Arkeoloji bilimi, tarihi ve dolayısıyla da bizim yaşamımızı ve gelişimimizi anlamlandırır. ”Neydik, ne olduk?” gibi değimlerden de yola çıkarsak, nasıl gelişip bu hale hangi adımlardan ve neden geldiğimizi hem evrimsel aşamalar hem de eskiden kullandığımız nesneler ile daha iyi algılarız. 2023 yılındaki esrarengiz arkeolojik buluntular, tarihe farklı perspektifler kazandırmasıyla beraber antik medeniyetlerin sırlarla dolu dipsiz kuyusunda yeni keşiflerin açığa çıkmasına sebep oldu.
2023 yılında Türkiye’de ne gibi arkeolojik kalıntılar keşfedildiğini öğrenmek isterseniz:
2023 Yılı Türkiye’deki Arkeolojik Keşifler – I
2023 Yılı Türkiye’deki Arkeolojik Keşifler – II
Almanya’da bulunan 300.000 yıllık sopa
Araştırmalara göre Homo heidelbergensis, avlanmak için sopalar ve mızraklar kullanılıyordu. Yörünge sağlayarak av hayvanlarını yakalama olasılığını arttıran bu sopalar ”tavşan sopası” ya da ”ölüm sopası” olarak adlandırılıyor ve Ladin ağacından oyularak yapılmalar. 1990’larda örnekleri bulunan mızraklar, zıpkın ve henüz işlevi bilinmeyen tahta aletlerle aynı yerde, kazı alanının “13 II-4” adlı katmanında bulundu. Sopanın çapı 2.9 cm iken, uzunluğu 64.5 cm ve ağırlığı 264 gram. Sopanın bir tarafı yuvarlak, diğer tarafıysa düz olan asimetrik bir enine kesite sahip. ”Normalde, tahtadan yapılmış Paleolitik nesneler bulma şansı sıfırdır.” diyor Nicholas Conard ve ekliyor: “Schöningen, olağanüstü korumasıyla, Paleolitik Dönem’den kalan tahta aletler ve av ekipmanlarının açık ara en fazla ve en önemli örneklerini sağlıyor.” Araştırma ekibinin liderleri Prof. Nicholas Conard ve Dr. Jordi Serangeli, bu istisnai buluşu, Schöningen’deki göl kıyısında bulunan suya doymuş tortul tabakaların sağladığı olağanüstü korumaya bağlıyor.

İtalya’da Cerberus Freskinin Yer Aldığı Mühürlü Mezar
Üst Paleolitik’ten beri duvarlara yapılan resimler, baskılar veya freskler gibi çeşitli görselleştirmeler, tarih boyunca hep büyük öneme sahipti zira bunlar o dönemin yaşayışına ışık tutmaktaydı.
Bu mezar, kentin su sistemi üzerinde bakım çalışmalarının başlamasından önce yapılan arkeolojik araştırma sırasında bir tarım arazisinde bulundu. Napoli‘nin bir banliyösü olan Giugliano‘da İtalyan arkeologlar tarafından keşfedilen freskin yaklaşık iki bin yıllık olduğuna inanılıyor. Bu bölgede arkeologlar daha önce Roma mezarları bulmuşlardı ve Arkeologlar en başta nekropolün sınırını çizdiği düşünülen bir opus incertum duvarı tespit etti ancak daha yakından incelendiğinde bunun anıtsal bir oda mezarının bir cephesi olduğu ortaya çıktı. Kapısı ağır bir levha ile kapatılmıştı. Fayansları dikkatlice kaldırıp girdiklerinde iyi korunmuş mitolojik tasvirlerle karşılaştılar. Mezarda ayrıca üst gövdesi insan, alt ön yarısıyla ön ayakları bir at ve kuyruklu yarısı bir balık olan Kentaur tipi bir deniz canlısının mitolojik sahneleri tasvir edilmiştir.

Sahnede birbirine bakan ve bir Clipeus (Yunan Hoplitleri ve Romalıların kullandığı bir kalkan türü) tutarken iki kanatlı Erot‘un (Roma Aşk Tanrısı benzeri bebekler) eşlik ettiği iki figür görülüyor. Mezar, adını en göze çarpan freskinden aldı. Bu da Herakles’in 12. görevini temsil eden freskti, yeraltı Dünyası’nın kapılarını tutan Hades’in üç başlı köpeği Cerburus, Herakles’in geçmesi gereken son göreviydi ve bunu anlatan freskten dolayı mezar odası mühürlü “Cerberus Mezarı” adını aldı.

Japonya’nın Nara Şehrinde 1600 Yıllık İblis Kılıç
Tomio Maruyama tümülüsünde bulunan dakoken demir kılıç Japonya’nın Kofun Dönemi’ne ait. 86 metre çapında yüksekliği olan Tümülüs’ten mutfak eşyaları, hayvan motifleri ve bronz eşyalar çıkarılmıştı. Şimdiyse 2,3 metre uzunlukta dakoken kılıcı bulundu. Ayrıca 5 metre uzunluktaki tabuttan kalkan şeklinde bir bronz ayna da keşfedildi. Kılıcın bıçağı yılan gibi hafifçe kıvrık olduğundan yılan tanrısı tapınımıyla ilgili olduğu düşünülmekte. Nara Eyaleti Kashihara Arkeoloji Enstitüsü müdür yardımcısı Kosaku Okabayashi, “Bu keşifler, Kofun döneminin (MS 300-710) teknolojisinin hayal edilenin ötesinde olduğunu ve o dönemin metal işçiliğinde başyapıtlar olduğunu gösteriyor.” diyor. (Cumhuriyet)

Pompeei’de Pizzaya Benzeyen Fresk
Unesco tarafından koruma altına alınmış olan Napoli kentinin 23 km uzağında harabeler keşfedildi. Yanardağı felaketi ile yok olan Pompeei kentinden çalışmalar 16. yüzyılda keşfedilmiş olmasına rağmen yeniden sıklaştırıldı ve 2023 yılında Pompeii arkeolojik parkının Regio IX bölgesinde yapılan kazılarda arkeologlar antik bir ev duvarında iki bin yıllık bir fresk keşfettiler. Hakkında farklı görüşler bulunsa da haberlere ve karşımıza ”Pizza’nın atası” olarak çıkıyor. Natürmort freskte Pizza’nın ana bileşenleri mozzarella ve domates eksik görülüyor. Tasvirde olan yiyecek ananasa benzese de, ananas ile ilk 1493’te Kristof Kolomb’un karşılaştığı bilinmektedir. Ekmeğin yanında bir kadeh şarap, kurutulmuş meyveler, hurma, nar ve sarı kocayemiş çelengi bulunuyor. Napoli’nin en eski pizzacılarından birinin sahibi olan Gino Sorbillo, Pompeii freskindeki resmin aslında bir pizza olduğuna inanıyor. “Antik Pompeii’de tahıl, su, tuz ve belki de mayalama maddesi olarak birayla yapılan gözleme çeşitlerinin olduğunu zaten biliyorduk” dedi. “O zaman üstüne sebze veya günün balığını koyabilirlerdi… bu, pizzanın eski bir şekliydi.”

Mısır’da Su Altında Tapınak ve Kutsal Alan
İskenderiye’nin doğusundaki Abu Kir Körfezi’nde yer alan batık Antik Heracleion Kenti’nde su altında yapılan kazı sırasında ortaya çıkan iki bin beş yüz yıllık tapınakla ilgili Mısır Turizm ve Tarihi Eserler Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Tarihi Eserler Yüksek Konseyi ve Avrupa Sualtı Enstitüsü’nün ortak Mısır-Fransız arkeolojik misyonu, milattan önce 5. yüzyıla ait tanrıça Afrodit’in bir tapınağını keşfetti” ifadesine yer verildi. MÖ 8. yüzyılda kurulan Heracleion antik kenti MÖ 2. yüzyılda tamamen denizin altında kalmıştı su altı arkeolojisinin gelişmesi ile tarihimize katkı sağlayan çalışmalardan biri olan bu çalışmada Afrodit dışında Mısır Panteonunun yüce tanrısı Amun için inşa edilmişti. Tapınaktan ritüel aletleri, altın takılar, parfümler ve merhemler için kullanılan kaymak taşı kaplar bulundu. Ayrıca MÖ 5. yüzyıla tarihlenen iyi korunmuş kirişler ve ahşap direkler bulundu. Amun tapınağının doğusunda Afrodit’e adanmış olan Yunan tapınağında ise ithal bronz ve seramik objeler gibi eserler bulundu. Hoplitlerin (Yunan askeri) silah zulasının da bulunmasıyla bize Antik Mısır-Antik Yunan ilişkileri hakkında yeni fikirler vermektedir. Yunan paralı askerlerinin bir zamanlar bölgede Nil’in en batı kolunun ağzındaki Krallığa erişimi savunduklarını gösteriyor olabileceği yaygın görüşler arasında.

Kaynakça
Ertuğrul, Erman. “Mısır’Daki Batık Şehirde Tapınak Bulundu.” Arkeofili, 9 Ağustos 2019.
Sputnik Türkiye. “Mısır’da 2 Bin 500 Yıllık Afrodit Tapınağı Ortaya Çıkarıldı.” Sputnik Türkiye, 21 Eylül 2023.
Aydın, Eda. “Pompeii’de ‘dünyanın En Eski Pizzası’ Bulundu: 2.000 Yıllık Fresk, Günümüz Pizzasının Atasını Gösteriyor.” Kayıp Rıhtım.
Milligan, Mark. “Sealed ‘Tomb of Cerberus’ Discovered in Giugliano.” HeritageDaily, 9 Ekim 2023.
Giuffrida, Angela. “Pompeii fresco find possibly depicts 2,000-year-old form of pizza” TheGuardian