2025 Gen Z Protestoları: Nepal, Fas ve Türkiye Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz

Editör:
Berfin Önel
spot_img

21. Yüzyılın ilk çeyreğinde küresel siyasetin en dikkat çekici aktörlerinden biri kuşkusuz Gen Z olarak adlandırılan yeni nesil olmuştur. Gen Z dediğimiz yeni nesil 1997-2012 yılları arasında doğmuş ve doğdukları ülkenin ekonomik sıkıntılarını, demokratik gerilemesini, ifade özgürlüğü kısıtlamalarına bizzat şahit olmuştur. Bu yeni nesil dijital çağın içine doğan, kimliğini sosyal medya üzerinden şekillendirmesi ile dikkat çekmektedir. Politik tavrını ise klasik örgütlenme biçimlerinden ziyade çevrimiçi ağlar, anlık dayanışma biçimleri ile göstermektedir.

2025 yılı, küresel düzeyde gençliğin politik taleplerini sokaklarda, sosyal medyada ve kamuoyunda dile getirdiği bir yıl oldu. Aynı yıl içerisinde Nepal, Fas ve Türkiye’de patlak veren gençlik temelli protestolar, yalnızca yerel siyasette kalmayarak küresel bir nesil bilincinin simgesidir.

Nepal: Dijital Özgürlük ve Siyasal Hesap Verebilirlik Talebi

www.kathmandupost.com

2025 Eylül ayını gösterdiğinde Nepal hükümeti sosyal medya platformlarına geniş kapsamlı yasaklamalar getirmişti. Hükümetin “dijital dezenformasyon mücadele” altında yaptığı bu yasaklamalar gençler tarafından sansür olarak kabul edilmiş, ülke genelinde beklenmedik bir ayaklanmaya yol açmıştır. “Free the Net, Free Our Voice” sloganı ile başlayan bu protestolar, kısa sürede ülkenin dört bir yanına yayılmıştır.

Hükümetin “dijital dezenformasyonla mücadele” altında yaptığı sansür uygulaması “nepo kids” mesele olarak da karşımıza çıkmaktadır. Politik partilerden, medya, eğitim, sağlık sektörüne kadar uzanan ağda iktidar ilişkilerinin aile bağları üzerinden yeniden üretildiği bir düzen gençlerin hedefiydi. Nepal’deki gençler, Batı’daki “cancel culture” veya Türkiye’deki “torpil düzeni” eleştirilerine benzer biçimde, kendi toplumlarında yapısal bir ayrıcalık eleştirisi geliştirdiler. Böylece protestolar yalnızca politik değil, kültürel hegemonyaya karşı da bir meydan okumaya dönüştü.

Nepal’de protestoların en önemli özelliği, bir lider olmamasına rağmen son derece örgütlü bir karaktere sahip olmasıydı. Protestolar, VPN aracılığı ile TikTok ve Instagram üzerinden kontrol edildi. Gen Z’nin politik eylemliliği klasik partilerden, sivil toplum örgütlerinden bağımsız bir şekilde ortaya çıktı.

Bu süreçte gençler sadece internet yasaklarına ve “nepo kids” meselesine dikkat çekmediler. Yıllardır süre gelen yolsuzluk, nepotizm ve işsizlik sorunlarını da gündeme taşıdılar.Böylelikle hareket, kısa sürede geniş bir siyasal dönüşüm talebine evrilmiş oldu.  Protestoların sonunda başbakan K.P. Shama Oli’nin istifası, Gen Z’nin siyasal gücünü de ortaya koymuş ve uluslararası ses getirmiştir.

Nepal örneği, gençliğin artık “sessiz çoğunluk” değil, hesap soran aktör haline geldiğini gösterdi. Marks’ın “kamusal bilinç” kavramını dijital çağda yeniden yorumladılar. Bireylerin kişisel öfkesi, kolektif bir siyasal farkındalığa dönüşmüştü

Fas: “GenZ 212” ve Sosyal Adalet Mücadelesi

www.rudaw.net

2025 yılındaki bir diğer dikkat çeken protestolar Fas’ta başlayan, eğitimdeki eşitsizlik, sağlık hizmetlerindeki yetersizlik ve hükümetin yüksek düzeyli yolsuzluklarına karşı gençlerin artan öfkesinin bir sonucuydu. Gen Z 212 hareketi adını ülkenin uluslararası kodundan almış ve “yerelden küresele bağlanan gençlik” mottosuyla yola çıkmıştı. Hareket, sosyal medyada viral olan bir video ile başladı. Genç bir kadın aktivist, “Bize yalnızca futbol şovları değil, yaşam kalitesi lazım” diyordu. Bu söz kısa sürede ulusal bir slogana dönüştü. Fas hükümeti yıllardır büyük spor etkinliklerine ve gösterişli imaj projelerine milyarlar harcarken, gençlerin eğitim ve istihdam olanakları giderek daralıyordu. Protestolar, sokakta olduğu kadar sanal ortamda da yayıldı.

Bu hareket Gramsci’nin kavramlaştırdığı anlamda bir “organik kriz” örneğiydi. Gramsci, hegemonik düzenin, yönetenlerin rızayı yönetme kapasitesini kaybettiği anlarda krize girdiğini söyler. Fas’ta da bunu direkt gözlemleyebiliriz. Gençler artık sistemin vaatlerine inanmıyor, hegemonik meşruiyetin çözülmesini hızlandırıyordu.

Fas hükümeti bazı tavizler vermek zorunda kaldı. Genç istihdam programları ve burs fonları artırıldı. Fakat bu reformlar asıl meseleyi çözmekten çok uzaktı. Yapısal adaletsizlik sorunu hala sürmekteydi.Gen Z 212 hareketi bastırılmaya çalışılsa da, yeni bir sınıf bilincinin tohumlarının atılmasında katkı sağladı. Fas’ta gelecek hakkı artık politik bir talepti.

Türkiye: İfade Özgürlüğü Krizi Bağlamında Gen Z’nin Siyasal Eylemliliği

www.dw.com

Türkiye 19 Mart 2025 tarihine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile gözünü açmıştı. Bu tutuklama, ülke tarihin en geniş gençlik protestolarından birini tetikledi. İmamoğlu’nun tutuklanması; yalnızca siyasi bir liderin hapsedilmesi değil, demokrasinin ve ifade özgürlüğünün sembolik olarak zincire vurulması anlamına geliyordu. 19 Mart günü sokaklarda olan üniversite öğrencilerinin ve genç emekçilerden oluşan bu güçlü kalabalık geleceksizliğe, temsil krizine ve adaletsizlik duygusuna karşı yükselttiği bir toplumsal başkaldırıydı. Bu gençlik 68 kuşağının devrimci tutkusuyla Gezi Parkı’nın yaratıcı dayanışma ruhunu harmanlayan yeni bir siyasi bilinç ile sokağa çıkmıştı. Onlar için mesele görünmez kabul edilen ve gelecekleri belirsiz bir neslin kendini gösterme arzusuydu.

Hannah Arendt’in “kamusal alan” kavramı 2025’teki gençlik protestolarını anlamlandırmak için bir mercek sunmaktadır. Arendt’e göre siyaset, insanların birlikte eyleme geçerek dünyada fark yaratma kapasitesidir. Türkiye’de gençlerin sokağa çıkışı, sadece bir politikacıyı savunmak için değil, siyasal alanı geri kazanma arzusunun tezahürüydü. Yıllar boyu daralan kamusal alan, otoriterleşen siyaset pratikleri ile beraber halkın politik eylem sahnesi olmaktan uzaklaşmıştı. Türkiye’deki Gen Z kuşağı ise bu sahneyi geri kazanma niyetindeydi. Bazen sessiz yürüyüşler, bazen performatif eylemlerle, bazen de sosyal medya kampanyaları ile kendilerini gösterdiler. Arendt’in de belirttiği gibi, siyaset tam da bu “birlikte eyleme cesaret etme” anlarında yeniden doğmaktadır.

Gezi Parkı’ndan miras alınan mizah, dayanışma ve şiddetsiz direniş biçimleri 2025’te de kendini göstermiştir. “Gezi çocukları” bu sefer enerjilerini daha bilinçli ve örgütlü bir biçimde yönlendirmeye çalışmışlardır. Üniversitelerde kurulan dayanışma ağları, yerel forumlar, dijital katılım platformları, bu hareketin sadece anlık bir öfke değil, uzun vadeli bir demokratikleşme talebine dönüştüğünün göstergesidir.

Ortak özellikler: Dijital Dayanışma, Lidersizlik ve Etik Siyaset

www.thedailyjagran.com

Nepal, Fas ve Türkiye’deki Gen Z protestoları, farklı nedenler ile ortaya çıkmış olasalar bile derinde aynı krize yanıt veriyordu: temsilin çöküşü ve geleceksizlik hissi.

İncelediğimiz üç ülkede de gençler, sosyal medyayı alternatif bir kamusal alan olarak görmektedirler. Bu protestoların tamamı dijital mecralar üzerinden örgütlenmişlerdir. Gençler, dijital ağlar ile seslerini uluslararası kamuoyuna da duyurmayı başarmışlardır.

Bu hareketlerin bir diğer ortak özelliği ise merkezi bir liderlikten yoksun olmasıdır. Klasik siyasi hareketlerde görülen hiyerarşik yapıların yerini yatay, dayanışmacı “örgütsüz örgütlenme” biçimlerine bırakmıştır. Michel Foucault’un “iktidar her yerdedir” anlayışı ile paralel biçimde, bu gençler iktidara karşı mücadele etmiyor, iktidarın mikro düzeydeki tüm biçimlerine –sansür, liyakatsizlik, baskı– karşı mücadele ediyorlardı.

Gen Z, ideolojik kamplaşmalar ile ilgilenmiyor, adalet, özgürlük, liyakat, ekoloji, toplumsal eşitlik gibi değerler etrafında birleşerek seslerini duyuruyorlardı. Bu yönüyle, hareketler solun tarihsel özünü güncel bir biçimde yeniden tanımlıyordu. Klasik “protesto kuşağı” tanımlarını aşan, küresel ölçekte yeni bir politik özne olarak karşımıza çıkmayı başarmayı başarıyorlardır.

2025 yılı, Gen Z’nin küresel ölçekte siyasal sahneye çıkış yılı olarak tarihe geçmiştir. Nepal’de dijital özgürlük mücadelesiyle, Fas’ta sosyal adalet talepleriyle, Türkiye’de ifade özgürlüğü direnişiyle gençler, yalnızca kendi ülkelerinde değil, dünyada yeni bir siyaset biçiminin temellerini atmışlardır. Gençlerin mücadelesi, temsili demokrasi krizine bir cevap, otoriterliğe bir meydan okuma ve yeni bir politik bilinç habercisidir. 2025 protestoları, küresel kapitalizmin krizine verilen ortak bir yanıt, baskıcı rejimlere karşı yükselen özgürlük talebi ve geleceğin siyasetinin ilk provasıdır.

Kaynakça

Çelik, Tuba. “Mark Neocleous’un Kamusal Alana Reddiyesi: Devlet-Güvenlik-Özgürlük Üçgeninde Kamusal (Olmayan) Alan.” Eklektik Sosyal Bilimler Dergisi, 2023,Web.

“Bir Protesto, Üç Yer, Üç İnsan: Z Kuşağının Gözünden 19 Mart Eylemleri.” HaberVs,Web.

“Devlet Kavramı Üzerine Teorik Bir İnceleme.” DergiPark,Web.

“Fas’ta Gen Z İsyanı: Monarşinin Çıkmazı ve Toplumsal Çöküşün Anatomisi.” Kritik Bakış,Web.

“Fas’ta Z Kuşağı Protestoları 10. Gününde de Sürdü.” Bianet,Web.

“Hatyara Sarkar: Gen Z Protesters Call Out State Violence.” The Kathmandu Post, 9 Sept. 2025,Web.

“Her Şey 19 Mart’ta mı Başladı?” Birikim Dergisi,Web.

“Siyasal Katılım ve Gençlik Üzerine Bir Değerlendirme.” Atatürk Üniversitesi Yayınları,Web.

“Youth-Led Protests in Morocco Push for Reforms Ahead of King’s Speech.” Al Jazeera, 10 Oct. 2025,Web.

“Toplumsal Hareketler ve Gençliğin Rolü Üzerine Bir Analiz.” DergiPark,Web.

“19 Mart: Yozlaşmaya Hayır, Dayanışmaya Evet.” BirGün,Web.

Öne Çıkartılmış Görsel.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Söylenti Radarında Bu Ay: Sombr

"back to be friends" şarkısıyla zirveye tırmanan genç sanatçı Sombr'ın müzik serüvenine yakından bakalım

Sevmek Zamanı Filminden Unutulmaz Replikler

Halil'in boya yapmak için gittiği bir evde gördüğü resme aşık olmasıyla gelişen olayları konu alır.

Keşfetmemiz Gereken Yazarlar: Truman Capote

Başarı ve parıltılı bir hayatın ardında yalnızlığını saklayan bir deha. Zamansız eserleri ile Truman Capote.

Love Bombing Kavramının Chuck Bass ile Eşleştirilmesi

Chuck Bass'in Blair'e yaptığı aşk bombardımanının gerçek aşk değil de manipülasyon olması.

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Editor Picks