Ben Sivas doğumluyum, üç yaşıma kadar orada yaşadım. Ailemin Sivas’la hiçbir bağı yok, yalnızca babamın işi gereği sekiz yıl orada bulunmuşuz. Ancak ailemin buraya dair güzel anılarından dolayı küçüklüğümden beri nereli olduğumu soranlara hep mutlulukla “Sivas!” derdim.
Üniversitede ilk senemdi. Otostop ile eve dönüyordum. Yolda muhabbet ederken beni arabasına alan kişiye nereli olduğunu sordum, Sivaslıymış. “Öyle mi, ben de Sivaslıyım, ben çok severim Sivas’ı!” deyince “Ben nefret ederim…” diye cevapladı, “… insan yaktılar orada, öyle şehir sevilir mi?”. O günden sonra kimseye Sivaslıyım demedim. Bu şehirden değil de, bu şehirde yaşananlardan utancımdan.
Evet, yaktılar. 2 Temmuz 1993 günü, Sivas’ın Madımak Oteli’nde Türkiye tarihinin en kara günlerinden biri yaşandı. Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas’ta bulunan aydınların bulunduğu otelin ateşe verilmesiyle 33 yazar, ozan, düşünür ve 2 otel çalışanı yanarak can verdi. Behçet Aysan, Metin Altıok, Hasret Gültekin, Uğur Kaynar, Muhlis Akarsu… ve daha niceleri yanarak can verdi bir otelin koridorlarında.
Aradan geçen yirmi altı yılda, her acı gibi, bu acı olay da sanata yansıdı, belgeselleri çekildi, şiirlere ve şarkılara konu oldu. Bu yazıda sizin için Madımak Katliamı üzerine yazılan şarkıları derledim.
1) Edip Akbayram – Türküler Yanmaz
Güneşin ak yüzüne, bir duman çöktü.
Bir türkü çığlıkla ateşe düştü.
Kuytu bir köşede bir çiçek küstü.
Döktü yaprağını, boynunu büktü.
Şu Sivas’ın elinde sazım çalınmaz.
Güllerim yandı, yüreğim dayanmaz.
Kararmış yüreğin hiç ışığı olmaz.
Bilmez misin ki türküler yanmaz.
Günü gelir sanma hesap sorulmaz.
Dayanır kapına ”Pir Sultan” ölmez.
Şu Sivas’ın elinde sazım çalınmaz.
Güllerim yandı, yüreğim dayanmaz.
2) Moğollar – Issızlığın Ortasında
Bir düş gördüm geçenlerde
Görmez olsaydım ah olsaydım
İçime şeytan girdi sandım
Keşke hiç uyumasaydım
Birdenbire
Ateş ve duman
Feryad-ı figan
Sanki elele
Geliyor habire
Üstümüze, üstümüze
Canlar, sazlar
Kan oldular
Kesildi teller
Durdu nefesler
Ama hala
Dimdik ayakta
Ayaktalar
Çığlık kalleş
Sessizlik mi dost
Ateş ve duman
Hain düşman
Issızlığın ortasında
Issızlığın ortasında
3) Radical Noise – Noise
Sıcak kavuruyor alev alev
Sivas aklımda ve o nefret
2 Temmuz 93 anlamıyorum hâlâ
Bu kadar kolay mı kıymak cana?
Kimin için aktı bunca kan?
Kimin için attı o kalpler
Bakma gözlerim kin dolu
Duyma sözlerim sitem dolu
Ah yandı Anadolu’nun bağrı,
Öte denizden bir kahkaha sardı her yanı
Kimin içindi bunca göz yaşı
Kimi yüceltti kan dökmenin telaşı
Yok yook yok artık
Kardeş eli uzatana kan verene bakacak yüzümüz yok artık
4) Grup Kızılırmak – Sivas
Aman Sivas’ın her gün batımında
Ateşten bir yıldız doğar
Aman biri nergis biri menevşe biri tomurcuk gül kokar..
Bir güvercin gökyüzünde kanadında yanık sazım
Özüm yerde söner ise harda kalır iki gözüm
Kalkın dostlar türkülerle
Yürünecek yolumuz var
Bir bahardan bir bahara
Hasat bekler yurdumuz var..
Kucak açtık yeryüzüne
Cennetimiz yerde diye
Biz ölmedik rüzgar olduk
Dosta selam olsun diye..
Türkülerin eli yanık ateş göğe değer mi ki..
Boyun büküp de dönmeyen semah cana değer mi ki
5) Fazıl Say – Metin Altıok Ağıdı
Bazen oturduğum yerde
Kendi kendime dalıp giderim
Bulanık geçmişimle.
Genişleyen halkalar çizerim,
Bir düşün uyanık imgesine.
Gölünüze taş düşerim.
Sizse hep konuşursunuz
Sığınıp kof sözlere,
Kaçarak kendinizden
Uğuldayan hüznünüzle.
Telaşla geceyi bulursunuz.
Gözünüze yaş düşerim
6) Sezen Aksu – Dua
Ne hükümran kalır ne zulüm ne de kin
Öz değil dostlar öz değil bu biçim
Kulların kullara ettiğini
Etmiyor en zalim harın ateşi
Bugün dua ettim hepimiz için
Yüce Tanrı bizleri affetsin
Ne para ne pul ne iktidar ne de güç
Bu değil gerçek bu değil gerçek
Bu kavga bir hayırsız düş
Uyanır neslim uyanır elbet
Bugün dua ettim hepimiz için
Yüce tanrı bizleri affetsin
7) Selda Bağcan – Canımı Yakanlar Baktı Dumana
Hasretime hasret kattın, hasrete
İncinsek de incitmeyiz, zulüm ile
Geldik size, dikensiz bir gül ile
Can veririz, can almayız, biz canız
Can veririz, can almayız, biz canız
Akarsular ile dost, dost
Coştum, çağladım
Hasret ile yandım, yandım, yandım, ağladım
Nice canlar ile, dost, dost, kül oldum
Can veririz, can almayız, hey dost, biz canız
Dost, dost biz canız
Pirimi asanlar, doymadı kana
Canımı yakanlar, baktı dumana
Zulüm yapmaz, hey dost, insan insana
Zulüm yapmaz, hey dost, insan insana
Can veririz, can almayız, biz canız
Nesimiler ölmez gafil, aldandın
Mazlumlar ardından gelmez mi sandın?
Akarsular coştu, birden bulandın
Can veririz, can almayız, biz canız
Can veririz, can almayız, biz canız
Canımı yaktınız, hey dost, kanlı Sivas’ta
Gülemem, ağlarım, hey dost, şu gönlüm yasta
Canım feda olsun, hey dost, Pir Sultan dosta
Can veririz, can almayız, hey dost, biz canız
Dost, dost biz canız
Bizi yakıp, duman duman, baktınız
Yetmedi mi, bir de alkış tuttunuz?
Sonra birer masum olup çıktınız
Sonra birer masum olup çıktınız
Can veririz, can almayız, biz canız
8) Zülfü Livaneli – Yangın Yeri (Söz: Ataol Behramoğlu)
Her gün yeniden ölerek
Zalimin elinde tutsak
Cahile kurban olarak
Yalanla kirlenmiş havada
Güçlükle soluk alarak
Savunmak gerçeği çoğu kez
Yalnızlığını bilerek
Korkağı döneği suskunu
Görüp de öfkeyle dolarak Toplanır ölü arkadaşlar
Her biri bir yerden gelerek
Kiminin boynunda ilmeği
Kimi kanını silerek
Kucaklıyor beni Metin Altıok
Aldırma diyor gülerek
Yaşamak görevdir yangın yerinde
Yaşamak insan kalarak
Kucaklıyor beni Metin Altıok
Aldırma diyor gülerek
Yaşamak görevdir yangın yerinde
Yaşamak insan kalarak
Yaşamak bu yangın yerinde
Her gün yeniden ölerek
9) Duman – Köpekler
Adamı başından vurmalılar ki
Senin için ölsün yarınlar
Silahı elinden almalılar ki
Faili meçhuldür desinler
Oteli kökünden yakmalılar ki
Senin için ölsün yarınlar
Kitabın içinde kalmalılar ki
Faili meçhuldür desinler Yolunu bekler
Yine köpekler
Yolunu gözler
Yeni köpekler
Adını saklar
Yüzünü gizler
Yolunu bekler
Yine köpekler
10) Mazlum Çimen – Sen Benden Gittin Gideli
Öyle ağırım ki kendime
Sen benden gittin gideli
Tenim küs olmuş tenime
Sen benden gittin gideli
Öyle bıkmışım ki kendimden
Kurudum düştüm dalımdan
Sanki ruhum çıktı canımdan
Sen benden gittin gideli
Bir cefam var idi bin oldu
Aktı gözüm yaşı sel oldu
Yaz baharım döndü kış oldu
Sen benden gittin gideli
Not: Bu şarkıyı pek çok yerde aşk şarkısı olarak duyduğunuz için şüpheli bakışlarınızı tahmin edebiliyorum. Ancak bu şarkıyı Mazlum Çimen’in katliamda kaybettiği babası Nesimi Çimen için yazdığını söylersem sanırım taşlar yerine oturacaktır.
Bu yazımın tek amacı “unutmamak”tı. Aradan yirmi altı değil çok daha uzun yıllar da geçse ben unutmayacağım, siz de unutmayın. Turgut Uyar’ın da dediği gibi:
“Hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmam
diyor birisi yineliyorum
hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmayın
insan nasıl direnir başka
hiç unutma”
belki hatırlayan çıkar, rahmetli asım bezirci sartre’nin kitabına harika bir önsöz yazmış ve kalabalıkları da eleştirmişti. sivas’ta öldürüldü, fikirleri bana pek çok güzel şey katmıştı.
orada güzel olan insanları, insanlığı katlettiler.
bugün görülüyor ki o güzel insanlar dünyamızın gelişiminde, değişiminde ve anlaşılmasında büyük rol oynarken, katledenler onların binde biri, tırnağı bile etmiyor.
sonsuz saygı ve özlemle anıyorum ve okumanızı öneriyorum, mesela asım bezirci’nin çevirdiği varoluşçuluk kitabı olabilir… bu gericiliğe atılacak en büyük tokattır!
saygılarımla…