Anadolu toprakları uzun zamandır Yunan işgali altındaydı ve bu işgal büyük zulümlere sahne olmuştu. Türk topraklarının işgal altından kurtarılması için hazırlıklar başladı fakat eldeki imkânlar oldukça kısıtlıydı. Özellikle ulaşım, demir yolu ve kara yolunun olmadığı bir ortamda hayli zorluk çıkıyordu. Askerî malzemelerin de içinde olduğu birçok araç gereç, uzun mesafeler boyunca hayvanlarla ve hatta insan sırtında taşınmak durumunda kalıyordu.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1922 yılının Haziran ayında taarruz emrini büyük bir gizlilikle verdi ve 17 Ağustos günü gizlice Ankara’dan ayrılarak Akşehir’deki batı cephesi karargâhına gitti. 26 Ağustos sabahı ise Büyük Taarruz başladı.
Tamamen sessizliğe bürünen Anadolu’da yaşanan o tarihî anları Celal Şengör şöyle aktarmıştır:
“O sabah Büyük Taarruz başlar. Sabah 04.30’da tanzim atışı açılır, 05.50’de tahrip atışına geçilir. Saat 07.00’da ise Yunan topçusu susar ve Türk ordusu 14 gün sonra İzmir’e, Kordon’a varır.”
Başarı ile geri püskürtülen, her tarafından kuşatılan Yunan askerleri, 30 Ağustos günü büyük darbeyi yemişlerdi. Bozguna uğrayan ve kaçan Yunan askerlerinin güç toplamasına izin vermek istemeyen Atatürk, üç koldan ve hızla İzmir’e ilerleme komutunu verdi:
“Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”
Bu hızın en büyük sebebi, Yunan askerinin dönme umudu olmayan yerleri yakıp yıkarak gitmesiydi. Uzun süredir verilen bu tahribat ve halka yapılan zulümlerin en hızlı şekilde sona ermesi için verilen bu emir sayesinde Türk ordusu büyük bir zafer kazandı. Mustafa Kemal Atatürk’ün mimarı olduğu bu şanlı zafer öyle yetkindi ki Yunan Başkumandanı Trikupis de kurmay heyeti ile birlikte esir alındı. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Trikupis ve diğer generali nezaket ile kabul etti ve birlikte savaşı değerlendirdiler. Halka yapılan onca kötülüğe ve yurda verilen zarara rağmen Atatürk, esir alınan başkumandan ve kurmay heyetine, bir lidere yaraşır şekilde muamele etmiştir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu zafer münasebeti ile yaptığı zafer bildirgesinden bir kesit:
“…Büyük Türk milleti, ordularımızın kabiliyet ve kudreti düşmanlarımıza dehşet, dostlarımıza emniyet verecek bir kemal ile tezahür etti. Millet orduları on dört gün zarfında büyük bir düşman ordusunu imha ettiler. Dört yüz kilometrelik fasılasız bir takip yaptılar. Anadolu’daki bütün memaliki müstevliyemizi istirdat eylediler (İstila edilmiş topraklarımızı geri aldılar). Büyük zafer münhasıran senin eserindir…
…Büyük ve soylu Türk milleti, Anadolu’nun halâsı zaferini tebrik ederken sana İzmir’den, Bursa’dan, Akdeniz ufuklarından ordularının selamını da takdim ediyorum.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Başkumandan Mustafa Kemal

30 Ağustos Gününün Zafer Bayramı Olarak Kutlanması
Büyük Taarruz’un başarı ile sonuçlanmasının ardından Yunan orduları İzmir’e kadar takip edilmiştir ve 9 Eylül 1922 tarihinden sonra İzmir, Yunan işgalinden kurtulmuştur. İşgal birliklerinin Türk topraklarını terk etmesi daha sonra gerçekleşse de 30 Ağustos günü ülke topraklarının geri alındığı günü temsil eder. Bu yüzden de 30 Ağustos, 1926 yılından beri Türkiye’de “Zafer Bayramı” olarak kutlanmaktadır. 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da Atatürk’ün başkumandanlığında yapıldığı için “Başkomutanlık Meydan Muharebesi” adıyla da bilinen Büyük Taarruz’u anmak için yapılan kutlamalar, her yıl Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gururla ve özenle hazırlanır.
30 Ağustos, ilk kez 1924 yılında Dumlupınar’da Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün katıldığı bir törenle “Başkomutan Zaferi” adı ile büyük bir coşkuyla kutlanmıştır. 1923 senesinin yeni Türk Cumhuriyeti açısından önemli ve yoğun bir sene olması dolayısıyla zafer kutlamaları için iki yıl beklenmek durumunda kalınmıştır. Gerçekleşen ilk Başkomutan Zaferi kutlama töreninde “Meçhul Asker Abidesi”nin temelini Mustafa Kemal Atatürk ve eşi Latife Hanım birlikte atmıştır. Törende Atatürk, milli ruhun canlı tutulmasının önemine vurgu yapmıştır.
Başkomutan Zaferi olarak kutlanan bu önemli gün, 1926 yılından itibaren “Zafer Bayramı” olarak kutlanmaya başlanmıştır.
“Büyük zaferler, yalnızca büyük milletler tarafından kazanılabilir.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Bir tarih yazıldı; orduyla, vatanı uğruna canını feda eden onlarca insanla, şehitlerimizle, Mareşal Fevzi Çakmak Paşa’yla, Türk çocuklarıyla, Türk askerleriyle… En başta Başkomutan Gazi Mustafa Kemal ile… Hiçbir ülkenin sahip olamayacağı komutan ve millet ile zafer kazanıldı. 1926’dan beri her sene bu anlamlı günü minnetle, coşkuyla ve vatan aşkıyla kutluyoruz; onur duyuyoruz. Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, vatan uğruna savaşan Türk milletinin tüm evlatlarını saygı ve sevgi ile anıyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun!
Kaynakça
- Atatürk, Gazi Mustafa Kemal, Nutuk (1919-1927), 2006
- Meydan, Sinan, Atatürk Etkisi, İnkılap Yayınevi, 2018
- Atay, Falih Rıfkı, Çankaya, Pozitif Yayınları, 1968
- Aydemir, Şevket Süreyya, Tek Adam, C-II, III, 1919-1922, Remzi Kitapevi, 1987
Görseller
- wikimedia.org


