Atilla İlhan 20. yy. Türk edebiyatına ismini kazımış önemli şairlerdendir. İlhan, pek çok edebi türde eserler yazmıştır fakat bunlar arasında en dikkat çekici olanlarını şiir türünde vermiştir. Aşkın ve geri kalan tüm duyguların sözcüsü olmuştur şiirlerinde. Bu şiirlerin teması imkansız aşktan, yalnızlığa, hasrete ve Kurtuluş Savaşına kadar uzanmaktadır. Aynı zamanda toplumcu ve sosyalist kişiliği ile dikkat çeken Atilla İlhan, romanları ve diğer eserlerinde sınıfsal-kültürel meselelere de değinmiştir. İşlediği konulardaki çeşitlilik sayesinde geniş bir kitle tarafından okunmuştur.
Atilla İlhan 15 Şubat 1925’de, Menemen’de doğdu. Küçük yaşlardan itibaren okumaya çok düşkün olan İlhan, çocukluk zamanlarında daha çok roman okusa da babası sayesinde şiirle de içli dışlıydı. Babası Muharrem Bedreddin Bey divan şiirine ilgiliydi ve İlhan babasını sıklıkla şiir okurken görürdü. İlhan, şiire olan bu tanışıklığıyla kısa bir süre sonra kendi şiiri “İlkbahar”ı ilkokul üçüncü sınıfta yazdı. İçindeki edebiyat aşkıyla İlhan, o günden sonra yazmayı hiç bırakmadı ve eserlerini günümüze taşımayı başardı. Şimdi gelin neden Atilla İlhan okumalıyız sorusunu beş maddeyle cevaplayalım.
1) Kelimelerle Dans Eden Adam

İlhan özellikle yazdığı aşk temalı şiirlerinde söz sanatlarından oldukça yararlanan bir yazardı. Seçtiği kelimeler birbiriyle ahenk içinde dans eder ve okuyucunun aklına kolaylıkla yerleşirdi. Sadece bir mısrayla çok şey anlatırdı İlhan ve okurların ruhuna dokunan şiirler üretirdi. Atilla İlhan’ın kelimelerle dansına bir örnek olarak modern mısra-ı berceste kullanımını örnek verebiliriz. Bu mısra-ı bercesteler onun birçok aşk şiirinde bulunurdu ve bu nedenledir ki, kime sorsanız en az bir dize bilirdi Atilla İlhan’ın şiirlerinden. “Ben sana mecburum bilemezsin”, “Aysel git başımdan ben sana göre değilim”, “Çünkü ayrılık da sevdaya dahil / çünkü ayrılanlar hala sevgili”, “Kimi sevsem sensin” gibi çarpıcı dizeler Türk halkının kalbine ve aklına kazınmıştır.
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan seni seviyorum
2) Tarihten Kalbe Akan Şiirler

Atilla İlhan’ın çocukluğunda Cumhuriyet henüz yeni kurulmuştur, bu sebeple Kurtuluş Savaşı sırasında gösterilen emek ve kahramanlık hikayelerini birinci elden dinleme şansı bulmuştur şair. Dinlediği hikayelerden etkilenen İlhan, Kuvayi Milliye ruhunu ve gösterilen kahramalıkları, fedakarlıkları şiirlerine yansıtmıştır. Bu yönüyle Atilla İlhan’ın şiirleri hem tarihe ayna olmakta hem de Türk halkının yüreğine derinden dokunmaktadır. Atilla İlhan’ın Kurtuluş Savaşı temalı şiirlerinden “Cebbar Oğlu Mehemmed” CHP’nin düzenlediği yarışmada ikincilik almış ve edebiyat camiasının dikkatini çekmiştir.
demek diz üstü düşmüş mehemmed
kirvesi durdu’nun yanıbaşına
kanlar akar yarasından
al al olmuş çevresinden
3) Birey ve Hayatın Şiire Yansıması

Atilla İlhan şiirlerinde insan yaşamı ve sıkıntılarına sıkça yer veren bir yazardı. Hayatı hem güzel, hem gergin yönleriyle ele alır ve insan psikolojisinin bu durumlar karşısındaki düşünce ve hislerine yer verirdi. Bu temayla yazdığı en önemli şiirlerden biri “An Gelir” şiiridir. Bu şiirde her şeyin ve herkesin öldüğü gerçeğini vurgulamıştır usta yazar. “Gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet/ O eski heyecan ölür/ An gelir biter muhabbet / Çalgılar susar , heves kalmaz”. Atilla İlhan bu dizelerde insan psikolojisinin değişimini gösterir, hayatta hiçbir şey aynı kalmaz ve bu Atilla İlhan’ın da göstermeye çalıştığı gibi hayatın bir kanunudur. Şiirin devamında genel geçer insanlık hallerini anlatmaya devam etmiştir şair, “Her ölen pişman ölür/ Hep yanlış anlaşılmıştır / Hayalleri yasaklanmış”. İlhan şiirini akıllara kazınan ve insanı düşünmeye sevk eden şu dizelerle bitirir ; ‘An gelir / Atilla İlhan ölür’.
An gelir
Ömrünün hırsızıdır
Her ölen pişman ölür
Hep yanlış anlaşılmıştır
Hayalleri yasaklanmış
An gelir şimşek yalar
Masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
Direkler çatırdar yalnızlıktan
Sehpada pir sultan ölür
Son umut kırılmıştır
Kaf dağı’nın ardındaki
Ne selam artık ne sabah
Kimseler bilmez nerdeler
Namlı masal sevdalıları
Evvel zaman içinde
Kalbur saman ölür
Kubbelerde uğuldar Bâkî
Çeşmelerden akar Sinan
An gelir
-Lâ ilâhe illallah-
Kanunî Süleyman ölür
Görünmez bir mezarlıktır zaman
Şairler dolaşır saf saf
Tenhalarında şiir söyleyerek
Kim duysa / korkudan ölür
Tahrip gücü yüksek-
Saatli bir bombadır patlar
An gelir
Attila İlhan ölür
4) Aşkın İmkansız Hali

Atilla İlhan aşk şiiri denince akla gelen ilk isimlerdendir. Bu şiirler yazıldığı dönemden bu yana bir çok insanın yüreğine dokunmuştur. İlhan’ın aşk şiirlerini bu kadar etkileyici ve dokunaklı yapan nedenlerden biri de imkansız aşk temasıdır. Atilla İlhan hayalinde canlandırdığı kadınlara olan aşkını anlatır kimi zaman şiirlerinde, bu aşk doğasında imkansızdır, belki de en imkansız aşktır. “Ne kadınlar sevdim zaten yoktular/ Böyle bir sevmek görülmemiştir” ve “Hiç kimse misin bilmem ki nesin” dizelerinde görüldüğü gibi Atilla İlhan bize en imkansız aşkı şiirlerinin öznesini hayali kadınlar yaparak vermiştir. İlhan’ın aşk şiirlerinde dikkatimizi çeken bir diğer özellik ise şiirlerin birçok mısra-ı berceste barındırmasıdır. “Çünkü ayrılık da sevdaya dahil/ çünkü ayrılanlar hala sevgili”, “Ben sana mecburum bilemezsin”, “Kimi sevsem sensin” dizeleri bir çok şiir seven arasında ezberden okunur.
kimi sevsem sensin / hayret
sevgi hepsini nasıl değiştiriyor
gözleri maviyken yaprak yeşili
senin sesinle konuşuyor elbet
yarım bakışları o kadar tehlikeli
senin sigaranı senin gibi içiyor
kimi sevsem sensin / hayret
senden nedense vazgeçilemiyor
her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet
sarışın başladığım esmer bitiyor
anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
dudakları keskin kırmızı jilet
bir belaya çattık / nasıl bitirmeli
gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
kimi sevsem sensin / hayret
kapıların kapalı girilemiyor
kimi sevsem sensin / senden ibaret
hepsini senin adınla çağırıyorum
arkamdan şımarık gülüşüyorlar
getirdikleri yağmur / sende unuttuğum
hani o sımsıcak iri çekirdekli
senin gibi vahşi öpüşüyorlar
kimi sevsem sensin / hayret
in misin cin misin anlamıyorum
5) Siyasetin Edebiyattaki Yeri

Edebiyat metinleri yazıldıkları dönemin siyasi ve toplumsal olaylarından etkilenirler, bu nedenle bir edebi eseri okuyarak o eserin yazıldığı dönemle ilgili tarihsel çıkarımlar yapabiliriz. Atilla İlhan’ın eserleri siyasetin edebiyata yansıması konusunda gösterilebilecek en önemli eserlerdendir. İlhan edebiyatın sosyal hayattan soyutlanamayacağını savunur ve eserlerinde dönemin sosyal olaylarına ve bireyin sıkıntılarına yer verir. İlhan’ın yazdığı “Tutuklunun Günlüğü” eserinde 20. yüzyılın Türkiyesine dair birçok bilgi edinir okurlar, belki bir tarih metninin bile yansıtamayacağı bir derinlikte gösterir olayları Atilla İlhan. “Toplumcular karakollarda açtık gözümüzü/ verirse halklar verir tarihte hükmümüzü/ gizli de yargılansak 3. ağırcezada” bu dizelerde görüldüğü gibi okurlar bu şiirde sadece olaylara dair bilgi edinmekle kalmaz, aynı zamanda dönemin olaylarını devrimci bireyin gözünden görür ve yaşarlar. Bu nedenle İlhan’ın eserleri 20. yy. sosyal hayatını anlamak ve çalışmak isteyenler için güzel bir kaynak oluşturur.
Tutuklunun Günlüğü
/salı gecesi/
kara bir balta buldu akşam vuracak noktayı
hücreler doldu bir ıslık en yakın maçka tramvayı
kim bırakmış yalnızlığıma bu hüzzâm şarkıyı
kimin bu karanlık kimler sürgülemişler kapıyı
insan olan bağlar her koptuğu yerden yaşamayı
daktilolar camları bulutlu sorgu odalarında
didiklemez mi özgürlüğünü sansaryan hanı’nda
küflenir suyun bir bakır çalığı birikir ağzında
kendini öldürmeyi belki bin kere tasarlarsın da
bir kere aklından geçmez bitirmeden ölmek şarkıyı
gönlünde büyüttüğün o müthiş ünlem içindir ki
seni kapattıkları öyle rezil o kadar çirkindir ki
çıplak bir lâmba mısın dört duvar içindeki
ne lâmbası/söndürülen bütün ilk gençliğindir ki
gözlerin zehirlense de suç sayarsın ağlamayı
görülmez dev böceklerdir sanki büyülü duyargalar
uçaksavar ışıldakları gökyüzünde bir yanlış arar
tophane rıhtımı’nda acı acı gemiler kalkar
hücreleri akşam olur haydut öfkeleri kaplar
ezerim sanırsın vurursan tek bir yumrukta dünyayı
tutanak 2
elektrik elletirler kıvılcım yalatırlar
tuzruhu damlatırlar kulak boşluğuna
çekip alınlar kerpetenle tırnaklarını
öğrenmek istedikleri aslında bildikleridir
geceleri rüyalarına girip uykularını kaçıran
insanın insanı soyduğu derisini yüzdüğü
duruşma arası
(o varsa kırılır buzlu camları kışın
anlamı yoğunlaşır anlamsız bir yaşayışın
gerçi farkındayız adı belirsiz bir yanlışın
acaba ben çok mu esmerim o çok mu sarışın
yansımaz oldu aydınlığı yüzüme haftalardır
yazdıklarında bile gizli bir uzaklık vardır
eylem bir dağıldı mı bütün boğazlar daralır
ben başka bir erkek olurum o başka bir kadın)
gereği düşünüldü
mahcup yaseminler son balkonların süsü
özgürlük özlemleridir genişletir gönlümüzü
savcılar ağır sürgünlerden yankılansa da
bir yer gelir ki artık ne savunma içgüdüsü
ne heyecandır kalır ne de yürek üzüntüsü
yalnız bir daktilo çıplak bir masada
toplumcularız karakollarda açtık gözümüzü
verirse halklar verir tarihte hükmümüzü
gizle de yargılansak 3.ağırceza’da
Kaynakça
atilahan.org .Web. 06/10/2023
Çil Okan. “Sen Bana Kaptan Diyorsun Herkes Bana Kaptan Diyor”. Kafka Okur 67 (2022): 4
Yılmaz Mehmet. “Atilla İlhan’ın ‘Tutuklunun Günlüğü’ Adlı Şiir Kitabında 12 Mart Döneminin İzleri”. Dergipark (2015/16): 98


