5 Farklı Sebeple Neden Edip Cansever Okumalıyız?

Editör:
İclal Yaka
spot_img

Bir insanı sevmekle başlar her şey.
-Edip Cansever-

Bazı şairler, zamanın görünmeyen perdesini aşarak bugüne gelebilen birer yankıdırlar. Edip Cansever de o yankılardan biri: Türk şiirinin kendine has sularında ve yine kendine özgü o adada duran bir yankı. Öyle bir şair ki ne tam anlamıyla İkinci Yeni’nin içinde ne de dışındadır. Sözcüklerinde, hem bireyin hem insanlığın arayışı vardır. Eşyalar konuşur, ruhlar masalara oturur, aşk atomlarına ayrılır. Edip Cansever okuduğunuzda, karşılaştığınız şey yalnızca birkaç satır, dize ya da bir dolu ahenkli söz değil, kendi yansımanızdır. Tüm bu sebeplerin haricinde neden bugün, bu çağda hâlâ Edip Cansever okumalıyız? Gelin, Cansever okumanın beş güçlü sebebine birlikte bakalım.

1. Onun Şiirinde Anlamın Bir Sınırı Yok

Edip Cansever| listelist.com

Cansever, şiirinde anlamı sabit bir form olarak görmez, aksine parçalar ve yeniden inşa eder. Noktaları, virgülleri hatta suskunluğu şiirinin bir parçası olarak görür. Biçimle oynamaktan korkmayan şair bu yönüyle İkinci Yeni’nin o dilsel devriminin içindedir.

Konuşuyordum, kimse duymuyordu,
Çünkü kelimelerim, ağzımdan çıkmadan düşüyordu yere.
-Ben Ruhi Bey Nasılım?-

Cansever’in şiiri sadece akılla yazılmış dizeler değil; insanın iç dünyasına dair bir yolculuktur

Ve her gün kitaplar, dergiler alsanız. Postacı her gün mektup
getirse
Söz gelimi bir resmi dairede
Fazlaca oyalansanız
Şöyle bir iki otobüs kaçırsanız üstüste, neden olmasın
Kaldı ki, hiçbir şey yapmasanız bile
Tuhaftır
Sanki herkes kuşkuyla bakacaktır yüzünüze.
-Tragedyalar III/ KORO-

2. Cansever’in Şiirinde Bireyin Anlam Arayışı

Edip Cansever| listelist.com

Edip Cansever şiirlerinde bireyin iç dünyasının derinliklerine inmekten kaçınmaz. Şiirlerinde yalnızlığa, yabancılaşmaya ve benlik arayışına sık sık rastlarız. Karmaşık iç dünyasına tanıklık ettiğimiz bu birey, modern hayatın yükünü omuzlarında taşıyan, yalnız bir figürdür.

Bir gün birisi çıkıp
 Hiç kimseye benzemeyen bir şey söylese
 Ne olur sanki…
 Tragedyalar-

Cansever’in şiirleri, her okuyucunun içinde bir yerlerde tanıdığı o boşluğu işaret eder. Yalnız kalan, düşünen ve kendisiyle yüzleşen herkese seslenir.

Bir ağaç sürüsünün üstünden
 Çok ağaçlı bir ağaç sürüsünün üstünden
 Kesilmiş limon dilimleri gibi düşüyor güneş
 Votka bardağımın içine
 Benim olmayan bir sevinç duyuyorum
 Uçurum-

3. Nesnelerle Konuşan Şair

Edip Cansever| Arkakapak.babil.com

Onun şiirinde sıradan bir masada kendini bulmak, nesnelere baktığında görülmeyeni görmek mümkündür. Edip Cansever’in kaleminde bir masa yalnızca bir masa değil; düşünen, hisseden bir varlıktır. O varlık ise okuyucunun ta kendisidir. Bu yaklaşımın en bilinen örneği kendisinin “Masa Da Masaymış Ha” şiiridir. 

Masa da masaymış ha
 Bana mısın demedi bu kadar yüke
 Bir iki sallandı durdu
 Adam ha babam koyuyordu
 -Masa Da Masaymış Ha-

Nesneler üzerinden insanın varlığını anlatmak, onun şiir anlayışının bir parçasıdır. Eşyaya yüklediği ruh, aslında insanın kendi iç dünyasındaki o karmaşık ilişkisinin dışarıya vurumudur.

4. Peki Ya Aşk?

Edip Cansever| listelist.com

Edip Cansever’in şiirindeki aşk, alışılmış romantizmden biraz farklıdır. Yalnızca bir duyguyu ifade edip ele almaktan çok, o duygunun çözümlemesini okuruz. Neredeyse atomlarına kadar parçalanmış bu duygu, bu aşk onun için bir eksilme, kırılma ve aynı zamanda bir dönüşümdür. Hızlı ve yüzeyselliğin hüküm sürdüğü bu çağda bu derin ve zarif anlatım okunmaya değer.

Biraz aşk, biraz ölüm, biraz da yoksulluk.
 İkisini yaşadım, birini bekliyorum.
 Aşkın Radyoaktivitesi-

5. Onun Zamansızlığı

Edip Cansever| sefakaplan.wordpress.com

Cansever şiirinin zamanın ötesinde bir yerde konumlanmasının ana sebebi okundukça daha da yaşamasıdır. Onun şiiri, bugünün kaygılarını, yalnızlıklarını, isyanlarını taşımaktadır. Okuyucu, Cansever’i okuduğunda kendinden, gördüğünden ve izlediğinden kısaca varlığından izler bulmaktadır yani her dönem yeni bir yorumla okunur. Bu yönüyle diyebiliriz ki onun şiiri, çağdaştır. Bu yüzden herhangi bir sokağın bir duvarında onun dizeleriyle karşılaşmak mümkündür. Bu da onu yalnızca “okunacak” değil, “yaşanacak” bir şair yapmaktadır.

Bazen kendi kendime yetiyorum, yetiyorum da
 Yetmiyorum gene de…
Ben Ruhi Bey Nasılım?-

Cansever’in Masasına Oturmak

Edip Cansever| eskiseyler.com

Cansever‘in şiiri, okuru kendi dünyasında oluşturduğu derinlikte, kendisiyle buluşmaya zorlar; bu, zor ama bir o kadar da cezbedici bir bakıştır. Bu buluşmada bir yolculuğa çıkarsınız; meraklandığınız, keşfettiğiniz, sorguladığınız, kendinizden bir şeyler bulduğunuz bir yolculuktur bu. Sahanda yumurtayı kıskanmayı, trenlere çikolata yedirmeyi onun dizelerinde görürsünüz. “Kim biner bu gemiye insandan kıyılar yapılırken” dizesindeki isyanı onunla birlikte onun perspektifinden anlarsınız. Çarşıların bir avuç kalabalık olmadığını, her insandan bir iz taşıdığını onun dizelerinde okursunuz. Anlatmanın ne zor olduğunu, yalnızlığımıza karşı ne çorbaların içildiğini, cezvelerin anlamlarının bir başka olduğunu Cansever’in şiirinde görürsünüz. Onun şiiri mekân ve zamanın ötesinde insanın ta kendisinde.

Ve her şeyin fazlası zararlı ya
 En çok da kendinin.
Edip Cansever-


Kaynakça:

Öne çıkan görsel: sanat.ykykultur.com

“Edip Cansever.” Yapı Kredi Yayınları, Web. Erişim tarihi: 10 Haziran 2025.

“Edip Cansever”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü, Web. Erişim tarihi: 7 Haziran 2025.

Bayraktar, Mustafa. “İkinci Yeni: Edip Cansever’in Aşkın Radyoaktivitesi Şiiri Üzerine Bir İnceleme.” Dönüşüm Yayın, Web. Erişim tarihi: 7 Haziran 2025

Çelik, Ramazan. “İkinci Yeni Şiiri’nde Nesne-İnsan İlişkisi: Edip Cansever Örneği.” Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi 7. 33 (2014): 139–147

Yavuz, Cihan. “Edip Cansever Şiirinde Varoluşçu Temalar ve Anlam Çatışmaları.” Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi 1. 2 (2015): 38–49

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.