden aldığına işaret eder. Eliot’a göre, Shakespeare’in “Hamlet”i işleme biçimi, edebi bir şaheser yaratmaktan uzaktır çünkü Shakespeare karakterle ilgili çok fazla şey denemekte ve bu nedenle Hamlet‘in duygusal durumu oyun içinde belirsiz kalmaktadır. Eliot, karakterin hissettiği duygu ile bunun oyun içindeki dramaya dönüştürülme şekli arasında büyük bir uçurum olduğunu vurgular.

Eliot, “Hamlet”in analizini ve oyunun sorunlarının eleştirisini yaparken bunu oyunun “nesnel denklem” (objective correlative) olarak adlandırdığı kavramla meşrulaştırır. Eliot’a göre, duyguyu sanat formunda ifade etmenin “tek yolu” bir “nesnel denklem” bulmaktır. Bu, Eliot’un tanımına göre, “bir duygunun formülü olacak bir nesne kümesi, bir durum, bir olay zinciri”dir; bu şekilde dış gerçekler, duyusal deneyimle sonlanır ve duygu hemen ortaya çıkar.

Eliot, başka bir Shakespeare oyunu olan “Macbeth“ten bir örnek vererek, Lady Macbeth‘in uyurgezer halindeki ruh halinin, “hayal edilmiş duyusal etkileşimlerin ustaca bir birikimi” aracılığıyla seyirciye iletilmiş olduğunu savunur. Lady Macbeth’in ölümünden önce gelen imgelerin, sahne etkilerinin ve duygusal detayların dikkatlice bir araya gelerek Lady Macbeth’in kaderinde bir “kaçınılmazlık” havası oluşturur.

3. Varoluşsal İkilemleri İşlemesi

pinterest.com

Hamlet,” zamana meydan okuyan derin varoluşsal soruların üzerinde durur. Oyunun ünlü monoloğu olan “Olmak ya da olmamak; işte tüm mesele bu,” Hamlet’in yaşamın ve ölümün anlamıyla olan içsel mücadelesini başarılı bir şekilde özetler. Oyun, bizleri varoluşun evrensel ikilemleriyle yüzleşmeye zorlar. Yaşamın zorluklarına göğüs germenin soyluluğunu vurgulayarak aynı zamanda sorunlarla savaşıp onlara son verme arasında düşünmeye teşvik eder. Böylece Hamlet’in içsel çatışması, okuyucuyu, kendi varoluşsal belirsizliklerini ve ikilemlerini düşünmeye sevk eden bir yolculuğa çıkarır.

Hamlet’in karakterinin kararsızlığı, varoluşsal temaların keşfinde kilit bir rol oynar. Düşünce ve eylem arasındaki çatışma, zihnin karar vermenin karmaşıklığıyla başa çıktığı evrensel bir insanlık çıkmazına Hamlet‘i sürükler. Bu durum, seyircinin içsel çatışmalarını ve varoluşsal kaygılarını yansıtan bir ayna işlevi görür. Hamlet’in yaşadığı içsel mücadele, okuyucunun kendi varoluşsal sorularını düşünme ve anlama sürecine dahil olmasını sağlar.

4. Dilin Ustaca Kullanımı ve Melankolik Monologlar

pinterest.com

Shakespeare‘in eşsiz dil becerisi, “Hamlet”te tam anlamıyla ortaya çıkar. Oyun, anlamlı diyaloglar, zeki kelime oyunları ve derin iç monologlarla dolu olarak metni şiirsel bir başyapıta dönüştürür. Hamlet’in özellikle kendi kendine konuşmalarındaki içsel bakış açısı, onun içsel çalkantılarına bir pencere açar. Hamlet‘in cennet, cehennem ve ölüm üzerine düşüncelerini içeren melankolik monologlar, Shakespeare’in karmaşık duyguları ve varoluşsal düşünceleri ifade etme yeteneğini sergiler. Dil, Hamlet’in içsel çatışmalarının derinliğini ifade etmek için bir araç haline gelir ve okuyucuları Shakespeare’in anlatımının güzelliklerini keşfetmeye davet eder.

Öte yandan, “Hamlet“in bir trajedi olmasına rağmen, içinde barındırdığı güldüren absürt olaylar (farcical) ve diyaloglar aracılığıyla okuyucuya bir tür komik rahatlama (comic relief) sağlar. Bu durum, Aristoteles‘in “Poetika“sında vurgulanan trajedi ve komedinin bir araya gelmemesi gerektiği düşüncesine Shakespeare tarafından meydan okuma olarak görülebilir. Komik rahatlama, özellikle Ophelia‘nın ölümü gibi trajik olayları daha duygusal ve etkileyici hale getirerek trajik deneyimi artırır. Örneğin, Hamlet’in Polonius ile olan espri dolu diyalogları ve mezarcılarla olan sahneleri kullanarak Shakespeare dramatik eylemin yoğunluğunu hafifletir ve tasvir edilen insan duygularının geniş bir yelpazesini bizlere sunar.

5. Trajedi, Adalet ve İnsan Hatası Temaları

pinterestcom

Hamlet, tipik bir trajik kahramanın sınırlarını aşan, Shakespeare’in en insani karakterlerinden biri olarak ortaya çıkar. Hamlet’in deliliği, düşmanlarını şaşırtma çabasının bir parçası mı, yoksa çıldırmanın eşiğindeki bir karakter mi var karşımızda? Bu sorular, Hamlet’in tüm karakterlerle etkileşimi sırasında önemli bir rol oynar. Hamlet, çoğu zaman iç dünyasıyla yüzleşerek geçirdiği için çevresindeki yıkımın farkında değildir. Özellikle Ophelia‘ya karşı acımasızdır. Dengesiz tavırlarıyla sevgilisini delirttiği bir trajedinin ortasında bulur kendini. Ophelia’nın kaderi, Hamlet’in toksik zihinsel oyunlarının sonuçlarını göstererek trajedinin kolayca kaçınılabilir olduğunu vurgular. Ancak bu uyarı sinyalleri oyun boyunca sıkça gözden kaçar. Kimi zaman bu gözden kaçırmalar, kasıtlı görmezliklere dayanır. Örneğin, Ophelia’nın babası, Hamlet’in endişe verici davranışlarını aşk sarhoşluğu olarak geçiştirir. Bu anlar, trajedinin insan hatalarından kaynaklandığı gerçeğiyle yüzleşmemize neden olur.

Tüm bu karmaşıklıkların ortasında belki de en beklenmedik şey, Hamlet‘in insanlığının derinlikleridir. Hamlet’in gerçek doğası hakkında sürekli bir belirsizlik içindeyizdir. Hamlet, babasının intikamını alan asil bir evlat mıdır, yoksa kaos yaratan deli bir prens mi? Harekete geçip amcasını öldürmeli midir, yoksa beklemeli mi? Şüphe mi duymalıdır, yoksa güvenmeli mi? Tüm bu ikilemler Hamlet’in aslında kim olduğunu sorgulatarak bizi oyunun başındaki soruya yönlendirir:

“Kim var orada?”


Kaynakça

Eliot, T.S. “Hamlet and His Problems.” The Sacred Wood, 1921. Web

Gillespie, Iseult. “Why should you read ‘Hamlet’?” Youtube, uploaded by TED-Ex, 25 Haziran 2019. Web

Kumar, Nitin. “Hamlet: A black humouor.” International Journal of Multidisciplinary Research and Development, vol. 4, no. 6, 2017, pp. 320-321. Web

Tearle, Oliver. “A Short Analysis of T. S. Eliot’s ‘Hamlet and his Problems’.” Web

Atahan Mahir Karabiber
Atahan Mahir Karabiber
"I am rooted, but I flow." -Virginia Woolf, The Waves

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Küçük Gün Işığım Film İncelemesi: Kabullenmenin Gücü

Kusursuzluk arayışının değil, kendin olmanın kıymetini; sonuca değil, yolculuğa odaklanmanın anlamını keşfedeceğiniz sarsıcı ama iç ısıtan bir aile hikâyesine davetlisiniz.

Joseon’daki İstikrarsızlık: Kral Injo

İstikrarsızlığıyla Kore ulusunun gelişmesinin önünü kapamış bir hükümdar olarak hatırlanan ve günümüzde hala eleştirilen Kral Injo'nun tarihteki yeri.

Sessizliğe Karşı Yazmak: Kadın Yazarların Sansüre Direnişi

Sansür, yalnızca siyasi bir baskı mekanizması değil; aynı zamanda kültürel, ahlaki ve cinsiyet temelli bir sessizleştirme aracıdır.

Hasçelikler and the City: Dijital Bir Ailenin Hikâyesi

Hasçelikler and the City; dijital dünyada temsiliyet, samimiyet ve medya sınırlarını sorgulayan gerçekçi bir aile anlatısıyla izleyicileri içine çekiyor.

Cumhuriyet Aydınları: Behice Boran

İlk kadın sosyolog, ilk kadın siyasi parti genel başkanı, Marksist, yazar ve akademisyen olan Behice Boran; Türk solunun en güçlü temsilcilerinden biri olmuştur.

Tabloları Dinlemek: Édouard Manet

Bazı bakışlar ancak bazı nefeslerle tanımlanıyor. Manet'nin fırçası, Tezer'in nefesi gibi...

Edebiyatta Semtlerin İzleri: Emirgan

İstanbul'un en güzel semtlerinden biri olan Emirgan, şiirlerde de romanlarda da ele alınan bir semt olmuştur.

Natalia Ginzburg: Edebiyatın ve Direnişin Güçlü Sesi

İtalyan yazar Natalia Ginzburg, toplum ve aile temalarını sıklıkla işleyen, döneminin devrimci kimliğini benimsemiş ve bunu da eserlerine yerleştirmeyi uygun bulmuştu.

Notting Hill: Londra’nın En Renkli Yüzü

Notting Hill; renkli sokakları, pazarı ve kültürel dokusuyla Londra’da hem ruhunuza hem gözünüze hitap eden özel bir semttir.

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Editor Picks