1984 Nasıl Yazıldı?

Editör:
Deniz Filiz
spot_img

George Orwell eşsiz distopyası 1984‘ü yazarken, dönemin çalkantılı siyasi atmosferinin ve kişisel yaşamındaki zorluklarının yazım sürecine yansımalarını derledik. 

George Orwell Kimdir? 

George Orwell
George Orwell

1984 ve Hayvan Çiftliği distopyalarının yazarı George Orwell, İngiliz ve Dünya Edebiyatı’nın önde gelen isimlerindendir. Asıl adı Eric Arthur Blair olan İngiliz asıllı yazar, 1903 yılında Hindistan’da doğmuştur. Eton Koleji’nde eğitim aldıktan sonra İngiliz sömürgesi altındaki Burma’da polis memuru olarak çalışmıştır. Ancak bu süreci zorlu bulup Avrupa’ya dönmüştür. 

Orwell, çeşitli mesleklerde çalışarak geçimini sağlamıştır. Maddi zorluklarla mücadele eden yazar, Jack London‘dan ilham alarak yazmaya yönelmiştir. Yazarın ilk kitabı 1933’te yazdığı otobiyografi tarzındaki “Paris ve Londra’da Beş Parasız“dır.  Son kitabı ise, 1949’da yayımlanan ve dünya çapında büyük ilgi gören “1984” romanıdır. Bunların haricinde yazarın en çok bilinen kitapları ise; Hayvan Çiftliği, Aspidistra, Katalonya’ya Selam ve Burma Günleri’dir. 

Orwell’in hayatında önemli bir dönüm noktası İspanya İç Savaşı‘dır. Bu savaşta ölümden dönen yazar, buradaki deneyimlerini “Homage to Catalonia” adlı eserinde anlatmıştır. Ne yazık ki, 1950’de tüberküloza yenik düşerek Londra’da yaşamını yitirmiştir. Orwell, eserlerinde siyasi konuları, toplumsal adaletsizliği ve totaliter rejimlere karşı olduğunu net olarak ifade etmesiyle tanınır. 

George Orwell Hangi Akımdan Etkilenmiştir? 

Eserlerinde sade, yalın bir dil kullanan Orwell, fütürist bir yazar olarak bilinir. Orwell’ın 1984 kitabında edebi akımlardan fütürizmin etkileri açıkça görülür. Ancak, Hayvan Çiftliği romanında daha çok imgesel bir tarz benimsemiştir. Dolayısıyla, Orwell’ı belirli bir edebi akımın içinde sınıflandırmak zor olabilir. 

Orwell’ın eserleri genellikle politik ve toplumsal eleştiriye odaklanır. Ayrıca distopik edebiyatın önemli örnekleri arasındadır. Totalitarizm, bireyin özgürlüğü ve iktidarın kötüye kullanımı gibi temaları işleyen eserleriyle tanınır. 

1984 Kitabı Ne Anlatıyor?

Big Brother 1984
Big Brother 1984

“Savaş barıştır. 

Özgürlük köleliktir. 

Cahillik güçtür.” 

George Orwell’ın “1984” adlı distopik romanı, totaliter bir iktidarın baskısı altındaki toplumu detaylı olarak inceler. Kitapta, her evde bulunan ve bireyleri sürekli izleyen, gerekirse müdahale eden “Tele-ekranlar” ve “Büyük Biraderin Gözü Üstünde” yazan posterler gibi unsurlar, totaliter ve baskıcı bir yönetimi simgeler. Büyük Birader, bu rejimin lideri olup her şeyin kontrolünü elinde tutar. 

Bu distopya, devrim sonrası İngiliz sosyalizminin Londra’daki etkilerini gösterir. Romanda, Okyanusya, Doğu Asya ve Avrasya adlı üç süper güç tarafından yönetilen devletler bulunmaktadır. Olayların geçtiği ve Büyük Birader‘in yönettiği ülke Okyanusya’dır. İktidar tek bir parti tarafından sağlanır ve dört bakanlık tarafından yönetilir: Doğruluk, Barış, Sevgi ve Bolluk bakanlıkları. Bu bakanlıklar, haber, eğlence, eğitim, güzel sanatlar, savaş, yasalar ve ekonomi gibi tüm alanlarda kontrolü elinde tutar. 

Toplum, dört farklı sınıfa ayrılır. Romanın baş kahramanı Winston Smith, ikinci sınıfta yer alan bir parti üyesidir. Roman, Doğruluk Bakanlığı’nda çalışan bürokrat Winston’ın gözünden Okyanusya toplumunu anlatır. Winston, parti yönetimine karşı çıkan düşüncelere sahiptir. Günlük yaşamında karşılaştığı kısıtlamaları günlüğüne aktarırken, yaşadığı karanlık gerçeklerin farkına varır. Ancak sistemde değişiklik yapma çabaları boşunadır. Çünkü düşünce polisleri her adımda onu gözetlemektedir. Bu da özgürlük mücadelesini son derece zorlaştırmaktadır. 

Bu kitapta, bireyselliğin, özgürlüğün ve yaratıcı düşüncenin bastırıldığı bir ortamda geçmişin değiştirilmesi, dilin manipülasyonu, bilimsel faaliyetlerin kontrolü gibi unsurlar sorgulanır. Ayrıca, iktidarın topluma dayattığı baskılar ve insan psikolojisinin yapısı da kitabın önemli temaları arasındadır. 

1984 Kitabı Nasıl Yazıldı? 

1984
1984

“Düşünün. Çünkü henüz yasaklanmadı.” 

1984, George Orwell tarafından 1947-1948 yıllarında İskoçya’nın Jura Adasında yazılmış olup, 8 Haziran 1949’da yayınlanmıştır. 1984 kitabının adının seçiminde, yazarın gelecekte acımasız ve totaliter bir dünya öngörerek, kitabı yazdığı yılın son rakamlarını değiştirdiği iddiaları var. Fakat, Orwell’ın, bu yorumu onayladığı bilgisine rastlanmamıştır. 

Eser, başlangıçta “Avrupa’daki Son Adam” adıyla yazılmıştır. Ancak ABD ve Birleşik Krallık’ta eş zamanlı çıkacağı için pazarlama açısından ismi “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” olarak değiştirilmiştir. 2. Dünya Savaşı sonrasında yazılan eser, Orwell’ın hocası ve “Cesur Yeni Dünya” kitabının yazarı Aldous Huxley‘den de ilham aldığı söylenebilir.

Orwell, 1984’ü yazarken türlü zorluklar yaşamış ve birçok olaya şahit olmuştur. Yaşadığı deneyimlerin etkisi ve gözlem yeteneğiyle eserde toplumsal ve siyasi etkiler açıkça yansıtılmıştır. Ayrıca kitabı yazarken hastalıklarla boğuşan Orwell’ın bu eseri ortaya çıkarırken nelerin etkisinde kaldığını detaylıca inceleyelim. 

George Orwell’ın 1984 Romanında Toplumsal ve Siyasi Etkiler 

1984
1984

“Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama baş kaldırmadıkça da bilinçlenemezler.” 

Orwell’ın eserini şekillendirirken dönemin toplumsal ve siyasi atmosferinden etkilendiği bilinmektedir. Hindistan İmparatorluğu polisliğinde görev yaptığı sıradaki deneyimleri, kitaplarını kurgulamada önemli rol oynamıştır. Ayrıca İspanya İç Savaşı, Orwell’ın yaşamında dönüm noktası olmuş ve bu savaş deneyimi, onun, toplumsal adaletsizlik, totalitarizm ve bireysel özgürlük konularına duyarlılığını artırmıştır.

Fakat, düşüncelerinin, Nazi Almanyası’nın yenileceğini beklerken, Stalin, Churchill ve Franklin’in 1944’teki Tahran Konferansı’nda dünyayı nasıl paylaştıklarını gördüğünde daha netleştiğini belirtmiştir.

Kitap, 2. Dünya Savaşı sırasında Britanya’da yaşayanların tanık olduğu bir dünyayı yansıtır. Kalitesiz yemekler ve gerçekliği şüpheli içeceklerin bulunduğu ortam, dönemin İngiltere’sinden izler taşır.

George Orwell, kitabını kaleme aldığı esnada; savaşın ardından dünyada derin değişimler yaşanmış, Almanya Doğu-Batı olarak bölünmüş ve faşist hükümetler devrilmiştir. İngiltere, savaşın kazananı olmuş, ancak ekonomik açıdan zor bir sürece girmiştir. ABD ve Sovyetler Birliği arasında Soğuk Savaş başlamış, Ortadoğu ve Afrika’da birçok ülke bağımsızlığını kazanmıştır. Ayrıca Çin’de komünizm hızla yayılmaya başlamıştır.  

Orwell’ın düşünce dünyasını şekillendiren bu olaylar, romanda kontrolsüz komünizmin getirebileceklerini vurgulamıştır. Burma’daki görevi sırasında duyduğu İngiliz emperyalizmine karşı öfkenin de eserin oluşumunda etkisi bulunuyor. 

Ayrıca Orwell, 1984’ü yazarken teknolojinin ve gözetim mekanizmalarının artan rolünü de gözlemlemiştir. Bu gözlemler, romanın ana karakteri Winston’ın sürekli izlenme ve kontrol altında olma duygusunu derinleştirmiştir. Aynı zamanda devletin, insanların düşünce ve davranışlarını manipüle etme çabalarını ve gerçeklik algısının değiştirilmesine dikkat çekmiştir. 

George Orwell’ın 1984’ü Yazım Süreci

George Orwell
George Orwell

George Orwell, 1984’ü yazdığı sırada dönemin zorluklarıyla mücadele ederken, sağlık sorunlarıyla da boğuşuyordu. Eşinin ani ölümü, zaten zayıf sağlık durumunu daha da zorlaştırmıştır. Bu nedenle, arkadaşı David Ashtor‘un teklifiyle İskoçya’daki Jura Adası’nda bir çiftlik evine yerleşmiştir. Burada, elektrik ve telefon bulunmuyor ve hastane uzak bir mevkideydi. 

Yine de Orwell, sağlığını düzeltmek ve romanını tamamlamak için sessizliğin ve izolasyonun avantajlarından yararlanmıştır. Ancak, yazma sürecinde ölümcül bir kaza geçirmiş, Corryvreckan girdabına kapılıp boğulma tehlikesi atlatmıştır. Oradan yüzerek kurtulmayı başarsa da, soğuk suyun etkisiyle akciğerleri kalıcı bir hasar almıştır. İki akciğerinin de üst kısmına kronik fibrotik tüberküloz teşhisi konulan Orwell, bir süre hastanede tedavi gördü. 

Tüm bunlara rağmen kararlılığı sayesinde, romanını tamamlamayı başarmıştır. 8 Haziran 1949’da yayımlanan 1984, büyük beğeni topladı. Orwell, kitabının yayımlanmasından kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. Ancak eseri, hem döneminin zorluklarına hem de kendi kişisel mücadelesine meydan okuyarak unutulmaz bir edebi başyapıt olarak kaldı. 

“Geleceğin resmini görmek istiyorsan, bir insan yüzüne basmış bir postal getir gözlerinin önüne, sonsuza dek.” 

George Orwell’ın 1984 kitabı, totaliter rejimlerin insan üzerindeki denetimini derinlemesine inceleyerek politik ve toplumsal atmosferi etkileyici biçimde anlatmaktadır. Kitap, geleceğe ve bu değişim sürecindeki ülkelere bir uyarı niteliğindedir. Orwell, distopik bir bakış açısıyla totaliler, faşist, despotik yönetimlerden kaçınılması gerektiğini vurgulamıştır. Yazarın yaşadığı tecrübelerin bir ürünü olan bu kurgusal distopya, günümüzde dahi insanlığın özgürlüğünün ve bireysel haklarının korunması gerektiği uyarısını güçlü bir şekilde iletmektedir. 


Kaynakça:

Orwell, George. 1984. İstanbul: Can Yayınları, 2000.

1984 George Orwell. DMY Felsefe. Web. 08.03.2024 

1984’ün Yazarı George Orwell Kimdir?. Kampüste Ne Var. Web. 08.03.2024 

Fütürolojik Bir Roman Analizi: George Orwell Bin Dokuz Yüz Seksen Dört. Academia. ﷟HYP 08.03.2024 

1984: George Orwell Ünlü Distopyasını Uzak Bir Adada ve Ölüm Döşeğindeyken Nasıl Yazdı?. Independent Türkçe. Web. 08.03.2024. 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.